Prostat büyümesi sık karşılaşılan bir sağlık sorunudur. Bilinen cerrahi yöntemlerin dışında ameliyatsız bir çözüm sunan prostat embolizasyonu geliştirilmiştir. Bu teknikte prostat bezine doğrudan müdahale edilmeden kan akışı kesilir. Dolayısıyla hastalar için daha az riskli ve konforlu bir tedavi alternatifi oluşturulmuştur.
Ayrıca hastanede kalış süresini kısaltır ve iyileşme sürecini hızlandırır. Bu nedenle pek çok erkek için prostat embolizasyonu umut vaat eden bir seçenektir. Ancak her tedavi yöntemi gibi bu yöntemin de bazı riskleri ve sınırlamaları vardır.
Prostatı küçültmek çok önemli midir?
Prostat embolizasyonu sonrasında bez boyutlarında küçülme beklenebilir ama esas amaç idrar yapma zorluğunun azalmasıdır, şikayetler azaldı ise prostat çok az küçülmüş olsa da hiçbir önemi bulunmaz.
Ameliyatsız Prostat Küçültme nedir ve prostat küçültme için nasıl çalışır?
Prostat arter embolizasyonu (PAE) prostatın iyi huylu büyümesiyle mücadelede etkili bir yöntemdir. Minimal invaziv bir prosedür olarak büyük cerrahi müdahalelere alternatif sunar. Prostat bezini besleyen arterlere mikro partiküller enjekte edilir. Bu partiküller kan akışını bloke ederek prostat dokusunun küçülmesini sağlar. Bu süreç sayesinde alt idrar yolu semptomlarında belirgin bir rahatlama elde edilir.
- İşlem Öncesi Görüntüleme: Prostatı besleyen damarların haritalandırılmasında koni ışını bilgisayarlı tomografi ve dijital çıkarma anjiyografisi kullanılır.
- Kateterizasyon: Femoral arterden girilerek kateter prostat arterlerine yönlendirilir. Gelişmiş görüntüleme teknikleri sayesinde doğru yerleşim sağlanır.
- Embolizasyon: Kateter aracılığıyla hedeflenen bölgelere embolik ajanlar yerleştirilir. Bu ajanlar dokunun küçülmesine yol açar.
- İşlem Sonrası Bakım: Hastalar olası komplikasyonlar için izlenir.
Bu yöntem iyileşme sürecini hızlandırır ve hastanede kalış süresini azaltır. Ayrıca cinsel fonksiyonlar üzerinde daha az olumsuz etkiye sahiptir bu da cinsel olarak aktif erkekler için önemli bir avantajdır. Uzun süreli etkinliği ve güvenliği yapılan çalışmalarla desteklenmiştir.
Ameliyatsız Prostat Küçültme ile ilişkili herhangi bir risk veya yan etki var mı?
Prostat arter embolizasyonu minimal invaziv bir tedavi olarak kabul edilir. Bu işlem genelde güvenli olmakla birlikte bazı yan etkiler ve riskler barındırmaktadır. İşlem sonrası dönemde hastalar çeşitli semptomlar gösterebilirler.
- PAE Sonrası Sendrom: Hastalar küçük bir kısmı bulantı kusma ateş gibi belirtilerle karşılaşırlar. Pelvik ağrı ve sık idrara çıkma semptomları da görülebilir. Bu semptomlar genelde hafif seyirli olup birkaç gün veya hafta içinde geçer.
- Hematüri ve Hematospermi: Bu durumlar idrar ve spermde kan görülmesi şeklinde ortaya çıkar. Nadiren rastlanan bu yan etkiler çoğunlukla geçicidir.
- Pelvik Ağrı: Prosedür sırasında ve sonrasında hafif ila orta derecede pelvik ağrı yaşanabilir. Ağrı genellikle birkaç gün içinde azalma gösterir.
- Dizüri: Ağrılı idrara çıkma genellikle kısa sürede iyileşir.
- Daha az görülen fakat önemli riskler de bulunmaktadır.
- Enfeksiyon: Prostat veya idrar yollarında enfeksiyon riski mevcuttur. Bu durumlar genellikle antibiyotiklerle tedavi edilir.
- Mesane Spazmları: Rahatsız edici bu durum bazı hastalarda sık idrara çıkma sorununa yol açabilir.
- Radyasyona Maruz Kalma: Prosedür sırasında maruz kalınan radyasyon miktarı çok düşüktür.
- Hedef Dışı Embolizasyon: Embolik materyallerin yanlış bölgelere gitmesi nadiren de olsa olabilir.
- Teknik Zorluklar: Karmaşık damar yapısı prosedür süresini ve radyasyon dozunu artırabilir.
Ameliyatsız Prostat Küçültme için ideal adaylar kimlerdir?
Prostat arter embolizasyonu için ideal adaylar belirli kriterlere uymaktadır. İlk olarak hastaların tıbbi tedavilere yeterli yanıt vermemiş olması gerekmektedir. Bunlar arasında alfa blokerler ve 5-alfa redüktaz inhibitörleri bulunur ve bu ilaçlarla semptomlarda önemli bir rahatlama sağlanamamış olmalıdır. Ayrıca hastaların belirgin alt idrar yolu semptomları yaşaması ve bu durumun yaşam kalitelerini olumsuz etkilemesi gerekmektedir.
Tıbbi Tedavinin Başarısız Olması: Hastaların uygun tıbbi tedaviyi denemiş ve semptomlarında iyileşme gözlemlememiş olmaları.
Semptomatik BPH:
- Sık idrara çıkma,
- Ani idrara çıkma isteği,
- Gece idrara çıkma,
- Zayıf idrar akışı gibi semptomlar yaşayan hastalar.
Uluslararası Prostat Semptom Skoru yüksek olan hastalar bu tedavi için daha uygun adaylardır. Prostat boyutu da önemli bir faktördür; 60-80 mL üzerinde prostat hacmi olan hastalar PAE’den özellikle fayda görebilirler. Cerrahi müdahaleler için risk taşıyan önemli komorbiditeleri olan hastalar veya anestezi kontrendikasyonları bulunanlar da bu gruba dahildir.
- Prostat Boyutu: 60-80 mL üzerindeki hacimlere sahip olan hastalar.
- Ameliyat Kontrendikasyonları: Önemli sağlık sorunları olan ve yüksek risk taşıyan hastalar.
Cinsel fonksiyonlarını korumak isteyen hastalar için de PAE cerrahi yöntemlere kıyasla daha az risk taşıyan bir alternatif sunmaktadır. Aynı zamanda tekrarlayan idrar tutulması yaşayan ve kateterizasyon veya cerrahiye alternatif arayan hastalar için de uygundur. Minimal invaziv prosedürleri tercih eden hastalar daha hızlı iyileşme süresi ve daha az ameliyat sonrası rahatsızlık için PAE’yi seçebilirler.
- Cinsel Fonksiyonu Koruma Arzusu: Cerrahi yöntemlerin olası cinsel yan etkilerinden endişe duyan hastalar.
- Tekrarlayan İdrar Tutulması: Cerrahi veya kateterizasyona alternatif arayan hastalar.
- Minimal İnvaziv Prosedürler Tercihi: Daha hızlı iyileşme süresi isteyen hastalar.
Ameliyatsız Prostat Küçültmeden sonra iyileşme süreci nasıldır?
Prostat arter embolizasyonu (PAE) sonrası iyileşme süreci hastaların günlük yaşamlarına hızla dönmelerini sağlar. İyileşme dönemi genellikle hafif ve yönetilebilir semptomlarla karakterize edilir. Prosedürden hemen sonra hastalar genelde aynı gün içinde evlerine dönebilirler. İlk günlerde dinlenmek önemlidir çünkü bu süre zarfında vücut yapılan müdahaleye adapte olur.
- İlk birkaç gün içinde yaşanabilecek semptomlar arasında hafif pelvik kramp yorgunluk ve alçak dereceli ateş bulunur.
- Bazı hastalar hafif ağrı hissedebilir bu genellikle reçetesiz ağrı kesicilerle kolayca kontrol altına alınabilir.
İdrar yapma ile ilgili geçici değişiklikler görülebilir:
- Sık idrara çıkma
- İdrar yapma sırasında aciliyet hissi
- İdrar yaparken rahatsızlık
- Bu semptomlar bir hafta içinde normale döner.
Hastalar genellikle birkaç gün içinde iş ve sosyal aktivitelerine geri dönüş yapabilir. Bu süre zarfında normal aktivitelere dönüş hızlı ve sorunsuz olur. Takip ziyaretleri iyileşme sürecini değerlendirmek ve olası komplikasyonları önlemek için çok önemlidir. Bu ziyaretler genellikle prosedürden sonraki ilk ay içinde yapılır.
Prosedür sonrası prostat boyutunda kademeli bir azalma gözlemlenir. Bu küçülme haftalar ve aylar boyunca devam eder ve semptomlarda belirgin bir iyileşme sağlar. İlk üç ay içinde çoğu hasta idrar akış hızında ve sıklığında iyileşme rapor eder. Bu iyileşmeler prosedürden sonraki iki yıl boyunca sürebilir. Özellikle PAE prosedürü cinsel işlev üzerinde minimal risk taşır ve bazı durumlarda cinsel işlevde iyileşme sağladığı gözlemlenmiştir.
Ameliyatsız Prostat Küçültme uzun vadeli prostat sağlığını nasıl etkiler?
Prostat arter embolizasyonu (PAE) iyi huylu prostat hiperplazisi (BPH) tedavisinde uzun vadeli olumlu sonuçlar sağlar. Bu yöntem prostat hacmini azaltarak semptomların hafiflemesine katkıda bulunur. Daha düşük prostat hacmi idrar akışının artmasını ve yaşam kalitesinin iyileşmesini sağlar. İşlem sonrası dönemde hastalar genel olarak idrar yapma konusunda büyük rahatlama hissederler.
Uzun Vadeli Faydalar:
- Prostat boyutunda kalıcı azalma
- İdrar yolu semptomlarında sürekli iyileşme
- Yaşam kalitesinde artış
PAE ciddi komplikasyon riskini minimalize eder. Özellikle cinsel işlev üzerindeki etkisi diğer cerrahi yöntemlere göre daha azdır. Bu durum hastaların tedaviyi tercih etmelerinde önemli bir faktör oluşturur. Yine de PAE uygulanan hastaların küçük bir kısmında yeniden işlem yapılması gerekebilir. Yeniden ameliyat oranları PAE’nin diğer yöntemlere göre daha yüksek olmakla birlikte bu durum hastaların çoğunda semptomlarda sürekli rahatlama sağlanması ile dengelenir.
Potansiyel Riskler:
- Yeniden ameliyat ihtiyacı
- Kısa süreli komplikasyonlar
- Yönetilebilir yan etkiler

Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, 1997’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlığını İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Londra’da girişimsel radyoloji ve onkoloji alanında eğitim aldı. İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde girişimsel radyoloji bölümünü kurdu, 2020 yılında profesör oldu. Birçok uluslararası ödül ve sertifikaya sahip olup, 150’den fazla bilimsel yayını ve 1500’ün üzerinde atıfı bulunmaktadır. Şu an Medicana Ataköy Hastanesi’nde görev yapmaktadır.
Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar