Akciğer biyopsisi akciğer kitlelerine tanı koymada temel bir yöntemdir. Hastalıkların doğruluğunu teşhis etme amacı taşır. Özellikle akciğer kanseri şüphesi durumunda bu yöntem sıklıkla tercih edilir. Doktorlar hastanın akciğer dokusundan küçük bir parça alarak hastalığın varlığını araştırır. Bu prosedür özel biyopsi iğneleri kullanılarak veya cerrahi müdahale sırasında gerçekleştirilebilir. Ayrıca bu işlem sırasında alınan doku örnekleri detaylı mikroskopik incelemeler için laboratuvara gönderilir. Sonuçlar tedavi yöntemlerinin belirlenmesinde kritik bir rol oynar. Dolayısıyla akciğer biyopsisi akciğer hastalıklarının yönetiminde vazgeçilmezdir.

Akciğer Biyopsisi Nedir?

Akciğer biyopsisi nedir konusunda detaylı bilgi vermek gerekirse bu işlem özellikle akciğer hastalıklarının ve akciğer kanserinin teşhisinde kullanılan medikal bir yöntemdir. Akciğerlerde görülen anormal durumların doğru bir şekilde teşhis edilmesi amacıyla uygulanır. Akciğer biyopsisi doktorlar tarafından çeşitli tekniklerle gerçekleştirilebilir. İşlem sırasında akciğer dokusundan küçük bir örnek alınır ve bu örnek mikroskop altında incelenir. Bu sayede doktorlar hastalığın türünü ve yayılımını belirleyebilirler.

Biyopsi Yöntemleri:

  • Bronkoskopi: Akciğerlere hava yolları üzerinden ulaşarak yapılan biyopsidir.
  • Perkütan biyopsi: Deriden iğne ile girilerek yapılan biyopsidir ve genellikle bilgisayarlı tomografi eşliğinde uygulanır.

Akciğer Biyopsisi Ne Amaçla Yapılır?

Akciğer biyopsisi hastalıkların erken teşhisinde etkili bir yöntemdir. Özellikle akciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarının belirlenmesinde kullanılır. Doktorlar hastanın durumunu değerlendirirken çeşitli biyopsi tekniklerinden yararlanır. Bu teknikler arasında kapalı ve açık yöntemler bulunmaktadır. Her biri belirli durumlar ve koşullar için idealdir.

  • Kapalı yöntemler daha az invaziv olup genellikle lokal anestezi altında uygulanır. İğne biyopsisi ve transbronşiyal biyopsi bu kategoriye girer. İğne biyopsisi sırasında şüpheli bölgeden doku örnekleri alınır. Transbronşiyal biyopsi ise soluk borusundan bir tüp yardımıyla gerçekleştirilir.
  • Açık yöntemler ise daha kapsamlı bir müdahale gerektirir. Torakoskopik biyopsi gibi işlemler genel anestezi altında yapılır ve göğüs boşluğuna endoskopik bir cihaz yerleştirilir.

Akciğer Biyopsisi Neden Yapılır?

Akciğer biyopsisi çeşitli sağlık sorunlarını teşhis etmek amacıyla yapılan bir işlemdir. Öncelikle tomografi ve göğüs röntgeni gibi görüntüleme yöntemleriyle saptanan anormalliklerin doğrulanması için gereklidir. Ayrıca akciğer enfeksiyonlarının yanı sıra kanser gibi ciddi hastalıkların belirlenmesinde kritik bir role sahiptir. Akciğerde meydana gelen anormal sıvı birikimlerinin nedenleri de bu yöntemle incelenir. Şüpheli dokuların iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunun ayrımı yapılırken biyopsi önemli bilgiler sunar.

  • Tomografi ve göğüs röntgeninde görülen anormallikleri değerlendirmek için.
  • Akciğer enfeksiyonu kanseri ve diğer rahatsızlıkların tanısını koymak için.
  • Akciğerde nedeni bilinmeyen sıvı toplanmasını incelemek için.
  • Akciğerdeki şüpheli dokunun iyi huylu mu kötü huylu mu olduğunu belirlemek için.
  • Kötü huylu tümörlerin yayılma derecesini öğrenmek için.
  • Var olan kitleyi sınıflandırmak için.
  • Yapılan biyopsi işlemleriyle hastanın sağlık durumu lezyonun yeri ve sorunun tipi hakkında bilgi edinmek için.

Akciğer Biyopsisi İşleminden Önce Yapmanız Gerekenler

Akciğer biyopsisi öncesi yapılması gerekenler hastanın sağlığı ve işlemin başarısı için önem taşır. Doktor işlem hakkında kapsamlı bilgi verir ve hastanın tüm sorularını yanıtlar. Öncelikle hastanın prosedürü anlaması ve onay formunu imzalaması gerekir. İşlemden önceki tıbbi kayıtların incelenmesi ve genel sağlık kontrolü yapılması şarttır. Hastanın aşağıdaki hususlara dikkat etmesi istenir:

  • En az 8 saat aç kalmak,
  • Lokal anestezi durumunda sabah sıvı alımına izin verilmektedir.

Ayrıca hastanın alerji durumları hakkında bilgi vermesi beklenir. Aşağıdaki bilgiler doktora bildirilmelidir:

  • Lokal ve genel anesteziye karşı herhangi bir alerji,
  • İyot veya latekse karşı alerji,
  • Kullanılan tüm ilaçlar ve bitkisel takviyeler.

Kanama riski taşıyan hastalar kan sulandırıcı ilaçlarını veya aspirin kullanıyorlarsa bunu doktora belirtmelidir. Son olarak hastanın hamile olup olmadığı veya şüphesi varsa bu durum doktora iletilmelidir.

Akciğer Biyopsisi Sonrası Süreç Nasıldır?

Akciğer biyopsisi sonrası süreç uygulanan anestezi türüne ve biyopsi yöntemine göre farklılık gösterir. Genel anestezi altında yapılan bir biyopsi sonrasında hasta iyileşme odasında detaylı gözlem altında tutulur. Stabil bir sağlık durumuna ulaşıldığında hasta taburcu edilebilir. Lokal anestezi veya sedasyon kullanıldığında da benzer bir süreç izlenir; kan basıncı nabız ve solunum gibi hayati fonksiyonlar stabil hale gelene kadar hastanın durumu izlenir.

Biyopsi sonrası iyileşme sürecinde dikkat edilmesi gereken belirtiler şunlardır:

  • Nefes darlığı
  • Kanlı öksürük
  • Göğüs ağrısı
  • Ateş ve titreme
  • Biyopsi yapılan alanda kızarıklık veya şişlik

Eğer bu belirtilerden herhangi biri gözlemlenirse hastanın derhal doktora başvurması gerekmektedir. Biyopsi sonrasında özellikle bronkoskopik yöntemler kullanıldıysa boğazda rahatsızlık ve yutma güçlüğü yaşanabilir. Bu durum birkaç gün sürebilir ve normaldir. Transbronşiyal biyopsi sonrası hafif öksürük de normal bir tepki olarak kabul edilir.

Akciğer Biyopsisi Ne Kadar Sürer?

Akciğer biyopsisi süre bakımından genellikle hastadan hastaya değişiklik gösterir. İşlem süresi:

  • Ortalama olarak 15 dakika ile 1 saat arasında tamamlanır.

Bu süre zarfında doktorlar akciğer dokusundan gerekli örneği alırlar. İşlem sonrası hasta genellikle hastanede birkaç saat gözlem altında tutulur. Gözlem süresi esnasında olası komplikasyonlar açısından hasta detaylı bir şekilde izlenir.

Akciğer Biyopsisi Nasıl Yapılır?

Akciğer biyopsisi doktorlar tarafından dikkatle uygulanan bir yöntemdir. İşlem hastanın sağlık durumunu değerlendirme ve tanı koyma sürecinde büyük önem taşır. Öncelikle hasta röntgen ve BT taraması ile değerlendirilir ki bu biyopsi yapılacak bölgenin doğru bir şekilde belirlenmesini sağlar. İlgili alan işaretlendikten sonra işleme hazırlık başlar:

  • Takı veya metal nesneler çıkarılır.
  • Hastanın giysileri değiştirilir ve hastane önlüğü giydirilir.
  • İşlem yapılacak bölge antiseptik solüsyon ile temizlenir.

Lokal anestezi hasta rahat bir pozisyondayken uygulanır. Anestezi sonrası hastadan hareketsiz kalması ve nefesini kontrol etmesi beklenir. Bu süre zarfında doktor biyopsi bölgesine işaret koyar ve özel bir biyopsi iğnesi ile akciğer dokusuna ulaşır. İşlem sırasında hafif bir basınç hissi normaldir.

Biyopsi örneği alındıktan sonra iğne çıkarılır ve olası kanamayı durdurmak için bölgeye basınç uygulanır. Sonrasında steril bir bandaj ile pansuman yapılır. Alınan doku örneği daha fazla inceleme için patoloji laboratuvarına gönderilir.

Akciğer Biyopsisi Sonuçları Kaç Günde Çıkar?

Akciğer biyopsisi sonuçlarının elde edilme süresi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. İşlem sonrası elde edilen doku örneği hemen laboratuvara ulaştırılır. Laboratuvar ortamındaki yoğunluk ve doku örneğinin karmaşıklığı sonuçların çıkma süresini etkileyen başlıca faktörlerdir. Doku örneğinin niteliği incelenen hastalığın türü ve şiddeti sürecin uzamasına yol açabilir.

  • Doku örneğinin fiksasyon süreci: Bu süreç bazen birkaç gün sürebilir.
  • Doku tipi: Sert dokuların incelenmesi daha fazla zaman gerektirir.
  • Hastalığın karmaşıklığı: Spesifik olmayan bulgular daha fazla tetkik gerektirir.

Genel olarak biyopsi sonuçlarının çıkma süresi 2 ile 7 gün arasında değişir. Ancak bazı karmaşık vakalar 10 ila 15 gün sürebilir. Her durumda doku örneğinin incelenmesi ve sonuçların değerlendirilmesi titizlikle yapılır. Patologlar doku üzerinde detaylı çalışmalar yapar ve gerekirse diğer uzmanların fikirlerine başvururlar.

Akciğer Biyopsisi Riskleri Var Mı?

Akciğer biyopsisi sırasında karşılaşılabilecek riskler her hasta için önem taşır. Cerrahi biyopsi gibi işlemlerde genellikle genel anestezi gereklidir ve bu durum bazı riskleri beraberinde getirir. İşlem esnasında ve sonrasında karşılaşılabilecek komplikasyonlar şunlardır:

  • Kan kaybı ve pıhtı oluşumu
  • Enfeksiyon
  • Ağrı, hassasiyet ve rahatsızlık
  • Pnömoni

Daha az invaziv olan iğne ve transbronşiyal biyopsi yöntemleri ise lokal anestezi ile yapılır. Bu işlemler sırasında aşağıdaki komplikasyonlar görülebilir:

  • Pnömotoraks yani akciğerin çökmesi
  • Akciğerde kanama
  • Enfeksiyon

Akciğer biyopsisi sırasında kullanılan X-ray ve BT tarama cihazları az miktarda radyasyon yaymaktadır. Bu da radyasyona maruz kalma riskini ortaya çıkarır. Ancak bu risk oldukça düşüktür. Herhangi bir cerrahi işlemde olduğu gibi akciğer biyopsisi de riskler içerir.

Akciğer Biyopsisi Avantajları Nelerdir?

Akciğer biyopsisi yöntemleri arasında ince iğne biyopsisi öne çıkar. Bu yöntem birçok avantaj sağlar ve hasta konforunu ön planda tutar. İşlem sırasında kullanılan ince iğneler dokuya minimal zarar verir. Böylece hasta işlemden kısa süre sonra günlük yaşantısına dönebilir. İnce iğne biyopsisi cerrahi bir işleme kıyasla daha az invaziftir. Hastalar için bu daha az travma ve hızlı iyileşme süreci anlamına gelir.

  • Hızlı ve Kolay: Prosedür genellikle hızlı tamamlanır ve sonuçlar kısa sürede alınır.
  • Güvenilir: Alınan örneklerin analizi dokunun iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığını belirlemeye yardımcı olur.
  • Doku Korunması: Cerrahi girişime gerek kalmadan yapılan bu işlem hastanın daha az zarar görmesini sağlar.
  • Tanı Değerleri: Elde edilen hücre örnekleri tümörün tipini saptamada etkilidir.

Akciğer Biyopsisi Yaptıranların Yorumları

Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez’in yorumları için Google Maps ya da Doktortakvimi‘ne göz atabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Akciğer Biyopsisi Nedir, Nasıl Yapılır? sikca sorulan sorular

Akciğer biyopsisi ne kadar sürer?

Akciğer biyopsisi genellikle 15 ile 45 dk arasında sürer. Bu süre prosedürün karmaşıklığına ve hasta durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Hastanın sağlık durumu ve biyopsi sırasında kullanılan teknik işlemin süresini etkileyebilir. Ayrıca doktorların titiz bir şekilde çalışması işlemin bu zaman aralığında tamamlanmasını sağlar. Dolayısıyla akciğer biyopsisi için ayrılan süre bu faktörlere bağlı olarak hastadan hastaya farklılık gösterir.

Akciğer biyopsisi acı verir mi?

Akciğer biyopsisi sırasında hastalara genellikle lokal anestezi uygulanır. Bu sayede işlem esnasında acı hissi azalır veya tamamen engellenir. Dolayısıyla hastalar biyopsi işlemi boyunca konforlu bir deneyim yaşayabilirler. Lokal anestezi acıyı hissetmeyi önleyerek hastanın rahat etmesini sağlar. İşlem sonrası anestezinin etkisi geçtikçe hafif ağrılar olabilir; ancak bu durum genelde yönetilebilir seviyededir. Bu nedenle akciğer biyopsisi anestezi altında gerçekleştirildiğinde ağrısız bir işlem olarak kabul edilir.

Akciğerden parça alınması tehlikeli midir?

Akciğerden parça alınması genellikle güvenli bir işlem kabul edilir. Ancak her girişimsel müdahalede olduğu gibi bazı riskler içerir. En sık rastlanan komplikasyonlar arasında kanama ve pnömotoraks bulunur. Özellikle amfizem gibi akciğer hastalıkları olan kişilerde pnömotoraks riski daha yüksektir ve bu durum ciddi solunum sıkıntılarına neden olabilir. Dolayısıyla işlem belirli hazırlıklar gerektirir ve hastanın doktorunun önerilerine uygun şekilde ilerlemesi önem taşır.

Biyopsi almak kanseri yayar mı?

Biyopsi kanser teşhisi koymak için kullanılan bir yöntemdir. Bu işlem sırasında dokudan küçük bir parça alınır. Ancak bu işlem kanserin vücutta yayılmasına sebep olmaz. Hem açık cerrahi yöntemle hem de iğneyle yapılan biyopsiler güvenlidir. Bu yöntemlerle alınan örnekler hastalığın diğer bölgelere sıçramasına yol açmaz. Dolayısıyla hastalar biyopsi işleminin kanseri kötüleştireceği konusunda endişe etmemelidir. Bu konuda tek istisna karaciğerin primer kanseridir, nadiren iğne trasesine yayılabilir ancak bu da tedaviye iyi yanıt verir, ve de yayılmayı engelleyecek yöntemler kullanılır (koaksiyal teknik).

Akciğer biyopsi sonucu negatif ne demek?

Akciğer biyopsisi sonucunun negatif çıkması incelenen dokuda kanser hücrelerine rastlanmadığını gösterir. Dolayısıyla bu sonuç hastanın biyopsi yapılan bölgesinde kanser olmadığı anlamına gelir. Özellikle kanser teşhisi konulmuş hastalarda bu tür bir sonuç tedavi yönlendirmesi açısından önem taşır. Biyopsi sonucunun negatif olması hastanın mevcut durumu hakkında daha net bilgiler sunar. Böylece doktorlar kanser dışı diğer olasılıkları değerlendirmeye yönelebilirler.

Akciğer biyopsisi neden istenir?

Akciğer biyopsisi göğüs röntgeni veya BT taramasında saptanan anormallikleri değerlendirmek amacıyla istenir. Ayrıca belirsiz nedenlerle akciğerlerde biriken sıvının kaynağını bulmak için gereklidir. Bu işlem akciğer enfeksiyonlarının veya diğer hastalıkların tanısında önemli bir rol oynar. Akciğer kitlesinin iyi huylu mu yoksa kanserli mi olduğunu anlamak için de biyopsi yapılır. Son olarak malign tümörlerin evrelerini belirleyerek tedavi seçeneklerini şekillendirmekte yardımcı olur.

Akciğer biyopsisi hangi durumlarda uygulanır?

Akciğer biyopsisi, yeni veya büyüyen tekil akciğer nodüllerinin, enfeksiyon tespit edilemeyen açıklanamayan akciğer infiltratlarının, tanımlanamamış mediastinal kitlelerin tanısını koymak veya akciğer kanseri gibi maligniteleri doğrulamak ya da evrelemek amacıyla yapılır. Bronkoskopi gibi daha az invaziv yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda ya da hedefe yönelik tedavi kararları için doku örneği gerektiğinde tercih edilir. Görüntüleme çalışmalarında şüpheli alanlar tespit edildiğinde ve kesin tanı tedavi planlaması için zorunlu olduğunda uygulanır.

Biyopsi işlemi sırasında kullanılan teknikler nelerdir?

Akciğer biyopsisi sırasında farklı teknikler kullanılır: Bilgisayarlı Tomografi (BT) Eşliğinde Perkütan Transtorasik İğne Biyopsisi (PTNB): BT görüntüleme ile iğne, göğüs duvarından lezyona yönlendirilir; %92,5 duyarlılık, %98 özgüllük sunar, %23 pnömotoraks ve %8 kanama riski taşır. Elektromanyetik Navigasyon Bronkoskopisi (ENB): Bronkoskopi ile çevresel akciğer lezyonlarına ulaşılır, %79,8 tanı oranı ve %5,2 pnömotoraks riski vardır. Endobronşiyal Ultrason Eşliğinde Transbronşiyal İğne Aspirasyonu (EBUS-TBNA): Bronkoskopi ve ultrason ile hava yolları yakınındaki kitlelerden örnek alınır; %86 tanı oranı, %0,61 kanama, %0,37 pnömotoraks ve %0,30 enfeksiyon riski sunar. Mediastinoskopi: Mediyastinal lenf nodlarına cerrahi erişim sağlar; %92,8 tanı oranı ve %0,19 ses kısıklığı riski bulunur. Transbronşiyal Akciğer Kriyobiyopsisi (TBLC): Daha büyük doku örnekleri alınır, %97,5 oranında alveoler doku elde edilir; kanama ve pnömotoraks riski mevcuttur. Teknik seçimi, lezyonun yeri, büyüklüğü ve hastanın sağlık durumu gibi faktörlere bağlıdır.

Akciğer biyopsisi sırasında ağrı hissedilir mi?

Akciğer biyopsisi sırasında hastalar genellikle hafif bir rahatsızlık hisseder. 215 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada, %20’si hiç ağrı hissetmediğini, %67,9’u hafif ağrı (%1-3), %11,2’si orta şiddetli ağrı (%4-6) ve yalnızca %0,9’u şiddetli ağrı (%7-10) bildirmiştir. Daha büyük lezyon boyutu, daha geniş iğne-plevra açısı ve daha uzun prosedür süresi ağrı seviyesini artırabilir. Başka bir çalışmada, hastaların %20’si işlemi ağrılı olarak tanımlarken, %29’u işlem sonrasında kısa süreli nefes darlığı yaşamıştır. Genel olarak, çoğu hasta minimal veya hafif ağrı hissettiğini bildirse de deneyim kişiden kişiye değişebilir.

İşlem sonrası hasta nelere dikkat etmelidir?

Akciğer biyopsisi sonrası, hastalar %20,5 oranında görülebilen pnömotoraks belirtilerine dikkat etmeli ve %3,1 oranında göğüs tüpü gerekebileceğini unutmamalıdır. Hemoptizi %5,3 oranında görülmektedir. Biyopsi bölgesinde hafif ağrı normaldir, ancak enfeksiyon belirtileri (kızarıklık, şişlik, akıntı) takip edilmeli ve gerekirse doktora başvurulmalıdır. İlk 3 gün ağır kaldırmaktan ve yorucu aktivitelerden kaçınılmalıdır. Duş almak genellikle 24 saat sonra serbest olsa da biyopsi bölgesini 3 gün boyunca suya batırmaktan kaçınılmalıdır. Basınç değişikliklerinin iyileşmeyi etkileyebileceğinden, bir hafta boyunca uçak yolculuğu ve dalıştan kaçınılması önerilir. Aniden göğüs ağrısı, nefes darlığı veya büyük miktarda kan tükürme gibi durumlarda derhal tıbbi yardım alınmalıdır.

Biyopsi sonuçları ne kadar sürede çıkar?

Akciğer biyopsisi sonuçlarının çıkma süresi, yapılan biyopsi türüne ve gerekli analizlere bağlı olarak değişir. Rutin biyopsi sonuçları genellikle birkaç gün içinde hazır olurken, moleküler testler gibi daha karmaşık analizler bu süreyi uzatabilir. Örneğin yeni nesil dizileme (NGS) sonuçları genellikle 10-12 gün içinde çıkar, ancak bazen 2,5-3 haftayı bulabilir. Sıvı biyopsiler, dolaşımdaki tümör DNA’sını analiz ederek genellikle geleneksel doku biyopsilerinden daha hızlı sonuç verir ve bu süreyi yaklaşık 10 gün kısaltabilir. Ek işlemler, özel boyamalar veya ikinci görüş gereken durumlarda gecikmeler yaşanabilir. Bu nedenle bazı biyopsi sonuçları birkaç gün içinde çıkarken, özel testler gerektiren durumlarda birkaç haftayı bulabilir.

Akciğer biyopsisinin kesinlikle yapılamayacağı veya ertelenmesini gerektiren durumlar (kontrendikasyonlar) nelerdir?

Akciğer biyopsisinin uygulanabilirliği bazı durumlarda kısıtlanabilir veya riskli olabilir. Özellikle düzeltilemeyen kanama bozuklukları (örneğin, düşük trombosit sayısı veya pıhtılaşma faktörü eksikliği) olan hastalarda biyopsi ciddi kanama riskini artırır. Kontrol altına alınamayan şiddetli öksürük, işlem sırasında iğnenin doğru konumlandırılmasını zorlaştırarak akciğer dokusuna zarar verme riskini yükseltir. Ciddi hipoksemi (kandaki oksijen seviyesinin çok düşük olması) veya stabil olmayan kardiyovasküler durumlar da işlem için önemli risk faktörleridir. Ayrıca, hastanın işlem için gerekli pozisyonda duramaması veya koopere olamaması da biyopsinin güvenli bir şekilde yapılmasını engelleyebilir. Bu gibi durumlarda doktorlar alternatif tanı yöntemlerini değerlendirebilir veya hastanın durumu stabil hale gelene kadar işlemi erteleyebilir.

Akciğer biyopsisine alternatif olarak başvurulabilecek, daha az invaziv tanı yöntemleri nelerdir?

Akciğer biyopsisi kesin tanı için altın standart olsa da, bazı durumlarda veya hasta tercihine göre daha az invaziv yöntemler değerlendirilebilir. Örneğin, balgam sitolojisi, özellikle merkezi hava yollarına yakın tümörlerde kanser hücrelerini tespit etmek için kullanılabilir. Sıvı biyopsi (kandan veya diğer vücut sıvılarından alınan örneklerle yapılan genetik testler), özellikle ileri evre akciğer kanserinde tümörün genetik profilini çıkarmak ve tedaviye rehberlik etmek için giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Gelişmiş görüntüleme teknikleri olan PET-CT taraması, lezyonun metabolik aktivitesini göstererek iyi huylu veya kötü huylu ayrımında yardımcı olabilir. Ancak bu yöntemler her zaman biyopsinin yerini tutmaz ve tanı koymada yetersiz kalabilirler; bu durumda doku örneği yine de gerekebilir.

Akciğer biyopsisi sonrası iyileşme sürecini hızlandırmak ve komplikasyon riskini azaltmak için hastalar nelere dikkat etmelidir?

Akciğer biyopsisi sonrası iyileşmeyi hızlandırmak ve olası komplikasyonları en aza indirmek için doktor tavsiyelerine uymak kritik önem taşır. İşlem sonrası ilk birkaç gün ağır fiziksel aktivitelerden, ıkınmaktan ve ağır kaldırmaktan kaçınılmalıdır. Öksürük varsa, doktorun önerdiği şekilde hafif öksürük kesiciler kullanılabilir, ancak şiddetli veya kanlı öksürük durumunda derhal sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Biyopsi yapılan bölgenin temiz ve kuru tutulması enfeksiyon riskini azaltır. Bol sıvı tüketmek ve dengeli beslenmek genel iyileşmeye katkı sağlar. Sigara içiliyorsa, sigarayı bırakmak veya en azından ara vermek akciğerlerin iyileşmesi için çok önemlidir. Doktorun belirttiği kontrol randevularına gitmek ve beklenmedik bir durum (ateş, artan nefes darlığı, göğüs ağrısı) gelişirse vakit kaybetmeden haber vermek gerekir.

Akciğer biyopsisi sonucunun yetersiz (non-diagnostik) çıkması durumunda hangi ek tanı yöntemlerine başvurulur?

Akciğer biyopsisi sonucunun yetersiz gelmesi, yani alınan doku örneğinin tanı koymak için yeterli hücre veya materyal içermemesi durumunda, doktorlar genellikle birkaç farklı yol izler. Öncelikle, ilk biyopsinin neden yetersiz kaldığı değerlendirilir; lezyonun küçük olması, zor bir konumda bulunması veya iğnenin doğru yere ulaşamamış olması gibi faktörler etkili olabilir. Duruma göre, biyopsi işlemi tekrarlanabilir, mümkünse farklı bir görüntüleme tekniği (örneğin ultrason eşliğinde veya farklı bir bronkoskopik yöntemle) kullanılarak daha hedefe yönelik bir örnekleme yapılabilir. Eğer tekrarlayan biyopsiler de sonuç vermezse veya hastanın durumu tekrarlayan invaziv işlemlere uygun değilse, daha kapsamlı cerrahi biyopsi (örneğin video yardımlı torakoskopik cerrahi – VATS) düşünülebilir. Alternatif olarak, lezyonun özelliklerine ve hastanın genel durumuna göre bir süre yakın takip ve görüntüleme ile izlem kararı da alınabilir.

Akciğer biyopsisi sonrası sıkça bahsedilen ‘pnömotoraks’ (akciğer sönmesi) riski nedir ve gelişirse nasıl yönetilir?

Pnömotoraks, akciğer biyopsisi sonrası en sık görülen komplikasyonlardan biridir ve akciğer zarı ile göğüs duvarı arasına hava sızması sonucu akciğerin kısmen veya tamamen sönmesi durumudur. Riski, biyopsi yöntemine ve hastanın akciğer yapısına göre değişir. Belirtileri arasında ani başlayan göğüs ağrısı, nefes darlığı, hızlı nefes alıp verme ve öksürük bulunabilir. Çoğu küçük pnömotoraks vakası kendiliğinden düzelir ve sadece gözlem yeterli olur; hastaya istirahat ve bazen oksijen tedavisi önerilir. Ancak, sönme miktarı fazlaysa veya hastada ciddi solunum sıkıntısı varsa, göğüs boşluğuna ince bir tüp (göğüs tüpü) yerleştirilerek biriken hava dışarı alınır ve akciğerin tekrar genişlemesi sağlanır. Bu işlem genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hastanın birkaç gün hastanede kalmasını gerektirebilir.

Ek Kaynaklar ve Dökümanlar

https://ozgurkilickesmez.com/wp-content/uploads/2024/07/Lung-Pleural-and-Mediastinal-Biopsies-From-Preprocedural-Assessment-to-Technique-and-Management-of-Complications.pdf

https://ozgurkilickesmez.com/wp-content/uploads/2024/07/Optimization-of-the-Lung-Biopsy-Procedure.pdf