Bel ağrısı çeken bireyler sıklıkla günlük aktivitelerini yerine getirirken zorluk yaşarlar. Ayakta uzun süre durmak ya da sürekli oturmak bel bölgesinde ağrılara yol açabilir. Uzmanlar bu tür şikayetler için öncelikle detaylı bir muayene yaparlar. Ardından manyetik rezonans görüntüleme ile ağrının kaynağı belirlenir.
Tespit edilen problem bölgelerine yönelik olarak radyofrekans tedavisi veya özel enjeksiyonlar uygulanabilir. Bu tedaviler bel ağrısını hafifletmeye yardımcı olurken aynı zamanda boyun ağrıları için de benzer yöntemler tercih edilebilir. Böylece hastalar ağrılarından kurtularak daha rahat bir yaşam sürdürebilirler.
Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji
Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ
Bacaklara vurmayan Bel Ağrılarında Faset Termal Radyofrekans Tedavisi
Bel ağrısı tedavisinde kullanılan yöntemlerden biri de faset Radyofrekans tedavisidir. Bu tedavi, özellikle kronik ağrı durumlarında etkili olabilir. Tedavi süreci, deriden girilerek yapılan minimal invaziv bir işlemi içerir.
İşlem sırasında kullanılan radyofrekans iğnesi, doğru konumlandırma için floroskopi gibi görüntüleme tekniklerinden yararlanır. Ağrı sinyallerinin iletimini bloke etmek amacıyla, radyofrekans cihazı aracılığıyla hedefe yönelik radyo dalgaları gönderilir. Bu dalgalar sayesinde:
- Ağrı sinyallerinin omuriliğe iletimi azaltılır.
- Ağrı yönetimi uzun süreli hafifletme sağlar.
- Hastanın günlük aktivitelerine dönüşü hızlanır.
Bu tedavi yöntemi, bel ve boyun bölgesindeki kronik ağrıları yönetmede kullanılan bir seçenektir. Bu ağrılar uzun süre ayakta durma veya oturma esnasında artar istirahatle azalır, günlük aktiviteleri kısıtlayan durumlarında yapılması 6 ay-1 sene kadar rahatlama sağlayacaktır. Ancak hasta eş zamanlı ağrı yaratan hareketlerden mümkün olduğunca kaçınmalı, kilo vermelidir.
Bel Ağrılarında Arka Kök Ganglionu Pulsed Radyofrekans Tedavisi
Bel ağrısı tedavisinde kullanılan yöntemlerden biri de Arka Kök Ganglionu Pulsed Radyofrekans (DRG Pulsed RF) tedavisidir. Bu tedavi, özellikle kronik ağrı durumlarında etkili olabilir. Sinir köküne bası yapan fıtıkların tedavisinde tedavi etkinliğini ve süresini arttırır. Tedavi süreci, deriden girilerek yapılan minimal invaziv bir işlemi içerir.
İşlem sırasında kullanılan radyofrekans iğnesi, doğru konumlandırma için floroskopi gibi görüntüleme tekniklerinden yararlanır. Ağrı sinyallerinin iletimini bloke etmek amacıyla, radyofrekans cihazı aracılığıyla hedefe yönelik radyo dalgaları gönderilir. Bu dalgalar sayesinde:
- Ağrı sinyallerinin omuriliğe iletimi azaltılır.
- Ağrı yönetimi uzun süreli hafifletme sağlar.
- Hastanın günlük aktivitelerine dönüşü hızlanır.
Bu tedavi yöntemi, bel ve boyun bölgesindeki kronik ağrıları yönetmede kullanılan bir seçenektir.
*Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.
Arka Kök Ganglionu Pulsed Radyofrekans Tedavisinin Uygun Olduğu Durumlar
İntervertebral disk hernisi gibi durumlarda ağrı sürekli ve şiddetli olabilir. Geleneksel ağrı yönetimi yöntemleri bazı hastalarda yetersiz kalabilir ve cerrahi çözümler uygun olmayabilir. Bu noktada, Arka Kök Ganglionu (DRG) Pulsed Radyofrekans tedavisi devreye girer. Bu yöntem, belirli durumlarda önerilir:
- İlaçlar ve fizik tedavi gibi geleneksel yöntemlerle yeterli ağrı kontrolü sağlanamayan hastalar için bir alternatiftir.
- Cerrahi müdahale uygun görülmeyen veya riskli olan vakalar için uygundur.
- Tek veya iki tarafli kalça ve bacağa ya da boyunda kollara vuran kronik bel ve boyun ağrısının giderilmesinde etkili bir yöntemdir, özellikle sinir köklerinin etkilendiği durumlarda.
Bu tedavi, ağrı sinyallerini modüle ederek etkilenen sinir köklerindeki ağrı iletimini azaltır. Böylece hastalar, ağrılarını daha iyi yönetebilir ve günlük aktivitelerine devam edebilirler.
Bel Ağrısının Pulsed Radyofrekans Yöntemiyle Tedavisi Aşaması
Doktor, hastanın ağrı noktalarını belirlemek için öncelikle kapsamlı bir değerlendirme yapar. Bu süreçte tıbbi geçmiş dikkatle incelenir ve ilgili ağrı semptomları değerlendirilir. Tanısal görüntüleme yöntemleri olan MR veya BT kullanılarak, fıtıklaşmış disk ve etkilenen sinir köklerinin yerleri tespit edilir.
İşlem Öncesi Hazırlıklar:
- Hastanın işlem öncesi günübirlik yatışı gerçekleştirilir.
- Hastanın üzerine hastane önlüğü giydirilir ve gerekli sıvılar ile ilaçlar için damar yolu açılır.
- İşlem odasına alınır ve yüzüstü pozisyona getirilir.
İşlem günü hastanın vital belirtileri, işlem boyunca sürekli olarak izlenir. Bunlar arasında kanda oksijen değeri, kan basıncı ve kalp atış hızı bulunur. Rahat bir işlem süreci için hastaya sakinleştirici ilaçlar verilir ve işlem yapılacak bölgeye lokal anestezi uygulanır. Bu, hastanın ağrı hissetmemesini sağlar.
Radyofrekans İğnesinin Yerleştirilmesi:
- Doktor, floroskopi ya da anjiyografi adı verilen X-ışını yönlendirme sistemi ile iğneyi doğru noktaya yerleştirir.
İğne yerleştirildikten sonra duyusal ve motor stimülasyon testleri yapılır. Bu testler, iğnenin sinir köküne olan yakınlığını doğrulamak için önemlidir. Duyusal stimülasyon, karıncalanma gibi duyumlarla, motor stimülasyon ise kas seğirmeleriyle gerçekleştirilir. Hastadan bu uyarılara ilişkin geribildirim alınır.
Radyofrekans Uygulaması:
- İğne doğru şekilde konumlandırıldıktan sonra, pulsed radyofrekans enerjisi verilir.
Bu enerji, özel bir radyofrekans makinesi tarafından üretilir ve iğne aracılığıyla sinir köküne iletilir. Radyofrekans enerjisi, sinir kökünde 42 dereceye kadar ısı üreterek, ağrı sinyallerinin beyine iletilmesini kesintiye uğratır. Bu işlem, hastada ağrının azalmasına ve zamanla rahatlama sağlanmasına neden olur.
İşlem Sonrası Takip ve İyileşme:
- İşlem sonrasında hastanın vital belirtileri bir süre daha izlenir.
- Hasta, tam olarak uyandığında ve anestezi etkisi geçtiğinde taburcu edilir.
Doktor tarafından yapılan bu işlem, bel ağrısının azaltılması ve yaşam kalitesinin artırılmasında önemli bir rol oynar. Hastalar, işlem sonrası dönemde genellikle hızlı bir iyileşme süreci yaşarlar ve normal yaşam faaliyetlerine kısa sürede dönebilirler.
Olası Yan Etkiler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Radyofrekans tedavisi, bel ağrısı tedavisinde etkili bir yöntem olmakla birlikte, bazı yan etkileri de beraberinde getirebilir. Bu tedavi sonrasında gözlemlenebilecek olası komplikasyonlar, genellikle hafif ve geçici niteliktedir. Ancak tedaviyi uygulayan doktorun deneyimi, yan etkilerin sıklığını ve şiddetini önemli ölçüde azaltabilir. En sık rastlanan yan etkiler şunlardır:
- Enjeksiyon yapılan bölgede enfeksiyon riski
- Kanama veya morluk oluşumu
- Enjeksiyon alanında geçici rahatsızlık veya ağrı hissi
- Çok nadir durumlarda sinir hasarı meydana gelebilir
Her tedavi yönteminde olduğu gibi, bu tedavinin potansiyel riskleri de vardır. Hastalar ve doktorlar, tedavi öncesi bu yan etkileri dikkatle değerlendirmeli ve olası riskler konusunda bilinçli olmalıdırlar. Doktorlar, bu komplikasyonları en aza indirmek için gereken önlemleri alırken, hastaların da tedavi sonrası dönemde belirtileri yakından takip etmeleri önerilir.
Pulsed Radyofrekans Tedavisi Uygulanmaması Gereken Durumlar
Pulsed Radyofrekans (RF) tedavisi, belirli sağlık durumlarına sahip bireyler için uygun olmayabilir. İşte bu tedavinin önerilmediği özel durumlar şunlardır:
- Aktif enfeksiyon varlığı, tedavi alanında veya vücudun herhangi bir yerinde mevcut enfeksiyonlar nedeniyle risk taşır.
- Kanama bozukluğu olan hastalar veya kan sulandırıcı ilaç kullananlar, tedavi sırasında artmış kanama riski nedeniyle bu işlem için uygun adaylar değildir.
- Lokal anesteziklere veya tedavi sırasında kullanılan diğer bileşenlere karşı alerjisi olan bireyler, alerjik reaksiyon riski taşıdıkları için bu prosedürden kaçınmalıdır.
- Hamilelik veya hamilelik şüphesi olan kadınlar, tedavinin olası zararları nedeniyle dikkatli olmalıdır.
- Ciddi psikolojik veya bilişsel bozuklukları olan hastalar, işlem sırasında gereken iş birliğini sağlayamayabilirler.
Bu durumlar tedaviye uygun olmayan hastalar için ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Dolayısıyla, her hasta için en uygun tedavi yönteminin belirlenmesi doktorun değerlendirmesi esastır.
Epidural ve Transforaminal Enjeksiyonların Uygulanabileceği Hastalar
Bu yöntemler özellikle bel fıtığı başlangıcında veya ilerlemiş durumlardaki disk ve sinir ödemlerinin giderilmesinde etkilidir. Hastaların çoğunda bu tedavi sonrası ağrılar büyük oranda azalır veya tamamen sona erer. Yöntem düşük risk taşıdığı için genellikle güvenle uygulanabilir. Özellikle aşağıdaki durumlar için idealdir:
- İlaç tedavisinden yeterli sonuç alınamayan hastalar.
- Egzersiz ve fizik tedaviyle iyileşme gösteremeyenler.
- Boyun ve sırt omurları fıtıklarında tedavi alternatifi arayanlar.
Bu enjeksiyonlar, belirli bir zaman dilimi içinde en fazla üç kez tekrarlanabilir. Az sayıda hastada bir kez uygulama yeterli olmayabilir; bu durumda tedavi tekrarlanabilir. Tedaviye uygun hastalar genellikle belirgin bir rahatlama hissederler ve günlük yaşamlarına daha aktif bir şekilde devam edebilirler. Tedavi süreci, doktor gözetiminde ve uygun medikal ortamlarda gerçekleştirilmelidir. Uygulanan ilaçların en etkilisi depo kortizon olup, sistemik etkisi çok az, lokal etkisi çok fazladır. Kısa ve orta etki süreli ağrı kesiciler de eklenir. Kortizon kullanılırsa hastanın 10 gün kadar tuz ve şeker kısıtlaması önemlidir.
- Sakral enjeksiyon (kuyruk sokumu)
Distal sakral açıklıktan kanal içerisine girip ilaç enjeksiyonu yapıldığında kalça ve bacaklara giden sinirlerin çoğu aynı anda tedavi edilebilir. Özellikle alt bel bölgesindeki fıtıklarda daha etkilidir.
- Sakral epidural kateter ile adheziolizis uygulaması
Distal sakral açıklıktan kanal içerisine girip kateter vasıtasıyla sırta kadar olan bölüme kanal dışı/kemik içinden ulaşıp, sinirlere daha yakın mesafelere enjeksiyon yapılabilir. Özellikle geçirilmiş fıtık ameliyatına bağlı şikayetleri olan hastalarda bu şekilde yapışıklıklar açılıp, daha etkin bir tedavi sağlanabilir, ayrıca kanal içinde epidural pulsed RF uygulanabilir.

Girişimsel Radyoloji ve Nöroradyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, 1997 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlık eğitimini İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Londra’da girişimsel radyoloji ve onkoloji alanında eğitim aldı. İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde girişimsel radyoloji bölümünü kurdu ve 2020 yılında profesör oldu. Çok sayıda uluslararası ödül ve sertifikaya sahip olan Kılıçkesmez’in 150’den fazla bilimsel yayını bulunmakta ve 1500’den fazla atıf almıştır. Halen Medicana Ataköy Hastanesi’nde görev yapmaktadır.

Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar