Tromboliz damar içindeki tehlikeli kan pıhtılarını çözmek için etkili bir tedavi yöntemidir. Genellikle akut iskemik inme ve miyokard enfarktüsü vakalarında uygulanır çünkü bu durumlarda hızla müdahale edilmesi gereklidir. Tromboliz sırasında fibrin adlı proteini parçalamak amacıyla doku plazminojen aktivatörü veya streptokinaz gibi ilaçlar kullanılır. Özellikle inme hastalarında belirtiler ortaya çıktıktan sonraki ilk 3-4, 5 saat içinde yapılması önemlidir. Ancak tedavi dikkatle uygulanmalıdır çünkü kanama veya alerjik reaksiyon gibi yan etkiler meydana gelebilir. Bu nedenle hasta seçimi büyük önem taşır ve titizlikle yapılmalıdır.

Tedavi YöntemiTromboliz
TanımKan damarında oluşan kan pıhtısını eritmek ve kan akışını yeniden sağlamak için kullanılan, genellikle intravenöz yolla uygulanan bir tedavi yöntemidir.
Kullanım AlanlarıAkut iskemik inme, pulmoner emboli, derin ven trombozu (DVT), miyokard enfarktüsü (kalp krizi) gibi pıhtı kaynaklı tıkanıklıklarda kullanılır.
AvantajlarıErken tedavi ile tıkanıklık açılarak etkilenen dokunun kurtarılması ve işlev kaybının önlenmesi sağlanabilir; özellikle inme ve kalp krizinde etkili sonuçlar verir.
Uygulama SüreciGenellikle damardan verilen trombolitik ilaçlar (tPA gibi), pıhtıyı eriterek damarın açılmasını sağlar; bazı durumlarda kateterle doğrudan tıkalı bölgeye ulaşılır.
Yan EtkilerKanama riski (özellikle beyin ve gastrointestinal sistemde), alerjik reaksiyon, düşük tansiyon, nadiren emboli oluşumu.
Başarı OranıAkut inme ve miyokard enfarktüsünde erken dönemde uygulandığında başarı oranı yüksektir; pıhtının boyutu ve tedaviye başlanma süresine göre değişiklik gösterir.
Takip ve İzlemTedavi sonrası kanama belirtileri ve hayati bulguların takibi önemlidir; pıhtının çözülme durumu gerektiğinde MR, BT veya anjiyografi ile izlenir.
Alternatif YöntemlerTrombektomi (cerrahi pıhtı çıkarma), antikoagülan tedavi (kan sulandırıcı ilaçlarla pıhtı önleme), endovasküler tedavi.
İlişkili HastalıklarAkut iskemik inme, pulmoner emboli, derin ven trombozu, kalp krizi (miyokard enfarktüsü).
Önlem ve HazırlıkKan sulandırıcı ilaç kullanımı, kanama bozuklukları, aktif kanama durumları tromboliz için kontrendikedir; işlem öncesi hastanın kanama riskinin değerlendirilmesi önemlidir.
Tromboliz hakkimda 1
Tromboliz hakkimda 2 1

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ

Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji

Prof. Dr. Kılıçkesmez, Türk Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Türk Girişimsel Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Strok (inme) tedavisi sertifikasyonu ve Avrupa Girişimsel Radyoloji Boardu (EBIR) sahibidir. Akademik geçmişinde, 2008 yılında Siemens Radyoloji Birincilik Ödülü’nü kazanmıştır.  Medicana Ataköy hastanesinde tedavilerini yapmaktadır.

Özgeçmiş Ödüller Yorumlar

Tromboliz Nedir ve Nasıl Çalışır?

Tromboliz beyin damarlarındaki kan pıhtılarını çözerek kan akışını yeniden sağlamak için kullanılan özel ilaçlar içerir. En yaygın kullanılan trombolitik ilaçlar alteplaz ve tenekteplazdır. Alteplaz pıhtıyı çözmek için plazminojeni aktif hale getirerek fibrini parçalar ve 4,5 saat içinde uygulanmalıdır.

Tenekteplaz ise genetiği değiştirilmiş bir form olup aynı etkiyi sağlar ve fibrine daha spesifik olduğundan tek bir bolus dozla uygulanabilir. Alteplazdan daha uzun yarı ömre sahiptir. Bu ilaçlar iskemik inme tedavisinde önemli avantajlar sunar çünkü:

  • Beyin hasarını azaltır ve iyileşme sürecini hızlandırır.
  • Tenekteplaz daha kolay uygulama imkanı sunar.
  • Etkililik ve güvenlik açısından iyi sonuçlar verir.
  • Bu nedenlerle tromboliz tedavisinde tenekteplaz giderek yaygınlaşmaktadır.

Tromboliz Hangi Durumlarda İnme Hastalarına Uygulanır?

Tromboliz akut iskemik inme hastalarında pıhtı çözmek amacıyla belirli kriterlere uygun hastalara uygulanır. Standart uygulama süresi semptomların başlamasından sonraki 4,5 saatle sınırlıdır. Bu süre içinde tedavi hızlı bir şekilde yapıldığında en etkili sonuçları sağlar. Ancak tromboliz için bazı temel kriterlerin karşılanması gerekmektedir:

  • Klinik değerlendirme ile iskemik inme teşhisi doğrulanmalıdır.
  • Aktif kanama yakın zamanda yapılmış ameliyat veya kontrol edilemeyen hipertansiyon gibi majör kontrendikasyonların bulunmaması gerekir.
  • Kontrastlı olmayan beyin BT taramasında belirgin bir hipodensitenin olmaması önemlidir.

Bazı durumlarda ileri görüntüleme yöntemleri kullanılarak tedavi süresi 4,5 saatin ötesine uzatılabilir. Özellikle 9 saate kadar veya özel hastalarda 24 saate kadar tedaviye devam edilebilir. Bu genişletilmiş tedavi aralığında CT perfüzyonu veya difüzyon ağırlıklı MRI gibi tekniklerle canlı beyin dokusuna sahip hastalar belirlenir. Bu yöntemler tedavinin zaman odaklı kısıtlamalar olmaksızın uygulanmasını mümkün kılar.

  • Perfüzyon görüntülemesi ile iskemik çekirdek ve penumbra arasındaki doku oranı değerlendirilir.
  • EXTEND DAWN ve DEFUSE 3 gibi klinik çalışmalar ileri görüntüleme tekniklerinin kullanımının trombolizi 24 saate kadar uzatabildiğini gösterir.

7/24 WhatsApp
İçin
Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Trombolizin Riskleri ve Komplikasyonları Nelerdir?

    Tromboliz akut iskemik inme tedavisinde kullanılan bir yöntem olsa da önemli riskler ve komplikasyonlar taşır. Bu tedavinin başlıca komplikasyonları arasında hemorajik dönüşüm (HT) intraserebral kanama (ICH) ve sistemik kanama bulunmaktadır. Hemorajik dönüşüm beyin dokusunun kanama riski taşıdığı ciddi bir komplikasyondur. Tromboliz sonrası hastaların yaklaşık %6’sında görülür ve yüksek yaş geniş infarkt boyutu yüksek NIHSS skoru hipertansiyon hiperglisemi ve atriyal fibrilasyon gibi faktörler HT riskini artırır. HT hem mortaliteyi hem de sakatlık oranını artırarak tedavi sonuçlarını kötüleştirebilir.

    Intraserebral kanama ise ölümcül olabilen bir diğer komplikasyondur ve özellikle yüksek tansiyon geçmişi olanlarda risk daha yüksektir. Kan basıncı 180/105 mmHg’nin üzerinde olan hastalar için tromboliz önerilmez çünkü kanama riskini yükseltir. Ayrıca yakın zamanda büyük ameliyat geçirmiş veya hemorajik inme öyküsü olan kişilerde bu risk daha belirgin hale gelir.

    Sistemik kanama ise trombolizin intrakraniyal kanamalar dışında vücudun diğer bölgelerinde de kanamaya yol açabileceği anlamına gelir. Özellikle gastrointestinal sistem veya yeni ameliyat bölgelerinde bu tür kanamalar gözlenebilir ve bu durum son dönemde ameliyat geçiren hastalar için tromboliz kontrendikasyonuna yol açar.

    Dışlama Kriterleri:

    • Yakın Zamanda Ameliyat: Son 14 gün içinde büyük ameliyat geçirmiş hastalar.
    • Kontrolsüz Hipertansiyon: 185/110 mmHg’nin üzerinde kan basıncı.
    • Koagülopati: Trombosit sayısı düşük veya INR >1.7 olan hastalar.
    Detaylı bilgi ve randevu almak için Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez'e hemen ulaş!

    Tromboliz Araştırmalarındaki Yeni Gelişmeler Nelerdir?

    Son araştırmalar akut iskemik inme tedavisinde tenekteplaz ve alteplaz kullanımını klinik anlamda şekillendirmeye devam etmektedir. Tenekteplaz genetiği değiştirilmiş bir alteplaz formu olarak daha uzun yarılanma ömrü ve yüksek fibrin özgüllüğü ile dikkat çekmektedir. Özellikle daha hızlı pıhtı çözünmesi ve iyileşmiş reperfüzyon sağladığı gözlemlenmiştir. TASTE-A ve EXTEND-IA TNK gibi araştırmalar tenekteplazın büyük damar tıkanıklığı yaşayan hastalarda alteplaza kıyasla daha etkili sonuçlar sunduğunu göstermektedir. Bu çalışmalarda mobil inme üniteleri gibi hastane öncesi ortamlarda 90 günlük süreçte nörolojik iyileşme ve daha iyi fonksiyonel sonuçlar bildirilmektedir.

    Tenekteplaz ve alteplaz arasında güvenlik profili açısından belirgin bir fark olmadığı ifade edilmektedir. Semptomatik intrakraniyal kanama ve ölüm oranları açısından her iki ilacın benzer seviyelerde olduğu anlaşılmaktadır. Çeşitli çalışmalar ve meta-analiz sonuçları iki ajanın 90 gün sonra fonksiyonel sonuçlar açısından benzer performans gösterdiğini ortaya koymaktadır. Fakat tenekteplaz erken dönemde hafif bir avantaj sunmaktadır.

    Tenekteplazın optimal dozu üzerine yapılan çalışmalar ise genellikle 0,25 mg/kg dozunu tercih etmektedir.

    • Bu doz güvenlik ve etkinlik açısından dengeli kabul edilmektedir
    • Daha yüksek dozlar artan kanama riskleriyle ilişkilendirilmektedir

    Gelecekteki araştırmalar ise trombolitik tedaviyi antikoagülanlar ve diğer müdahalelerle birleştirerek daha etkili protokoller geliştirmeyi amaçlamaktadır.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Tromboliz, akut iskemik inme geçiren ve belirtilerin başlamasından sonraki 4,5 saat içinde başvuran hastalarda, beyin kanaması olmadığının BT görüntülemesiyle doğrulanması koşuluyla uygulanır. Bu tedavi, erken başvuran hastalarda felç sonrası bağımsız yaşam şansını yaklaşık üçte bir oranında artırır. Trombolizin etkinliği zamana son derece duyarlıdır ve tedaviye başlama süresi uzadıkça faydaları azalır. Bu nedenle hızlı değerlendirme ve tedaviye başlama hasta sonuçlarını en üst düzeye çıkarmak için kritiktir.

    Trombolitik ilaçlar, örneğin alteplaz, reteplaz ve tenekteplaz, plazminojen adlı proteini plazmine dönüştürerek çalışır. Plazmin, kan pıhtılarının temel protein bileşeni olan fibrini parçalayarak pıhtıyı çözer ve kan akışını yeniden sağlar. Bu ilaçlar akut miyokard enfarktüsü, pulmoner emboli ve iskemik inme gibi durumların tedavisinde kritik öneme sahiptir. Ancak kanama komplikasyonları gibi riskler taşıdığı için tedavi sırasında hastaların dikkatle seçilmesi ve izlenmesi gereklidir.

    Tromboliz tedavisi, özellikle alteplaz ile uygulandığında, intrakraniyal kanama riski taşır ve tedavi edilen her 1.000 vakada 58 fazla kanama (95% CI, 49-68) ve ilk 7 gün içinde her 1.000 vakada 25 ek ölüm (95% CI, 11-39) görülmektedir. Akut iskemik inme için intravenöz tromboliz (IVT) alan ve yakın zamanda direkt oral antikoagülan (DOAK) kullanan hastalarda semptomatik intrakraniyal kanama (sICH) riski daha yüksektir. Ancak akut iskemik inme geçiren yaşlı hastalarda (≥80 yaş) intravenöz tromboliz, intrakraniyal kanama dönüşümü veya mortalitede anlamlı bir artış olmaksızın kısa ve uzun vadeli prognozu iyileştirebilir. IVT’nin trombektomi öncesi faydası, semptom başlangıcından itibaren geçen süre uzadıkça azalır ve yaklaşık 2 saat 20 dakikadan sonra belirgin bir ilişki görülmez. Tromboliz, faydalı olabilmesine rağmen özellikle belirli hasta gruplarında ve tedavi geciktiğinde intrakraniyal kanama ve erken ölüm riskini artırır.

    Evet, tromboliz tedavisinden sonra damar tıkanıklığı tekrarlayabilir. Çalışmalara göre, antikoagülan tedavi sonrası %5 veya daha fazla rezidüel pulmoner vasküler obstrüksiyona (RPVO) sahip hastalar, %5’ten az RPVO’ya sahip olanlara göre iki kat daha fazla tekrarlayan venöz tromboembolizm (VTE) riski taşımaktadır ve bu oran bir yıl içinde sırasıyla %11,7 ve %5,8’dir. Ayrıca May-Thurner sendromu gibi durumlar, kateterle yönlendirilen tromboliz sonrası derin ven trombozu (DVT) riskini artırabilir. Tromboliz mevcut pıhtıları çözmede etkili olsa da altta yatan koşulları veya rezidüel damar tıkanıklıkları olan hastalarda tekrarlama riski devam etmektedir.

    Tromboliz prosedürünün süresi, tedavi edilen duruma ve ilaç uygulama yöntemine bağlı olarak değişir. Akut iskemik inme için intravenöz tromboliz, semptomların başlamasından itibaren 4,5 saat içinde uygulanmalı ve hastaneye varıştan sonra kapı-iğne süresi 60 dakikanın altında olmalıdır. Trombolitik ilacın uygulanması genellikle bir başlangıç bolus dozu ve ardından 60 dakika süren bir infüzyon içerir. Derin ven trombozu gibi durumlar için kullanılan kateterle yönlendirilmiş tromboliz ise pıhtının boyutu ve konumuna bağlı olarak birkaç saatten 48 saate kadar sürebilir. Süre, klinik duruma ve tedavi protokolüne göre değişiklik gösterir.