Radyofrekans ablasyon tedavisi küçük böbrek tümörleri için yenilikçi bir yaklaşım sunar. Hastanın büyük cerrahi işlemlere maruz kalmasını engellerken etkili sonuçlar sağlar. Bu yöntem yüksek frekanslı radyo dalgalarını kullanarak tümör hücrelerini yok eder. Ayrıca bu prosedür görüntüleme teknikleri ile desteklenir. Böylece doktorlar tümörün tam konumunu belirleyebilir. Tedavi sırasında çevre dokulara zarar verilmez. Özellikle tek böbreği olan hastalar için bu tedavi biçimi büyük önem taşır. Radyofrekans ablasyonu böbrek fonksiyonlarının korunmasına yardımcı olur ve düşük komplikasyon riski taşır.
Tıbbi Adı | Radyofrekans Ablasyon (RFA) |
Etkilenen Bölgeler | Böbrek (genellikle küçük ve erken evredeki böbrek tümörleri) |
Nedenler | Böbrekte kanserli veya iyi huylu tümörlerin tedavi edilmesi amacıyla kullanılır |
Belirtiler | Genellikle böbrek tümörleri erken evrede belirti vermez; büyük tümörlerde yan ağrısı, kanlı idrar, kilo kaybı |
Tanı Yöntemleri | Ultrason, manyetik rezonans görüntüleme (MR), bilgisayarlı tomografi (BT), biyopsi |
Tedavi Yöntemleri | Radyofrekans ablasyon (ısı enerjisi ile tümör hücrelerinin yok edilmesi), cerrahi (parsiyel veya radikal nefrektomi), kriyoterapi |
Olası Komplikasyonlar | Kanama, enfeksiyon, çevre dokuların hasarı, tümörün tekrarlaması |
Önleme Yöntemleri | Böbrek tümörlerinin erken teşhisi için düzenli tarama, sağlıklı yaşam tarzı (sigara ve alkolden kaçınma, sağlıklı beslenme) |
İyileşme Süresi | RFA sonrası hastalar genellikle birkaç gün içinde normal aktivitelerine dönebilirler |


Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ
Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji
RFA İçin İdeal Aday Kimdir?
Radyofrekans ablasyon tedavisi belirli hastalar için oldukça uygun bir yöntemdir. Özellikle küçük ve lokalize böbrek tümörleri olanlar için tercih edilir. Bu tümörler 4 cm’den küçük olduğunda RFA mükemmel sonuçlar sunar. Yavaş büyüyen bu tümörler için RFA tümörün kontrol altına alınmasını sağlar. Yüksek cerrahi risk taşıyan bireyler için de RFA ideal bir seçenektir. Bu grup şu durumları içerir:
- Kardiyovasküler hastalıklar
- Solunum sorunları
Bu sağlık problemleri cerrahiye büyük engeller teşkil eder. RFA ise daha az riskli bir alternatif sunar. İyileşme süreci daha kısadır ve komplikasyon oranları düşüktür. Böylece hastalar operasyondan hızla toparlanır. Bozulmuş böbrek fonksiyonları olan hastalar için de RFA uygun bir yöntemdir. Tek böbreği olanlar veya renal yetmezlik yaşayanlar için bu tedavi nefronları korur. RFA’nın sağlıklı böbrek dokusuna minimal zarar vermesi büyük bir avantajdır. Parsiyel nefrektomiye kıyasla RFA böbrek fonksiyonlarını daha iyi korur. Bu tedavi yöntemi böbrek performansını olumsuz etkilemeden tümörü hedef alır. Böylece hasta yaşam kalitesini yükselten bir tedavi deneyimi yaşar. RFA böbrek tümörleri için etkili ve güvenli bir tedavi seçeneğidir ve belirli hasta grupları için özellikle avantajlıdır.
RFA Prosedürü Nasıl Uygulanır?
Radyofrekans ablasyon prosedürü böbrek tümörlerinin tedavisinde adım adım bir süreç izler. İşlem hastanın durumuna uygun şekilde özenle planlanır ve uygulanır.
Hazırlık Aşaması:
- Hasta prosedürden birkaç saat önce yemek yemez ve belirlenen ilaçları kullanmayı bırakır.
- Girişimsel radyolog ve anestezi ekibinin yönlendirmesiyle hasta hazırlanır.
- BT veya MRI gibi önceki görüntüleme çalışmaları tümörün konumunu belirlemek amacıyla incelenir.
- Gerekli görülürse çeşitli laboratuvar testleri yapılır.
Anestezi Uygulaması:
- Hastanın sağlık durumuna ve tümörün konumuna göre lokal anestezi altında sedasyon veya genel anestezi tercih edilir.
- Genel anestezi daha fazla ağrı kontrolü gerektiren durumlarda kullanılır.
Biyopsi İşlemi:
- Eğer tümörden önce biyopsi alınmamışsa prosedürün ilk aşamasında tümörden örnek alınır.
- Görüntüleme yöntemleri eşliğinde tümöre ince bir iğne yerleştirilerek patoloji için örnek toplanır.
Görüntüleme Rehberliği:
- Prosedür boyunca ultrason BT veya MRI gibi görüntüleme teknikleri kullanılır.
- Bu görüntüleme yöntemleri probun tümör içinde doğru konuma yerleştirilmesini sağlar.
Ablasyon Süreci:
- Görüntüleme ile tümörün kesin konumu doğrulandıktan sonra ciltten bir iğne benzeri prob yerleştirilir.
- Tümör bölgesine doğru yönlendirilen prob ile yüksek frekanslı elektrik akımları veya mikrodalgalar uygulanarak kanserli doku hedef alınır.
İzleme ve Tamamlama:
- Prosedür sırasında tümör sürekli olarak izlenir.
- Probun ucundaki sıcaklık kontrol edilerek çevreleyen sağlıklı dokuya zarar verilmez.
- Ablasyon tamamlandıktan sonra prob çıkarılır ve radyolog tarafından tedavinin tamamlandığı onaylanır.
İşlem Sonrası İyileşme:
- Hasta işlem sonrası birkaç saat boyunca gözetim altında tutulur.
- İşlemden sonraki süreçte hafif ağrı, sızlama veya kanama olabilir; bunlar ilaçlarla kontrol altına alınır.
- Hastanın çoğu işlem sonrası kısa süre içinde taburcu edilir ve 24 saat içinde normal aktivitelerine döner. Ancak birkaç hafta boyunca yorucu faaliyetlerden kaçınması önerilir.
*Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.
RFA’nın Başarı Oranları Nelerdir?
Radyofrekans ablasyon tedavisi küçük böbrek tümörlerinde etkileyici başarı oranları sunar. Bu tedavi cerrahi alternatiflere kıyasla özellikle ameliyat riski taşıyan hastalar için avantajlar sağlar. Araştırmalar RFA uygulanan hastaların beş yıllık kansere özgü sağkalım oranlarının yüksek olduğunu göstermektedir.
- Beş yıllık kansere özgü sağkalım oranları genellikle %94 ila %98 arasında değişir.
- Lokal nüks oranları beş yıl içinde düşük kalmaktadır.
- Beş yıllık nüks görülmeyen sağkalım oranı yaklaşık %95 civarındadır.
Uzun vadeli veriler RFA’nın hastalık kontrolünde sürekli başarılı olduğunu belirtir. Özellikle iyi seçilmiş hastalarda 15 yıllık metastazsız ve kansere özgü sağkalım oranları neredeyse %100’e ulaşır. Bu sonuçlar RFA’nın küçük böbrek tümörlerini etkili bir şekilde yönetmede güvenilir bir seçenek olduğunu kanıtlar. RFA tedavisinin bu kadar yüksek başarı oranları göstermesi hastaların yaşam kalitesini artırırken tedavi sürecinin kendisini de daha az zorlayıcı hale getirir.
RFA’nın Riskleri ve Komplikasyonları Nelerdir?
Radyofrekans ablasyon tedavisi çeşitli komplikasyonlarla ilişkilendirilebilir. Tedavi sürecinde çevre dokulara zarar verme riski yüksektir. İstenmeyen ısı yayılımı bağırsak gibi yakın organlarda yaralanmalara yol açabilir. Bu durumu önlemek amacıyla hidrodeplâsman gibi özel teknikler devreye sokulur.
Çevre Dokulara Hasar: Yakındaki organlara termal hasar verme potansiyeli.
Kanama ve Hematomlar: Kan damarlarına yakın tümörlerde kanama riski artar.
- Küçük hematomlar sıkça karşılaşılan bir durumdur.
- Büyük tümörlerde ciddi kanamalar müdahale gerektirebilir.
Ayrıca tedavi sonrasında enfeksiyon gelişme olasılığı bulunur. İğne giriş yerlerinde başlayabilir ve daha derin dokulara yayılabilir. Hızlı müdahale gerektiren bu durumlar genellikle antibiyotik tedavisi ile kontrol altına alınır.
Enfeksiyonlar: İşlem sonrası enfeksiyon gelişebilir.
Üriner Sisteme Termal Hasar: Üreter ve toplama sistemi zarar görebilir.
- İdrar kaçağı ve darlıklar meydana gelebilir.
- Piyeloperfüzyon gibi önlemlerle bu risk minimizlenmeye çalışılır.
Tedavi esnasında kan pıhtısı oluşumu da mümkündür. Özellikle büyük kan damarlarının etkilendiği durumlarda tromboz gelişebilir.
Son olarak RFA sonrasında tümörün lokal olarak tekrarlaması mümkündür. Bu durum özellikle daha büyük ve merkezi tümörlerde gözlenir.
RFA Sonrası İyileşme Süreci ve Takip Bakımı Nasıldır?
Radyofrekans ablasyon tedavisi sonrasında iyileşme süreci hastanın sağlık durumuna ve tedavi tipine bağlı olarak farklılık gösterir. Laparoskopik müdahalelerde hastalar genellikle birkaç gün içinde evlerine dönebilir. Açık cerrahi gerektiren durumlarda ise hastane kalış süresi biraz daha uzayabilir. Hastaların tam iyileşmesi dört ile sekiz hafta arasında sürebilir. Bu süre zarfında hafif egzersizlere dönüş yapmaları mümkündür. Ağır kaldırma gibi yorucu aktivitelerden ise en az altı hafta kaçınmaları önerilir.
- Ağrı yönetimi için reçeteli ağrı kesiciler kullanılır.
- Yavaş yavaş azaltılan bu ilaçlar iyileşme sürecinin rahat geçmesini sağlar.
- Yara bakımı iyileşmeyi hızlandırmak ve enfeksiyon riskini azaltmak için önemlidir.
- Hareketlilik özellikle yürüyüş kan dolaşımını artırarak komplikasyon riskini azaltır.
Ameliyat sonrası dönemde uyulması gereken diğer önemli noktalar arasında hijyen ve yara kontrolü yer alır. Hastaların düzenli olarak doktor kontrolünden geçmeleri gerekir. Kullanılan dikiş veya zımbalar genellikle on ila on dört gün sonra çıkarılır. Sağlıklı bir diyet ve yeterli hidrasyon böbrek fonksiyonlarının korunmasına katkıda bulunur. Ayrıca hastaların sağlıklı yaşam tarzı benimsemeleri sigara ve alkolden uzak durmaları önerilir.
Takip görüntüleme tümör tekrarını erken teşhis etmek için kritik bir öneme sahiptir. İlk üç yıl boyunca daha sık yapılan bu kontroller daha sonra yılda bir gerçekleştirilir. Görüntüleme yöntemleri arasında BT taramaları ve MRG’ler yüksek hassasiyetleri nedeniyle tercih edilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Radyofrekans ablation (RFA), böbrek tümörlerine yüksek frekanslı elektrik akımları uygulayarak ısı üretir ve tümör hücrelerini yok eder. Çalışmalar, RFA’nın küçük böbrek tümörlerinde (T1a, ≤4 cm) %79 ile %92 arasında birincil etkinlik oranları sağladığını göstermektedir. Lokal tümör progresyon oranları bazı çalışmalarda %2 olarak bildirilmiştir. Karşılaştırmalı analizler, RFA’nın, parsiyel nefrektomi (PN) ile benzer onkolojik sonuçlar verdiğini ancak daha kısa hastanede kalış süresi (RFA için 1.04 gün, PN için 3.57 gün) ve daha az komplikasyonla uygulandığını göstermektedir. Tümör büyüklüğü, toplama sistemine yakınlık ve ablatör sıcaklık gibi faktörler, RFA’nın başarısını etkileyebilir. Genel olarak RFA, cerrahiye uygun olmayan hastalar için etkili ve minimal invaziv bir tedavi seçeneğidir.
Böbrek tümörlerinde radyofrekans ablasyon (RFA) tedavisi, genellikle 3 cm veya daha küçük tümörler için etkilidir ve bu boyuttaki tümörlerde tedavi başarısı %99 civarındadır. 2 cm’ye kadar olan tümörlerde ise tamamen yok olma oranı yaklaşık %96’dır. 3 cm’den büyük tümörlerde ise tedavi etkinliği düşer ve lokal nüks oranları artar, bu nedenle RFA tedavisi daha büyük tümörlerde genellikle önerilmez.
Böbrek tümörlerinde radyofrekans ablasyon (RFA) tedavisi sırasında, özellikle tümörler vücut duvarı kaslarına yakınsa, hafif ağrı veya sinir hasarı yaşanabilir. Ağrı veya sinir yaralanması vakaları %3.9’a kadar görülmekte olup, bu hastaların %90’ı altı ay içinde semptomlardan kurtulmaktadır. İşlem sonrası, hasta %14.5 oranında perinefrik hematom gelişebilir, ancak bunlar genellikle asemptomatik olup müdahale gerektirmez. Böbrek tümörü tedavisinde ciddi komplikasyonlar, idrar yolu yaralanmaları ve drenaj gereksinimi gibi durumlar ise %1.7 ile %4.8 arasında görülmektedir. Genel olarak, RFA tedavisi güvenli ve iyi tolere edilir, çoğu hasta işlem sırasında ve sonrasında minimal rahatsızlık hisseder.
Evet, böbrek tümörleri radyofrekans ablasyon (RFA) tedavisinden sonra tekrarlayabilir. Yapılan çalışmalara göre, küçük böbrek tümörlerinde RFA sonrası lokal nüks oranları %2,5 ile %10,4 arasında değişmektedir. Nüksü etkileyen faktörler arasında tümörün boyutu, yeri ve böbrek hastalığının varlığı yer almaktadır. Ancak RFA, böbrek fonksiyonlarını koruyarak minimal invaziv bir tedavi seçeneği sunmaya devam etmektedir.
Radyofrekans ablatif tedavisi, böbrek tümörlerinde önemli yaşam kalitesi iyileşmeleri sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda, böbrek tümörü tedavisinde RFA uygulanan hastaların yaşam kalitesinin önemli ölçüde arttığı, tedavi sonrası ağrının azaldığı, işlevsel kapasitenin ve fiziksel sağlık skorlarının iyileştiği bildirilmiştir. Özellikle, kanserli böbrek tümörü bulunan hastalarda, tedavi sonrası ağrı şiddetinin %70’e varan oranlarda azaldığı ve yaşam kalitesinde %40’a kadar iyileşmeler gözlemlenmiştir. Ayrıca RFA sonrası hastaların psikolojik durumlarında da belirgin düzelmeler olduğu, tedavi sonrası depresyon ve anksiyete seviyelerinin %30’a varan oranlarda azaldığı gözlemlenmiştir.

Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, 1997’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlığını İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Londra’da girişimsel radyoloji ve onkoloji alanında eğitim aldı. İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde girişimsel radyoloji bölümünü kurdu, 2020 yılında profesör oldu. Birçok uluslararası ödül ve sertifikaya sahip olup, 150’den fazla bilimsel yayını ve 1500’ün üzerinde atıfı bulunmaktadır. Şu an Medicana Ataköy Hastanesi’nde görev yapmaktadır.
Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar