Arteriovenöz malformasyonlar (AVM), beyin veya omurilikte arter ve venler arasında anormal damar bağlantılarının oluştuğu doğumsal damar anomalileridir. Bu durum, kan akışının normal düzenini bozarak beyin kanaması veya nörolojik hasara yol açabilir.

Arteriovenöz malformasyonlar tanı ve görüntüleme yöntemleri, manyetik rezonans görüntüleme (MRG), bilgisayarlı tomografi (BT) ve anjiyografi ile yapılır. Bu teknikler, damar yapısını ve olası kanama riskini değerlendirmeye olanak sağlar.

Arteriovenöz malformasyonlarda tedavi seçenekleri, cerrahi rezeksiyon, endovasküler embolizasyon ve stereotaktik radyocerrahiyi içerir. Tedavi, AVM’nin yeri, büyüklüğü ve hastanın klinik durumu göz önünde bulundurularak planlanır.

Arteriovenöz malformasyonlar komplikasyonları arasında beyin kanaması, epilepsi ve kalıcı nörolojik hasar bulunur. Erken tanı ve uygun tedavi, komplikasyon riskini azaltarak yaşam kalitesini artırır.

TanımArteriovenöz malformasyon (AVM), arterler ve venler arasında anormal bir bağlantı oluşmasıdır. Bu bağlantılar doğuştan gelir ve normal kılcal damar yatağının eksikliği ile karakterizedir. Vücudun her yerinde rastlanabilir.
NedenlerDoğumsal (konjenital) olup kesin nedeni bilinmemektedir. Genetik faktörler rol oynayabilir.
BelirtilerKafa içinde yerlesenlerde baş ağrısı, nöbetler, nörolojik defisitler (görme, konuşma veya hareket bozuklukları), baş dönmesi, kulak çınlaması, kanama (intrakraniyal kanama), bilinç kaybı gelişebilir.
Ekstremitelerde, vücut içerisinde ya da kas iskelet sisteminde yerleşenlerde ise şişlik, ağrı, renk değişikliği, üfürüm duyulması rastlanan bulgulardandır. Nadiren cildi inceltip kanamaya da neden olabilirler.
Tanı YöntemleriMR ve MR anjiyografi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve BT anjiyografi, anjiyografi, Doppler ultrasonografi
Tedavi YöntemleriMikrocerrahi rezeksiyon, endovasküler embolizasyon, beyinde yerleşenlerde stereotaktik radyocerrahi (Gamma Knife veya CyberKnife), ilaç tedavisi (semptomları yönetmek için). Periferik yani beyin dışında yerleşenlerde en önemli seçenek anjiyo ile embolizasyon islemidir. Çünkü genelde birçok dokunun arasına uzanırlar ve çıkarılmaları pek mümkün olmaz.
Prosedür TürleriMinimal invaziv (endovasküler embolizasyon), cerrahi (mikrocerrahi rezeksiyon), radyocerrahi (stereotaktik radyocerrahi)
Prosedür SüresiTedavi yöntemine bağlı olarak değişir; cerrahi genellikle birkaç saat sürerken, embolizasyon ve radyocerrahi daha kısa sürebilir. Endovasküler tedavi ile beyin de genellikle kür olurken, vücuttakilerde tekrarlayan tedaviler gerekebilir.
Anestezi TürüGenellikle genel anestezi, ya da derin sedoanaljezi
HazırlıkDetaylı nörolojik değerlendirme, kan testleri, görüntüleme testleri, preoperatif değerlendirme
Yan Etkiler ve RisklerEnfeksiyon, kanama, nörolojik defisitler, anestezi komplikasyonları, embolizasyon sonrası iskemik komplikasyonlar, ciltte yara
İyileşme SüresiCerrahi sonrası birkaç hafta ila birkaç ay; endovasküler ve radyocerrahi sonrası daha hızlı iyileşme süresi
TakipDüzenli nörolojik muayeneler, kontrol görüntülemeleri, tedavi sonrası olası komplikasyonların izlenmesi
AvantajlarÇeşitli tedavi seçenekleri, minimal invaziv yöntemlerin mevcut olması, tedavi ile semptomların ve kanama riskinin azaltılması
Alternatif TedavilerSemptomatik tedavi (antiepileptik ilaçlar), konservatif takip (düzenli görüntüleme ve klinik izlem)
Türkiye’nin Girişimsel Radyoloji ve Nöroradyoloji Doktoru

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ

Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji

Prof. Dr. Kılıçkesmez, Türk Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Türk Girişimsel Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Strok (inme) tedavisi sertifikasyonu ve Avrupa Girişimsel Radyoloji Boardu (EBIR) sahibidir. Akademik geçmişinde, 2008 yılında Siemens Radyoloji Birincilik Ödülü’nü kazanmıştır.
Özgeçmiş Ödüller Yorumlar

Yazı İçeriği

Arteriovenöz Malformasyonlar (AVM) Nedir?

Arteriovenöz malformasyonlar (AVM), arterler ile venler arasında normalde bulunması gereken kılcal damarların yer almadığı, doğuştan gelen damar anormallikleridir. Bu durum, kanın yüksek basınçla doğrudan venlere geçmesine neden olarak kanama ve nörolojik semptomlara yol açabilir. En sık beyinde veya omurilikte görülür ve bazen hayatı tehdit edebilir. Tanı genellikle görüntüleme yöntemleriyle konur.

AVM Hastalığının Etkileri

Kanamış beyin damar yumağı (AVM) embolizasyon tedavisi
Kanamış beyin damar yumağı (AVM) embolizasyon tedavisi

Arteriovenöz malformasyon, kısaca AVM, damar yapılarının anormal bir şekilde birleşmesidir. Bu durum, genellikle doğuştan gelen bir damar yumağıdır ve vücudun herhangi bir bölgesinde ortaya çıkabilir. Özellikle sinir sistemi gibi kritik alanlarda bulunduğunda, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

AVM’ler, atardamar ve toplardamarlar arasında, kılcal damarlar yerine doğrudan bağlantılar oluşturur. Bu anormal bağlantılar nedeniyle, kan dolaşımı etkilenir ve çeşitli komplikasyonlara neden olabilir:

  • Kanın oksijen ve besin maddelerini hücrelere verimli bir şekilde taşıyamaması,
  • Atıkların vücuttan uygun şekilde atılamaması.
  • O bölgeye çok kan çekilmesi nedeniyle kol ve bacakta şişme ve ısı artışı yapabilir.

AVM’nin oluşum mekanizması tam olarak anlaşılmamış olup, genetik faktörlerin etkili olduğuna dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, bu yapısal bozukluğun varlığı, zamanla ilgili organlarda işlev bozukluklarına ve ciddi sağlık problemlerine sebep olabilir. Bu nedenle, AVM tanısı konulduğunda, durumun ciddiyetine göre izlenmesi ve yönetilmesi önem taşır.

7/24 WhatsApp
İçin
Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Arteriovenöz Malformasyonun Belirti ve İşaretleri

    Arteriovenöz malformasyonlar (AVM) genellikle sinir sistemi içerisinde yer alır ve çoğu zaman belirti vermez. Ancak belirti vermeye başladığında, semptomlar kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebilir.

    Beyin AVM’leri, beyindeki kan akışını etkiledikleri için baş ağrısı gibi genel şikayetlere yol açabilir. Ayrıca AVM’nin bulunduğu konuma ve etkilediği beyin bölgesine bağlı olarak farklı belirtiler de ortaya çıkabilir:

    Arteriovenöz malformasyonlar (AVM) Arteriovenoz malformasyonlar AVM

    • Vücudun bir tarafında kuvvetsizlik
    • Uyuşma
    • Dengesizlik
    • Konuşma bozukluğu
    • Bunama
    • Çocuklarda zeka geriliği
    • Epileptik nöbetler

    Omurilik AVM’leri ise farklı bir semptom dizisi gösterir. Bu belirtiler arasında:

    • Sırt ve bel ağrısı
    • Bacaklarda uyuşma
    • Kuvvetsizlik
    • İdrar kaçırma
    • Ani kanama sonucu felç gelişimi yer almaktadır.

    Bu semptomlar, AVM’nin yerleşim yeri ve etkisinin şiddetine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Tedavi edilmediği takdirde, bu semptomlar ilerleyebilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. AVM belirtileri zamanla değişebilir, bu nedenle erken tanı ve müdahale önemlidir.

    Vücut AVM’leri

    • Kol ve bacakta kalınlaşma
    • Ciltte renk değişikliği
    • Lezyon üzeri sıcak bunun ötesindeki alanlar soğuk olabilir.

    AVM Hastalığının Tedavi Yöntemleri

    akciğer avm görüntüsü
    akciğer avm görüntüsü

    Arteriovenöz malformasyonlarda, yüksek risk taşıyan lezyonlar özel bir dikkat gerektirir. Bu vakalarda, cerrahi müdahale yerine farklı tedavi yöntemleri tercih edilir. Endovasküler embolizasyon, lezyonun riskini azaltmak için kullanılan önemli bir yöntemdir.

    Bu tedavi, yumak damarların kapanmasını sağlayarak, potansiyel kanama risklerini minimize eder. Ortalama olarak, tedavi uygulandıktan iki yıl sonra, yumak damarlar tamamen kapanmış olur. Ayrıca, bu yöntem:

    • Lezyonun kapatılmasını kolaylaştırır,
    • Cerrahi öncesi riskleri azaltır,
    • Kanama ihtimalini düşürür.

    Endovasküler embolizasyon, cerrahiye alternatif bir çözüm sunar ve hastalar için daha az invaziv bir seçenek oluşturur. Dolayısıyla, yüksek riskli durumlar için ideal bir tedavi yöntemidir. Tedavi sonrasında hastalar, genellikle daha hızlı bir iyileşme süreci yaşar.

    Endovasküler Embolizasyon Yönteminin Faydaları

    Endovasküler embolizasyon yöntemi, damar içerisinden tedavi sağlayarak birçok avantaj sunar. Açık cerrahiye kıyasla, bu teknik daha az invaziftir ve hastaların çoğu aynı gün içinde taburcu edilebilir. Özellikle zor ulaşılabilen damar patolojileri için bu yöntem idealdir.

    Hastalar, daha kısa iyileşme süresi ve daha az ağrı deneyimi yaşar. İleri yaştaki bireyler veya eşlik eden hastalıkları olan kişiler için bu yöntem daha uygun olabilir. Kapalı anjiografik tedavi ile damar içerisinden uygulanan bu yöntem:

    • Daha az komplikasyon riski taşır.
    • İyileşme sürecini hızlandırır.
    • Açık cerrahi müdahale gerektiren karmaşık durumları yönetebilir.
    • Genel anestezi gerektirmeyebilir.
    • Ancak özellikle beyin yerleşimli olanlarda tedavi esnasında kanama riski olabileceğinden beyin cerrahi ekibinin hazırlığı sonrasında embolizasyon başlamalı, gerektiği durumlarda açık cerrahi ile devam edilip, kanama riski azaltılıp tam kür hedeflenmelidir.

    Bu tedavi, özellikle eşlik eden sağlık sorunları olan hastalar için daha az riskli bir alternatif sağlar. Kontrolsüz diyabet, kalp hastalığı veya hipertansiyon gibi koşullar olan hastalar için, endovasküler embolizasyon daha az stresli ve daha güvenli bir tedavi seçeneği sunar.

    Detaylı bilgi ve randevu almak için Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez'e hemen ulaş!

    Endovasküler Embolizasyon Yönteminin Uygulanış Biçimi

    Bu işlemde ilk adım olarak kasıktaki atardamar üzerinden bir giriş kılıfının yerleştirilmesi gerekmektedir. Daha sonra hassas kateter ve mikrokateter sistemleri, anjiografi kılavuzluğunda lezyonlu bölgeye yönlendirilir. Lezyona ulaşıldığında, duruma özel tıkayıcı materyaller kullanılır. Bu materyaller şunları içerebilir:

    • Damar yapıştırıcıları ve dolgu materyalleri (örneğin glue, onyx)
    • Koiller çok nadiren kullanılır

    Endovasküler Embolizasyon İçin Hazırlık Aşamaları

    Arteriovenöz malformasyon tedavisinde endovasküler embolizasyon öncesinde hastanın durumu titizlikle incelenir. Girişimsel Radyoloji Uzmanı, hastanın mevcut sağlık bilgileri ve tıbbi geçmişini dikkatle değerlendirir. Bu süreç içinde hastanın son iki hafta içinde yaptırdığı testler gözden geçirilir. İşleme başlamadan önce hastanın alması gereken önlemler şunlardır:

    • İlaç kullanımı, özellikle kan sulandırıcılar, işlem öncesi kontrol altına alınır ve gerekiyorsa değişiklik yapılır.
    • İşlem öncesinde hastanın en az altı saat hiçbir katı veya sıvı gıda alımı yapmaması şarttır; sigara kullanımı da dahil olmak üzere kesinlikle yasaktır.

    Anestezi seçenekleri, işlemin niteliğine bağlı olarak belirlenir. Müdahale sırasında, hastanın konforu ve güvenliği için uygulanacak anestezi yöntemi seçilir. Bu yöntemler arasında:

    Vücuttaki küçük lezyonlarda

    • Yalnızca işlem yapılacak bölgenin lokal anestezisi,
    • Sedoanaljezi ile hafif sedasyon,
    • Tam sedasyon sağlayan genel anestezi yer alır.

    Beyin AVM’lerinde mutlaka genel anestezi uygulanır.

    Bu hazırlık aşamaları, işlemin başarısı için kritik öneme sahiptir.

    Arteriovenöz Malformasyon AVM: Endovasküler Embolizasyon Sonrası İzleme Süreci

    Endovasküler embolizasyon sonrası hastanın izleme süreci titizlikle yürütülür. İşlem sonrasında, giriş alanındaki damar kılıfı uzman tarafından dikkatlice çıkarılır. Hastalar, lokal anestezi veya sedasyon altında işlem görmüşlerse, izlem için en az bir gece serviste kalır.

    Öte yandan, genel anestezi ile tedavi edilenler için durum daha dikkatli bir yaklaşım gerektirir. Bu hastalar genellikle yoğun bakım ünitesinde bir gece geçirirler. Doktorlar iyileşme sürecini yakından takip eder ve gerekli tüm tedavi ayarlamalarını yapar. Bu süreçte, hastanın herhangi bir komplikasyon yaşamaması için gerekli tüm önlemler alınmış olur.

    6 ay kadar sonra kontrol anjiyo yapılır ve yeniden dolum gibi bir durum olursa o kısım da yeni bir operasyon ile embolize edilir.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Arteriyovenöz malformasyon (AVM) hastalığı tedavi edilmediği takdirde beyin kanaması riski taşıyan ciddi bir durumdur. Yıllık kanama ihtimali %2 civarındadır. Dolayısıyla bu durum ölümcül olabilmektedir. Erken tanı ve zamanında müdahale hayati önem taşır. Hastalığın ilerlemesi durumunda yaşamsal fonksiyonlar tehlike altına girebilir ve bu durum hasta için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle AVM tanısı konan hastaların vakit kaybetmeden uygun tedaviye başlamaları önerilir.

    Beyindeki damar yumağı olarak bilinen arteriyovenöz malformasyon (AVM) tehlikeli bir durumdur. Normalde beyindeki atar ve toplar damarlar ayrı işlev görürken AVM’de bu damarlar iç içe geçmiş ve anormal bir yapı oluşturmuştur. Bu durum damar içindeki kan akışını hızlandırır ve basıncı artırır. Sonuç olarak beyin kanaması riski taşır ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Dolayısıyla AVM ciddi ve dikkat edilmesi gereken bir sağlık sorunudur. Özellikle tedavi edilmediğinde yaşamı tehdit eden komplikasyonlara neden olabilir.

    Damar yumağı genellikle kendiliğinden geçmez; bu nedenle tedavi önemlidir. Uygun müdahale yapılmadığı takdirde damar yumağının neden olduğu komplikasyonlar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle beyin gibi kritik organlarda bulunan damar yumağı için doktor kontrolü ve zamanında müdahale şarttır. Embolizasyon, cerrahi, ışın tedavisi ya da bu tedavilerin kombinasyonları uygulanır.

    Arteriyovenöz malformasyon (AVM) genellikle genetik bir hastalık olarak kabul edilmez. Bu durum ailesel olarak nadiren görülür. Dolayısıyla bir beyin AVM hastasının çocuklarında bu hastalık görülme ihtimali genel nüfusa kıyasla daha fazla değildir. Araştırmalar AVM’nin çoğunlukla rastlantısal olduğunu ve genetik bir geçiş göstermediğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle AVM taşıyan bir ebeveynin çocuklarında AVM geliştirme riski normalden yüksek değildir.

    Atardamar-toplar damar malformasyonu olan bir hasta sağlık durumunu yönetmek için birkaç önemli adıma dikkat etmelidir. Öncelikle düzenli tıbbi takipler yapmalı ve herhangi bir semptom değişikliğini doktoruna bildirmelidir. Ayrıca baş ağrısı, nöbet ve nörolojik bozukluklar gibi belirtilerin yönetimi için ilaçlara sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır. Kan basıncını yükseltebilecek ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmalıdır. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmeli, düzenli egzersiz yapmalı ve sigaradan uzak durmalıdır. Ayrıca stresi azaltacak teknikleri benimsemeli ve gevşeme egzersizleri yapmalıdır. Ani ve şiddetli baş ağrısı veya nörolojik değişiklikler yaşadığında derhal tıbbi yardım almalıdır.

    Damar yumağı tedavi edilmezse beyin içindeki bu anormal damar ağından kaynaklanan komplikasyonlar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yüksek basınç altında kan damarları zayıf noktalardan yırtılabilir. Sonuç olarak ani bir beyin kanaması meydana gelir ki bu durum hayati tehlikeleri beraberinde getirir. Beyin kanaması nedeniyle motor fonksiyonlar, konuşma veya görme gibi temel insan işlevleri zarar görebilir. Uzun vadede tedavi edilmeyen AVM ciddi nörolojik hasara ve hatta ölüme yol açabilir.

    Arteriovenöz Malformasyonlar (AVM), genellikle bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve kan akışını görüntülemek için kontrast boya enjeksiyonu ile yapılan serebral anjiyografi gibi görüntüleme teknikleriyle teşhis edilir. Bu yöntemler, AVM’nin boyutunu, yerini ve çevresindeki beyin yapılarıyla olan ilişkisini belirlemek için kullanılır.

    Arteriovenöz Malformasyonlar (AVM), günlük yaşamı önemli ölçüde etkileyebilir; hastaların %50’sinde ilk belirti olarak beyin kanaması görülür ve bu durum %20-30 oranında kas zayıflığı, felç veya konuşma güçlüğü gibi nörolojik sorunlara, %10-15 oranında ise ölüme neden olur. Hastaların %15-40’ında epileptik nöbetler, %10-50’sinde ise baş ağrıları rapor edilmektedir. Bu belirtiler, hareket kabiliyeti, iletişim ve bilişsel işlevlerde zorluklara yol açarak günlük aktiviteleri ve iş hayatını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca özellikle genç bireylerde, psikolojik yük ve kaygı sıklıkla görülmekte ve yaşam kalitesini düşürmektedir.

    Embolizasyon, Arteriovenöz Malformasyonlar (AVM) tedavisinde tek başına uygulandığında tam obliterasyon oranı %13,7 ile %95,6 arasında değişmektedir ve başarı oranı seçilmiş vakalarda daha yüksektir. Ancak klinik komplikasyon oranı yaklaşık %24,1 olup, %9,7 kanama ve %1,5 işlemle ilişkili mortalite riski taşır. Cerrahi rezeksiyon öncesinde yardımcı bir yöntem olarak kullanıldığında, AVM boyutunu yaklaşık %80 oranında küçülterek cerrahiyi daha güvenli hale getirebilir, ancak ameliyat öncesinde %3,4 kanama riski oluşturabilir. Etkinliği ve güvenliği, bireysel hasta ve AVM özelliklerine bağlıdır.

    Tedavi edilmeyen arteriovenöz malformasyonlar (AVM), yıllık kanama riski %2-4 arasında olup, her kanama durumunda %10-15 ölüm ve %50’ye varan sakatlık riski taşır. Derin venöz drenaj, ilişkili anevrizmalar ve infratentoryal yerleşim bu riski artırabilir. Ayrıca tedavi edilmeyen AVM’ler nöbetler, kronik baş ağrıları ve odaklanmış nörolojik bozukluklara yol açabilir, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.

    Arteriovenöz malformasyonların (AVM) tedavisinde cerrahi rezeksiyon, genellikle küçük boyutlu, beynin elzem olmayan bölgelerinde bulunan ve Spetzler–Martin sınıflamasına göre düşük dereceli (Derece I ve II) AVM’ler için tercih edilir. Spetzler–Martin Derece I AVM’lerin %38,5’i ve Derece II AVM’lerin %27,2’sinde mikroskobik cerrahiyle %98,2 oranında tam obliterasyon sağlanmıştır. Ayrıca cerrahi tedavi uygulanan rüptüre olmamış AVM’li hastaların %85,8’i ameliyat sonrası optimal fonksiyonel duruma ulaşmıştır. Ancak Spetzler–Martin Derece III, IV ve V gibi yüksek dereceli AVM’lerde cerrahi riskleri arttığından, preoperatif embolizasyon ve cerrahiyi içeren multimodal yaklaşımlar düşünülebilir. Cerrahi müdahale kararı, AVM’nin özellikleri, hastanın klinik durumu ve tedavi ekibinin uzmanlığı dikkate alınarak bireyselleştirilmelidir.

    Arteriovenöz malformasyonların (AVM) kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, doğuştan geldikleri kabul edilir. AVM gelişimine doğrudan yol açtığı kanıtlanmış spesifik bir çevresel veya gebelik dönemi risk faktörü tanımlanmamıştır. Ancak, genel olarak fetal gelişim sırasında annenin maruz kaldığı bazı durumların (örneğin; belirli enfeksiyonlar, bazı ilaçlar, yüksek doz radyasyon veya zararlı kimyasallar gibi teratojenik etkiler, ciddi beslenme yetersizlikleri) teorik olarak damar gelişimini etkileyebileceği düşünülse de, AVM özelinde bu tür bir bağlantı net değildir. Genetik sendromlarla ilişkili nadir durumlar dışında, çoğu AVM sporadik (rastlantısal) olarak ortaya çıkar.

    AVM tedavisi sonrası uzun dönem yaşam kalitesi, AVM’nin yeri, boyutu, kanama geçirip geçirmediği, uygulanan tedavi türü ve hastanın genel sağlık durumu gibi birçok faktöre bağlıdır. Başarılı bir tedavi sonrası birçok hasta normal veya normale yakın bir yaşam sürdürebilir. Ancak, özellikle tedavi öncesi kanama veya nörolojik hasar oluşmuşsa, bazı kalıcı sekeller (örneğin, güçsüzlük, konuşma zorluğu, epileptik nöbetler) yaşam kalitesini etkileyebilir. Geç dönem komplikasyonlar arasında, özellikle radyocerrahi sonrası yıllar içinde gelişebilen radyonekroz (ışın hasarına bağlı doku ölümü), kist oluşumu veya nadiren AVM’nin tam kapanmaması/yeniden oluşması (rezidüel/rekürren AVM) ve buna bağlı yeniden kanama riski sayılabilir.

    Evet, AVM tanısı konmuş bir birey için hamilelik ve doğum süreci özel riskler taşıyabilir. Gebelik sırasında vücuttaki hormonal değişiklikler, artan kan hacmi ve kardiyovasküler yük, AVM üzerindeki baskıyı artırarak kanama riskini yükseltebilir. Özellikle daha önce tedavi edilmemiş AVM’si olan kadınlarda bu risk daha belirgindir. Bu nedenle, AVM’si olan kadınların hamilelik planlamadan önce mutlaka nörolog, beyin cerrahı ve/veya girişimsel radyolog ile görüşerek durumlarını değerlendirmeleri ve gerekirse tedavi olmaları önerilir. Hamilelik durumunda ise, multidisipliner bir ekip tarafından (kadın doğum uzmanı, nörolog, beyin cerrahı) yakın takip, kan basıncı kontrolü ve uygun doğum şeklinin (vajinal veya sezaryen) bireysel risk değerlendirmesine göre belirlenmesi büyük önem taşır.

    Arteriovenöz malformasyonları (AVM) doğrudan tedavi eden veya oluşumunu engelleyen spesifik bir diyet bulunmamaktadır. Ancak, genel beyin ve damar sağlığını destekleyici beslenme ilkelerine uymak faydalı olabilir. Bu bağlamda, kan basıncını dengede tutmaya yardımcı, anti-inflamatuar özellikler taşıyan ve damar duvarını koruyan bir diyet önerilebilir. Doymuş ve trans yağlardan fakir, omega-3 yağ asitleri (balık, ceviz, keten tohumu gibi), antioksidanlar (meyve ve sebzeler), tam tahıllar ve lif açısından zengin bir beslenme düzeni genel sağlık için olduğu gibi AVM hastaları için de yararlıdır. Aşırı tuz ve kafein tüketiminden, işlenmiş gıdalardan ve sigara gibi damar sağlığını olumsuz etkileyen alışkanlıklardan kaçınmak önemlidir. Herhangi bir diyet değişikliği öncesinde doktora danışılmalıdır.

    Çocukluk çağı AVM’leri, yetişkinlerde görülenlere göre bazı farklılıklar gösterebilir. Örneğin, çocuklarda AVM’ler bazen daha büyük boyutlu olabilir (dev AVM’ler) veya beyinde farklı bölgelerde (örn: posterior fossa) daha sık görülebilir. Klinik olarak, çocuklarda kalp yetmezliği bulguları (özellikle yenidoğan ve süt çocukluğu döneminde, büyük şantlı AVM’lerde) veya gelişimsel gecikmeler daha ön planda olabilirken, yetişkinlerde baş ağrısı ve kanama daha sık ilk belirti olabilir. Tedavi yaklaşımları temel prensipler açısından benzer olsa da (embolizasyon, cerrahi, radyocerrahi), çocuğun devam eden büyüme ve gelişimi, daha uzun yaşam beklentisi ve radyasyonun uzun dönem etkileri gibi faktörler tedavi kararında ve zamanlamasında dikkate alınır. Çocuklarda anestezi ve cerrahi riskleri de yaşa göre ayrıca değerlendirilir.

    Ek Kaynaklar ve Dökümanlar

    https://ozgurkilickesmez.com/wp-content/uploads/2024/07/Endovascular-Treatment-of-Slow-Flow-Vascular.pdf

    https://ozgurkilickesmez.com/wp-content/uploads/2024/07/Interventional-therapy-of-extracranial.pdf

    https://ozgurkilickesmez.com/wp-content/uploads/2024/07/Management-of-Venous-Malformations.pdf

    https://ozgurkilickesmez.com/wp-content/uploads/2024/07/Peripheral-Arteriovenous-Malformations.pdf