İdiyopatik İntrakraniyal Hipertansiyon (İİH) tanımlanabilir bir sebep olmaksızın kafa içi basınçta artışa yol açar. Genellikle doğurganlık çağındaki obez kadınlarda görülür ve önemli klinik belirtilerle kendini gösterir. Özellikle baş ağrısı görme bozuklukları ve papilödem gibi semptomlar hastalarda sıkça rastlanır. Dahası görme kaybı riski taşıdığı için doğru tedavi büyük önem taşır. Tedavi sürecinde kilo vermek önemli bir adımdır ancak asetazolamid gibi ilaçlar da kullanılabilir. Daha ileri vakalarda beyin omurilik sıvısının drenajını sağlamak amacıyla cerrahi müdahaleler gerekebilir. Bu durumun patofizyolojisi tam olarak anlaşılmamış olsa da çeşitli hormonal faktörler etkili olabilir.
Hastalık Adı | İdyopatik İntrakranial Hipertansiyon (İİH) |
Tanım | Beyin omurilik sıvısının (BOS) artmış basıncı ile karakterize bir durumdur; belirgin bir nedeni olmadan kafa içi basıncı yükselir. Bu durum, beyin veya omurilikte yapısal bir bozukluk olmadan ortaya çıkar. |
Belirtiler | Şiddetli baş ağrısı (genellikle sabahları ve yatarken), görme bozuklukları (bulanık görme, çift görme), göz arkası ağrısı, kulak çınlaması (nabızla senkronize), bulantı, kusma, boyun ağrısı. |
Nedenleri | Tam olarak bilinmemekle birlikte obezite, hormonal değişiklikler, bazı ilaçlar (tetrasiklin grubu antibiyotikler, oral kontraseptifler) ile ilişkilidir. |
Risk Faktörleri | Obezite, kadın cinsiyet, doğurganlık yaşı (20-40 yaş arası), hızlı kilo artışı, bazı ilaç kullanımları (steroidler, tetrasiklinler). |
Teşhis Yöntemleri | Göz muayenesi (papil ödem tespiti), beyin MRG veya BT (yapısal anormallikleri dışlamak için), lomber ponksiyon (BOS basıncını ölçmek için). |
Tedavi Yöntemleri | Kilo kaybı, düşük sodyum diyeti, ilaç tedavisi (asetazolamid, diüretikler), gerektiğinde lomber ponksiyon ile BOS basıncının azaltılması; dirençli vakalarda şant cerrahisi. Beyin toplardamar darlığına bağlı olanlar stentleme ile tedavi edilirler. |
Komplikasyonlar | Görme kaybı (optik sinir basısına bağlı), baş ağrısının kronikleşmesi, tedavi edilmezse görme alanında daralma ve kalıcı görme bozuklukları. |
Takip ve İzlem | Düzenli göz muayenesi ve görme alanı testleri, BOS basıncı ve baş ağrısı durumu izlenir; tedaviye yanıt değerlendirilir. |
Önleme Yöntemleri | Kilo kontrolü, riskli ilaçlardan kaçınma, düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları idyopatik intrakraniyal hipertansiyon riskini azaltabilir. |
Tedaviye Yanıt | Kilo kaybı ve ilaç tedavisi ile çoğu hasta iyileşir; ancak bazı hastalarda cerrahi müdahale gerekebilir. |
Girişimsel Radyoloji / Girişimsel NöroradyolojiProf. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ
İdiyopatik intrakraniyal Hipertansiyon Nedir?
İdiyopatik İntrakraniyal Hipertansiyon (İİH) bilinen bir neden olmaksızın kafatası içindeki basıncın artmasıyla ortaya çıkar ve bu basınç beyin omurilik sıvısını (BOS) etkiler. Kesin mekanizması tam olarak anlaşılamasa da BOS drenajının bozulması ve sodyum-su dengesinde değişiklikler durumun gelişiminde etkili olabilir. İİH genellikle çocuk doğurma çağındaki genç obez kadınlarda görülür ancak erkeklerde çocuklarda ve yaşlı yetişkinlerde de rastlanabilir. Tarihsel olarak “psödotümör serebri” olarak anılan bu durum tümör olmamasına rağmen beyin tümörüne benzer semptomlara yol açar.
İdiyopatik intrakraniyal Hipertansiyon İçin Kimler Risk Altındadır?
İdiyopatik İntrakraniyal Hipertansiyon (İİH) özellikle doğurganlık çağındaki obez kadınları etkilemektedir. Fazla kilo ve obezite bu durumda önemli bir risk faktörüdür; vücut kitle indeksi (VKİ) 30’un üzerinde olan kadınlarda İİH daha yaygın görülür. Ayrıca kilo alımı da İİH riskini artırabilir. Bununla birlikte bazı tıbbi durumlar da İİH gelişme riskini yükseltmektedir. Bu durumlar şunlardır:
- Hormonal bozukluklar: Polikistik over sendromu (PKOS) hipotiroidizm ve Cushing sendromu İİH ile ilişkili bulunmuştur.
- Böbrek hastalığı: Kronik böbrek hastalığı da İİH riskini artırabilir.
- Anemi: Özellikle demir eksikliği anemisi İİH için bir risk faktörü olarak bilinir.
- Otoimmün hastalıklar: Sistemik lupus eritematozus (SLE) ve benzeri inflamatuar hastalıklar da riski yükseltir.
- İlaç kullanımı: Büyüme hormonu tetrasiklin antibiyotikleri ve yüksek doz A vitamini İİH riskine katkı sağlayabilir.
İdiyopatik intrakraniyal Hipertansiyonun Belirtileri Nelerdir?
İdiyopatik İntrakranial Hipertansiyon (IIH) çeşitli rahatsız edici belirtilerle ortaya çıkar ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür. En belirgin belirtisi özellikle başın arka kısmında hissedilen ve sıklıkla gözlerin arkasına doğru yayılan şiddetli baş ağrılarıdır. Bu ağrılar zonklayıcı bir nitelik taşıyabilir ve efor sarf etme öne eğilme veya hapşırma gibi basit hareketlerle daha da kötüleşebilir.
- Görme sorunları da bu durumun yaygın belirtileri arasında yer alır. Optik sinirlerin şişmesi sonucu ortaya çıkan görme bozuklukları kısa süreli görme kayıpları veya çift görme şeklinde olabilir. Bunun dışında geçici kararmalar ya da çevresel görme kayıpları da sıklıkla bildirilir. Tedavi edilmediğinde bu görme sorunları kalıcı görme kaybına yol açabilir.
- Kulaklarda vızıltılı ses veya kalp atışı ile senkronize hissedilen çınlama (pulsatil tinnitus) oldukça yaygın bir belirtidir ve kafa içi basıncının işitsel yolları etkilemesi sonucu oluşur. Bu durum hastalarda önemli rahatsızlık yaratarak günlük yaşamı zorlaştırır.
Ek olarak mide bulantısı ve kusma özellikle baş ağrılarıyla birlikte gelişebilir ve birçok kişi baş dönmesi ya da denge problemleri yaşar.
*Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.
İdiyopatik intrakraniyal Hipertansiyon Nasıl Teşhis Edilir?
İdiyopatik İntrakraniyal Hipertansiyon (İİH) çeşitli adımlardan oluşan bir tanı süreci ile teşhis edilir. Bu süreçte ilk olarak beyin görüntüleme teknikleri kullanılarak artmış kafa içi basıncının diğer olası nedenleri dışlanır. Görüntüleme yöntemleri arasında Manyetik Rezonans (MR) ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) öne çıkar. MR yüksek çözünürlük sağladığı için genellikle tercih edilir. Ayrıca MR veya BT taramaları sırasında boş sella optik sinir kılıfı genişlemesi ya da transvers sinüs darlığı gibi bulgular İİH tanısını destekleyen özellikler olabilir.
Bir diğer tanı aracı lomber ponksiyondur ve beyin omurilik sıvısı (BOS) açılış basıncını ölçmek için kullanılır. Özellikle yetişkinlerde BOS açılış basıncı 25 cm H2O üzerinde olduğunda İİH tanısı düşünülür. Lomber ponksiyon aynı zamanda sıvının bileşimini analiz ederek enfeksiyon gibi diğer hastalıkların olasılığını da ortadan kaldırır. Bu işlemde genellikle BOS normal özellikler gösterirken yalnızca yüksek basınç saptanır.
İİH tanısında göz muayenesi de büyük önem taşır. Bu aşamada oftalmolojik değerlendirme papilödemin varlığını kontrol etmek amacıyla yapılır. Papilödem göz sinirinin şişmesi durumudur ve çoğu İİH vakasında görülür. Fundoskopik inceleme ile birlikte görme alanı testleri de uygulanır. Göz muayenesinde papilödem bulunmazsa tanıyı doğrulamak için ek görüntüleme bulgularına ihtiyaç duyulabilir.
İdiyopatik intrakraniyal Hipertansiyon Nasıl Tedavi Edilir?
İdiyopatik İntrakraniyal Hipertansiyon (İİH) tedavisinde farklı yöntemlerin kombinasyonu uygulanır. Bu tedavi sürecinde yaşam tarzı değişiklikleri ilaçlar ve gerekirse cerrahi seçenekler yer alır. En başta kilo verme önerilir çünkü obezite İİH için belirgin bir risk faktörüdür. Araştırmalara göre vücut ağırlığının %5-10 azaltılması semptomların hafiflemesine katkı sağlar. Yüksek vücut kitle indeksine sahip hastalarda düşük kalorili diyet veya bariatrik cerrahi önerilen yaklaşımlardandır. Kilo verme hem baş ağrılarını hem de görme sorunlarını azaltmada etkilidir.
İlaç tedavileri şu şekildedir:
- Asetazolamid: İİH tedavisinde sıkça kullanılır ve beyin omurilik sıvısı üretimini azaltarak kafa içi basıncı düşürür. Klinik çalışmalar bu ilacın kilo verme ile birlikte kullanıldığında görmeyi iyileştirdiğini ve papilödemi azalttığını ortaya koymaktadır.
- Diüretikler: Furosemid gibi diüretik ilaçlar sıvı tutulmasını azaltmak için tercih edilir ve BOS hacmini düşürerek basıncı kontrol altına almaya yardımcı olur.
- Diğer İlaçlar: Topiramat gibi ilaçlar diüretik özelliklerinin yanı sıra baş ağrılarını da hafifletir.
Daha ileri vakalarda cerrahi müdahaleler gerekli olabilir. Tıbbi tedaviye yanıt vermeyen veya görme kaybı riski bulunan hastalar için belirli cerrahi seçenekler gündeme gelir.
İİH hastalarının tedavi süresince düzenli takibi esastır. Özellikle görme kaybını önlemek amacıyla oftalmolojik değerlendirmeler yapılmalı ve görme alanı testleri ile optik sinir değerlendirmeleri düzenli olarak yapılmalıdır.
Endovasküler tedavi:
- Bu hastaların bir kısmında beyin toplardamarlarında darlıklar izlenir. Bunlar anjiyoda basınç ölçümü ile kanıtlanabilirse stentleme kısa-orta vadede şikayetleri ciddi düzeyde azaltır. Bu venöz yapıların bu hasta grubunda detaylı incelemesi önemlidir.
İdiyopatik intrakraniyal Hipertansiyon Önlenebilir veya Uzun Vadede Yönetilebilir mi?
İdiyopatik intrakraniyal hipertansiyonun (İİH) uzun vadede yönetimi yaşam tarzı değişikliklerine odaklanarak durumun kontrol altına alınmasını sağlayabilir. Bu kapsamda temel önlemler sağlıklı bir kilonun korunması ve düşük sodyum içeren bir diyet uygulamasını içerir. Kilo alımı İİH’yi tetikleyebildiğinden kilo yönetimi oldukça önemlidir ve İİH semptomlarının hafifletilmesine katkı sağlar. Özellikle vücut ağırlığının %5-10’u kadar kilo vermek kafa içi basıncı azaltarak hastaların yaşam kalitesini yükseltebilir. Sağlıklı kiloyu korumak için kalori kısıtlaması porsiyon kontrolü ve düzenli egzersiz uygulanmalıdır.
Ayrıca:
- Düşük sodyumlu diyet: Sıvı tutulumunu azaltarak kafa içi basıncını düşürebilir ve kilo verme sürecine yardımcı olur.
- Düzenli fiziksel aktivite: Hafif etkili egzersizler kilo kontrolüne destek olur ve genel sağlığı iyileştirir.
- Sürekli izleme: İİH kronik bir durum olup tekrarlama riski barındırdığından periyodik göz muayeneleri ve düzenli takip önerilir.
- Ek yaşam tarzı düzenlemeleri: İyi hidrasyonu korumak aşırı kafeinden kaçınmak ve uyku hijyenine dikkat etmek baş ağrılarını kontrol etmeye yardımcı olur.
Sıkça Sorulan Sorular
İdyopatik intrakraniyal hipertansiyon kimlerde daha sık görülür?
İdyopatik İntrakraniyal Hipertansiyon (IIH), doğurganlık çağındaki obez kadınları daha sık etkiler ve kadınlarda görülme sıklığı 100.000’de 1,97 iken, erkeklerde bu oran 100.000’de 0,36’dır. En yüksek görülme oranı 18-44 yaş arasında olup, bu yaş grubunda sıklık 100.000’de 2,47’dir. IIH hastalarının %71-94’ü obezdir. Düşük gelirli bireylerde görülme sıklığı 100.000’de 1,56 iken, yüksek gelir gruplarında bu oran 100.000’de 1,21’dir. Siyahi bireylerde sıklık 100.000’de 2,05 iken, beyaz bireylerde 100.000’de 1,04’tür. Obezite oranlarının yüksek olduğu Güney ve Ortabatı Amerika gibi bölgelerde IIH prevalansı daha fazladır. Genel olarak, IIH 18-44 yaş arası, düşük gelirli, Siyahi ve obez kadınlar arasında daha yaygındır.
Bu hastalığın görme siniri üzerindeki etkileri nelerdir?
İdyopatik İntrakraniyal Hipertansiyon (IIH), intrakraniyal basıncı artırarak yaklaşık %46 oranında optik sinir başı şişmesine (papilödem) neden olur ve bu durum görme alanı defektlerine, tedavi edilmezse kalıcı görme kaybına yol açabilir. Optical Coherence Tomography (OCT) çalışmaları, IIH hastalarında peripapiller retinal sinir lifi tabakası kalınlığının arttığını (ortalama 130 μm) ve maküler ganglion hücre kompleksi kalınlığının azaldığını (ortalama 89,5 μm) göstermiştir, bu da optik sinir hasarına işaret eder. Ayrıca IIH retina mikrodamar yapısını etkileyerek daha karmaşık retinal venül yapısıyla artan intrakraniyal basınç ve azalan görme keskinliği arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Elektrofizyolojik değerlendirmelerde ise IIH hastalarında görsel uyandırılmış potansiyellerde P100 latansında gecikme ve multifokal elektroretinogramlarda amplitüdlerin azaldığı tespit edilmiş, bu da optik sinir ve retina fonksiyon bozukluğunu yansıtmaktadır.
Cerrahi müdahale hangi durumlarda gereklidir?
İdyopatik İntrakraniyal Hipertansiyon (IIH) tedavisinde cerrahi müdahale, tıbbi tedaviler başarısız olduğunda veya görme kaybı hızla ilerlediğinde düşünülür. IIH hastalarının yaklaşık %25’i, tıbbi tedaviye rağmen ilerleyici semptomlar nedeniyle cerrahiye ihtiyaç duyar. Yaygın cerrahi seçenekler arasında lumboperitoneal veya ventriküloperitoneal şantlama gibi beyin omurilik sıvısı (BOS) boşaltma prosedürleri ve optik sinir kılıf fenestrasyonu (ONSF) bulunur. Venöz sinus stentleme (VSS) de umut vaat etmektedir; bu prosedür sonrası hastaların %87,1’inde papil ödemi iyileşirken, %72,1’inde baş ağrısı şikayetlerinde azalma görülmüştür. Ancak VSS ciddi komplikasyon riskini %2,3 ve başarısızlık oranını %11,3 taşır. ONSF, papil ödemini %90,5 oranında iyileştirme başarısı göstermiş olup, ciddi komplikasyon oranı %2,2 ve başarısızlık oranı %9,4’tür. BOS boşaltma yöntemlerinde ise ciddi komplikasyon oranı %9,4 ve başarısızlık oranı %43,4’tür. Cerrahi müdahale seçimi, semptomların şiddeti ve tıbbi tedaviye yanıt gibi bireysel hasta faktörlerine bağlıdır.
Hastalığın tekrarlama riskini azaltmak için neler yapılabilir?
İdyopatik İntrakraniyal Hipertansiyon (IIH) riskini azaltmak için temel strateji kilo kaybıdır, çünkü obezite önemli bir risk faktörüdür; vücut ağırlığında %5-10’luk bir azalma bile semptomların iyileşmesine katkı sağlayabilir. Beyin omurilik sıvısı üretimini azaltmak için asetazolamid gibi ilaçlar reçete edilebilir. Tedavi planlarının etkin bir şekilde yönetilmesi ve gerektiğinde ayarlanması için düzenli doktor kontrolleri şarttır.

Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, 1997’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlığını İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Londra’da girişimsel radyoloji ve onkoloji alanında eğitim aldı. İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde girişimsel radyoloji bölümünü kurdu, 2020 yılında profesör oldu. Birçok uluslararası ödül ve sertifikaya sahip olup, 150’den fazla bilimsel yayını ve 1500’ün üzerinde atıfı bulunmaktadır. Şu an Medicana Ataköy Hastanesi’nde görev yapmaktadır.
Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar