Periferik arter hastalığı damarların daralmasıyla karakterize edilir ve bu durum kan akışını kısıtlar. Hastalığın tedavisi için balon anjiyoplasti ve stent yerleştirme gibi girişimsel yöntemler sıklıkla tercih edilir. Bu yöntemlerden balon anjiyoplasti daralmış bölgeye küçük bir balon yerleştirilip şişirilerek arterin genişletilmesini sağlar. Öte yandan stentler arterin yeniden daralmasını önlemek için damar içine kalıcı olarak yerleştirilen metal ağlardır. İlaç salınımlı stentler ve kaplanmış balonlar ise restenoz riskini azaltır. LEVANT II çalışması bu modern cihazların etkinliğini kanıtlamıştır. Ancak restenoz özellikle uzun lezyonlarda hala büyük bir engeldir.

Periferik Arter Hastalığının Girişimsel (Balon ve Stent İle) Tedavisi hakkimda 1
Periferik Arter Hastalığının Girişimsel (Balon ve Stent İle) Tedavisi hakkimda 2 1

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ

Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji

Prof. Dr. Kılıçkesmez, Türk Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Türk Girişimsel Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Strok (inme) tedavisi sertifikasyonu ve Avrupa Girişimsel Radyoloji Boardu (EBIR) sahibidir. Akademik geçmişinde, 2008 yılında Siemens Radyoloji Birincilik Ödülü’nü kazanmıştır.  Medicana Ataköy hastanesinde tedavilerini yapmaktadır.

Özgeçmiş Ödüller Yorumlar

Balon anjiyoplasti PAH tedavisinde nasıl çalışır?

Periferik arter hastalığı tedavisinde balon anjiyoplasti arterlerin içindeki daralmış bölümleri genişletmek için kullanılan etkili bir yöntemdir. Tedavi süreci lokal anestezi altında başlar. İşlem sırasında doktor atardamarın daralmış bölgesine ulaşmak için küçük bir kesi kullanır. Kesiden itibaren özel bir kateter atardamar içerisine yerleştirilir. Kateterin ucunda bir balon bulunur ve bu balon tıkanıklık bölgesine ulaştığında şişirilir.

Hazırlık Aşaması:

  • Lokal anestezi uygulanır.
  • Kalça veya kasık bölgesinde küçük bir kesi açılır.

Kateter Yerleştirme ve İlerletme:

  • Kateter kesi yoluyla atardamara dikkatlice yerleştirilir.

Balonun Şişirilmesi:

  • Balon daralmış bölgeye ulaşınca şişirilir.

Balonun şişirilmesi sırasında daralmış arter duvarına basınç uygulanır ve arter duvarı genişletilir. Bu işlem dar bölgenin açılmasını ve kan akışının normale dönmesini sağlar. Balon şişirildikten sonra sönük hale getirilir ve kateter vücuttan çıkarılır. Bazı durumlarda arterin açık kalmasını sağlamak için stent yerleştirilir. Bu stentler arterin tekrar daralmasını önlemek amacıyla kalıcı olarak arter içinde bırakılır. Tedavi sonrası hastalar genellikle birkaç saat gözetim altında tutulur. Çoğu hasta işlem sonrası birkaç gün içinde normal yaşantısına dönebilir.

PAH tedavisinde kullanılan farklı stent ve balon türleri nelerdir?

Periferik arter hastalığının tedavisinde kullanılan stent ve balon türleri damar açıklığını sağlama ve restenozu önleme amacı taşır. Çıplak metal stentler yapısal destek sunarken ilaç salınımlı stentler hücre büyümesini inhibe eden ilaçlar barındırır. İlaç kaplaması olmayan balonlar ve ilaç kaplı balonlar ise anjiyoplasti prosedürlerinde farklı şekillerde kullanılır.

Stent Çeşitleri:

  • Çıplak Metal Stentler (BMS): Arterlere yapısal destek sağlarlar ancak neointimal hiperplazi yüzünden restenoz oranı yüksektir.
  • İlaç Salınımlı Stentler (DES): Paklitaksel gibi ilaçlarla kaplanmıştır bu ilaçlar aşırı doku büyümesini engelleyerek damar açıklığını uzun süre korur.

Balon Çeşitleri:

  • Normal Balonlar (PTA): İlaç kaplaması olmadan kullanılır arteri genişletir fakat ilaç kaplı seçeneklere göre daha yüksek restenoz riski taşır.
  • İlaç Kaplı Balonlar (DCB): Paklitaksel ile kaplanmıştır balon şişirildiğinde ilaç damar duvarına bırakılır ve restenozu önler.

İlaç kaplı cihazların geliştirilmesi PAD tedavisinde önemli ilerlemelere yol açmıştır. Paklitaksel damar duvarına etki ederek restenozu önler. Klinik çalışmalar bu cihazların damar açıklığını korumada ve tekrar müdahale ihtiyacını azaltmada etkili olduğunu göstermiştir. Ancak bu cihazlarla ilişkili potansiyel uzun vadeli riskler de araştırma konusu olmuştur. Yapılan son analizler paklitaksel kaplı cihazların güvenliğini desteklemekte ve klinik kullanım için onaylamaktadır.

7/24 WhatsApp
İçin
Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    İlaç kaplı balonların PAH tedavisindeki faydaları nelerdir?

    Periferik arter hastalığı tedavisinde ilaç kaplı balonlar restenoz oranlarını düşürmekte büyük bir yarar sağlar. Bu balonlar damar içine antiproliferatif ilaçlar özellikle paklitaksel salarak düz kas hücrelerinin aşırı çoğalmasını önler. Bu sayede arter duvarının yeniden daralmasını engelleyici bir etki gösterirler. İlaç kaplı balonlar tedavi sürecinde aşağıdaki avantajları sunar:

    • Damar açıklığını uzun süre koruma
    • Geleneksel yöntemlere kıyasla restenoz riskini azaltma
    • Tekrar müdahale ihtiyacını minimize etme

    LEVANT II çalışması ilaç kaplı balonların etkinliğini doğrulayan önemli bir araştırmadır. Bu çalışmada ilaç kaplı balon kullanımı düz balon anjiyoplastiye kıyasla bir yıl sonunda damar açıklığını daha fazla korumuştur. Çalışmanın sonuçları şu şekilde özetlenebilir:

    • Birincil açıklık oranı ilaç kaplı balonlar için %65,2 iken düz balon anjiyoplasti grubunda bu oran %52,6’dır.
    • İlaç kaplı balonlar hedef lezyon revaskülarizasyonunu azaltmış böylece daha az tekrar müdahale gereksinimi sağlamıştır.

    IN.PACT SFA çalışması da benzer bulguları destekler niteliktedir. Bu çalışmada ilaç kaplı balonlar;

    • Daha yüksek birincil açıklık oranları (%82,2) sağlamış
    • Klinik olarak yönlendirilen hedef lezyon revaskülarizasyon oranını önemli ölçüde düşürmüştür (%2,4’e karşı %20,6).

    PAH tedavisindeki girişimsel tedavilerle ilgili riskler ve komplikasyonlar nelerdir?

    Periferik arter hastalığının girişimsel tedavileri bazı riskler ve komplikasyonlar barındırır. Restenoz tedavi edilen arterin neointimal hiperplazi veya skar dokusu oluşumu nedeniyle tekrar daralmasıdır ve bu durum %30-50 arasında gözlemlenir. Bu sorunu hafifletmek için ilaç kaplı balonlar ve ilaç salınımlı stentler kullanılmaktadır; ancak restenoz riski azalmış olsa da hala mevcuttur.

    Stent kırıkları da dikkate alınması gereken bir komplikasyondur:

    • Özellikle bacaklarda yüksek mekanik stres altında stentler kırılabilir.
    • Bu durum arterin tekrar tıkanmasına veya restenoza sebep olabilir.

    Bir diğer ciddi komplikasyon stent trombozudur. Stent içinde kan pıhtılarının oluşması nadiren görülse de akut iskemik olaylara neden olabilir. Eski nesil stentlerle daha sık karşılaşılan bu durum stentin kötü yerleştirilmesiyle de ilintilidir.

    Anjiyoplasti işlemleri sırasında kullanılan kontrast madde de bazı riskler taşır:

    • Alerjik reaksiyonlar
    • Özellikle önceden böbrek hastalığı olan hastalarda nefropati

    Enfeksiyon riski her ne kadar nadir olsa da ciddiye alınmalıdır:

    • Kateter giriş yerinde enfeksiyonlar
    • Stent takılan arterde enfeksiyonlar
    Detaylı bilgi ve randevu almak için Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez'e hemen ulaş!

    Balon anjiyoplasti ve stentleme için ideal hastalar kimlerdir?

    Periferik arter hastalığının tedavisi için balon anjiyoplasti ve stent uygulaması özellikle belirli hastalarda tercih edilen yöntemlerdir. Bu tedaviler genellikle belirgin semptomları olan ve diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen bireyler için uygundur. İdeal adayların belirlenmesi tedavinin etkinliği açısından kritik öneme sahiptir.

    • Dengesiz anjina veya stabil anjina durumları olan hastalar bu tedavi için uygun adaylardır.
    • Kalp krizi geçirmiş veya kalp krizi riski taşıyan bireyler acil müdahale gerektiren durumlar olarak değerlendirilir.
    • Önemli koroner arter tıkanıklığı olan ve bypass ameliyatı uygun olmayan hastalar bu girişimsel işlemler için idealdir.
    • Tek veya çok damarlı ciddi arter hastalığına sahip olanlar ve tıbbi tedavilere yanıt vermeyen hastalar tedavi için öncelikli adaylar arasındadır.
    • Yaşlı hastalar ve çeşitli komorbiditeleri olanlar da cerrahi riskler nedeniyle genellikle bu yöntemlere yönlendirilir.

    Bunun yanı sıra bazı hastalar balon anjiyoplasti ve stent için uygun adaylar değildir. Bu durumlar şunları içerir:

    • Teknik olarak mümkün olmayan durumlar veya ciddi kalsifikasyon gösteren arterler
    • Aktif kanama durumu olan veya yakın zamanda ciddi kanama geçirmiş bireyler
    • İşlem sırasında kullanılan malzemelere karşı aşırı duyarlılık gösteren hastalar
    • Kontrolsüz enfeksiyon veya aktif sepsis durumu olanlar

    Tedavi öncesi ilaç yönetimi de önem taşır ve pıhtılaşma riskini azaltmak için antiplatelet tedavisi genellikle gereklidir.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Balon anjiyoplasti ve stent yerleştirme, periferik arter hastalığının (PAH) tedavisinde kullanılan minimal invaziv yöntemlerdir. Balon anjiyoplasti işlemi sırasında, daralmış artere yerleştirilen kateterin ucundaki balon şişirilerek damar duvarına basınç yaparak daralmanın giderilmesi sağlanır ve kan akışı yeniden açılır. Bu işlem genellikle stent yerleştirilmesiyle tamamlanır; stent, damar açıklığını korumak amacıyla balonla açıldıktan sonra yerinde bırakılır. Bazı stentler, damar tıkanıklığının yeniden oluşmasını engellemek için ilaç salınımı yapar. Bu işlemler, genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hastanın bir gece hastanede kalması gerekebilir. Müdahale sonrası iyileşme sürecinde, yara bölgesinin enfeksiyon açısından izlenmesi ve hastanın normal aktivitelerine yavaşça dönmesi önerilir.

    Balon anjiyoplasti ve stent yerleştirilmesi, periferik arterlerdeki daralmış veya tıkanmış damarları açarak kan akışını iyileştiren minimal invaziv işlemlerdir. Balon anjiyoplasti, etkilenen artere küçük bir balon yerleştirilerek şişirilmesiyle plakları damar duvarına doğru sıkar ve damar çapını genişletir. Ancak bu işlem, damarların yeniden daralmasına (restanoz) neden olabilir. Bu durumu engellemek için genellikle stentler, yani küçük ağ yapısındaki tüpler yerleştirilir, bu da damar açıklığını korur. İlaç salan stentler, paclitaxel gibi ilaçlar salarak damar içinde yeni doku büyümesini sınırlayarak restanoz oranlarını azaltır. Araştırmalar, stent yerleştirmenin uzun dönem açıklık sağlama konusunda sadece balon anjiyoplastiye kıyasla daha iyi sonuçlar verdiğini göstermektedir. Ayrıca ilaç kaplı balonlar, anjiyoplasti sırasında doğrudan damar duvarına antiproliferatif ajanlar vererek restanozu önlemede olumlu sonuçlar göstermektedir. Bu tedaviler, periferik arter hastalığının yönetiminde, semptomları hafifletmek ve hastaların yaşam kalitesini artırmak için oldukça önemlidir.

    Evet, stent yerleştirildikten sonra vasküler tıkanıklık tekrarlayabilir, buna in-stent restenozu (ISR) denir. Femoral-popliteal bölgede yapılan stentleme işlemlerinde restenoz oranları, tedaviye cilostazol eklenen hastalarda %31, eklenmeyenlerde ise %43 arasında değişmektedir. İlk yıl içinde femoral-popliteal segmentlerde restenoz oranları %18 ile %40 arasında raporlanmıştır. ISR tedavisinde balon anjiyoplasti, yeniden stent yerleştirilmesi, ilaç kaplı balonlar ve aterektomi gibi seçenekler bulunur ve bunların başarı oranları farklılık göstermektedir. Örneğin ilaç kaplı balon anjiyoplasti, standart balon anjiyoplastiye kıyasla tekrar eden restenozu önemli ölçüde azaltmaktadır.

    Balon anjiyoplasti ve stent yerleştirilmesi, periferik arter hastalığının (PAH) etkili tedavi yöntemlerindendir. Balon anjiyoplasti, özellikle ilaç kaplı balon anjiyoplasti (İKBA), hedef lezyon revaskülarizasyonu (TLR) riskini %59 oranında azaltırken, restenoz oranlarını ise %54 oranında düşürmektedir. Ayrıca İKBA ile damar açıklığının korunma olasılığı, sıradan balon anjiyoplastiye (POBA) kıyasla 2.05 kat daha yüksektir. Stent yerleştirilmesi, özellikle ilaç kaplı stentler, damar açıklığının korunmasında ve tekrar müdahale gereksiniminin azaltılmasında daha üstün sonuçlar göstermektedir. Femoro-popliteal bölgede, stent yerleştirilmesi, ilaç kaplı balon anjiyoplasti ile karşılaştırıldığında daha yüksek açıklık oranları ve TLR’siz bir yaşam sunmaktadır. Bu girişimler, kan akışını artırarak PAH hastalarının semptomlarını hafifletir ve yaşam kalitelerini iyileştirir.

    Periferik arter hastalığı (PAH) için girişimsel tedavi sonrası iyileşme süreci, uygulanan tedaviye ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Endovasküler işlemler (balon anjiyoplasti ve stent yerleştirme gibi) genellikle daha kısa hastanede kalış süreleri ve hızlı günlük hayata dönüş sağlar. Ancak PAH’lı hastalarda sıkça eşlik eden hastalıklar bulunabilir, bu da iyileşme sürecini etkileyebilir. Tedavi sonrası, hastaların ilaç tedavisine uyum göstermesi, yaşam tarzı değişiklikleri yapması ve denetimli egzersiz programlarına katılması önemlidir. Ayrıca tedavi sonrası takiplerin düzenli yapılması, komplikasyonların önlenmesi ve tedavi başarısının sürdürülmesi için kritik rol oynar.

    Atherektomi, periferik arter hastalığı (PAH) olan hastalarda arterlerden aterosklerotik plağı çıkararak kan akışını yeniden sağlamak için yapılan minimal invaziv bir işlemdir. Angioplastiden farklı olarak, atherektomi plakları fiziksel olarak kaldırır, bu da damar duvarı üzerindeki baskıyı azaltabilir ve yeniden daralma oranlarını düşürebilir. ABD’de 40 yaş ve üzeri yaklaşık 6.5 milyon kişi PAH’dan etkilenmektedir ve her yıl 190.000’den fazla atherektomi prosedürü uygulanmaktadır. Farklı atherektomi teknikleri bulunmaktadır; bunlar arasında eksizyonel (plağı kesmek için bıçak kullanma), lazer ablasyonu (plağı buharlaştırmak için lazer kullanma), orbital (plağı zımparalamak için dönen bir araç kullanma) ve rotasyonel (plağı dairesel bir hareketle kesen küçük bıçaklar kullanma) teknikleri yer alır. Klinik çalışmalarda atherektominin arterdeki stenozu etkili bir şekilde azalttığı gösterilmiştir; Örneğin CONFIRM kaydına göre, orbital atherektomi ve düşük basınçlı balon anjiyoplasti kombinasyonu ile stenoz oranı %88’den yaklaşık %10’a düşmüştür. Ancak Cochrane incelemesi, atherektominin, konvansiyonel balon anjiyoplasti veya stentleme yöntemlerine göre patensi, mortalite veya kardiyovasküler olay oranlarında belirgin bir avantaj sağlamadığını belirtmiştir. Yine de mevcut kanıtlara rağmen, atherektomi kullanımının arttığı ve ABD’deki periferik vasküler girişimlerin %18’ini oluşturduğu bildirilmiştir. Atherektomi kullanımı, genellikle lezyon özellikleri ve kalsifiye plakların varlığı gibi bireysel hasta faktörlerine dayanmaktadır.

    Kireçli periferik arter hastalığı (PAH) olan hastalarda intravasküler litotripsi (IVL), standart balon anjiyoplastiye göre daha yüksek prosedür başarı oranları göstermiştir. Disrupt PAD III randomize kontrollü çalışması, IVL’nin hem yüzeyel hem de derin kalsiyumu etkili bir şekilde modifiye etme yeteneği sayesinde, damar uyumunu artırarak stent yerleştirmeyi kolaylaştırdığını bildirmiştir. Buna karşın, standart balon anjiyoplasti, kireçli damarlarındaki yeterli lezyon genişlemesini sağlayamayarak genellikle suboptimal sonuçlara yol açmaktadır.