Spontan intrakraniyal hipotansiyon beyin omurilik sıvısının azalmasından kaynaklanan nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu durum genellikle omurgadaki dura mater adı verilen zarın bütünlüğünün bozulması sonucu ortaya çıkar. Hastalık özellikle dik durulduğunda ağırlaşan baş ağrıları ile kendini gösterir. Ayrıca bu rahatsızlık bulantı, boyun sertliği ve görme problemleri gibi diğer belirtilerle de ilişkilendirilir. Şiddetli vakalar daha ciddi komplikasyonları tetikleyebilir. Tanı modern görüntüleme teknikleri ile konulurken tedavi semptomları hafifletmeye ve kaçakları onarmaya yönelik yöntemler içerir. Bu nedenle erken tanı ve etkin tedavi büyük önem taşır.

Tıbbi AdıSpontan İntrakraniyal Hipotansiyon (SIH)
Etkilenen BölgelerBeyin omurilik sıvısı (BOS) ve intrakraniyal boşluklar (beyin ve omurilik zarları)
NedenlerGenellikle omurilikteki dura mater’de (omurilik zarı) küçük bir yırtılma ya da sızıntı; nadiren bağ dokusu bozuklukları, osteofitler, spinal kistler veya damar anomalileri nedeniyle oluşur. SIH, lomber ponksiyon veya epidural anestezi gibi işlemlerden bağımsız olarak kendiliğinden gelişir.
BelirtilerAyağa kalkınca şiddetlenen postural baş ağrısı (oturur veya ayakta pozisyonda daha kötüleşen baş ağrısı), ense sertliği, bulantı, kusma, baş dönmesi, kulak çınlaması, işitme kaybı, bulanık görme, fotofobi (ışığa duyarlılık), bilişsel bozukluklar, nadiren nöbetler veya koma.
Tanı YöntemleriManyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Beyinde “dural enhancement” (zarın belirginleşmesi) ve beyin sarkması (descensus cerebri) gözlenebilir.

Beyin omurilik sıvısı (BOS) basıncı ölçümü: Düşük BOS basıncı lomber ponksiyon ile tespit edilebilir.

Bilgisayarlı Tomografi Myelografi: BOS sızıntı bölgesini belirlemek için kullanılır.

Tedavi YöntemleriKonservatif Tedavi: Yatak istirahati, sıvı alımı, kafein tedavisi (oral veya intravenöz kafein).

Epidural Kan Yaması: Hastanın kendi kanı epidural aralığa enjekte edilerek dura mater’deki sızıntı kapatılır.

Cerrahi Tedavi: Sızıntı bölgesine yönelik cerrahi onarım (nadir vakalarda gerekebilir).

Olası KomplikasyonlarTedavi edilmezse kronik baş ağrısı, beyin sarkması, hidrosefali, bilişsel bozukluklar, kalıcı nörolojik defisitler.
Önleme YöntemleriDirekt önleyici bir yöntem bulunmamaktadır, ancak bağ dokusu hastalıkları veya spinal problemlere sahip kişilerde dikkatli fiziksel aktivite ve erken tanı önemlidir.
İyileşme SüresiTedaviye bağlı olarak değişir. Epidural kan yaması sonrası genellikle birkaç gün içinde belirgin iyileşme görülür. Ancak tam iyileşme, sızıntının şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna göre birkaç hafta sürebilir.

Spontan Intrakranial Hipotansiyon hakkimda 1
Spontan Intrakranial Hipotansiyon hakkimda 2 1

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ

Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji

Prof. Dr. Kılıçkesmez, Türk Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Türk Girişimsel Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Strok (inme) tedavisi sertifikasyonu ve Avrupa Girişimsel Radyoloji Boardu (EBIR) sahibidir. Akademik geçmişinde, 2008 yılında Siemens Radyoloji Birincilik Ödülü’nü kazanmıştır.  Medicana Ataköy hastanesinde tedavilerini yapmaktadır.

Özgeçmiş Ödüller Yorumlar

Spontan İntrakraniyal Hipotansiyonun Belirtileri Nelerdir?

Spontan İntrakraniyal Hipotansiyon belirtileri beyin omurilik sıvısı basıncının düşmesiyle ortaya çıkar. En belirgin belirti ortostatik baş ağrısıdır. Hasta ayakta iken baş ağrısı şiddetlenir yatar pozisyona geçildiğinde ise ağrı azalır. Baş ağrısının yanı sıra bu hastalık çeşitli nörolojik ve duyusal semptomlarla da kendini gösterebilir:

  • Boyun Ağrısı ve Sertliği: Boyun bölgesinde gerginlik ve ağrı hissedilir.
  • Bulantı ve Kusma: Şiddetli baş ağrılarına eşlik eden mide rahatsızlıkları görülür.
  • Tinnitus ve İşitme Değişiklikleri: Kulak çınlaması veya işitmede bozulma yaşanabilir.
  • Görsel Bozukluklar: Görme netliğinin azalması ve çift görme olabilir.
  • Kognitif Bozukluk ve Davranış Değişiklikleri: Dikkat eksikliği ve hafıza sorunları gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
  • Baş Dönmesi ve Vertigo: Pozisyon değişiklikleriyle birlikte dengesizlik hissi yaşanır.
  • Fotofobi ve Fonofobi: Aşırı ışık ve ses hassasiyeti gelişebilir.
  • Radiküler Semptomlar: Sinir köklerinin etkilendiği durumlarda ağrı vücudun belli bölgelerine yayılabilir.
  • Koma: Çok nadir görülen bir durum olup ciddi beyin sapı tutulumunda bilinç kaybına yol açabilir.

Spontan İntrakraniyal Hipotansiyon Nedenleri Nelerdir?

Spontan İntrakranial Hipotansiyonun nedenleri beyin omurilik sıvısının (BOS) kaçağı ve buna bağlı oluşan basınç düşüklüğü ile sınırlıdır. Temelde beyin ve omuriliği saran dura materdeki yırtıklar ana suçludur. Bu yırtıklar çoğunlukla travma sonucu veya bazen hiçbir açık neden olmadan meydana gelebilir.

  • Dura Mater Yırtıkları: En yaygın nedenler arasında cerrahi müdahaleler spinal veya epidural anestezi gibi tıbbi işlemler bulunur. Spontan yırtıklar ise genetik faktörler veya dura materin zayıflığı ile ilişkilendirilir.

Hastalığın patofizyolojisinde BOS sızıntısı nedeniyle kafa içi basınç azalır. Bu durum beynin pozisyonunu etkileyerek aşağı doğru kaymasına yol açar. Beyin sarkması çeşitli yapıların gerilmesine ve deforme olmasına neden olur. Bu yapılar arasında meninksler kraniyal sinirler ve kan damarları yer alır. Aşağıdaki liste gerilen yapıları ve sonuçlarını açıklamaktadır:

  • Meninksler: Beyin zarlarının gerilmesi direkt olarak baş ağrısına neden olur.
  • Kraniyal Sinirler: Gerilen sinirler çeşitli nörolojik semptomlara sebep olabilir.
  • Kan Damarları: Gerilen damarlar venöz tıkanıklığa ve dolayısıyla baş ağrısının şiddetlenmesine yol açabilir.

Sonuç olarak spontan intrakraniyal hipotansiyonun temel nedeni dura materdeki anormal yırtıklardır. Bu yırtıklar direkt olarak beyin omurilik sıvısının kaçaklarına ve kafa içi basınç düşüklüğüne yol açar. Bu süreçler baş ağrısının başlıca nedeni olan beyin sarkmasını tetikler.

7/24 WhatsApp
İçin
Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Spontan İntrakraniyal Hipotansiyon Tanı Yöntemleri Nelerdir?

    Spontan İntrakraniyal Hipotansiyon tanı yöntemleri çeşitlilik gösterir ve hastalığın doğrulanması için kritik önem taşır. Bu yöntemler genellikle ayaktayken kötüleşen ve yatar pozisyonda hafifleyen ortostatik baş ağrısının temelinde yatan nedenleri saptamak için kullanılır. Tanı süreci çeşitli görüntüleme tekniklerini içerir:

    Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI):

    • Beyin MRI beyin yapısındaki değişiklikleri belirler.
    • Omurga MRI BOS kaçağını ve ilgili yapıları gösterir.

    Miyografi:

    • BT Miyografi özellikle dinamik sızmalar için tercih edilir.
    • Dijital Subtraksiyon Miyografi zor ve küçük sızıntıları belirlemede etkilidir.

    Radyoizotop Sisternografi: Radyoaktif madde enjeksiyonu sonrası dağılımın izlenmesiyle BOS sızıntısını gösterir.

    Bu görüntüleme yöntemleri semptomların arkasındaki temel nedenleri belirlemede ve doğru tanı koymada öncü rol oynar. Ayrıca bazı durumlarda lomber ponksiyon ile BOS basıncı doğrudan ölçülerek tanı sürecine katkı sağlanır

    Spontan İntrakraniyal Hipotansiyon Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Spontan İntrakraniyal Hipotansiyon tedavisi çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilir. İlk adım genellikle konservatif yaklaşımlardır. Hastaların çoğu için yatak istirahati ve bol sıvı tüketimi önerilir. Bu yöntemler semptomların hafifletilmesine yardımcı olur. Ayrıca baş ağrısını azaltmak amacıyla kafein tedavisi uygulanabilir. Semptomatik tedavi olarak analjezikler ve antiemetikler reçete edilebilir. Bunlar özellikle ağrı ve mide bulantısı gibi rahatsız edici semptomları kontrol altına almaya yöneliktir.

    Başlangıç Konservatif Tedavi:

    • Yatak İstirahati ve Hidrasyon
    • Semptomatik Tedavi

    Eğer bu basit önlemler yeterli olmazsa daha ileri tedavi yöntemlerine geçilir. Epidural Kan Yaması sızıntıyı kapatmak için kullanılan invaziv bir prosedürdür. Bu işlem sırasında hastanın kendi kanı epidural alana enjekte edilerek sızıntının üzerine pıhtı oluşturulması hedeflenir. İlk tedaviye yanıt vermeyen veya belirgin sızıntı noktası tespit edilen hastalar için hedefli Epidural Kan Yaması uygulanabilir.

    Epidural Kan Yaması:

    • Hedef Dışı Epidural Kan Yaması
    • Hedefli Epidural Kan Yaması

    Tedavi sürecinde ileri görüntüleme teknikleriyle sızıntının kesin konumu belirlenir. Bu bilgi tedavi planlamasında kritik bir rol oynar. Konservatif yöntemler ve Epidural Kan Yaması yetersiz kaldığında cerrahi müdahale gerekli olabilir. Cerrahi doğrudan sızıntıyı kapatmayı amaçlar ve genellikle spesifik bir yapısal kusuru onarmak için gerçekleştirilir.

    Detaylı bilgi ve randevu almak için Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez'e hemen ulaş!

    Kan Yaması Nasıl Uygulanır?

    Steril koşullarda hastanın kol toplardamarından 20 cc venöz kan alınır. Anjiografi eşliğinde epidural mesafeye yavaşçe enjekte edilir. İşlem uyanıkken lokal anestezi ile yapılır. 15 dk kadar sürer bir kaç saat dinlenme sonrası hasta evine yollanır, iyileşmenin tamamlanması için 1 hafta istirahat önerilir.

    Spontan İntrakraniyal Hipotansiyondan Kaynaklanan Komplikasyonlar Nelerdir?

    Spontan intrakraniyal hipotansiyonun yol açtığı komplikasyonlar oldukça çeşitlidir ve her biri ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Beynin yer değiştirmesi köprü damarlarının gerilmesine ve yırtılmalarına sebep olarak subdural hematomların oluşumuna yol açar. Bu durum kanın beyin zarları arasında birikmesiyle karakterize olup önemli nörolojik defisitlere ve cerrahi müdahale gereksinimine neden olabilir. Ayrıca beyin omurilik sıvısının azalması beyinden gelen venöz çıkışı değiştirerek serebral venlerde staz ve tromboza yol açar. Bu da hayati risk taşıyan serebral venöz trombozun oluşumuna zemin hazırlar.

    Diğer yandan kronik BOS sızıntıları sonucunda beyin ve omurilik yüzeyinde hemosiderin birikimi görülür. Bu durum yüzeysel sideroza yol açarak işitme kaybı ataksi ve myelopati gibi ilerleyici nörolojik bozulmalara sebep olur. Ayrıca beyin sarkması nedeniyle üst uzuvlarda kas erimesi yaşanabilir. Bu nadir görülen bibrakial amyotrofi kronik mekanik stresin bir sonucudur.

    • Spinal BOS Sızıntıları: Tekrarlayan veya kalıcı sızıntılar olabilir.
    • Kalıcı Baş Ağrıları ve Ortostatik Semptomlar: Tedaviye rağmen bazı hastalar bu semptomları yaşamaya devam eder.
    • Kognitif ve Psikolojik Bozukluklar: Hafıza ve konsantrasyon zorlukları depresyon ve anksiyete görülebilir.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Spontan intrakraniyal hipotansiyon gelişiminde rol oynayan spesifik genetik faktörler veya kalıtsal bağ dokusu hastalıkları nelerdir?

    Spontan intrakraniyal hipotansiyon (SIH) gelişiminde doğrudan tek bir “SIH geni” tanımlanmamış olsa da, bazı kalıtsal bağ dokusu hastalıkları riski artırabilmektedir. Özellikle Marfan sendromu, Ehlers-Danlos sendromunun bazı tipleri (özellikle hipermobilite ve vasküler tipler) ve Loeys-Dietz sendromu gibi durumlar, vücudun bağ dokularının yapı taşları olan kollajen veya diğer proteinlerin üretimindeki veya yapısındaki genetik bozukluklar nedeniyle dura materin (beyin-omurilik zarının) zayıf olmasına yol açabilir. Bu yapısal zayıflık, zarı BOS sızıntılarına karşı daha hassas hale getirerek spontan intrakraniyal hipotansiyon riskini yükseltir. Bu tür sendromlara sahip bireylerde SIH görülme olasılığı genel popülasyona göre daha fazladır.

    Spontan intrakraniyal hipotansiyon tedavisinden sonra durumun tekrarlama riski nedir ve nüksü önlemek için özel önlemler var mıdır?

    Spontan intrakraniyal hipotansiyonun tedavi sonrası tekrarlama oranı, altta yatan nedenin tam olarak giderilip giderilemediğine ve kişinin yapısal özelliklerine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bazı çalışmalarda bu oran %10 ile %30 arasında bildirilmektedir. Nüksler genellikle ilk sızıntı bölgesinin tam olarak iyileşmemesi, yeni bir sızıntı oluşması veya altta yatan dural zayıflığın devam etmesi sonucu görülür. Tekrarlamayı tamamen önleyecek kesin bir yöntem olmamakla birlikte, hastaların ağır kaldırmaktan, aşırı ıkınmaktan (örneğin kabızlık durumunda), yüksek darbeli sporlardan ve omurgaya ani yük bindirecek aktivitelerden kaçınmaları önerilir. Ayrıca, eğer altta yatan bir bağ dokusu hastalığı varsa, bu durumun uygun şekilde yönetilmesi ve düzenli tıbbi takip önemlidir.

    Spontan intrakraniyal hipotansiyon teşhisi konan veya tedavi gören kişiler günlük yaşamlarında nelere dikkat etmeli, hangi aktivitelerden kaçınmalıdır?

    Spontan intrakraniyal hipotansiyon (SIH) hastalarının iyileşme döneminde ve sonrasında günlük yaşamlarında bazı önlemler almaları önemlidir. Özellikle beyin omurilik sıvısı (BOS) basıncını ani değiştirebilecek aktivitelerden kaçınılmalıdır. Bunlar arasında ağır nesneler kaldırmak, şiddetli öksürme veya hapşırma, ıkınma gerektiren durumlar (kabızlık gibi), ani ve sert hareketler içeren sporlar (örneğin ağırlık antrenmanları, bazı yoga pozisyonları, atlama) bulunur. Uzun süre ayakta kalmak veya oturmak semptomları artırabileceğinden, düzenli pozisyon değiştirmek ve gerektiğinde dinlenmek faydalıdır. Yeterli sıvı alımına özen göstermek ve doktorun önerdiği aktivite kısıtlamalarına uymak, semptomların kontrol altında tutulmasına ve olası nükslerin önlenmesine yardımcı olabilir.

    Spontan intrakraniyal hipotansiyon hangi diğer tıbbi durumlarla karıştırılabilir ve doğru tanı için ayırıcı tanıda nelere dikkat edilir?

    Spontan intrakraniyal hipotansiyonun (SIH) en tipik belirtisi olan ve ayakta durmakla kötüleşen baş ağrısı (ortostatik baş ağrısı), başka birçok durumla karıştırılabilir. Ayırıcı tanıda en sık migren, gerilim tipi baş ağrıları, ve menenjit düşünülür. Ayrıca, Chiari malformasyonu, sinüzit kaynaklı baş ağrıları, anevrizma rüptürüne bağlı olmayan subaraknoid kanama, servikal disk hastalıkları ve hatta psikojenik baş ağrıları da benzer semptomlar verebilir. Doğru tanı için hastanın detaylı öyküsü, tipik postural baş ağrısının varlığı, beyin ve omurilik MRG’sinde görülen pachymeningeal kalınlaşma, beyin sarkması, subdural sıvı koleksiyonları gibi bulgular ve bazen düşük BOS basıncının gösterilmesi önemlidir.

    Spontan intrakraniyal hipotansiyon hastalarında uzun vadeli prognoz nasıldır ve yaşam kalitesi nasıl etkilenir?

    Spontan intrakraniyal hipotansiyon (SIH) hastalarında uzun vadeli prognoz genellikle iyidir, özellikle tanı erken konulup uygun tedavi uygulandığında hastaların büyük bir kısmı tamamen veya önemli ölçüde iyileşir. Ancak, bazı hastalarda semptomlar kronikleşebilir veya tedaviye dirençli olabilir. Yaşam kalitesi, özellikle kronik baş ağrısı, bulantı, yorgunluk ve kognitif zorluklar gibi devam eden semptomlar nedeniyle olumsuz etkilenebilir. Başarılı bir tedavi sonrası çoğu birey normal aktivitelerine dönebilirken, az bir kısmında kalıcı nörolojik sekeller veya tekrarlayan sızıntılar nedeniyle yaşam tarzı kısıtlamaları gerekebilir. Multidisipliner bir yaklaşım ve hastanın durumuna özel takip, uzun vadeli yaşam kalitesini artırmada önemlidir.