Hemoroid toplumda yaygın olarak basur adıyla bilinir ve anüs çevresindeki damarların şişmesiyle oluşur. Çoğu zaman rektal kanama kaşıntı ve şişlik gibi belirtilerle kendini gösterir. Ayrıca kan pıhtısı oluştuğunda tromboze hemoroidler şiddetli ağrıya yol açabilir. Hafif vakalarda diyet değişiklikleri ve sıvı tüketiminin artırılması önerilir. Ancak durum ciddi boyutlara ulaşırsa cerrahi yöntemler gerekebilir. Lastik bant ligasyonu ve skleroterapi gibi tıbbi müdahaleler orta dereceli vakalarda tercih edilebilir. Hemoroid tedavisinde lif alımının artırılması ve zorlanmadan kaçınılması önem taşır çünkü belirtilerin hafiflemesine katkıda bulunur.

Hastalık AdıHemoroid (Basur)
TanımRektum veya anüs bölgesindeki damarların genişlemesi ve şişmesi sonucu oluşan ağrılı ve kanamalı bir durumdur.
BelirtilerDışkılama sırasında kanama, anüs çevresinde ağrı veya kaşıntı, şişlik, dışkı yaparken zorlanma hissi, oturma sırasında rahatsızlık.
Hemoroid Türleriİç hemoroid (rektum içinde), dış hemoroid (anüs çevresinde); iç hemoroid ileri aşamalarda dışarı çıkabilir (prolabe).
Risk FaktörleriKronik kabızlık veya ishal, uzun süre oturma, aşırı kilo, düşük lifli diyet, hamilelik, ağır kaldırma, genetik yatkınlık.
Teşhis YöntemleriFizik muayene, rektal muayene, anoskopi, sigmoidoskopi veya kolonoskopi (şiddetli vakalarda diğer bağırsak hastalıklarını dışlamak için).
Tedavi YöntemleriDiyet ve yaşam tarzı değişiklikleri (lif alımını artırma, bol su içme), sıcak oturma banyoları, krem veya fitil kullanımı, minimal invaziv prosedürler (lastik bant ligasyonu, lazer tedavisi), embolizasyon (bölgenin beslenmesi azaltılarak hemoroid geriletilir, yenilerinin oluşumu engellenir),cerrahi müdahale (hemoroidektomi) ciddi vakalarda.
Ağrı ve Kaşıntı YönetimiSıcak oturma banyoları, antihemoroidal kremler veya merhemler, soğuk kompres, ağrı kesici ilaçlar (hekim önerisi ile).
Ameliyat GereksinimiDiğer tedavilere yanıt vermeyen veya ileri evrede olan (prolabe olmuş) hemoroidlerde cerrahi müdahale düşünülebilir.
İyileşme SüresiTedaviye bağlı olarak değişmekle birlikte; ameliyat sonrası 1-2 hafta içinde, diğer tedavilerde birkaç gün ila birkaç hafta içinde iyileşme sağlanabilir.
Önleme YöntemleriLifli gıdalarla beslenme, bol su içme, düzenli egzersiz, uzun süre oturmaktan kaçınma, tuvalette uzun süre vakit harcamama.

Hemoroid (Basur) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? hakkimda 1
Hemoroid (Basur) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? hakkimda 2 1

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ

Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji

Prof. Dr. Kılıçkesmez, Türk Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Türk Girişimsel Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Strok (inme) tedavisi sertifikasyonu ve Avrupa Girişimsel Radyoloji Boardu (EBIR) sahibidir. Akademik geçmişinde, 2008 yılında Siemens Radyoloji Birincilik Ödülü’nü kazanmıştır.  Medicana Ataköy hastanesinde tedavilerini yapmaktadır.

Özgeçmiş Ödüller Yorumlar

Hemoroid Nedir?

Hemoroid anal kanalda meydana gelen basınç artışıyla ortaya çıkan şişmiş damar yapılarıdır. Genellikle kabızlık uzun süre oturma ve tuvalet sırasında zorlanma gibi etkenlerle ilişkilidir. İki ana tip olarak sınıflandırılır: iç hemoroidler rektumun içinde bulunur dış hemoroidler ise anüs çevresindeki deri altında oluşur. İç hemoroidler genellikle ağrısız kanama ile belirti verirken dış hemoroidler rahatsızlık ve kaşıntıya neden olabilir. Ancak her iki tip de tedavi edilmediğinde daha ciddi problemlere yol açabilir. Örneğin kan pıhtısı oluşarak tromboz denilen durum meydana gelebilir. Hemoroidler tedavi süreci gerektiren rahatsızlıklar olup erken önlem alınmadığında yaşam kalitesini düşürebilir ve ilerleyen dönemlerde komplikasyonlar yaratabilir.

Hemoroidin Nedenleri Nelerdir?

Hemoroidlerin gelişiminde alt rektum ve anüs bölgesindeki basıncı artıran çeşitli faktörler bulunur. Bu faktörlerin başında bağırsak hareketleri sırasında yaşanan zorlanma gelir çünkü bu durum rektal damarlara fazladan basınç uygular ve damarların genişlemesine yol açar. Özellikle uzun süre oturmak da bu damarlara baskı yaparak hemoroid oluşumuna katkıda bulunur. Ayrıca kronik ishal veya kabızlık da sıklıkla hemoroid oluşumuna neden olur çünkü her iki durum da rektal damarlar üzerinde tekrarlayan baskılara sebep olur.

Bazı yaşam tarzı alışkanlıkları ve fiziksel koşullar da hemoroid riskini artırabilir. Örneğin düşük lifli bir diyet sert dışkı oluşumuna yol açarak bağırsak hareketleri sırasında zorlanma olasılığını yükseltir. Aşırı kilo yani obezite pelvik bölgedeki damarlara daha fazla baskı uygulayarak hemoroid oluşumunu teşvik edebilir. Gebelik süreci de hemoroid oluşumunu etkileyebilir çünkü büyüyen rahim pelvik damarlar üzerinde baskı yapar ve hormonal değişiklikler bu durumu kötüleştirebilir. Yaşlanma ile rektum ve anüsteki destek dokuları zayıflayarak yaşlı bireyleri hemoroid için daha savunmasız hale getirir. Ağır nesneler kaldırmak da karın içi basıncını artırarak bu hastalığın gelişimine katkıda bulunabilir.

7/24 WhatsApp
İçin
Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Hemoroid Ne Kadar Yaygındır?

    Hemoroid dünya genelinde pek çok bireyi etkileyen yaygın bir sağlık sorunu olarak öne çıkar. Araştırmalar farklı popülasyon ve tanı yöntemlerine göre değişiklik göstermekle birlikte hemoroid prevalansının %4 ile %40 arasında olduğunu işaret eder. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde yetişkin nüfusun %4,4’ünde hemoroid bulunmakla birlikte semptomatik vakalar yaklaşık 10 milyon kişiyi kapsar. Kolonoskopi verileri ise hemoroid prevalansının %30 ila %40 arasında seyrettiğini ortaya koyar. Bu durum belirli tanı yöntemlerinin rahatsızlığın yaygınlığını değerlendirmede etkili olduğunu gösterir.

    Küresel ölçekte hemoroid prevalansında bölgesel farklar da dikkat çeker. Örneğin Avustralya’da yapılan bir çalışmada hemoroid görülme oranı %38,93 olarak belirlenmişken bu oran İsrail’de %16 ve Güney Kore’de %14,4 seviyesindedir. Prevalans ayrıca demografik faktörlere göre de farklılıklar gösterebilir. Bu durum özellikle yaş ve cinsiyet gibi faktörlerin etkisiyle açıklanabilir:

    • Hemoroid vakalarının çoğu 45-65 yaş arasındaki bireylerde görülür.
    • Hemoroidler cinsiyetler arasında benzer bir dağılıma sahiptir ancak erkeklerde biraz daha fazla rastlanır.

    Ayrıca hamile kadınların yaklaşık %85’inde özellikle ikinci ve üçüncü trimesterde hemoroid vakaları gözlemlenir. Bunun dışında düşük lifli diyet hareketsiz yaşam tarzı ve kronik kabızlık gibi faktörler hemoroid riskini artırır. Bu nedenle önlem için yaşam tarzında değişikliklerin yapılması önemlidir.

    Hemoroidin Oluşum Süreci Nasıldır?

    Hemoroidlerin oluşum süreci birçok anatomik fizyolojik ve patolojik faktörün etkileşimi sonucu gelişir. Anal kanal içinde bulunan hemoroidal yastıklar arter ve ven ağları ile bağ dokularından oluşur ve bu yastıklar hem dış hem de iç hemoroidler olarak ayrılır. İç hemoroidler iç hemoroidal pleksustan kaynaklanırken dış hemoroidler ise dentat çizgisi ile sınırlanan dış pleksustan ortaya çıkar.

    Hemoroidlerin gelişiminde etkili olan başlıca faktörler şunlardır:

    • Anatomi ve Vasküler Yapı: Anal kanal üç ana vasküler yastıkla çevrilidir. Bu yastıklar kan damarları ağından oluşur ve kanın normal dolaşımını sağlar. Hemoroid oluşumunda bu ağların aşırı genişlemesi önemli rol oynar.
    • Bağ Dokusu Bütünlüğü: Yaşlanma kronik kabızlık ve zorlanma bağ dokuların yapısını zayıflatarak yastıkların stabilitesini bozar. Bu dokusal zayıflama hemoroidlerin yerinden kaymasına ve şişmesine yol açar.
    • Artmış Venöz Basınç: Tuvalette uzun süre oturma ağır kaldırma ve karın içi basıncını artıran diğer aktiviteler anal yastıklar üzerindeki basıncı artırır. Böylece damarlar şişer ve hemoroidlerin oluşumu hızlanır.
    • Kayan Anal Kanal Teorisi: Anal yastıkları destekleyen bağ dokuların bozulması hemoroidlerin gelişmesinde temel bir etkendir. Kolajenin azalması yastıkların yer değiştirmesine yol açabilir.
    • Kan Durgunluğu: Hemoroidal pleksustaki kan akışı bozulduğunda kan durgunluğu oluşur. Bu durum şişmeye katkıda bulunarak hemoroidlerin patolojik hale gelmesine neden olur.

    Hemoroidin Belirtileri Nelerdir?

    Hemoroidin belirtileri şişmiş damarların anüs veya rektum içinde ya da dışında olmasına bağlı olarak değişiklik gösterir. İç hemoroidler genellikle ağrısızdır ancak parlak kırmızı kanama ile kendini gösterebilir. Bunun yanı sıra iç hemoroid sarktığında rahatsızlık ve bazen de ağrıya yol açabilir. Bazı durumlarda mukus benzeri bir akıntı ile birlikte perianal bölgede kaşıntı ve tahriş de oluşabilir.

    İç Hemoroidler:

    • Ağrısız kanama dışkıda veya tuvalet kağıdında kırmızı kan şeklinde görülebilir.
    • Sarkma durumunda hemoroid anüs dışına çıkarak ağrı ve rahatsızlık yapabilir.
    • Mukus akıntısı ve perianal bölgede kaşıntı da yaygın belirtilerdendir.
    • Dış hemoroidler ise sıklıkla ağrılı olup anüs çevresinde şişlik ve kaşıntı yapabilir. Kanama dış hemoroidlerde daha az görülse de yırtılma durumunda ortaya çıkabilir.

    Dış Hemoroidler:

    • Ağrı ve rahatsızlık genellikle otururken veya yürürken artar.
    • Anüs çevresinde şişlik ve sert yumrular oluşabilir.
    • Ciltte tahriş ve kaşıntı yaygındır.

    Detaylı bilgi ve randevu almak için Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez'e hemen ulaş!

    Hemoroid Nasıl Teşhis Edilir?

    Hemoroid teşhisi hastanın tıbbi öyküsünün değerlendirilmesi fizik muayene ve spesifik tanı yöntemlerinin bir araya getirilmesiyle gerçekleştirilir. Öncelikle sağlık uzmanı hastanın yaşam tarzı beslenme alışkanlıkları ve bağırsak hareketleri hakkında ayrıntılı bilgi toplar. Bu aşamada dışkılama sırasında zorlanma diyet lifi tüketimi ve daha önce anal bölgede yaşanan rahatsızlıkların varlığı hakkında sorular sorulur.

    Ardından fizik muayene yapılır. Dış hemoroidler anal bölgedeki şişlik topak veya cilt tahrişi gibi belirtiler ile gözle tespit edilebilir. İç hemoroidlerin teşhisinde ise dijital rektal muayene uygulanır. Doktor eldivenli ve yağlanmış bir parmakla rektum içinde kanama veya hassasiyet olup olmadığını kontrol eder.

    Daha ileri değerlendirme için çeşitli tanı prosedürleri uygulanabilir:

    • Anoskopi: Anal kanal ve alt rektumun incelenmesinde anoskop kullanılır. İç hemoroidlerin varlığına dair doğrudan gözlem yapmaya olanak tanır.
    • Rijit Proktosigmoidoskopi: Bu yöntem proktoskop ile rektum ve alt kolonun incelenmesini içerir ve daha geniş bir bölgeyi değerlendirmeye yardımcı olur.
    • Esnek Sigmoidoskopi veya Kolonoskopi: Bu yöntemler özellikle rektal kanama varlığında kolorektal kanser gibi diğer gastrointestinal sorunları ekarte etmek amacıyla kullanılır.

    Sağlık uzmanı hemoroid teşhisi konduğunda diğer olası durumları da göz önünde bulundurur. Özellikle anal fissür apse veya kötü huylu tümör gibi benzer semptomlara sahip durumların dışlanması gereklidir.

    Hemoroid Nasıl Tedavi Edilir?

    Hemoroid tedavisi semptomların şiddetine göre değişiklik gösterir ve çeşitli yöntemleri içerir. Hafif vakalarda diyet değişiklikleri önerilir ve hastaların lif alımını artırması istenir. Aynı zamanda bol su tüketimi ve tuvalet alışkanlıklarında değişiklikler yapılması tedaviyi destekler. Bu adımlar semptomların hafiflemesine yardımcı olur ve zorlanmayı azaltarak hemoroidlerin büyümesini önler. Ancak bu yöntemlerle sonuç alınamayan durumlarda tıbbi müdahalelere başvurulur.

    Orta dereceli vakalarda minimal invaziv tedavi seçenekleri uygulanabilir. Bu yöntemler kan akışını kısıtlayarak hemoroidlerin küçülmesini amaçlar ve hastalara hızlı bir iyileşme süreci sunar. En yaygın minimal invaziv seçenekler şunlardır:

    • Lastik bant ligasyonu: İç hemoroidlerin tabanına bir bant yerleştirilir ve bu da kan akışını keserek hemoroidin zamanla düşmesini sağlar.
    • Skleroterapi: Kimyasal bir solüsyonun hemoroide enjekte edilmesiyle damarlar büzüşür ve hemoroidlerin küçülmesine yol açar.
    • Koagülasyon: Isı veya kızılötesi ışık kullanılarak damarlar pıhtılaştırılır ve bu da hemoroidlerin küçülmesini sağlar.
    • Embolizasyon: Oldukca etkili tikayici bir tedavidir, boylece kanal cevresindeki genislemis hemoroidler büzüşürler.

    Daha ileri vakalarda ise cerrahi müdahaleler tercih edilir. Hemoroidektomi şiddetli hemoroidler için kalıcı bir çözüm sunarken stapling yöntemi de rektumun normal işlevini korumayı amaçlar. Ancak bu cerrahi seçenekler iyileşme süreci açısından daha uzun olabilir. Tüm tedavi yöntemleri hastanın yaşam kalitesini artırmayı hedefler ve doktorun önerdiği uygun tedavi seçeneğine göre uygulanır.

    Hemoroidin Risk Faktörleri Nelerdir?

    Hemoroid oluşumunda etkili olan birçok risk faktörü bulunmaktadır ve bunlar yaşam tarzı ile sağlık koşullarından büyük ölçüde etkilenir. Diyet ve kabızlık bu risk faktörlerinden biri olarak öne çıkar. Lif oranı düşük beslenme bağırsak hareketlerini zorlaştırır ve kabızlığa yol açarak hemoroid oluşum riskini artırabilir. Bununla birlikte obezite de hemoroid için önemli bir risk faktörüdür çünkü vücut kitle indeksinin yüksek olması karın içi basıncı artırır ve damar tıkanıklığına yol açabilir. Ancak bu konuda yapılan bazı araştırmalar obezite ile hemoroid arasında net bir ilişki bulmakta zorlanmaktadır.

    Fiziksel aktivite eksikliği de riski artıran faktörler arasında yer alır. Hareketsiz yaşam tarzı kabızlığa sebep olarak karın bölgesinde baskı oluşturur ve hemoroid gelişimine katkıda bulunur. Yaş ve cinsiyet faktörleri de önemlidir; hemoroidler özellikle 50 yaş üstü bireylerde daha yaygın görülürken erkekler kadınlara kıyasla daha yüksek risk altındadır. Ancak hamilelik sırasında kadınların pelvik damarlarında artan basınç hemoroid riskini artırmaktadır.

    Ek olarak bazı kronik sağlık sorunları da hemoroid oluşumuna yatkınlığı artırabilir. Örneğin diyabet hipertansiyon ve karaciğer hastalığı olan bireylerde dolaşım bozuklukları nedeniyle risk artmaktadır. Genetik faktörler de hemoroid oluşumunda rol oynar. Ailesinde hemoroid geçmişi olan bireylerin hastalığa yatkınlıkları daha yüksektir.

    Hemoroid Tedavisi Ne Zaman Yapılabilir?

    Hemoroid tedavisi hastanın semptomlarının şiddetine ve günlük yaşamını ne kadar etkilediğine bağlı olarak çeşitli durumlarda uygulanabilir. Hemoroidler kanama ağrı veya kaşıntı gibi belirtilerle hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Genellikle daha hafif vakalarda diyet değişiklikleri ve lif alımının artırılması gibi konservatif tedaviler önerilir. Ancak bu yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda daha ileri tedavi seçeneklerine ihtiyaç duyulabilir. Özellikle aşağıdaki durumlarda tedavi sürecine geçilmesi önemlidir:

    • Rektal Kanama: Kanama sık veya yoğun hale geldiğinde tedavi gerekebilir. Rektal kanama anemiye neden olacak kadar kronikleştiğinde müdahale edilmesi zorunlu hale gelir.
    • Şiddetli Ağrı ve Rahatsızlık: İç hemoroidlerin yarattığı ağrı veya rahatsızlık konservatif tedavilere yanıt vermediğinde diğer yöntemler değerlendirilir.
    • Ameliyat Kontrendikasyonları: Cerrahi müdahale risk taşıyan hastalarda invaziv olmayan alternatif tedaviler tercih edilir. Bu durumda hastaların yaşı ve genel sağlık durumu dikkate alınarak minimal invaziv teknikler uygulanabilir.
    • Diğer Tedavilerin Başarısızlığı: Lastik bant ligasyonu veya skleroterapi gibi diğer yöntemler yeterli sonuç vermediğinde daha gelişmiş tedavi seçeneklerine başvurulabilir.

    Bazı hastalar iyileşme süresinin kısa olması ve minimal invaziv yöntemlerin günlük hayatlarına daha az etkisi olması nedeniyle bu yöntemleri cerrahi seçeneklere tercih eder. Hemoroid tedavisinde kişinin yaşam kalitesini ve genel sağlık durumunu iyileştirmeyi amaçlayan bir yaklaşımla hareket edilir.

    Hemoroid Tedavisi Ne Zaman Yapılamaz?

    Hemoroid tedavisinde kullanılan girişimsel radyoloji yöntemleri her hastaya uygun olmayabilir çünkü bazı kontrendikasyonlar göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle Hemoroidal Arter Embolizasyonu (HAE) gibi minimal invaziv teknikler belirli hasta grupları için risk taşır. Bu durumlar mutlak ve göreceli kontrendikasyonlar olarak iki ana başlıkta toplanabilir.

    Mutlak Kontrendikasyonlar:

    • Gebelik: Gebe kadınlar için HAE önerilmez çünkü fetüse yönelik potansiyel riskler barındırır.
    • Pıhtılaşma Bozuklukları: Yönetilemeyen kanama bozuklukları veya antikoagülan tedavi alan hastalar için uygun değildir çünkü işlem sırasında kanama riski artar.
    • Şiddetli Ateroskleroz: Inferior mezenterik arteri etkileyen ciddi damar hastalığı olan hastalar için embolizasyon işlemi zorlayıcı olabilir.

    Göreceli Kontrendikasyonlar:

    • Kontrolsüz Diyabet veya Hipertansiyon: Bu tür sistemik hastalıklar iyileşmeyi zorlaştırabilir ve işlem sırasında risk oluşturabilir.
    • Önemli Komorbiditeler: Şiddetli kalp veya akciğer rahatsızlıkları bulunan hastalar anestezi ve sedasyon sebebiyle bu tedaviye uygun olmayabilir.
    • Anatomik Varyasyonlar: Bazı anatomik damar farklılıkları embolizasyon sürecini zorlaştırabilir çünkü erişimi engelleyebilir.
    • Enfeksiyon: Tedavi bölgesinde veya sistemde aktif enfeksiyon varlığı işlem sırasında komplikasyon riskini artırabilir.
    • Anal Prolapsus (Evre IV Hemoroid): I-III. derece hemoroidler için HAE etkili olsa da prolapsuslu hemoroidler cerrahi müdahale gerektirebilir çünkü HAE bu durumlarda yeterli çözüm sağlamayabilir.

