Kateter esnek yapısı sayesinde vücut boşluklarına ve damarlara kolayca yerleştirilebilir. Özellikle diyaliz tedavisinde önemli bir yere sahiptir. Acil durumlarda kullanılan geçici kateterler hızlı ve etkili bir çözüm sunar. Uzun süreli tedavi gerektiren durumlar için tünelli kateterler tercih edilir. Bu tür enfeksiyon riskini azaltmak amacıyla deri altına yerleştirilir. Anjiyografide kullanılan diagnostik kateterler damarların net bir şekilde görüntülenmesini sağlar. Pigtail kateterler ise kıvrık uçlarıyla doku hasarını minimize ederken sıvı drenajı yapar.
Girişimsel Radyoloji / Girişimsel NöroradyolojiProf. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ
Girişimsel Radyolojide Kullanılan Kateter Çeşitleri
Tedavi Amaçlı
- Geçici kateterler
- PIC kateterleri
- Port kateterleri (onkoloji hastalarında kemoterapi için kullanılır)
- Kalıcı tünelli kateterler
- Drenaj kateterleri (abse, böbrek kanalı ve safra kanalı darlıkları)
- İnfüzyon kateterleri (Pıhtı çözme amaçlı)
Tanısal Amaçlı
- Mikrokateterler (1.2-2.9F)
- Makrokateterler (4-5F, Vert, Cobra, SIM…)
Diyaliz İçin Kullanılan Kateterler Nelerdir?
Diyaliz için kullanılan kateterler böbrek fonksiyonlarını yerine getiremeyen hastalara hayati önem taşır. Bu kateterlerin iki ana çeşidi bulunmaktadır:
Tünelsiz Kateterler:
- Acil diyaliz gerektiren durumlarda tercih edilir.
- Kısa süreli kullanımlar için uygundur.
- İnternal juguler subklavian veya femoral ven gibi merkezi damarlara doğrudan yerleştirilir.
- Mekanik komplikasyonlar ve enfeksiyon riski yüksektir.
Tünelli Kateterler:
- Uzun süreli kullanım için tasarlanmıştır.
- Cerrahi ile subkütanöz bir tünel açılarak yerleştirilir.
- Enfeksiyon riski tünelsiz kateterlere göre daha düşüktür.
- Cilt altında sabitleme ve enfeksiyon barajı sağlayan bir manşete sahiptir.
Tünelsiz kateterler genellikle hastane koşullarında steril tekniklerle ve yatak başında yerleştirilir. Bu işlem sırasında kateterin doğru pozisyona gelmesini sağlamak için görüntüleme teknikleri kullanılır. Bu kateter tipi iki lümen sayesinde diyaliz sırasında kanın hem giriş hem de çıkışını mümkün kılar. Tünelli kateterler ise daha karmaşık bir yerleştirme sürecine sahiptir. Subkütanöz tünelin açılması ile enfeksiyon riski azaltılır ve bu kateterler daha uzun süre kullanılabilmek için tasarlanmıştır. İki lümeni sayesinde diyaliz seanslarında etkin bir şekilde kan akışını sağlar. Bu yapı özellikle arteriovenöz fistül olgunlaşmasını bekleyen hastalar için idealdir. Her iki kateter türü de diyaliz tedavisinin etkinliğini artırır ve hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.
*Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.
Drenaj İçin Pigtail Kateterleri
Pigtail kateterler tıbbi alanlarda yoğun olarak kullanılan önemli araçlardır. Bu kateter türü kıvrımlı ucu sayesinde özellikle sıvı veya hava birikintilerini boşaltma amacıyla tercih edilir. Operasyon sonrası meydana gelen komplikasyonların önüne geçmek için tasarlanmıştır. Akciğer fonksiyonlarını korumak ve enfeksiyon risklerini azaltmak amacıyla kullanılır. Özellikle plevral efüzyon hemotoraks ve pnömotoraks gibi durumlarda etkilidir. Bu kateterler daha az invaziv oldukları için hastalar üzerinde daha az ağrıya neden olur ve iyileşme sürecini hızlandırır.
Pigtail kateterlerin kullanıldığı başlıca durumlar:
- Plevral efüzyon
- Hemotoraks
- Pnömotoraks
- Apseler
Kateter yerleştirilirken ultrason kılavuzu altında işlem yapılır. Bu yöntem kateterin doğru konumlandırılmasını sağlar ve yan etkileri minimize eder. Yerleştirildikten sonra kateterler drenaj sistemlerine bağlanarak sıvıların sürekli veya aralıklı olarak çıkarılmasına olanak tanır. Küçük ve esnek yapısı sayesinde dokulara daha az zarar verir. Daha kısa hastanede kalış süreleri ve daha az komplikasyonla sonuçlanır. Pigtail kateterler özellikle parapnömonik efüzyonlar ve ampiyem gibi durumlar için idealdir.
Ancak bu kateterlerin kullanımı sırasında bazı riskler de bulunmaktadır. Özellikle viskoz veya pıhtılaşmış sıvıların drenajı için uygun olmayabilirler. Enfeksiyon kateterin yerinden çıkması veya tıkanıklık gibi komplikasyonlar meydana gelebilir. Ancak bu riskler uygun yerleştirme teknikleri ve sürekli gözlem ile en aza indirilir.
Kateter Nasıl Takılır?
Kateterin vücuda yerleştirilmesi dikkatle planlanmış ve uygulanan bir süreçtir. Her tür kateter için işlem biraz farklılık gösterir:
Tünelsiz Diyaliz Kateterleri:
- İlk olarak ultrason rehberliğinde büyük bir damara erişim sağlanır.
- Kateter damar içine itilir ve sabitlenir.
- Diyaliz makinesine bağlantısı yapılır.
Tünelli Diyaliz Kateterleri:
- Kateter boyun veya göğüs bölgesinden cilt altına tünellenir.
- Çıkış noktası köprücük kemiği yakınında olacak şekilde ayarlanır.
- Floroskopi ile kateterin konumu ayarlanır ve bir manşetle sabitlenir.
Anjiyografi için Tanı Kateterleri:
- Periferik bir arterden Seldinger tekniği ile başlanır.
- Kılavuz tel arter içine sokulur ardından kateter bu tel üzerinden ilerletilir.
- Floroskopi yardımıyla kateter vasküler sistem içinde ilerletilir.
Pigtail Kateterler:
- Seldinger tekniği ile perkütan olarak yerleştirilir.
- Kılavuz tel hedef alana sokulduktan sonra kateter tel üzerinden geçirilir.
Bu süreçler esnasında sterilizasyon koşullarına dikkat edilir ve enfeksiyon riskini en aza indirgemek için önlemler alınır. Her bir kateter türü belirli bir amaca hizmet eder ve bu nedenle yerleştirme teknikleri de ona göre özelleştirilir. Kateterin vücut içinde doğru konumlandırılması hem tedavinin etkinliği hem de hastanın güvenliği açısından hayati önem taşır. Bu işlemler deneyimli tıp profesyonelleri tarafından yürütülür ve her adımda hasta konforu ön planda tutulur.
Kateter Kullanımında Riskler ve Komplikasyonlar Nelerdir?
Kateter kullanımı çeşitli riskler ve komplikasyonlar barındırabilir. Hem diyaliz hem de tanısal amaçlı kullanılan kateterler enfeksiyon riski taşır. Özellikle diyaliz kateterleriyle ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonları ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu enfeksiyonlar sepsis gibi daha büyük sağlık problemlerine yol açabilir. Ayrıca tünelli diyaliz kateterleri çıkış yeri ve tünel enfeksiyonlarına maruz kalabilir. Bunların yanı sıra kateterlerin neden olabileceği diğer önemli bir risk trombozdur. Fibrin kılıfın oluşumu ve içerideki pıhtılaşmalar kateterin işlevselliğini bozarak yetersiz diyaliz akışına sebep olur. Bu durumlar genellikle antikoagülasyon tedavisi veya kateter değişimi gerektirir.
Mekanik Komplikasyonlar:
- Kateterin yanlış yerleştirilmesi
- Kateterin bükülmesi
- Yerleştirme zorlukları
- Merkezi venlerin daralması
Kateterler ayrıca mekanik komplikasyonlara da neden olabilir. Yanlış yerleştirme veya bükülme tedavi sürecini zorlaştırır ve bazen ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Merkezi venlerde kateterle ilişkili daralmalar kollarda veya yüzde şişlik gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Tanı amaçlı kateterler büyük damarlara yerleştirildiklerinde kanama ve hematoma yol açabilir. Arter hasarı acil müdahale gerektirecek kadar ciddi sonuçlar doğurabilir. Kontrast maddeye bağlı nefropati özellikle böbrek sorunları olan hastalarda görülebilir. Tromboembolik olaylar da felce veya periferik iskemiye yol açabilir. Pigtail kateterler uzun süreli kullanımda enfeksiyon riski taşır ve yanlış yerleştirilme durumunda organ veya damar delinmesine neden olabilir. Bu tür bir delinme pnömotoraks veya peritonit gibi ciddi komplikasyonlara sebep olabilir. Kateterlerin orijinal konumlarından çıkması veya göç etmesi yetersiz drenaja neden olabilir ve yeniden konumlandırma gerektirebilir.
Tanısal (Teşhis) Kateterler Nelerdir?
Tanısal kateterler anjiyografi gibi görüntüleme tekniklerinde temel bir araçtır. Bu tür kateterler özellikle vasküler sistemdeki anormallikleri tespit etmek amacıyla kullanılır. Uzun ince ve esnek yapıları sayesinde doktorlar damar içi yollardan rahatlıkla ilerleyebilir. Gelişmiş navigasyon kabiliyetleri ile bu kateterler damarların en ince kollarına kadar ulaşabilir. Vasküler sistemdeki tıkanıklıklar anevrizmalar veya daralmalar gibi problemleri belirlemek için kritik rol oynarlar.
Kateterlerden enjekte edilen kontrast madde X-ışını altında damarların ve organların net bir şekilde görüntülenmesini sağlar. Bu detaylı görüntüler sayesinde doktorlar hastalıklı bölgeleri daha net görebilir. Hassas kontrol mekanizmaları kateterin istenilen bölgeye zarar vermeden yönlendirilmesine olanak tanır. Bu özellik özellikle kalp, beyin ve periferik arterlerdeki vasküler bozuklukları incelerken önemlidir.
Tanısal kateter kullanımının avantajları arasında şunlar bulunur:
- Damarlardaki daralmaları ve engelleri belirler
- Vasküler yapının detaylı haritasını çıkarır
- Stent gibi tedavi yöntemlerine rehberlik eder
Sıkça Sorulan Sorular
Kateter ne tür durumlarda kullanılır?
Kateterler, çeşitli tıbbi durumlarda kullanılır; İngiltere Ulusal Sağlık Servisi’nde (NHS) hastaların yaklaşık %12,9’u idrar kateteri kullanırken, erkeklerde bu oran %15,7’ye çıkmaktadır ve özellikle hastanelerde, yoğun bakım ünitelerinde kateter kullanımı %76,6’ya kadar yükselmektedir. ABD acil servislerinde, idrar kateteri kullanımı 2002-2003 yıllarında %3,1 iken, 2018-2019’da %1,6’ya düşmüştür, ayrıca kateterizasyonların %53,9’unda uygun endikasyonlar bulunmamaktadır. Uzun süreli kateter kullananların çoğunluğu erkek (%59,6) ve 70 yaşın üzerindedir (%71,2), bu kişilerin %60,8’inin üretral kateter kullandığı gözlemlenmiştir. Yaygın kullanım nedenleri arasında iyi huylu prostat büyümesi (%63,9) ve üretral darlık (%16,8) öne çıkmaktadır. Japonya’daki hastanelerde, yoğun bakım dışı ünitelerde kalıcı idrar kateteri kullanım oranı %13 civarındadır ve kateter bağlı idrar yolu enfeksiyonu insidansı 1.000 kateter-gün başına 9,86’dır.
Kateter yerleştirme işlemi nasıl yapılır?
Kateter takma işlemi, her yıl İngiltere’deki hastanelere başvuran hastaların %15-25’inin ihtiyacı olan yaygın bir tıbbi uygulamadır. Ancak bu uygulamanın %19-40’ı gereksiz şekilde yapılıyor ve bu durum, kateterle ilişkili idrar yolu enfeksiyonları (CAUTI) risklerini artırıyor. Hastane ortamlarında, sağlık hizmetiyle ilgili idrar yolu enfeksiyonlarının %80’i kateterlerden kaynaklanıyor ve bu enfeksiyonlar hastane içi enfeksiyonların %43-56’sını oluşturuyor. Kateter kullanım oranı, farklı ortamlarda değişkenlik gösteriyor; Örneğin Avrupa’daki 66 hastanede %17.5, ABD’deki 183 hastanede ise %23.6 oranında kateter kullanımı rapor ediliyor. Yoğun bakım ünitelerinde ise bu oran %76.6’ya kadar çıkabiliyor. Kateterin takılı kalma süresi enfeksiyon oranlarını artırıyor; her geçen gün, bakteriyemi riskini yaklaşık %5 oranında artırırken, 30. günde kültür pozitif idrar neredeyse evrensel hale geliyor. Bu riskleri azaltmak için, kanıta dayalı yönergeler, kateter kullanımını açık bir indikasyon ile sınırlamayı ve gerekli olmadığında hemen çıkarmayı öneriyor. Ancak bu yönergelere uyum düşük; yapılan çalışmalarda, tıbbi kayıtlarda kateter kullanımının sadece %53’ünün belirtilmiş olduğu, kateter takma işleminin ise sadece %12’sinin kaydedildiği görülüyor. Yönergelere uyumun artırılması ve belgelerin doğru şekilde tutulması, CAUTI’lerin ve ilgili komplikasyonların azaltılması için kritik adımlardır.
Kateter bakımı nasıl yapılmalıdır?
Kateter bakımı, enfeksiyonları önlemek ve etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak için çok önemlidir. Sağlık personelinin aseptik yerleştirme, bakım ve zamanında çıkarma konusunda düzenli eğitim alması gerekmektedir. İndwelling (içeride kalan) kateterler yalnızca gerçekten gerekli olduğunda kullanılmalı ve mümkün olan en kısa sürede çıkarılmalıdır. Kapalı drenaj sistemi korunmalı, bağlantılar aseptik tekniklerle hızla yapılmalıdır. Kateter ve drenaj tüpü, mesane seviyesinin altında olacak şekilde kinksiz tutulmalı, koleksiyon torbası mesane seviyesinin altında olmalıdır. Düzenli hijyen, genital bölgenin sabun ve su ile günlük olarak temizlenmesini içerir. Kateterin gerekliliği düzenli olarak değerlendirilmeli, kateter ilişkili idrar yolu enfeksiyonları (KİYE) riski azaltılmalıdır.
Kateter kullanımı sırasında enfeksiyon riski nasıl önlenir?
Kateter kullanımında enfeksiyon riskini önlemek için, sadece gerektiğinde kullanılması önemlidir çünkü hastane kaynaklı idrar yolu enfeksiyonlarının yaklaşık %75’i kateter kullanımına bağlıdır. Kateter takarken aseptik tekniklerin uygulanması ve kapalı steril drenaj sisteminin korunması gereklidir. Kateterin gereksiz yere uzun süre takılı kalması enfeksiyon riskini artırır, bu yüzden kateteri mümkün olan en kısa sürede çıkarmak gerekir. Ayrıca sağlık personelinin kateter bakımı konusunda eğitilmesi ve enfeksiyon oranlarının izlenmesi, kateter kaynaklı enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olabilir.
Geçici ve kalıcı kateter türleri arasındaki farklar nelerdir?
Geçici kateterler, genellikle acil durumlar veya kısa süreli erişim ihtiyaçları için kullanılır ve genellikle 3-4 hafta kadar kullanılır; genellikle cilt altına tünellenmeden doğrudan merkezi damarlara (iç jugular veya uyluk damarları gibi) yerleştirilir. Kalıcı kateterler ise uzun süreli kullanım için tasarlanmış olup, deri altına tünellenir ve enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olan bir “yastık” özelliği bulunur; genellikle fistül gibi alternatif erişim yolları olmayan veya olgunlaşan hastalarda kullanılır. Kalıcı kateterler, geçici kateterlere göre daha yüksek kan akış hızlarına sahip olup, bu da diyaliz verimliliğini artırabilir. Bununla birlikte, her iki kateter tipi de enfeksiyon riski taşır; yapılan bir çalışmada kateter kullanan hastalarda enfeksiyon oranı %32, trombotik komplikasyon oranı ise %68 bulunmuştur. Bu nedenle geçici ve kalıcı kateter seçimi, hastanın tıbbi ihtiyaçlarına ve kullanım süresine bağlıdır.
Kateterler hangi malzemelerden yapılır ve bu malzemelerin seçimi neden önemlidir?
Kateterler genellikle silikon, poliüretan, lateks veya teflon gibi çeşitli polimerlerden üretilir. Malzeme seçimi kateterin kullanılacağı vücut bölgesi, kullanım süresi ve hastanın alerjik durumu gibi faktörlere bağlıdır. Örneğin, silikon kateterler biyouyumlu olmaları ve uzun süreli kullanıma uygunlukları nedeniyle tercih edilirken, poliüretan kateterler daha sert yapılarıyla kolay yerleştirme ve yüksek akış hızları sunar. Malzemenin pürüzsüzlüğü, esnekliği ve enfeksiyon oluşturma potansiyeli, hasta konforu ve tedavinin başarısı açısından kritik öneme sahiptir, bu yüzden doğru malzeme seçimi komplikasyon riskini azaltır.
Uzun süreli kateter kullanımı hastaların günlük yaşamını ve psikolojisini nasıl etkiler?
Uzun süreli kateter kullanımı, hastaların günlük aktivitelerinde bazı kısıtlamalara yol açabilir ve hareket özgürlüğünü etkileyebilir. Özellikle idrar veya diyaliz kateterleri gibi dışarıda bir kısmı bulunan kateterler, vücut imajı endişelerine, utangaçlık hissine ve sosyal izolasyona neden olabilir. Enfeksiyon veya tıkanıklık gibi olası komplikasyonlara dair sürekli bir endişe, anksiyete ve stres seviyelerini artırabilir. Bu nedenle, hastaların bu süreçte psikolojik destek alması, kateter bakımı konusunda iyi eğitilmesi ve yaşam kalitelerini artıracak uyum stratejileri geliştirmesi önemlidir.
Kateter teknolojisindeki en son yenilikler ve gelecekteki beklentiler nelerdir?
Kateter teknolojisi, enfeksiyon riskini azaltan antimikrobiyal kaplamalı kateterler, ilaçları doğrudan hedef dokuya ulaştıran ilaç salınımlı kateterler ve damar içinde daha kolay ilerlemeyi sağlayan gelişmiş yönlendirilebilir uçlu kateterler gibi alanlarda sürekli gelişmektedir. Gelecekte, vücutla daha uyumlu, tamamen emilebilir (biyobozunur) kateterlerin, sensörlerle donatılmış akıllı kateterlerin ve minimal invaziv cerrahilerde daha da hassas işlemler yapabilen robotik kateter sistemlerinin yaygınlaşması beklenmektedir. Bu yenilikler, hasta güvenliğini artırmayı ve tedavi sonuçlarını iyileştirmeyi hedeflemektedir.
Periferik ven kateteri (damar yolu) takılırken ve takılıyken neler hissedilir ve olası rahatsızlıklar nasıl azaltılabilir?
Periferik ven kateteri takılırken, iğnenin cilde ve damara girişi sırasında kısa süreli, keskin bir batma veya yanma hissi oluşabilir. Kateter yerleştirildikten sonra genellikle belirgin bir ağrı olmaz ancak bazı kişilerde hafif bir hassasiyet, gerginlik veya yabancı cisim hissi devam edebilir. Olası rahatsızlıkları azaltmak için işlem öncesinde bölgeye lokal anestezik krem uygulanabilir, işlem sırasında hastanın dikkatinin dağıtılması ve rahat pozisyonda olması sağlanabilir. Kateter takılıyken kolun aşırı hareketlerinden kaçınmak ve kateter giriş yerini kuru ve temiz tutmak da konforu artırır.
Evde kendi kendine kateterizasyon (TAK) nedir ve hangi durumlarda kimler tarafından uygulanabilir?
Temiz Aralıklı Kateterizasyon (TAK), mesanesini tam olarak boşaltamayan bireylerin, belirli aralıklarla steril olmayan temiz bir teknik kullanarak kendilerine idrar sondası uygulamasıdır. Genellikle omurilik yaralanmaları, multipl skleroz, spina bifida gibi nörolojik durumlar veya mesane kaslarının zayıfladığı durumlarda doktor tarafından önerilir. Hasta veya bakıcısı, sağlık profesyonellerinden uygun eğitimi aldıktan sonra bu işlemi evde kendi başına uygulayabilir. TAK, böbrek hasarı ve enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olurken, hastanın bağımsızlığını ve yaşam kalitesini önemli ölçüde artırır.

Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, 1997’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlığını İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Londra’da girişimsel radyoloji ve onkoloji alanında eğitim aldı. İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde girişimsel radyoloji bölümünü kurdu, 2020 yılında profesör oldu. Birçok uluslararası ödül ve sertifikaya sahip olup, 150’den fazla bilimsel yayını ve 1500’ün üzerinde atıfı bulunmaktadır. Şu an Medicana Ataköy Hastanesi’nde görev yapmaktadır.
Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar