Beyin anjiyosu, beyin damarlarının detaylı olarak görüntülenmesini sağlayan önemli bir tanı yöntemidir. Özellikle beyin kılcal damar tıkanıklığı anjiyosu gibi durumların tespitinde kullanılır. Genellikle kasıktan beyin anjiyosu yöntemiyle gerçekleştirilir ve damar yolu üzerinden kontrast madde verilerek damar yapısı görüntülenir. Bu işlem, beyin damarları anjiyosu olarak da bilinir ve damar tıkanıklıkları, anevrizmalar ya da damar malformasyonlarının teşhisinde kritik rol oynar. Günümüzde sanal beyin anjiyosu ve beyin mr anjiyosu gibi daha az invaziv seçenekler de mevcuttur, ancak klasik yöntem tanı hassasiyeti açısından halen tercih edilmektedir.

Beyin anjiyosu sonrası bazı yan etkiler görülebilir. En sık rastlanan durumlar arasında işlem yapılan bölgede ağrı, morarma veya hafif şişlik yer alırken, bazı hastalarda beyin anjiyosu sonrası baş ağrısı da gelişebilir. Beyin anjiyosu olanların yorumları incelendiğinde, çoğu hasta işlemin düşündüğünden daha az rahatsızlık verici olduğunu belirtmektedir. Ancak bu işlem her ne kadar güvenli olsa da, beyin anjiyosu riskleri arasında damar hasarı, kanama veya çok nadiren inme gibi ciddi komplikasyonlar sayılabilir. Bu nedenle beyin anjiyosu ölüm riski düşük olsa da tamamen yok sayılmamalıdır ve uzman bir ekip tarafından yapılmalıdır.

Beyin anjiyosu fiyatları; hastane, şehir ve kullanılan teknolojiye göre değişkenlik gösterebilir. Bazı durumlarda beyin anjiyosu sırasında stent yerleştirilmesi gerekebilir, bu da maliyeti artırabilir. Özellikle beyin anjiyosu sonrası dönemde hastaların dikkatli olmaları, verilen talimatlara uymaları ve olası komplikasyon belirtilerini gözlemlemeleri önerilir. Beyin anjiyosu mr ile desteklenerek daha kapsamlı bir teşhis süreci sağlanabilir. Her yönüyle değerlendirildiğinde, beyin anjiyosu hem tanı hem de tedavi planlamasında vazgeçilmez bir yöntemdir.

Görüntüleme YöntemiBeyin Anjiyosu
TanımBeyin damarlarının ayrıntılı olarak görüntülenmesini sağlayan, damar tıkanıklığı, anevrizma ve damar malformasyonlarının teşhisinde kullanılan invaziv bir radyolojik görüntüleme yöntemidir.
Kullanım AlanlarıAnevrizma, arteriovenöz malformasyon (AVM), damar tıkanıklıkları, damar daralmaları, travma sonrası damar hasarı ve tümörlerin damar yapısını incelemede kullanılır.
Uygulama SüreciGenellikle kasık veya kol bölgesindeki bir arterden kateterle girilir; kateter beyin damarlarına ulaştığında kontrast madde enjekte edilir ve X-ışınları kullanılarak görüntüler alınır.
AvantajlarıBeyin damarlarının ayrıntılı bir haritasını sağlar; anevrizmaların, tıkanıklıkların ve damar yapı anomalilerinin kesin tanısında güvenilir bir yöntemdir.
Yan EtkilerKontrast maddeye bağlı alerjik reaksiyon, giriş bölgesinde kanama veya hematom, nadiren inme, enfeksiyon ve böbrek fonksiyon bozukluğu riski.
Başarı OranıAnevrizma ve vasküler malformasyonların saptanmasında yüksek doğruluğa sahiptir; tanıda altın standart olarak kabul edilir.
Alternatif YöntemlerMR anjiyografi (MRA), BT anjiyografi; beyin damarları için daha az invaziv alternatifler olarak kullanılır, ancak detay düzeyleri beyin anjiyosundan düşük olabilir.
İlişkili HastalıklarAnevrizma, arteriovenöz malformasyon (AVM), inme, damar tıkanıklığı, vaskülit.
Takip ve İzlemTedavi edilen damar sorunlarının ve anevrizmaların takibi için tedavi sonrasında düzenli beyin anjiyosu gerekebilir.
Önlem ve HazırlıkBöbrek fonksiyonları kontrol edilmeli, hasta aç olmalıdır; işlem sonrası kanama riski için giriş bölgesine basınç uygulanır ve yatak istirahati önerilir.
Beyin Anjiyosu Nedir? Neden & Nasıl Yapılır? Riskleri Nelerdir? hakkimda 1
Beyin Anjiyosu Nedir? Neden & Nasıl Yapılır? Riskleri Nelerdir? hakkimda 2 1

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ

Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji

Prof. Dr. Kılıçkesmez, Türk Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Türk Girişimsel Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Strok (inme) tedavisi sertifikasyonu ve Avrupa Girişimsel Radyoloji Boardu (EBIR) sahibidir. Akademik geçmişinde, 2008 yılında Siemens Radyoloji Birincilik Ödülü’nü kazanmıştır.  Medicana Ataköy hastanesinde tedavilerini yapmaktadır.

Özgeçmiş Ödüller Yorumlar

Beyin Anjiyografisi: Beyin Damarlarının Detaylı İncelenmesi

Beyin anjiyografisi, beyin damarlarını detaylı bir şekilde görüntülemek için kullanılan bir yöntemdir. Bu işlem, özellikle beyindeki anevrizmalar gibi ciddi damar anomalilerini belirlemeye yardımcı olur. Kateter ve röntgen teknolojisi, bu süreçte önemli araçlar olarak öne çıkar.

İşlem sırasında, kontrast madde damarlara enjekte edilir ki bu da damar yapısının röntgen ile net bir şekilde görülebilmesini sağlar. Bu teknik damar yapısını ve olası daralmaları, tıkanıklıkları veya diğer sorunları çok kesin bir biçimde ortaya koyar.

Beyin Anjiyosu Hangi Durumlarda Yapılır?

Beyin anjiyografisi, çeşitli beyin hastalıklarının teşhisinde kullanılan önemli bir yöntemdir. Özellikle beyin damarlarının anormal durumlarını belirlemek amacıyla tercih edilir. Bu işlem, hastalıkların tespitinde ve müdahale planlarının oluşturulmasında kritik bir role sahiptir. Beyin anjiyosu, aşağıdaki durumlarda uygulanmaktadır:

  • Anevrizma: Beyin damarlarının balonlaşması durumunda uygulanır.
  • Damar Daralması: Beyin damarlarında meydana gelen daralmaları tespit etmek için kullanılır.
  • Vaskülit: İltihabi damar hastalıklarının teşhisinde etkili bir yöntemdir.
  • Arteriyovenöz Malformasyon: Damarlar arasındaki anormal bağlantıları belirlemek için gereklidir.
  • Tromboz: Beyin damarlarında pıhtılaşma problemlerini saptamada önem taşır.
  • Vazospazm: Damar spazmlarının değerlendirilmesinde kullanılır.
  • Tıkanıklık: Beyne giden damarların tamamen tıkanması halinde tercih edilir.
  • Beyin Kanaması: Diğer görüntüleme yöntemlerinin yetersiz kaldığı beyin kanaması vakalarında başvurulur.

Bu yöntem, özellikle acil müdahale gerektiren durumlarda hayati öneme sahiptir. Beyin anjiyosu sayesinde, erken teşhis ve tedavi imkanları artmaktadır.

Beyin Anjiyosunu Neden Yapılır?

Vücut sağ yarısında ani kuvvet kaybı olan hasta 3. saatte hastaneye ulaştırıldığından anjiyo ile kafa içi pıhtı çıkarıldı ve konuşma bozukluğu ve felç ertesi gün geriledi, hasta 1 hafta sonra taburcu edildi. Önemli not: Ani beyin felci ataklarında ilk 6 saatte bu tedaviyi uygulayabiliyoruz, o nedenle gecikmemek çok önemli!
Vücut sağ yarısında ani kuvvet kaybı olan hasta 3. saatte hastaneye ulaştırıldığından anjiyo ile kafa içi pıhtı çıkarıldı ve konuşma bozukluğu ve felç ertesi gün geriledi, hasta 1 hafta sonra taburcu edildi. Önemli not: Ani beyin felci ataklarında ilk 6 saatte bu tedaviyi uygulayabiliyoruz, o nedenle gecikmemek çok önemli!

Beyin anjiyosu, birçok beyin hastalığının tanı ve tedavi süreçlerinde temel bir yöntem olarak karşımıza çıkar. Bu yöntemle, beyindeki kan damarlarındaki patolojik değişiklikler hassas bir şekilde tespit edilebilir.

  • Felç riski taşıyan hastaların durumunun belirlenmesi,
  • Beyin tümörü varlığında kan akışının değerlendirilmesi,
  • Ödem ve beyin içindeki diğer basınç artışı kaynaklı sorunlar için detaylı incelemeler yapılır.

Ayrıca bu teknik sayesinde:

  • Arter yırtılmaları,
  • Beyin içi basınç artışları,
  • Hidrosefali gibi sıvı birikimine bağlı durumlar net bir şekilde görüntülenebilir.

Şiddetli baş ağrısı, konuşma bozuklukları, görme problemleri veya denge kaybı gibi belirtiler beyin anjiyosu ile incelendiğinde, altında yatan hastalıkların doğru tanı konması sağlanır. Böylece, hastalığın seyrini belirlemek ve uygun tedavi yöntemlerini planlamak mümkün olur.

Beyin Anjiyosu İle İlişkili Riskler ve Potansiyel Zararlar

Beyin anjiyosu prosedürü, çeşitli riskler barındırır ve bu riskler hasta sağlığı için önemli sonuçlar doğurabilir. İşlem sırasında kullanılan kontrast madde, alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Özellikle diyabet veya böbrek hastalığı olan bireylerde, kontrast maddenin böbreklere zarar verme olasılığı yükselir. Ayrıca, kateter yerleştirilmesi esnasında ortaya çıkabilecek komplikasyonlar şunlardır:

  • Kan damarında hasar
  • Morarma
  • Kanama
  • Enfeksiyon

Dahası, kateter ucu bir pıhtıya neden olursa atardamarın tıkanması riski bulunur ve bu durum, damarın yeniden açılması için cerrahi müdahaleyi gerektirebilir. Kateterin beyindeki kan akışını engelleyen bir damar duvarından plak çıkarırsa, felç riski artar.

İnme, bu işlemle ilişkilendirilse de nadir görülen bir komplikasyondur. Son olarak, kateter arteri delip iç kanamaya sebep olma ihtimali de göz ardı edilmemelidir. Bu riskler, prosedürün dikkatle yönetilmesini ve hastaların durumunun sürekli izlenmesini zorunlu kılar.

Beyin Anjiyografisinin Uygulama Adımları

BEYİN ANJİYOsu tedavi görüntüsü

İlk olarak, hastanın anjiyo masasına yatırılması ile başlar. Hasta, başının sabit kalması gerektiğinden özel sabitleyicilerle desteklenir. Sedasyon yöntemiyle hasta rahatlatılır ki bu, işlem sırasında konforun sağlanması için kritik bir önlemdir. Prosedür, EKG cihazı ile kalp ritminin sürekli izlenmesiyle devam eder. İşleme genellikle kasık bölgesinden başlanır:

  • Kasık bölgesi, enfeksiyon riskini azaltacak şekilde temizlenir ve sterilize edilir.
  • Lokal anestezi uygulaması ile ağrı kontrolü sağlanır.
  • İnce ve esnek bir kateter, kasık atardamarından ilerletilerek, göğüs ve boyun bölgesindeki ana damarlara doğru yönlendirilir.

Bu aşama röntgen ve kılavuz tel eşliğinde titizlikle yürütülür. Kateter yerleştirildikten sonra, izleme süreci başlar:

  • Kontrast madde enjekte edilir ve damar içindeki akış röntgen ile izlenir.

İşlem sonrası kateter çıkarılır ve kasık bölgesinde kanamayı önlemek için gerekli baskı uygulanır. Uygulama bölgesi bandajla sıkıca sarılır ve işlem gören bacak bir süre hareketsiz tutulur. Bu süreç, genellikle bir günlük bir işlem olarak tamamlanır ve hastanın durumuna göre taburculuk gerçekleşir.

Beyin Anjiyosu İçin Gerekli Hazırlıklar

Beyin anjiyosu öncesi hazırlıklar, işlem sırasında ve sonrasında oluşabilecek riskleri minimize etmek amacıyla büyük önem taşır. Prosedürden dört ila altı saat önce hastanın yemek ve içmekten kaçınması gerekir. Bu, kontrast maddenin daha net bir şekilde çalışmasını sağlar.

  • Tüm ilaçlar, özellikle kan sulandırıcılar, işlemi gerçekleştirecek doktora bildirilmelidir. Doktor, bazı ilaçların geçici olarak kullanımını durdurabilir.
  • Böbrek rahatsızlığı olan hastalar, kontrast maddenin böbreklere olan etkileri nedeniyle bu durumu doktora bildirmelidir. Gerektiğinde böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek için ek testler yapılabilir.
  • Hamile olduğundan şüphelenen ya da hamile olan hastalar, işlem öncesi doktorlarına bilgi vermelidir. Böylece anne ve bebek için radyasyondan korunma önlemleri alınabilir.

Bu hazırlık süreci, anjiyografinin güvenli ve etkili bir şekilde tamamlanmasına yardımcı olur. Her bir adım, hastanın sağlık durumuna göre özelleştirilebilir, bu nedenle doktor ile açık bir iletişim kurulması şarttır.

Beyin Anjiyosu Sonrası Alınması Gereken Önlemler

Beyin anjiyosu sonrasında hastaların dikkatli bir şekilde izlenmesi gereklidir. İşlem bitiminde, hastalar genellikle birkaç saat boyunca yatmaları istenir. İşlem yapılan bölgede kanama riskini azaltmak için baskı uygulanır veya özel bir kelepçe kullanılır.

Bu süreçte, hasta hareketsiz kalması gereken süre boyunca gözlem altında tutulur. Ayrıca, belirli semptomlar göstermesi durumunda derhal tıbbi yardım alınmalıdır:

  • Yüz, kol veya bacaklarda uyuşukluk
  • Konuşma bozuklukları
  • Görme sorunları
  • Kateter bölgesinde enfeksiyon işaretleri
  • Baş dönmesi
  • Göğüs ağrısı
  • Nefes almada zorluk

Bunlar dışında, hasta genellikle beyin anjiyosundan 12 saat sonra normal aktivitelerine dönme izni verilir. Ancak, herhangi bir anormallik fark edilirse vakit kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. Bu önlemler, komplikasyon riskini azaltır ve hastanın sağlıklı bir iyileşme süreci geçirmesini sağlar.

Beyin Anjiyosu Tedavisi Yorumları

Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez’in yorumları için Google Maps ya da Doktortakvimi‘ne göz atabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Beyin anjiyosu süreci genellikle 30 dakika kadar sürer. İşlem tamamlandıktan sonra hasta birkaç saat boyunca sağlık personeli tarafından yakından izlenir. Bu gözlem süresinin ardından hastaların çoğu sağlık durumlarının uygun olması halinde aynı gün içerisinde hastaneden taburcu edilebilir.

Beyin anjiyosu genellikle kasık bölgesindeki bir atardamar üzerinden gerçekleştirilir. Bu işlem sırasında ilgili bölgeye lokal anestezi uygulanır ve ardından kateter denilen ince bir tüp damar içerisine yerleştirilir. Sonrasında bu kateter damarlar boyunca ilerleyerek beyne ulaşır. İşlem bu şekilde tamamlanır ve bu bölge tercih edilir çünkü geniş damar yapısı kateterin ilerlemesini kolaylaştırır.

Beyin anjiyografisi genellikle gelişmiş görüntüleme teknolojilerine sahip hastanelerde gerçekleştirilir. Bu işlemi sunan hastaneler arasında üniversite hastaneleri, büyük özel hastaneler ve nöroradyolog bulunan merkezlerdir. Her biri deneyimli radyologlar ve beyin cerrahları ile donatılmıştır. Ayrıca bu hastaneler MR ve BT tarayıcıları gibi kapsamlı tanı tesislerine sahiptir. Hastaların güvenliği ve tedavi başarısı için işlem öncesi ve sonrası kapsamlı bakım sunulmaktadır.

Beyin anjiyografisi sırasında hasta genellikle uyanık tutulur. Ancak hastanın konforu ön planda tutulur; bu nedenle bölgesel anestezi uygulanır. Böylece hasta işlem sırasında ağrı hissetmez. Ancak her hasta için durum farklılık gösterebilir. Dolayısıyla doktor hastanın durumuna ve işlemin özelliklerine bağlı olarak farklı bir yaklaşım tercih edebilir. Özellikle hastanın anksiyete düzeyi yüksekse veya özel bir durumu varsa sedasyon kullanımı gerekli olabilir. Bu sayede hasta işlem boyunca daha rahat hisseder.

Beyin anjiyosu öncesinde hastanın gece yarısından sonra yani saat 24.00’den işlem anına kadar aç kalması gereklidir. Dolayısıyla beyin anjiyosu için hasta aç olmalıdır. Ayrıca bu süre zarfında su dahil hiçbir şey tüketilmemelidir. İşlem sırasında bazı yan etkiler meydana gelebilir; bunlar arasında bulantı baş dönmesi ve yanma hissi sayılabilir.

Beyin anjiyosu sırasında birtakım riskler bulunur. Bu prosedür esnasında kateter kullanımı nedeniyle damar içinde hasar oluşabilir. Ayrıca morarma, kanama ve enfeksiyon gibi durumlar da meydana gelebilir. Nadiren kateterin ucunda kan pıhtısı oluşabilir; bu durum atardamarın tıkanmasına yol açar. Böyle bir tıkanıklık meydana geldiğinde damarın açılması için işlem gerekebilir. Giriş yerinde morarma 2-3 hastadan birinde gelişir ve 3 haftada kaybolur, ancak diğer sayılan ciddi komplikasyonlar %0.5 ten daha düşük sıklıkta görülür.

Beyin anjiyosu işlemi girişimsel radyoloji uzmanları tarafından gerçekleştirilir. Bu doktorlar özel eğitim ve deneyime sahiptirler. İşlem sırasında damar içi görüntüleme teknikleri kullanarak beyin damarlarını detaylı bir şekilde incelerler. Girişimsel radyoloji doktorları bu karmaşık işlemi yapmak için gereken yeterliliğe ve bilgiye sahiptirler.

Beyin anjiyo işlemi sonrasında hastalar genellikle hastanede yatırılmaz. İşlem tamamlandıktan sonra hasta birkaç saat boyunca gözlem altında tutulur. Bu süre zarfında herhangi bir komplikasyon gözlenmezse hasta aynı gün içinde evine gönderilir. Dolayısıyla beyin anjiyosu sonrası hastanede kalma zorunluluğu yoktur. Hastanın sağlık durumuna bağlı olarak bu süreç değişkenlik gösterebilir.

Beyin anjiyosu sırasında hasta genellikle uyanıktır ve bilinci yerindedir. İşlemin yapılacağı kasık veya kol bölgesine lokal anestezi uygulandığı için kateterin giriş yerinde ciddi bir ağrı hissedilmez; ancak hafif bir basınç veya iğne batması hissi olabilir. Kontrast madde enjekte edildiğinde, bazı hastalar kısa süreli bir sıcaklık basması, yüzde kızarma, metalik bir tat veya baş dönmesi yaşayabilirler. Bu hisler genellikle birkaç saniye içinde geçer. İşlem boyunca sağlık ekibi hastayla iletişim halinde olur ve rahatsızlık hissedilmesi durumunda gerekli müdahaleler yapılır. Modern sedasyon teknikleri ve ağrı yönetimi sayesinde işlem çoğu hasta için konforlu bir şekilde tamamlanır.

Beyin anjiyosu sonrası hastalar genellikle birkaç saatlik gözlemin ardından aynı gün taburcu edilirler. İşlemden sonraki ilk 24-48 saat boyunca kateter giriş yerinde hafif ağrı, morarma veya şişlik görülebilir. Bu dönemde ağır kaldırmaktan, zorlayıcı egzersizlerden ve ani hareketlerden kaçınılması önerilir. Çoğu kişi ertesi gün hafif günlük aktivitelerine dönebilir, ancak araba kullanmak veya yoğun efor gerektiren işler için doktorun onayını beklemek gerekebilir; bu süre genellikle 24-48 saattir. Bol sıvı tüketmek, kontrast maddenin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Kateter giriş yerinde aşırı kanama, şiddetli ağrı, renk değişikliği veya enfeksiyon belirtileri fark edilirse derhal doktora başvurulmalıdır.

Beyin anjiyosunun maliyeti, işlemin yapıldığı hastanenin türüne (devlet, üniversite, özel), kullanılan malzeme ve teknolojinin kalitesine, işlemin tanısal mı yoksa tedavi edici mi olduğuna ve ek prosedürlerin gerekip gerekmediğine göre önemli ölçüde değişiklik gösterebilir. Özel hastanelerde fiyatlar daha yüksek olabilirken, devlet ve üniversite hastanelerinde daha uygun olabilir. Beyin anjiyosu, tıbbi gereklilik durumunda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından genellikle karşılanan bir işlemdir. Ancak, özel hastanelerde SGK anlaşmasının kapsamına ve hastanın sahip olduğu ek sigortalara bağlı olarak fark ücretleri çıkabilir. En doğru ve güncel bilgi için işlemin yapılacağı hastane ve SGK ile iletişime geçmek önemlidir.

Beyin anjiyosunun tekrarlanması, genellikle tedavi edilen bir durumun takibi veya yeni gelişen şüpheli bir durumun değerlendirilmesi amacıyla yapılır. Örneğin, anevrizma koilleme veya stentleme gibi tedavi edici bir işlem sonrası, tedavinin başarısını ve damarın durumunu kontrol etmek için belirli aralıklarla (genellikle ilk yıl içinde 6 ay veya 1 yıl sonra, ardından duruma göre daha uzun aralıklarla) takip anjiyografileri planlanabilir. Arteriovenöz malformasyon (AVM) embolizasyonu sonrası da kalıntı olup olmadığını veya yeniden kanlanma olup olmadığını görmek için tekrarlanabilir. Ayrıca, tedavi edilmemiş ancak takip altında tutulan küçük anevrizmaların boyut veya şeklinde değişiklik olup olmadığını izlemek için de hekim önerisiyle belirli periyotlarda yapılabilir.

Beyin anjiyosu, beyin damarlarını detaylı görüntüleyerek teşhis koymada altın standart bir yöntem olmasının yanı sıra, aynı zamanda çeşitli tedavi edici (terapötik) müdahalelerin gerçekleştirilmesine de olanak tanır. Bu girişimsel nöroradyolojik işlemler arasında en sık yapılanlar; beyin anevrizmalarının tıkanması (koilleme, akım çevirici stent yerleştirilmesi), arteriovenöz malformasyonların (AVM) ve dural arteriovenöz fistüllerin embolizasyon yoluyla kapatılması, inmeye neden olan damar tıkanıklıklarının mekanik olarak açılması (trombektomi) veya pıhtı eritici ilaçların doğrudan verilmesi (intra-arteriyel trombolizis) ve bazı beyin tümörlerini besleyen damarların tıkanarak küçültülmesi (tümör embolizasyonu) sayılabilir. Bu sayede açık cerrahiye gerek kalmadan minimal invaziv tedavi seçenekleri sunulur.