    Hemoroid Tedavisi Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?

    Ameliyat sonrası iyileşme süreci belirli aşamaları kapsar ve hastanın sağlık durumunu destekleyecek bakım gerektirir. İşlem sonrası ilk aşamada hastalar hastanede izlenir ve sedasyon etkisi geçince taburcu edilir. Evde dinlenme dönemi başlar ve bu süreçte hastanın bol sıvı tüketmesi büyük önem taşır. Ayrıca işlem sonrası hafif ila orta derecede ağrı veya hassasiyet yaygındır; ancak bu semptomlar geleneksel hemoroid ameliyatlarına kıyasla daha az şiddetlidir.

    Hastalar ağrı yönetimi için genellikle reçetesiz ağrı kesiciler kullanabilir ve ağrıyı hafifletmek amacıyla ılık oturma banyoları yapabilir. İyileşmeyi hızlandırmak için hastaya lif açısından zengin besinleri içeren bir diyet önerilir. Bağırsak hareketlerini desteklemek ve zorlanmayı önlemek adına bu beslenme düzeni oldukça önemlidir.

    Aktivitelere dönüş sürecinde ise çoğu hasta birkaç gün içinde günlük rutinlerine geri dönebilir. Yine de işlemden sonraki iki hafta boyunca ağır kaldırmak veya yorucu aktivitelerden kaçınmak önerilir. Bu dönemde alınan önlemler iyileşme sürecine katkıda bulunur.

    Hastaların düzenli olarak takip randevularına gitmeleri iyileşme sürecinde kritik rol oynar. Bu randevular aracılığıyla sağlık uzmanları herhangi bir sorun veya komplikasyonu erken dönemde tespit edebilir. Uzun vadeli iyileşme sürecinde hemoroidlerin doğal olarak küçülmesi beklenir ve ameliyat sonrası şikayetler zamanla azalır. Hemoroidal arter embolizasyonu işlemi sonrası çoğu hasta yaşam kalitesinde belirgin iyileşmeler rapor etmektedir.

    Hemoroid Nasıl Önlenir?

    Hemoroidleri önlemek için yaşam tarzında bazı değişiklikler yapılması gerekir. Bu değişiklikler anal bölgedeki damarlar üzerindeki baskıyı azaltmayı hedefler. İlk olarak beslenme alışkanlıkları üzerinde durmak önemlidir. Lif alımının artırılması dışkının yumuşak kalmasına yardımcı olur. Dolayısıyla düzenli bağırsak hareketlerini teşvik eder. Yeterli su tüketimi sağlamak da çok önemlidir. Hidrasyon dışkının yumuşak kalmasını destekler ve kabızlığı önler.

    Bunların yanı sıra düzenli bağırsak alışkanlıklarına dikkat etmek gerekir. Tuvalete gitme isteği geldiğinde hemen yanıt verilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Uzun süre oturmak veya ıkınmak anal damarlar üzerindeki baskıyı artırabilir. Bu nedenle tuvalette geçirilen süreyi kısıtlamak önemlidir. Ayrıca fiziksel aktiviteyi artırmak da faydalıdır. Egzersiz sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur.

    Tuvaleti kullanırken ıkınmaktan kaçınmak büyük bir öneme sahiptir. Bu durumu önlemek için ayakları küçük bir tabureye koymak etkili olabilir. Hijyen kurallarına uymak da ihmal edilmemelidir. Anal bölgedeki temizliğin sağlanması tahrişi azaltır. Son olarak sağlıklı bir kiloyu korumak hemoroid gelişim riskini azaltabilir. Aşırı kilonun pelvik damarlar üzerindeki baskıyı artırdığı bilinmektedir. Bu nedenle bu noktalar göz önünde bulundurulmalıdır.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Hemoroid (Basur) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? OzgurKilickesmez

    Hemoroid ve basur aynı şey mi?

    Evet hemoroid ve basur aynı durumu ifade eder. Hemoroid anüs ve rektum bölgesindeki damarların genişlemesiyle oluşan bir sağlık sorunudur. Halk arasında basur veya mayasıl olarak da bilinir. Bu durum anal kanaldaki damar yastıkçıklarının sarkması ve sıkışarak kanaması ile gelişir. Hemoroid hastalığı anal kanalın sık görülen bir rahatsızlığı olup hastalar arasında “hemoroid”, “basur” veya “makatta meme” gibi farklı isimlerle anılır.

    Hemoroid basur kendiliğinden geçer mi?

    Evet basur çoğu zaman kendiliğinden iyileşebiliyor özellikle de yaşam tarzında ve beslenmede yapılan ufak değişikliklerle. Lifli gıdaları artırmak bol su içmek ve basınç oluşturan hareketlerden kaçınmak gibi basit yöntemlerle çoğu basur vakası düzelebiliyor. Ancak belirtiler birkaç gün içinde geçmez veya daha da kötüleşirse daha fazla inceleme ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışmak iyi olur.

    Hemoroid ne zaman tehlikeli olur?

    Hemoroidler bazı durumlarda tehlikeli hale gelebilir. Örneğin aşırı kanama yaşanırsa anemiye (kansızlık) yol açabilir dış hemoroidlerde yara enfeksiyon kapabilir veya kan akışı kesilen hemoroidlerde dokular ölebilir bu da şiddetli ağrı yapar. Ayrıca pıhtılaşan hemoroidler (tromboze hemoroid) şişlik ve ciddi acı oluşturabilir. Bu tür durumlarda ciddi sağlık sorunlarını önlemek için hemen doktora başvurmak önemlidir.

    Hemoroid en çok kimlerde görülür?

    Basur gelişme riski en çok hamile olanlar, fazla kilolu bireyler, düşük lifli beslenenler, sürekli kabızlık veya ishal sorunu yaşayanlar, ağır kaldıranlar, tuvalette uzun süre oturanlar veya dışkılama sırasında ıkınan kişilerde görülüyor. Yaş ilerledikçe dokuların zayıflaması da bu riski artırıyor. Ailesinde hemoroit öyküsü olanlar ve anal ilişkiye girenler de risk grupları arasında.

    Basur ciddi bir hastalık mı?

    Basur genellikle ciddi bir sağlık sorunu olarak görülmez; sık karşılaşılan bir durumdur ve çoğu zaman evde uygulanan tedavi yöntemleriyle geçer. Ancak aşırı kanama, pıhtı oluşumu ya da dışarı sarkma gibi komplikasyonlar oluşabilir ve bu durumda tıbbi müdahale gerekebilir. Eğer şikayetler sürekli hale geldiyse ya da şiddetliyse bağırsak kanseri gibi başka sorunları göz ardı etmemek adına bir doktora görünmek önemlidir.

    Basur kansere dönüşür mü?

    Basur tek başına kansere yol açmaz. Ancak 2021’de yapılan bir araştırma hemoroidi olan kişilerin kolon kanseri geliştirme riskinin hemoroidi olmayanlara göre 2,39 kat daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu da demek oluyor ki hemoroidler direkt kansere neden olmasa bile varlıkları kolon kanseri riskini artırabilir. Bu yüzden hemoroidi olanların düzenli olarak takip edilmesi ve gerekli taramaların yapılması önemli hale geliyor.

    Basur olanlar ne yememeli?

    Hemoroid sorunu yaşayanlar kabızlık yapıp rahatsızlıkları artırabileceği için düşük lifli yiyeceklerden uzak durmalı. Özellikle peynir, cips, fast food, dondurma, kırmızı et, bazı hazır gıdalar ve işlenmiş yiyecekler – mesela sosisli sandviç veya mikrodalgada ısıtılan yemekler gibi – hemoroidi tetikleyebilir. Bu tür yiyecekleri azaltmak kabızlık riskini düşürüp hemoroid ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir.

    Dış hemoroid patlarsa ne olur?

    Dış hemoroid patladığında içindeki birikmiş kan dışarı çıkar bu da aniden kanamaya yol açar ve genellikle öncesinde hissedilen baskı ve ağrıyı hafifletir. Kanama genellikle kısa sürer; birkaç saniye ile birkaç dakika arasında değişir ve 10 dakikayı geçmez. Patladıktan sonra bölge hassas kalabilir ve temiz tutulmazsa enfeksiyon riski doğabilir. Eğer kanama çok fazlaysa veya uzun süre devam ediyorsa herhangi bir komplikasyonun olup olmadığını kontrol ettirmek için bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.