Tiroid nodül ablasyonu, özellikle iyi huylu tiroid nodüllerinin tedavisinde kullanılan, cerrahiye alternatif, minimal invaziv bir yöntemdir. Radyofrekans ablasyon (RFA) tekniği ile gerçekleştirilen bu işlem, ultrason eşliğinde tiroid nodülünün içine yerleştirilen bir iğne aracılığıyla ısı verilerek nodülün küçültülmesini sağlar. Girişimsel radyoloji tiroid tedavileri arasında yer alan bu yöntem, ameliyatsız tiroid nodül tedavisi arayan hastalar için büyük bir avantaj sunar. Tiroid nodülü yakma tedavisi olarak da bilinen bu uygulama, boyunda kesi olmadan, lokal anesteziyle yapılması nedeniyle oldukça konforludur.

Tiroid ablasyon sonrası hastalar genellikle aynı gün taburcu edilir ve günlük hayatlarına kısa sürede dönebilirler. RFA tiroid işlemi sonrası oluşabilecek yan etkiler arasında hafif boyun ağrısı, morluk, yutma güçlüğü veya ses kısıklığı yer alabilir, ancak bu etkiler genellikle geçicidir. Tiroid ablasyon yan etkileri nadiren kalıcı olur ve işlem deneyimli doktorlar tarafından yapıldığında risk en aza iner. Tiroid ablasyon yaptıranların yorumları genellikle pozitiftir; birçok hasta işlem sonrası nodül kaynaklı şikayetlerinin azaldığını ve estetik olarak daha iyi hissettiklerini belirtmektedir.

Tiroid ablasyon fiyatları; işlemi yapan merkeze, kullanılan teknolojiye ve doktorun uzmanlığına göre değişiklik gösterebilir. Tiroid ablasyon yapan doktorlar genellikle girişimsel radyoloji uzmanlarıdır ve büyük şehirlerdeki özel hastanelerde bu işlemler yaygın olarak sunulmaktadır. Tiroid nodülü ablasyonu tedavisi, hem estetik hem de fonksiyonel açıdan başarılı sonuçlar verdiği için, ameliyata sıcak bakmayan hastalar tarafından sıkça tercih edilmektedir. Günümüzde ameliyatsız tiroid nodül tedavisi sayesinde hastalar kısa sürede sağlığına kavuşabilmekte ve komplikasyon riski daha düşük bir seçenekten faydalanabilmektedir.

Tiroid Ablasyon Tedavisi Nedir? Çeşitleri Nelerdir? Tedavi Süreci hakkimda 1
Tiroid Ablasyon Tedavisi Nedir? Çeşitleri Nelerdir? Tedavi Süreci hakkimda 2 1

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ

Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji

Prof. Dr. Kılıçkesmez, Türk Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Türk Girişimsel Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Strok (inme) tedavisi sertifikasyonu ve Avrupa Girişimsel Radyoloji Boardu (EBIR) sahibidir. Akademik geçmişinde, 2008 yılında Siemens Radyoloji Birincilik Ödülü’nü kazanmıştır.  Medicana Ataköy hastanesinde tedavilerini yapmaktadır.

Özgeçmiş Ödüller Yorumlar

Radyofrekans ve Mikrodalga arasındaki farklar

İkisi de benzer soğutmalı, enerjiyi ısıya çeviren yöntemlerdir, tatbik edilen iğnelerin uç kısımları ultrason ile görüntüleme esnasında nodüle ısı hasarı verir, normal dokularda enerji verilmesi kesilir. Radyofrekansta farklı olarak topraklama pedi bulunur.

Radyofrekans ile yakma işlemi daha uzun sürer. Mikrodalga ile daha kısa sürede yakma işlemi uygulanır. Özellikle 2 cm üzeri nodüllerde mikrodalga yöntemini seçmek işlemi daha konforlu kılmaktadır. Mikrodalga yöntemi Radyofrekansa göre yaklaşık % 10-15 daha pahalıdır.

Benign Tiroid Nodülleri için MWA veya RFA Endikasyonları

Radyofrekans ablasyonu, belirli durumlarda benign Tiroid nodülleri için tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi, nodülün büyüklüğü veya konumu gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak uygulanır. Hastaların yaşadığı semptomlar ve kozmetik problemler, tedavinin uygulanıp uygulanmamasında önemli rol oynar.

MWA veya RFA, semptomatik nodüllerin tedavisinde özellikle tercih edilir çünkü bu semptomlar hastaların günlük yaşamlarını olumsuz etkileyebilir. Semptomatik Tiroid nodülleri için MWA veya RFA endikasyonları şunlardır:

  • Nodülden kaynaklanan ağrı veya rahatsızlık hissi.
  • Disfaji veya yabancı cisim hissi gibi yutma güçlüğü.
  • Boyun bölgesinde estetik kaygılar oluşturan görünür büyüklükte nodüller.

Bu tedavi yöntemi, nodülün boyutuna ve yerleşimine göre değişkenlik gösterir. Özellikle boyun çevresi küçük olan hastalarda daha erken evrelerde estetik kaygılar nedeniyle MWA veya RFA uygulanabilir. Ayrıca, nodül boyutu ve semptom şiddeti arasında doğrudan bir ilişki vardır. Semptomların şiddeti arttıkça MWA veya RFA için gereklilik de artar.

Mikrodalga ya da Radyofrekans ablasyonu, aşağıdaki kriterlere göre endikedir:

MWA veya RFA’nın uygulanabilirliği, nodülün ultrason özelliklerine ve yapılan biyopsi sonuçlarına göre de belirlenir. Önceden yapılan ince iğne aspirasyonu veya kor iğne biyopsisi ile iyi huylu olduğu doğrulanmış nodüllerde, tekrarlayan biyopsi genellikle gerekli değildir. Bu tedavi seçeneği, nodülün yeri ve etrafındaki dokularla olan ilişkisine göre planlanmalıdır.

7/24 WhatsApp
İçin
Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Tekrarlayan Tiroid Kanserlerinde MWA veya RFA Kullanımı

    TİROİD ABLASYONu görüntüsü

    Tekrarlayan Tiroid kanserlerinde Mikrodalga ya da Radyofrekans ablasyonu (MWA veya RFA), özellikle cerrahi seçeneklerin sınırlı olduğu durumlarda etkili bir yöntemdir. Bu yöntem, cerrahiye alternatif olarak veya küratif ve palyatif amaçlarla kullanılabilir.

    İlk olarak 2001 yılında sekiz hastada kullanılmıştır. Bu uygulama, çeşitli çalışmalar ve iki meta-analizle desteklenmiştir. Son araştırmalar, MWA veya RFA’nın cerrahiye ihtiyaç duyan fakat yüksek cerrahi riski taşıyan hastalarda başarılı sonuçlar sağladığını göstermektedir.

    MWA veya RFA için belirlenen endikasyonlar şunlardır:

    • Cerrahi riski yüksek olan hastalar.
    • Önceki cerrahi operasyonların neden olduğu komplikasyonlar.
    • Kötü akciğer fonksiyonu veya ciddi kardiyovasküler hastalıkları olan bireyler.
    • Yaşlılık nedeniyle cerrahiye uygun olmayan hastalar.

    MWA veya RFA, tümörün radyolojik olarak tamamen ablasyonu mümkün olduğunda uygulanmalıdır. Aynı zamanda, boynun ötesinde metastaz bulunmaması gerekmektedir. Küratif amaçlarla yapıldığında, tekrarlayan tümör sayısının üç veya dörtten az olması ve en büyük tümör çapının 1.5-2 cm’den küçük olması gibi durumlar için önerilir.

    MWA veya RFA, semptomları azaltma ve yaşam kalitesini artırma amacıyla da tercih edilebilir. Bu yöntem, genellikle önemli komplikasyonlar olmadan tekrarlayan tümörleri başarılı bir şekilde yönetebilir.

    Birincil Tiroid Kanserlerinde MWA veya RFA

    Birincil Tiroid kanserleri genellikle cerrahi ile tedavi edilirken, bazı durumlarda MWA veya RFA, alternatif bir yöntem olarak değerlendirilebilir. Özellikle cerrahiye uygun olmayan hastalar için MWA veya RFA, önemli bir seçenek haline gelmiştir.

    Papiller Tiroid mikrokanseri olan hastalarda yapılan denemeler, MWA veya RFA’nın etkili bir lokal ablasyon sağladığını göstermektedir. Bu çalışmaların sonuçları hem kısa vadede hem de dört yıllık takip süresi sonrasında olumlu bulgular sunmaktadır.

    Termal Ablasyon Yöntemleri:

    • Radyofrekans Ablasyonu (RFA)
    • Lazer Ablasyon (LA)
    • Mikrodalga Ablasyonu

    İleri evre Tiroid kanserlerinde ise, RFA ve LA palyatif tedavi yöntemleri olarak kullanılmıştır. Anaplastik veya ileri medüller Tiroid kanserlerinde, bu yöntemler bazı hastalarda bası semptomlarını azaltmıştır. Ancak, anaplastik ve medüller kanserlerde termal ablasyonun klinik etkinliği konusunda fikir birliği oluşmamıştır. Bu durum, yöntemin bu tür kanserler üzerindeki etkisinin sınırlı olabileceğine işaret etmektedir.

    Foliküler Neoplazmlarda MWA veya RFA Kullanımı

    Foliküler neoplazmların tedavisinde Mikrodalga ya da Radyofrekans ablasyonu yaklaşımı, son yıllarda dikkate değer ilgi görmektedir. MWA veya RFA, özellikle cerrahi müdahaleye uygun olmayan hastalar için alternatif bir seçenek olarak önerilmektedir.

    Yapılan araştırmalar, MWA veya RFA’nın iyi huylu Tiroid nodüllerinde güvenilir ve etkili olduğunu göstermiştir. Ancak foliküler neoplazmlar söz konusu olduğunda, kullanımına ilişkin kısıtlamalar ve dikkat edilmesi gereken hususlar vardır:

    • Neoplazmın boyutu: 2 cm’den küçük lezyonlar için MWA veya RFA uygundur.
    • Bethesda sınıflaması: Bethesda-3 veya Bethesda-4 dereceli lezyonlar risk taşıyabilir.

    Bu durumlar, MWA veya RFA’nın foliküler neoplazmlar için potansiyel riskler barındırdığını ve özellikle malignite riski taşıyan durumlarda dikkatli kullanılması gerektiğini göstermektedir. İleri araştırmalar ve klinik deneyimler, bu tedavi yönteminin güvenliğini ve etkinliğini belirleyecektir. Bu nedenle, tedavi öncesi kapsamlı bir değerlendirme şarttır. MWA veya RFA’nın kullanımı, belli kriterlere bağlı olarak değerlendirilmelidir ve her hastanın durumu, bireysel olarak ele alınmalıdır.

    Detaylı bilgi ve randevu almak için Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez'e hemen ulaş!

    MWA veya RFA Öncesi Değerlendirmeler

    Tiroid nodüllerinin ve tekrarlayan Tiroid kanserlerinin tedavisinde Mikrodalga ya da Radyofrekans ablasyonu  seçeneğinden önce dikkatli bir değerlendirme yapılması şarttır. Bu süreçte, hastanın durumunun doğru bir şekilde belirlenmesi için çeşitli laboratuvar ve görüntüleme testleri gereklidir. Öncelikle, Tiroid nodülleri için ultrason (US) kullanılarak nodüllerin yapısı ve çevresel anatomik yapılar detaylı incelenir. Bu inceleme sırasında;

    • Nodüllerin boyutu,
    • Ekogenitesi,
    • Katı bileşen oranı,
    • İç vaskülarite,

    gibi özellikler değerlendirilir. Laboratuvar testleri kapsamında ise;

    • Tam kan sayımı,
    • Kan pıhtılaşma testleri (kanama zamanı, protrombin zamanı, aktive parsiyel tromboplastin zamanı),
    • Tiroid fonksiyon testleri (TSH, T3, fT4),

    yer alır. Tekrarlayan Tiroid kanseri durumunda, ek olarak;

    • Serum TSH,
    • Tiroglobulin (Tg),
    • Anti-Tg antikor düzeyleri,

    ölçülmelidir. Bu testler, MWA veya RFA işleminin başarısını dolaylı olarak gösterebilir. Görüntüleme olarak ise, boyun CT’si ve MRI incelemeleri, nodüllerin yayılımını ve ek lezyonları tespit etmede kullanılabilir. Bu değerlendirmeler, hastanın tedavi öncesi durumunu netleştirir ve MWA veya RFA sonrası takip için önemli veriler sağlar.

    Antikoagülan ve Anti-trombosit İlaç Kullanımı

    MWA veya RFA işleminden önce, kanama riski taşıyan hastalar dikkatlice incelenmelidir. Antikoagülasyon tedavisi gören bireyler, özellikle aspirin ve klopidogrel gibi ilaçlar kullanıyorsa, prosedürden önce bu ilaçları belirli bir süre kesmeleri önerilir. İlgili ilaçların kesilme süreleri şu şekildedir:

    • Aspirin veya klopidogrel: 5 gün
    • Warfarin: 3-5 gün
    • Heparin: 4-6 saat

    Prosedür sonrası ilaç kullanım zamanlaması ise şöyle ayarlanmalıdır:

    • Heparin: MWA veya RFA’dan 2-6 saat sonra
    • Warfarin: MWA veya RFA’yı izleyen gece
    • Aspirin veya klopidogrel: MWA veya RFA’dan sonraki gün

    Doktorlar, hastanın genel sağlık durumu ve prosedürün özellikleri göz önünde bulundurularak antikoagülan ve anti-trombosit tedavisinin kesilmesini planlamalıdır. Özellikle trombosit agregasyon inhibitörleri kullanımı durdurulduğunda, kardiyolog görüşü alınmalı ve hasta istekleri dikkate alınmalıdır. Bu süreçte hekimler, ilaçların kesilmesi ile MWA veya RFA’nın faydalarını ve olası komplikasyonları dikkatlice değerlendirmelidir. Gerekirse, kısa yarı ömürlü heparine geçiş yapılabilir.

    Benign Tiroid Nodülleri için MWA veya RFA Teknikleri

    Benign Tiroid nodülleri tedavisinde Mikrodalga ya da Radyofrekans ablasyonu, minimal invaziv bir yaklaşım olarak karşımıza çıkar. Bu yöntem, özellikle cerrahi müdahaleye uygun olmayan veya istemeyen hastalar için idealdir.

    Lokal anestezi altında yapılan MWA veya RFA işleminde, ağrı kontrolü için peritiroidal lidokain enjeksiyonu tercih edilir. Bu teknik, hastanın konforunu ön planda tutar. İşlem sırasında ağrının azaltılması için cilt ve Tiroid kapsülüne yeterli miktarda lidokain uygulanır. Ayrıca, MWA veya RFA sırasında kullanılan teknikler şunlardır:

    • Trans-isthmik yaklaşım: RF elektrodu, Tiroid bezinin isthmus üzerinden yerleştirilir.
    • Hareketli-atış tekniği: Elektrot, nodül içindeki en derin kısımdan başlayarak yüzeye doğru çekilir.

    Bu teknikler, ablasyon sırasında etkili ve güvenli bir tedavi sağlar. Son zamanlarda bu yönteme ek olarak vasküler ablasyon teknikleri de geliştirilmiştir. Bu yeni yaklaşımlar, nodüllerde marjinal yeniden büyümeyi en aza indirgemeyi amaçlar.

    Prosedür boyunca ultrason eşliğinde gerçek zamanlı olarak izlenen RF elektrodu, termal hasar riskini en aza indirger. Genel anestezi veya sedasyonun kullanılmaması, olası komplikasyonların erken tespitini kolaylaştırır ve işlem süresince hasta güvenliği artırır.

    Tekrarlayan Kanserlerde MWA veya RFA Teknik Seçimi

    Tekrarlayan Tiroid kanserlerinin tedavisinde MWA veya RFA yöntemi, özellikle cerrahi sonrası ortaya çıkan zorluklar nedeniyle önem kazanmıştır. Bu teknikte, çevresel dokuların korunması esas alınarak dikkatli bir prosedür uygulanır.

    Elektrot ucu seçimi, tümörün boyutuna ve yerleşimine göre yapılır. Küçük boyutlu elektrot uçları, hassas bölgelerdeki tümörler için idealdir. Bu yöntemle, tekrarlayan kanser dokuları güvenle ablasyona uğratılır.

    Standart teknikler:

    • Perilezyonel lidokain enjeksiyonu
    • Hidrodiseksiyon tekniği
    • Hareketli-atış tekniği

    Hidrodiseksiyon tekniği, tümör ve hayati yapılar arasında bir tampon bölge oluşturarak ablasyon sırasında bu yapıların korunmasını sağlar. Kullanılan sıvı olarak %5 dekstroz çözeltisi tercih edilir; zira bu çözelti elektrik iletimini engeller. Soğuk dekstroz sürekli enjekte edilir, böylece termal yayılım engellenmiş olur. Her teknik, tümörün konumuna ve çevresel risklere göre özenle seçilir, böylece ablasyon sonrası komplikasyon riski azaltılır.

    MWA veya RFA Sonrası Klinik Kontroller

    MWA veya RFA sonrası dönemde, fonksiyon göstermeyen iyi huylu Tiroid nodüllerinin yönetimi için önerilen kontrol süreci şu adımları içerir. İlk olarak, nodül ablasyonu tamamlandığında, ultrason ile nodülün tamamı geçici olarak hiperekoik bir görünüm kazanmalıdır.

    Ardından, ablasyonun tamamlanıp tamamlanmadığını değerlendirmek amacıyla gri tonlamalı ve renkli Doppler ultrason kullanılmalıdır. Bu iki yöntem, kalan nodül kısmının vasküler yapıda olup olmadığını tespit etmekte önem taşır. Eğer canlı nodül kısımları tespit edilirse, yeniden büyüme potansiyeli olduğundan ek ablasyon gerekli olabilir.

    MWA veya RFA sonrası yapılan değerlendirmelerde şu hususlar göz önünde bulundurulur:

    • Nodülle ilgili semptom skoru: boyun ağrısı, disfaji, yabancı cisim hissi, rahatsızlık ve öksürük gibi semptomlar hem hastalar hem de hekim tarafından değerlendirilir.
    • Kozmetik skor: Hastanın görünümündeki değişiklikler hekim tarafından kaydedilir.

    Son olarak, hacim azalma yüzdesi başlangıç ve son hacimlerin farkının başlangıç hacmine oranı ile hesaplanır. Bu hesaplama, MWA veya RFA’nın etkinliğinin objektif bir göstergesi olarak kullanılır.

    AFTN (Toksik nodül) Tedavisi Sonrası MWA veya RFA Takibi

    Autonom fonksiyonel Tiroid nodülü (AFTN) tedavisi sonrası MWA veya RFA uygulamasının başarısını değerlendirmek için detaylı bir takip planı şarttır. İzleme, hastanın durumuna göre özelleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir. İlk olarak Tiroid fonksiyon testleri, her kontrolde dikkatle yapılmalıdır. Bu testler; TSH, T3 ve fT4 ölçümlerini içerir. İlaveten, Tiroid antikor seviyeleri de ölçülmelidir:

    • Anti-TPOAb ve anti-TGAb seviyeleri, Tiroid fonksiyonundaki değişimlere dikkat çeker.
    • Hormonal değişikliklere bağlı olarak anti-Tiroid ilaçların dozajında ayarlamalar yapılabilir. Bu durum üç farklı kategori altında incelenir:
      • Remisyon: Anti-Tiroid ilacın kesilmesi sonrası öTiroid durum
      • İyileşme: İlaç dozunun azaltılması ile öTiroid durum
      • Yanıt yok: İlaç dozunda herhangi bir değişiklik olmaması

    Görüntüleme yöntemleri de kritik öneme sahiptir. Ultrason (US) incelemesi, her kontrolde yapılmalıdır ve nodülün boyutu, hacmi, intranodüler vaskülarite ve ekogenitesindeki değişiklikler değerlendirilmelidir. Ayrıca, Tiroid taraması da Tiroid nodüllerinin sınıflandırılmasında yardımcı olur:

    • Tip 1: Sıcak nodül
    • Tip 2: Nodül alımı extranodüler Tiroid dokusuna benzer
    • Tip 3: Soğuk nodül veya görünmez durum

    Eğer Tiroid fonksiyonları veya semptomlar tam olarak çözülmezse, tekrarlayan MWA veya RFA veya alternatif tedaviler düşünülmelidir. Tedavi süreci, hasta yanıtına göre titizlikle ayarlanmalıdır.

    Servikal Tiroid Kanseri Nüksü Takibi

    MWA veya RFA sonrası servikal Tiroid kanseri nüksünün izlenmesinde belirli protokoller uygulanır. Bu protokoller, hastanın durumunu en iyi şekilde değerlendirmek için klinik, laboratuvar ve görüntüleme tekniklerini içerir. İlk olarak, ultrason kullanılarak tümörün hacmi, maksimum çapı ve vaskülaritesi değerlendirilir. Ayrıca, yeni metastatik tümörlerin olup olmadığı incelenir.

    • Tümör hacmi ve maksimum çap
    • Vaskülarite
    • Yeni metastatik tümörlerin varlığı

    Laboratuvar testleri arasında, serum Tg düzeyi ve anti-Tg antikoru ölçümleri önem taşır. Bu ölçümler, ablasyonun etkinliğini ve olası bir immün yanıtı gösterir.

    • Serum Tg düzeyi
    • Anti-Tg antikoru

    Görüntüleme yöntemleri olarak, kontrastlı BT scan önerilir. Bu, canlı kalan tümör varlığını veya yeni tümör gelişimini belirler. Eğer ultrason veya BT’de tümörün nüks ettiği tespit edilirse, ek ablasyon tedavileri planlanabilir. Başarılı bir ablasyon sonrası, tümörün kontrastlanması azalır veya kaybolur. Bu süreçler, tedavi sonuçlarının optimizasyonu için kritik önem taşır.

    Primer Tiroid Kanseri Takip Protokolleri

    Primer Tiroid kanseri tedavisinde MWA veya RFA sonrası takip süreçleri, hastaların sağlığı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Yapılan prospektif çalışma, MWA veya RFA sonrası takip için belirlenen zaman çizelgesini ortaya koyar:

    • İlk ay,
    • Üçüncü ay,
    • Altıncı ay,
    • On ikinci ay.

    Bu zaman dilimlerinde, US ve kontrastlı US kullanılarak hastaların durumları değerlendirilmektedir. Üçüncü ayda CNB’nin yapılması, prosedürün etkinliğini kontrol etmek için kritik öneme sahiptir. Bulgular da bu takip düzenini destekler şekilde, prosedür sonrası US’nin yıllık olarak sürdürülmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, Tiroid bezinde ve çevre lenf nodlarında yeni gelişebilecek patolojik değişiklikleri tespit etmek amacıyla dikkatli bir değerlendirme yapılmalıdır:

    • PTC’nin metakron gelişimi,
    • Yeni lenf nodu metastazları.

    Bu durumlar, CT’nin yardımıyla daha detaylı incelenebilir. Eğer MWA veya RFA sonrası lezyonlar boyut olarak büyümez veya değişiklik göstermezse, bu lezyonların CNB veya FNA ile daha detaylı değerlendirilmesi önerilir. Bu protokoller, hastaların sağlık durumlarının en iyi şekilde yönetilmesini sağlamak için elzemdir.

    Benign Tiroid Nodüllerinin MWA veya RFA’ya Uygunluğu

    Benign Tiroid nodülleri için Mikrodalga ya da Radyofrekans ablasyonu (RFA) özellikle belirli tip nodüllerde etkili bir tedavi yöntemi olarak önerilmektedir. Tedaviye uygunluk, nodülün yapısal özelliklerine göre belirlenir.

    MWA veya RFA, katı ve ağırlıklı olarak katı Tiroid nodüllerinde birinci basamak tedavi yöntemi olarak kabul edilir. Bu nodüller genellikle fonksiyonel olmayan yapıdadır ve tedavi sonuçları oldukça başarılıdır. MWA veya RFA tedavisinin etkinliği, nodülün hacmi, semptomatik ve kozmetik skorlar üzerindeki iyileşmelerle ölçülür.

    Ayrıca, MWA veya RFA:

    • Katı bileşen içeren kistik nodüllerde,
    • Tamamen katı Tiroid nodüllerinde,
    • Fonksiyonel olmayan Tiroid nodüllerinde önerilir.

    Nodül kompozisyonu ve tedaviye uygunluk şu özelliklere göre sınıflandırılır:

    • Kistik nodüller: MWA veya RFA, etanol ablasyonu (EA) sonrası semptomların çözülmemesi veya nüks durumunda alternatif bir tedavi olarak önerilir. Kistik bileşenin büyük olması, EA’nın daha uygun olabileceğini gösterir.
    • Ağırlıklı olarak kistik Tiroid nodülleri: Bu nodüllerde kistik bileşen %50-90 arasında değişir. EA, birinci basamak tedavi olarak önerilirken, nüks veya tam semptom çözülmesi olmaması durumunda MWA veya RFA önerilebilir.
    • Katı nodüller: MWA veya RFA, bu nodül tipi için etkili birinci basamak tedavi yöntemidir. Başarılı hacim küçülmesi sağlar ve genellikle az sayıda tedavi seansı gerektirir.

    Tek Seanslık MWA veya RFA Tedavisinin Yeterliliği

    Tiroid nodülleri için Mikrodalga ya da Radyofrekans ablasyonu, pek çok hastada başarılı sonuçlar vermektedir. Ancak, bazı durumlarda tek bir tedavi seansı yetersiz kalabilir. Özellikle büyük nodüllerde veya semptomların tam olarak hafiflememesi durumunda ek tedavi seansları gerekebilir. Uzun vadeli izlemler göstermiştir ki, nodül hacmi 20 mL’den büyük olan vakalarda tek seans genellikle yetersizdir.

    Ek tedavi için önerilen başlıca endikasyonlar:

    • Semptomların tedaviden sonra tam olarak hafiflememesi,
    • Hacim azaltma oranının (VRR) %50’den düşük olması,
    • Tümörün yeniden büyümesi.

    Ek tedavi zamanlaması ve gerekliliği konusunda belirsizlikler devam etmekle birlikte, ablasyon sonrası dikkatlice izlem yapılması önerilmektedir. Tedavinin uzun vadeli başarısını sağlamak için nodülün canlı kalan kısımlarının büyümesini izlemek yararlı olabilir. Bu izlemler, hastanın daha fazla tedaviye ihtiyaç duyup duymadığını belirlemek için kritik önem taşır.

    OTN Tedavisinde MWA veya RFA’nın Etkinliği

    Mikrodalga ya da Radyofrekans ablasyonu, OTN tedavisinde kullanılan önemli bir cerrahi olmayan yöntemdir. Bu teknik, Tiroid nodüllerinin hacminde belirgin bir azalma sağlar. MWA veya RFA uygulamasının etkileri kapsamlı olarak incelenmiştir ve sonuçlar, tedavinin başarısını göstermektedir.

    İlk altı ayda, tedavi edilen nodüllerin hacminde %69 ile %74.5 oranında bir düşüş gözlemlenmiştir. İlerleyen aylarda bu oran %75’e kadar çıkmaktadır. Ayrıca, tedavi sonrası belirgin boyun rahatsızlığı ve kozmetik sorunlarında iyileşme görülmüştür.

    • Nodül hacmi: MWA veya RFA sonrasında, 1, 6 ve 12 ay içinde sırasıyla %36.4-51, %69-74.5 ve %75 oranında azalma sağlanmıştır.
    • Boyun rahatsızlığı ve kozmetik problemler: Hacimdeki azalma ile paralel olarak, boyun rahatsızlığı ve görünümde iyileşme elde edilmiştir.

    MWA veya RFA’nın Tiroid fonksiyonları üzerindeki etkisi de dikkate değerdir. Tedavinin ardından hastaların büyük bir kısmında anti Tiroid ilaç kullanımı azalmış ya da sonlandırılmıştır. İşlem sonrasında serum TSH seviyeleri, çoğu hastada normale dönmüştür.

    • Anti Tiroid ilaç kullanımı: Tedavi sonrasında, hastaların %21.7-50’sinde ilaç kullanımı kesilmiştir.
    • Serum TSH seviyeleri: İşlem sonrası, hastaların %55.6-81.8’inde TSH seviyeleri normale dönmüştür.

    Bu veriler, MWA veya RFA’nın OTN yönetiminde etkili bir cerrahi olmayan alternatif olduğunu göstermektedir. Hasta memnuniyeti yüksek ve komplikasyon oranları düşük olarak rapor edilmiştir. Özetle, MWA veya RFA, Tiroid nodülleri ve tirotoksik semptomları kontrol altına almak için güvenli ve etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır.

    Nüks Tiroid Kanserinde MWA veya RFA’nın Rolü

    Yeniden nüks eden Tiroid kanserinin tedavisinde radyofrekans ablasyonu, cerrahi dışı bir yöntem olarak önem kazanmıştır. Başlatılan çalışmalar, MWA veya RFA’nın bu alandaki potansiyelini ortaya koymuştur.

    İki meta-analiz, MWA veya RFA’nın lokal nükslerde tümör boyutunu ve serum Tg seviyelerini anlamlı şekilde azalttığını göstermiştir. Özellikle ir çalışmada MWA veya RFA sonrası tümörlerin büyük bir kısmının tamamen kaybolduğu rapor edilmiştir. Bu çalışmalardan elde edilen bilgiler şu şekildedir:

    • Tümör hacmindeki azalma oranı: %50.9–98.4
    • Tam kaybolma oranı: %68.8
    • Tedavi bölgesindeki nüks oranı: %0

    MWA veya RFA, tümörün boyutu ve sayısı sınırlı olduğunda daha yüksek başarı oranları sunar. Kim ve arkadaşlarının araştırması, MWA veya RFA ile tedavi edilen nüks tümörlerin uzun dönem takibinde cerrahiye eşdeğer sonuçlar sunduğunu belirtmiştir. Ayrıca analizde MWA veya RFA’nın, alternatif tedavilere kıyasla daha az tedavi seansı gerektirdiğini ve nüks oranlarının düşük olduğunu ortaya koymuştur. İlgili bulgular:

    • Tedavi edilen tümör sayısı: Hasta başına en fazla üç
    • Tümör çapı: 2 cm’den küçük
    • Uzun dönem nüks oranları: MWA veya RFA ve cerrahi arasında fark yok

    Buna ek olarak, yapılan bir çalışmada, MWA veya RFA uygulanan hastaların yarısından fazlası tedavi sonrası altı ay içinde semptomlarında hafifleme yaşamıştır. Ancak, teknik olarak zorlu vakalarda MWA veya RFA’nın başarısızlık oranı artabilir. Bu durumlar genellikle ciddi kalsifikasyon veya tümörün büyük damarlara yakın konumu gibi komplikasyonlar nedeniyledir. Böyle durumlarda, tekrarlanan MWA veya RFA seansları gerekebilir.

    Primer Tiroid Kanserinde MWA veya RFA Etkileri

    Mikrodalga ya da Radyofrekans ablasyonu, primer Tiroid kanseri tedavisinde umut verici sonuçlar sunmuştur. Gerçekleştirilen prospektif çalışma, bu tedavinin kısa vadede büyük bir hacim azalması sağladığını göstermiştir:

    • İlk ayda hacimde %53 azalma,
    • Üçüncü ayda %81 azalma,
    • Altıncı ayda %92 azalma,
    • On ikinci ayda %96 azalma,
    • On sekizinci ayda %100 azalma.

    Uzun vadeli sonuçlar da benzer şekilde başarılı olup, dört yıl sonunda ortalama hacim azalması %98.5 olarak raporlanmıştır. Bu süreçte, lokal tümör tekrarı veya metastatik lezyon gözlenmemiştir.

    Ancak, cerrahi sonrasında tespit edilen küçük kanserler ve mikroskobik metastazlar, MWA veya RFA’nın bölgesel hastalığı kontrol etme kapasitesinin sınırlı olduğuna işaret etmektedir. Bu bulgular, MWA veya RFA’nın bazı durumlarda etkili olabileceğini ancak tedavinin kapsamı konusunda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini göstermektedir.

    MWA veya RFA Güvenliği ve Yan Etkileri

    Bu prosedür hem iyi huylu nodüller hem de tekrarlayan Tiroid kanserleri için etkili sonuçlar sunar. Deneyimli operatörler tarafından yapıldığında, MWA veya RFA düşük komplikasyon oranlarıyla güvenli ve iyi tolere edilir.

    İşlem sırasında ve sonrasında karşılaşılan komplikasyonlar genellikle hafif ve yönetilebilir niteliktedir. Bu bağlamda, MWA veya RFA’nın güvenlik ve tolerans profili aşağıdaki başlıklar altında incelenmiştir:

    Majör Komplikasyonlar:

    • Rekürren laringeal sinir yaralanması
    • Vagus sinir yaralanması
    • Horner sendromu
    • Spinal aksesuar sinir yaralanması
    • Brakiyal pleksus yaralanması
    • Nodül rüptürü
    • Tiroid bezinin özofagusa termal hasarı

    Minör Komplikasyonlar:

    • Hematom
    • Kusma
    • Cilt yanığı
    • Geçici tirotoksikoz
    • Lidokain toksisitesi
    • Hipertansiyon
    • Ağrı

    Komplikasyonlar nadiren ciddiye varır ve genellikle kompresyon veya basit tedavilerle çözülebilir. Ses değişiklikleri en sık rastlanan majör komplikasyon olmakla birlikte, bu durum kalıcı olmayıp genellikle geçicidir.

    Ses değişikliği riskini azaltmak için trans-isthmic yaklaşım ve moving-shot tekniği kullanılır. Vagus siniri ve rekürren laringeal sinirin anatomik varyasyonları dikkate alınarak işlem sırasında özel dikkat gerektirir. Sinir yaralanmalarını önlemek için ultrason rehberliğinde dikkatli bir işlem yapılması şarttır.

    Tiroid nodül rüptürü, prosedürden sonra ani boyun şişmesi ve ağrı ile kendini gösterir. Bu tür bir durum genellikle konservatif yöntemlerle yönetilir. Ancak, apse oluşumu söz konusu olduğunda cerrahi müdahale gerekebilir.

    Hematomların yönetimi basit kompresyonla yapılır ve çoğu birkaç hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Elektrodun yerleştirilmesi sırasında, Doppler ultrason kullanılarak Tiroid arterleri dikkatle incelenir ve böylece ciddi kanama riski minimize edilir.

    MWA veya RFA sonrası nadiren görülen hipotiroidizm, genellikle anti-TPOAb yükselmiş olan veya zaten Tiroid fonksiyon bozukluğu olan hastalarda ortaya çıkabilir. Geçici hipertiroidizm, tedavinin bir sonucu olarak görülebilir ancak bu durum genellikle asemptomatiktir ve birkaç hafta içinde normale döner. MWA veya RFA sırasında ağrı, en yaygın minör komplikasyondur ve genellikle prosedür esnasında uygun ayarlamalarla yönetilir.

    Sonuç olarak, MWA veya RFA Tiroid nodülleri için güvenli ve iyi tolere edilen bir tedavi yöntemi olarak kabul edilir. Düşük komplikasyon oranları ve etkin yönetim teknikleri, bu prosedürü Tiroid nodül tedavisinde önemli bir seçenek haline getirir.

    Tiroid Ameliyatı Ve Girişimsel Radyolojik Tedavi Arasındaki Farklar

    KriterTiroid Ameliyatı (Tiroidektomi)Girişimsel Radyolojik Tedavi (RFA, Etanol Ablasyonu vb.)
    Uygulama YöntemiBoyun ön bölgesinden kesiyle tiroidin kısmen veya tamamen çıkarılmasıUltrason eşliğinde nodüle doğrudan girişim (ısı, alkol vb.)
    İnvazivlikYüksek (açık cerrahi içerir)Düşük (minimal invaziv, cilt kesisi gerekmez)
    Hastanede Kalış Süresi1-3 gün (bazen aynı gün taburcu)1-2 saat i içinde taburcu
    İyileşme SüreciHaftalar sürebilir; iş ve günlük hayata dönüş gecikebilirHızlı; genellikle bir- iki gün içinde normale dönüş
    Anestezi TürüGenel anesteziLokal anestezi
    Komplikasyon RiskiSes kısıklığı (ses siniri hasarı), hipokalsemi, enfeksiyonGeçici ağrı, nadiren ses değişikliği
    EtkililikYüksek (nodül veya tüm tiroid dokusu çıkarılır)Yüksek (Ortalama %70-95 küçülme)
    UygunlukMalign nodüller, çok büyük nodüller, şüpheli biyopsi sonucuBenign, fonksiyonel olmayan veya hafif semptomatik nodüller,  zehirli nodüller, 2 cmden küçük kanserler, paratiroid adenomları
    Tekrarlama RiskiDüşük (tiroid tamamen çıkarılmışsa)Orta (özellikle büyük nodüllerde tekrar büyüme olabilir) %5-10
    Kullanım SıklığıYaygın; standart tedavi yöntemiGiderek artan sıklıkta uygulanmakta

    Tiroid Ablasyon Fiyatları 2025

    Tiroid ablasyon tedavisi fiyatları çeşitli faktörlere bağlıdır. Öncelikle tedavinin türü maliyeti etkileyen önemli bir unsurdur. Ayrıca seçilen hastanenin veya kliniğin konumu da fiyatlandırmada rol oynar. Dahası doktorun deneyimi ve uzmanlık derecesi de ücretlendirmede belirleyici olabilir. Özel hastanelerde bu tedavinin maliyeti genellikle daha yüksektir. Sonuç olarak tiroid ablasyon tedavisinin fiyatı hastaneden hastaneye ve uygulanan tedavi yöntemine göre (RF / Mikrodalga) değişkenlik gösterir.

    Tiroid Ablasyon Yaptıranların Yorumları

    Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez’in yorumları için Google Maps ya da Doktortakvimi‘ne göz atabilirsiniz.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Evet toksik nodüllerde ablasyon tedavisi uygulanabilir. Çok sayıda nodül bulunsa bile bu durum tedavinin etkinliğini engellemez. Özellikle hipertiroidi durumunda tiroid bezindeki fazla hormon üreten nodüllerin azaltılması amaçlanır. Bu yöntem ilaç tedavisine veya cerrahiye alternatif olarak düşünülebilir. Hastanın genel sağlık durumu ve nodüllerin özellikleri tedavi planlamasında belirleyici faktörler arasındadır. Bu nedenle lazer ablasyon hastanın durumuna göre hekim tarafından önerilebilir.

    Ablasyon sırasında hasta uyutulmaz; Eğer cerrahi bir girişim söz konusu ise hasta anestezi ile uyutulabilir. Cerrahi gerektirmeyen durumlarda ise sadece sakinleştirici ilaç kullanımı yeterli olacaktır. Dolayısıyla hastanın uyutulup uyutulmayacağı yapılacak işlemin niteliğine göre belirlenir.

    Evet ablate edilen doku, cansız bir doku olarak boyutları azalmış bir şekilde kalır. %5 vakada tekrar büyüme olabilir, bunlar da hemen hiçbir zaman eski boyutlarına ulaşamazlar.

    Tiroid ablasyon tedavisi sonrası iyileşme genellikle hızlıdır. İşlem sonrası çoğu hasta aynı gün veya ertesi gün normal günlük aktivitelerinin büyük bir kısmına dönebilir. İlk birkaç gün işlem bölgesinde hafif ağrı, şişlik veya morarma görülebilir; bunlar genellikle basit ağrı kesicilerle ve soğuk kompres uygulamasıyla kontrol altına alınır. Hastalara genellikle işlemden sonraki 24-48 saat boyunca ağır egzersizlerden ve yorucu aktivitelerden kaçınmaları önerilir. Ses kısıklığı gibi nadir yan etkiler gelişirse, birkaç gün içinde düzelme eğilimindedir. Doktorunuz, kişisel durumunuza göre daha spesifik tavsiyelerde bulunacaktır.

    İyi huylu (benign) tiroid nodülleri için ablasyon tedavisi (RFA veya MWA) gören ve işlem öncesinde tiroid fonksiyonları normal (ötiroid) olan hastalarda, tedavi sonrası kalıcı tiroid hormonu kullanma ihtiyacı genellikle düşüktür. Ablasyon, nodülün hedeflenerek küçültülmesini amaçlar ve sağlıklı tiroid dokusuna minimal etki etmeye çalışır. Ancak, özellikle çok büyük nodüllerin tedavisinde veya hastanın altta yatan bir tiroidit durumu (örneğin Hashimoto tiroiditi) varsa, hipotiroidi gelişme riski bir miktar artabilir. Çoğu hasta normal tiroid fonksiyonlarını korur, ancak düzenli takip ve TSH ölçümleri ile durumun izlenmesi önemlidir.

    Tiroid ablasyon tedavisi (RFA/MWA) genellikle güvenli olsa da, bazı durumlarda kesinlikle uygulanmamalıdır. Bunların başında, düzeltilemeyen kan pıhtılaşma bozuklukları (koagülopati) gelir, çünkü işlem sırasında kanama riskini artırır. Boyun bölgesinde aktif bir enfeksiyon varlığı da bir diğer mutlak kontrendikasyondur. Ayrıca, hastanın bilinci kapalıysa veya işlem sırasında hareketsiz kalamayacak durumdaysa (örneğin şiddetli titreme nöbetleri) işlem güvenle yapılamaz. Gebelik durumu genellikle bir kontrendikasyon olarak kabul edilir. Ancak zorunlu hallerde mikrodalga ablasyon uygulanabilir. İleri derecede kalp veya akciğer yetmezliği gibi çok ciddi sistemik rahatsızlıkları olan hastalarda risk-yarar değerlendirmesi dikkatle yapılmalıdır.

    Tiroid ablasyon tedavisinin (RFA/MWA) doğrudan doğurganlık üzerinde olumsuz bir etkisi olduğuna dair mevcut bilimsel kanıtlar sınırlıdır. İşlem lokal olarak tiroid bezine uygulandığı için üreme organlarını doğrudan etkilemez. Ancak, gebelik sırasında tiroid ablasyonu genellikle önerilmez; planlı bir tedavi ise gebelik sonrasına ertelenmesi tercih edilir. Tedavi sonrası tiroid fonksiyonlarında bir değişiklik olması (hipotiroidi veya geçici hipertiroidi gibi) teorik olarak doğurganlığı veya gebelik seyrini etkileyebileceğinden, gebelik planlayan kadınların tedavi öncesi ve sonrası tiroid fonksiyonlarının dikkatle izlenmesi ve gerekirse optimize edilmesi önemlidir.

    Tiroid ablasyon tedavisi, özellikle boyunda görünür bir şişliğe neden olan büyük iyi huylu tiroid nodüllerinde kozmetik görünümü önemli ölçüde iyileştirebilir. Tedavinin temel amacı nodül hacmini küçültmektir ve bu hacim azalması doğrudan kozmetik iyileşmeyle ilişkilidir. Genellikle ilk 6 ay ila 1 yıl içinde nodül hacminde %70 ila %95 arasında bir küçülme beklenir. Bu oran, nodülün başlangıç büyüklüğüne ve yapısına göre değişebilir. Çoğu hasta, nodülün küçülmesiyle boyun konturunda belirgin bir düzelme ve estetik görünümde memnuniyet verici bir iyileşme rapor etmektedir.

    Ek Kaynaklar ve Dökümanlar

    https://ozgurkilickesmez.com/wp-content/uploads/2024/07/A-6-year-single-center-prospective-follow-up-study-of-the-efficacy-of-radiofrequency-ablation-for-thyroid-nodules.pdf

    https://ozgurkilickesmez.com/wp-content/uploads/2024/07/European-Thyroid-Association-Survey-on-Use-of-Minimally-Invasive-Techniques-for-Thyroid-Nodules.pdf

    https://ozgurkilickesmez.com/wp-content/uploads/2024/07/US-Guided-Percutaneous-Radiofrequency-versus-Microwave-Ablation-for-Benign-Thyroid-Nodules.pdf