Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR), vücudumuzun içindeki organları ve dokuları mıknatıslar ve radyo dalgaları kullanarak görüntüleyen özel bir tekniktir. Sağlık sorunlarının nedenini anlamak ve doğru tanıyı koyabilmek amacıyla doktorlar tarafından MR çekilmesi istenir; bu yöntem pek çok durumda hastalığın kaynağına dair kritik ipuçları verir.
Açılımı | Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) |
Temel Prensibi | Güçlü manyetik alan ve radyo dalgaları kullanılarak vücut içi yapılarının detaylı görüntülenmesi |
Kullanım Alanları | Beyin, omurilik, kas-iskelet sistemi, karaciğer, kalp, damarlar, yumuşak dokular |
Avantajları | Radyasyon içermemesi, yumuşak dokuları yüksek çözünürlükle göstermesi |
Dezavantajları | Uzun sürmesi, kapalı alan korkusu olan hastalar için rahatsız edici olması, bazı metal implantlarla uyumsuzluk |
Uygulama Süresi | 15–60 dakika arasında değişir |
Hazırlık Gereksinimi | Metal nesneler çıkarılmalı, bazı durumlarda aç karnına olunması gerekebilir |
Kontrendikasyonlar | Kalp pili, bazı metal implantlar, manyetik parçalar içeren vücut içi cihazlar |
Yan Etkiler | Nadir; kontrast madde kullanıldığında alerjik reaksiyon görülebilir |
Kontrast Madde Kullanımı | Gadolinyum bazlı; bazı durumlarda damar yoluyla verilir, tümör, enfeksiyon, inflamasyon ayrımında kullanılır |
MR Tam Olarak Nedir?
MR, aslında Manyetik Rezonans Görüntüleme’nin kısaltmasıdır. Güçlü bir mıknatıs, radyo dalgaları ve bir bilgisayar yardımıyla vücudumuzun içini, özellikle de organlar, kaslar, beyin gibi yumuşak dokuları inanılmaz detaylı bir şekilde görmemizi sağlayan gelişmiş bir teknolojidir. Vücuda herhangi bir aletle girilmez, kesi yapılmaz. Tamamen dışarıdan uygulanan bir yöntemdir. Bu sayede bazen tanı koymak için gerekebilecek ameliyatlara veya biyopsilere alternatif olabilir. Kısacası vücudunuza zarar vermeden içinizi görmenin bir yoludur.
MR Neden Diğer Yöntemlerden Farklıdır?
MRın en çarpıcı farkı, radyasyon kullanmamasıdır. Röntgen ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) gibi yöntemler X-ışınları kullanırken, MR tamamen manyetik alan ve radyo dalgalarıyla çalışır. Bu onu özellikle defalarca görüntüleme gereken durumlarda, çocuklarda veya hamilelerde (gerekli durumlarda) çok daha güvenli bir seçenek yapar. Radyasyon riski olmadan detaylı görüntü alabilmek, MRın en büyük avantajlarından biridir. Bu yüzden örneğin MS gibi hastalıkların takibinde veya kanser tedavisi sonrası kontrollerde sıkça tercih edilir.
MR En Çok Hangi Dokuları İyi Gösterir?
MR, özellikle yumuşak dokuların görüntülenmesinde rakipsizdir diyebiliriz. Beyin, omurilik, sinirler, kaslar, eklemlerdeki bağlar ve menisküsler, karaciğer, böbrek gibi iç organlar MR ile çok net bir şekilde incelenebilir. Normal doku ile hastalıklı doku arasındaki farkı ayırt etme yeteneği oldukça yüksektir. Kemikleri de gösterir ama kemik detayları için genellikle Tomografi (BT) daha üstündür. MRın gücü, yumuşak dokulardaki ince ayrıntıları ortaya çıkarmasından gelir. Bu nedenle diğer yöntemler yetersiz kaldığında veya özellikle yumuşak doku problemi düşünüldüğünde MR istenir.
MR Cihazındaki Güçlü Mıknatıs Ne İşe Yarar?
MR cihazının temelinde devasa bir mıknatıs yatar. Bu mıknatıs, vücudumuzdaki su moleküllerinin içinde bulunan ve normalde dağınık duran minik parçacıkları, yani protonları, tek bir yönde hizalar. Tıpkı pusula iğnelerinin dünyanın manyetik alanında hizalanması gibi düşünebilirsiniz. Vücudumuzun büyük bir kısmı sudan oluştuğu için, bu hizalanacak bol miktarda proton bulunur. İşte MRın ilk adımı, bu protonları manyetik alan gücüyle hizalamaktır.
MR Sırasında Radyo Dalgaları Neden Kullanılır?
Protonlar manyetik alanda hizalandıktan sonra, cihaz kısa süreli radyo dalgaları gönderir. Bu radyo dalgaları, hizalanmış protonların enerjisini artırır ve hizalarını geçici olarak bozar. Onları adeta yerinden oynatır. Radyo dalgası kesildiğinde ise protonlar eski hizalarına geri dönmeye başlar. İşte bu geri dönüş sırasında, üzerlerindeki fazla enerjiyi yine radyo dalgası şeklinde dışarıya yayarlar. MR cihazının hassas alıcıları da bu geri yayılan sinyalleri toplar.
MR Görüntüleri Nasıl Oluşur?
Farklı dokulardaki (yağ, su, kas, kan veya hastalıklı doku) protonlar, radyo dalgası kesildikten sonra farklı hızlarda eski hizalarına dönerler ve farklı güçte sinyaller yayarlar. İşte bu farklılıklar MRın temelini oluşturur. Cihaz tarafından toplanan bu farklı sinyaller, güçlü bir bilgisayar tarafından işlenir. Bilgisayar, sinyallerin geldiği yeri ve gücünü analiz ederek vücudun o bölgesinin ayrıntılı, üç boyutlu veya kesitsel (dilim dilim) haritasını çıkarır. Bu harita, ekranda bizim gördüğümüz siyah-beyaz MR görüntülerine dönüşür.
MR Çekimindeki Seslerin Sebebi Nedir?
MR çekimi sırasında duyulan ritmik, yüksek sesli vurma veya tıklama sesleri birçok kişiyi endişelendirebilir. Ancak bu sesler tamamen normaldir ve görüntülemenin bir parçasıdır. Seslerin kaynağı, “gradyan sargılar” adı verilen ek mıknatıslardır. Bu sargılar, ana manyetik alanda çok hızlı ve kısa süreli değişiklikler yaratarak, sinyalin tam olarak vücudun neresinden geldiğini belirlemeye yardımcı olur. İşte bu hızlı açılıp kapanma hareketleri, duyduğumuz sesleri oluşturur. Yani sesler, cihazın çalıştığını ve detaylı görüntü aldığını gösterir.
MRda Kontrast Madde Ne Zaman Gerekir?
Bazı durumlarda, dokular arasındaki farkı daha belirgin hale getirmek veya kan damarları, iltihaplı alanlar ya da tümörler gibi belirli yapıları daha net görebilmek için kontrast madde kullanılır. Bu madde genellikle Gadolinyum içerir ve damar yoluyla (koldan) enjekte edilir. Kontrast madde, geçtiği dokulardaki protonların sinyal verme şeklini değiştirir. Bu sayede normalden farklı olan veya daha fazla kanlanan alanlar görüntülerde daha parlak görünür ve daha kolay ayırt edilir. Kontrast madde gerekip gerekmediğine, incelenen probleme göre doktor karar verir.
Beyin ve Omurilik İçin Neden MR İstenir?
MR, beyin ve omurilik görüntülemesinde vazgeçilmez bir yöntemdir. Beyin tümörleri, inme (felç), MS (Multipl Skleroz) plakları, anevrizma (damar baloncukları), bel ve boyun fıtıkları, omurilik yaralanmaları, sinir sıkışmaları gibi pek çok durumu teşhis etmek için kullanılır. Ayrıca sebebi bulunamayan baş ağrıları, baş dönmesi, nöbet geçirme gibi durumlarda altta yatan nedeni araştırmak için de MRa başvurulur. Göz ve iç kulakla ilgili sorunlarda da detaylı bilgi sağlayabilir. Kısacası sinir sistemine ait yapıları en ince ayrıntısına kadar görmemizi sağlar.
Eklemlerdeki Sorunlar İçin Neden MR Çekilir?
Diz, omuz, kalça, ayak bileği gibi eklemlerdeki sorunların teşhisinde MR altın standarttır. Özellikle spor yaralanmalarında sıkça rastlanan menisküs yırtıkları, ön çapraz bağ gibi bağ yaralanmaları, tendon kopmaları, kıkırdak hasarları MR ile net bir şekilde görülür. Ayrıca eklemdeki iltihaplanma (artrit), sıvı artışı, kemik iliği ödemi, stres kırıkları, erken evre avasküler nekroz (kemiğin kanlanmasının bozulması) ve eklem çevresindeki yumuşak doku tümörleri de MR ile tespit edilebilir. Röntgenin gösteremediği birçok yumuşak doku problemini MR ortaya çıkarır.
Karın ve Pelvis Bölgesi İçin MR Neden Önemlidir?
Karaciğer, safra kesesi, safra yolları, pankreas, böbrekler, dalak, böbrek üstü bezleri gibi karın içi organların detaylı değerlendirilmesi için MR kullanılabilir. Karaciğer yağlanması, siroz, tümörler, safra yolu taşları veya darlıkları, pankreas iltihabı veya tümörleri gibi durumlar incelenebilir. Ayrıca rahim, yumurtalıklar ve prostat gibi pelvik organların hastalıklarının teşhisinde de önemli rol oynar. İltihaplı bağırsak hastalıklarının (Crohn, ülseratif kolit) yaygınlığını ve aktivitesini belirlemede de değerlidir. Apandisit şüphesinde, özellikle çocuk ve hamilelerde radyasyonsuz bir alternatif olması nedeniyle tercih edilebilir.
Kalp ve Damarlar İçin MR Nasıl Kullanılır?
Kalp için yapılan özel MR çekimleri (Kardiyak MR), kalbin yapısını, odacıklarının boyutunu, duvar kalınlığını ve kasılma gücünü (fonksiyonunu) çok detaylı bir şekilde değerlendirmeyi sağlar. Kalp krizi sonrası kalp kasında oluşan hasarın boyutunu ve yerini belirlemede, kalp kası hastalıklarında (kardiyomiyopati), doğuştan kalp hastalıklarında önemli bilgiler verir. MR Anjiyografi (MRA) tekniği ise vücuttaki atardamar ve toplardamarları görüntülemek için kullanılır. Beyin, boyun, böbrek veya bacak damarlarındaki darlıklar, tıkanıklıklar, anevrizmalar (baloncuklar) veya yırtılmalar (diseksiyon) MRA ile saptanabilir.
Meme Sağlığında MRın Yeri Nedir?
Meme kanseri taramasında temel yöntem mamografidir. Ancak bazı özel durumlarda Meme MRı da kullanılır. Özellikle meme dokusu çok yoğun olan ve bu nedenle mamografinin değerlendirmesinin zor olduğu kadınlarda, yüksek kanser riski taşıyanlarda (genetik yatkınlık veya aile öyküsü gibi) tarama amacıyla veya mamografiye ek olarak istenebilir. Ayrıca mamografi veya ultrasonda saptanan şüpheli bir bulgunun daha detaylı incelenmesi, kanser tanısı konmuş hastalarda hastalığın yaygınlığının belirlenmesi veya silikon implantların durumunu değerlendirmek için de Meme MRı kullanılabilir. Bazen biyopsi işlemi de MR rehberliğinde yapılabilir.
MR Hangi Durumlarda Takip İçin Kullanılır?
MRın radyasyon içermemesi, onu belirli hastalıkların veya tedavilerin takibinde ideal bir yöntem haline getirir. Örneğin Multipl Skleroz (MS) gibi kronik nörolojik hastalıklarda, hastalığın seyrini, yeni plakların oluşup oluşmadığını veya mevcut plakların aktif olup olmadığını anlamak için belirli aralıklarla MR çekimleri yapılır. Benzer şekilde kanser tedavisi (kemoterapi, radyoterapi) gören hastalarda, tedavinin tümör üzerindeki etkisini değerlendirmek, yani tümörün küçülüp küçülmediğini veya tekrarlayıp tekrarlamadığını anlamak için düzenli MR kontrolleri yapılabilir. Bu takipler, radyasyon riski olmadan güvenle gerçekleştirilebilir.
Fonksiyonel MR (fMRI) Ne İşe Yarar?
Fonksiyonel MR (fMRI), beynin sadece yapısını değil aynı zamanda çalışmasını da gösteren özel bir tekniktir. Bir kişi belirli bir görevi yaparken (örneğin parmağını oynatırken, konuşurken veya bir resme bakarken) beynin hangi bölgelerinin daha aktif çalıştığını, yani daha fazla oksijen tükettiğini tespit eder. Bu aktivite artışı, kan akışındaki değişiklikler yoluyla ölçülür. fMRI, özellikle beyin ameliyatları öncesinde konuşma veya hareket gibi kritik fonksiyonlardan sorumlu alanların yerini belirlemek için kullanılır. Böylece cerrah, bu önemli alanlara zarar vermekten kaçınabilir. Ayrıca inme, travma veya nörolojik hastalıkların beyin fonksiyonları üzerindeki etkilerini araştırmak için de kullanılır.
MR Anjiyografi (MRA) ile MR Arasındaki Fark Nedir?
Standart MR genellikle dokuların ve organların durağan yapısal görüntülerini oluştururken, MR Anjiyografi (MRA) özellikle kan damarlarını ve içindeki kan akışını görselleştirmek için optimize edilmiş bir MR tekniğidir. Atardamarları (arter) veya toplardamarları (ven) hedef alabilir. MRA sayesinde beyin, boyun, böbrekler, kollar veya bacaklar gibi çeşitli bölgelerdeki damarlarda bulunan anevrizmalar (baloncuklar), darlıklar (stenoz), tıkanıklıklar (oklüzyon) veya doğuştan gelen damar anormallikleri (vasküler malformasyonlar) tespit edilebilir. Bazen kontrast madde kullanılmadan (ilaçsız) yapılabilirken, bazı durumlarda damarları daha net görmek için kontrast madde enjeksiyonu gerekebilir. Yani MRA, damarlara odaklanan özel bir MR türüdür.
Difüzyon MR (DWI) Neden Önemlidir?
Difüzyon Ağırlıklı Görüntüleme (DWI), dokulardaki su moleküllerinin mikroskobik düzeydeki hareketlerine (difüzyon) son derece duyarlı bir MR tekniğidir. Özellikle akut inme (felç) tanısında devrim yaratmıştır. Çünkü inme nedeniyle kan akışı kesilen beyin dokusunda, hücreler şişer ve su moleküllerinin hareketi dakikalar içinde kısıtlanır. DWI, bu kısıtlanmış su hareketini çok erken bir aşamada, yani inme belirtileri başladıktan hemen sonra bile saptayabilir. Bu diğer MR sekansları veya Tomografi (BT) henüz normal görünürken bile mümkündür. Erken tanı, hızlı tedaviye olanak tanıdığı için DWI, inme şüphesinde kritik öneme sahiptir.
Diğer Özel MR Teknikleri Nelerdir?
MR teknolojisi sürekli gelişiyor ve belirli organlara veya hastalıklara yönelik birçok özel teknik bulunuyor. Örneğin MR Kolanjiyopankreatografi (MRCP) safra yolları ve pankreas kanalını ilaçsız ve girişimsel olmadan detaylı bir şekilde görüntüler; taş, darlık veya tümörleri gösterebilir. MR Enterografi, ince bağırsakları özel bir sıvı içirildikten sonra detaylı inceleyerek Crohn gibi hastalıkların tanısını ve takibini kolaylaştırır. MR Ürografi, böbrekleri, idrar kanallarını ve mesaneyi gösterir. Kardiyak MR kalbi incelerken, MR Spektroskopi (MRS) dokunun kimyasal yapısını analiz ederek tümör tiplerini ayırt etmeye yardımcı olabilir. Prostat MR ve Dinamik Pelvis MR gibi daha birçok özelleşmiş MR tekniği mevcuttur.
MR Çekimine Gelirken Nasıl Hazırlanmalıyım?
MR çekimine gelirken dikkat etmeniz gereken en önemli konu metaldir. Güçlü mıknatıs nedeniyle üzerinizde veya içinizde metal bulunmamalıdır. Bu yüzden takılarınızı (küpe, kolye, yüzük, piercing), saatinizi, kemerinizi, bozuk paralarınızı, kredi kartlarınızı, çıkarılabilir diş protezlerinizi ve işitme cihazlarınızı çekim öncesi çıkarmanız istenir. Metal tokalı veya fermuarlı giysiler yerine genellikle size bir hastane önlüğü verilir. Vücudunuzda kalp pili, eski tür anevrizma klipsi, metal implant, protez, mermi veya metalik yabancı cisim varsa bunu mutlaka randevu alırken ve çekim öncesi teknisyene bildirmeniz hayati önem taşır. Güvenlik formunu dikkatle doldurmanız istenir. Genellikle aç kalmanız gerekmez ama bazı özel karın veya pelvis MRları için açlık istenebilir, bu size önceden bildirilir.
MR Makinesi Nasıl Bir Yerdir?
MR cihazı genellikle büyük, ortasında bir tünel bulunan, mıknatıslı bir makinedir. Bu tünelin içine doğru hareket eden bir masaya yatarsınız. Tünelin her iki ucu da açıktır. Bazı cihazlar (“Açık MR”) yanlardan daha açık bir tasarıma sahiptir ve özellikle kapalı alan korkusu (klostrofobi) olanlar veya kilolu hastalar için daha konforlu olabilir. Tarama odası, dışarıdan gelen radyo dalgalarının görüntü kalitesini bozmamasını sağlamak için özel olarak yalıtılmıştır. Oda genellikle serin tutulur. Teknisyen sizi cam bir pencerenin arkasındaki kontrol odasından izler ve bir mikrofon aracılığıyla sizinle konuşabilir.
MR Çekimi Sırasında Neden Hareketsiz Kalmak Gerekir?
MR görüntülerinin net ve kaliteli olması için çekim sırasında بالکل hareketsiz durmanız çok önemlidir. Nefes alıp verme dışındaki en ufak bir hareket bile görüntülerin bulanıklaşmasına, adeta fotoğraf makinesiyle hareketli bir nesneyi çekerken olduğu gibi, netliğini kaybetmesine neden olur. Bulanık görüntüler tanısal değer taşımaz ve çekimin tekrarlanması gerekebilir. Bu da hem sizin için zaman kaybı hem de fazladan işlem demektir. Teknisyen size hangi sekanslar sırasında nefesinizi tutmanız gerektiğini veya ne zaman rahat nefes alabileceğinizi söyleyecektir. Özellikle uzun süren çekimlerde hareketsiz kalmak zorlayıcı olabilir ama iyi bir sonuç için bu gereklidir.
MR Sırasında Duyulan Sesler Normal midir?
Evet, MR çekimi sırasında duyulan yüksek ve ritmik sesler (tıklama, vurma, gümbürtü gibi) tamamen normaldir. Bu sesler, görüntüyü oluşturmak için çalışan gradyan sargıların hızla açılıp kapanmasından kaynaklanır ve bir arıza belirtisi değildir. Seslerin şiddeti rahatsız edici olabileceğinden, size genellikle kulak tıkacı veya ses engelleyici kulaklık verilir. Bazen kulaklıktan müzik yayını da yapılabilir. Bu önlemler çekim sırasındaki rahatsızlığınızı azaltmaya yöneliktir. Sesler sizi endişelendirmesin, bu makinenin çalıştığının bir işaretidir.
MR Çekimi Ne Kadar Sürer?
MR çekiminin süresi, incelenen vücut bölgesine, şüphelenilen hastalığa ve yapılması gereken farklı görüntüleme sekanslarının sayısına göre değişir. Basit bir eklem MRı 15-20 dakika sürebilirken, daha karmaşık bir beyin veya karın MRı kontrast madde kullanımıyla birlikte 45 dakika ile 1 saat arasında, hatta bazen daha uzun sürebilir. Teknisyen, çekim başlamadan önce size işlemin tahmini süresi hakkında bilgi verecektir. Tarama boyunca teknisyenle iletişim halinde olursunuz ve herhangi bir ihtiyacınız olursa size verilen butona basarak haber verebilirsiniz.
MR Gerçekten Güvenli midir, Radyasyon Riski Var mı?
MR, doğru güvenlik önlemleri alındığında son derece güvenli bir yöntemdir. En önemli güvenlik özelliği, iyonlaştırıcı radyasyon (X-ışını) kullanmamasıdır. Bu özellikle çocuklar, hamileler (gerekli durumlarda) ve sık sık kontrol gerektiren hastalar için büyük bir avantajdır. Vücuda bilinen kalıcı bir zararı yoktur. Ancak bu hiç risk olmadığı anlamına gelmez. Riskler genellikle radyasyonla değil kullanılan güçlü manyetik alan ve nadiren kontrast madde ile ilgilidir. Güvenlik protokollerine uyulduğu sürece bu riskler minimuma indirilir.
MRdaki Mıknatısın Riskleri Nelerdir?
MR cihazının çok güçlü mıknatısı, bazı riskler taşır. Birincisi “fırlama etkisi”dir. Odaya yanlışlıkla sokulan metal nesneler (makas, oksijen tüpü, sandalye) mıknatıs tarafından büyük bir güçle çekilerek tehlikeli birer mermiye dönüşebilir. Bu yüzden MR odalarına metal sokmak kesinlikle yasaktır. İkinci risk, vücuttaki metalik veya elektronik implantlarla ilgilidir. Kalp pilleri, bazı anevrizma klipsleri, insülin pompaları, işitme implantları gibi cihazlar manyetik alanda bozulabilir, ısınabilir veya yerinden oynayabilir. Bu nedenle vücudunuzda herhangi bir implant varsa bunu mutlaka bildirmeniz ve “MR uyumlu” olduğundan emin olmanız gerekir. Uygun olmayan implantlarla MR çekilemez.
MR Kontrast Maddesinin Yan Etkileri Var mıdır?
MRda kullanılan Gadolinyum bazlı kontrast maddeler genellikle güvenlidir. Ancak nadiren bazı yan etkiler görülebilir. En sık görülenler hafif alerjik reaksiyonlardır; kaşıntı, deride kızarıklık, bulantı gibi. Ciddi alerjik reaksiyonlar (anafilaksi) çok nadirdir. İyotlu kontrast maddelere alerjisi olanlar genellikle Gadolinyum’u tolere edebilir. Diğer önemli bir konu, çok nadir görülen Nefrojenik Sistemik Fibrozis (NSF) riskidir. Bu durum özellikle şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda geçmişte rapor edilmiştir. Bu nedenle böbrek hastalığı olanlarda kontrast madde ya kullanılmaz ya da öncesinde böbrek fonksiyon testi (kreatinin) yapılır. Modern kontrast ajanlarla bu risk çok daha düşüktür.
Hamilelikte MR Çekilebilir mi?
Genel olarak MRın hamilelik sırasında anne veya bebek üzerinde bilinen zararlı bir etkisi gösterilmemiştir. Radyasyon içermediği için Tomografi veya Röntgene göre daha güvenli bir seçenektir. Ancak yine de tedbirli olmak adına, özellikle hamileliğin ilk üç ayında (ilk trimester), MR çekimi ancak anne veya bebeğin sağlığı için kesinlikle gerekliyse ve potansiyel fayda risklerden ağır basıyorsa yapılır. Yani rutin olarak tercih edilmez. Ayrıca hamilelik sırasında genellikle kontrast madde kullanımından da kaçınılır. Eğer hamileyseniz veya hamilelik şüpheniz varsa, bunu mutlaka doktorunuza ve MR teknisyenine bildirmelisiniz.
MR ile Tomografi (BT) Arasındaki Temel Fark Nedir?
En temel fark kullanılan teknolojidir. MR, manyetik alan ve radyo dalgaları kullanır, radyasyon içermez. Bilgisayarlı Tomografi (BT) ise X-ışınları kullanarak kesitsel görüntüler oluşturur, yani radyasyon içerir. Bu fark, güvenlik profilini doğrudan etkiler. İkinci temel fark, görüntüleme mekanizmasıdır. MR, vücuttaki su moleküllerinin davranışına duyarlıyken, BT dokuların X-ışınlarını ne kadar geçirdiğine veya tuttuğuna bakar. Bu farklı mekanizmalar, farklı dokuları farklı detaylarda göstermelerine neden olur.
Görüntü Detayı Açısından MR Nasıl Fark Yaratır?
MR, özellikle yumuşak dokuların (beyin, omurilik, kaslar, bağlar, iç organlar) detaylarını ve kontrastını göstermede BT ve Röntgene göre çok daha üstündür. Farklı yumuşak doku tiplerini (örneğin beyindeki gri ve beyaz cevher) veya normal doku ile hastalıklı dokuyu (tümör, iltihap) ayırt etmede çok başarılıdır. BT ise kemik yapıları ve kalsifikasyonları (kireçlenmeleri) MRdan daha net gösterir. Akciğerlerin genel değerlendirmesi veya akut kanamaların tespiti gibi konularda da BT’nin avantajları olabilir. Yani MR yumuşak doku detayında, BT ise kemik detayında ve hızda öne çıkar.

Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, 1997’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlığını İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Londra’da girişimsel radyoloji ve onkoloji alanında eğitim aldı. İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde girişimsel radyoloji bölümünü kurdu, 2020 yılında profesör oldu. Birçok uluslararası ödül ve sertifikaya sahip olup, 150’den fazla bilimsel yayını ve 1500’ün üzerinde atıfı bulunmaktadır. Şu an Medicana Ataköy Hastanesi’nde görev yapmaktadır.
Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar