Beyin damar hastalıkları (serebrovasküler hastalıklar), beyne giden damarların tıkanması, daralması veya yırtılması sonucu gelişen ve kalıcı nörolojik hasara yol açabilen ciddi sağlık sorunlarıdır. İnme, beyin kanaması ve geçici iskemik atak bu grubun başlıca hastalıklarıdır.

İskemik inme, beyin damarının pıhtı ile tıkanması sonucu oluşurken; hemorajik inme, damar yırtılması ve beyin dokusuna kan sızmasıyla gelişir. Her iki durumda da beyin hücreleri oksijensiz kalarak kısa sürede hasar görür ve acil müdahale gerektirir.

Tanıda bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme ve beyin anjiyografisi kullanılır. Bu yöntemler, damar tıkanıklığı veya kanamanın yerini, boyutunu ve nedenini belirleyerek tedavi planının oluşturulmasını sağlar.

Beyin damar hastalıklarının tedavisi, nedene göre trombolitik ilaç uygulaması, endovasküler girişimler, cerrahi müdahale ve yoğun bakım takibini içerebilir. Erken tanı ve hızlı tedavi, yaşam kurtarma ve kalıcı sakatlığı önleme açısından kritik öneme sahiptir.

Türkiye’nin Girişimsel Radyoloji ve Nöroradyoloji Doktoru

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ

Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji

Prof. Dr. Kılıçkesmez, Türk Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Türk Girişimsel Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Strok (inme) tedavisi sertifikasyonu ve Avrupa Girişimsel Radyoloji Boardu (EBIR) sahibidir. Akademik geçmişinde, 2008 yılında Siemens Radyoloji Birincilik Ödülü’nü kazanmıştır.
Özgeçmiş Ödüller Yorumlar

Beyin Damar Hastalıklarının belirtileri nelerdir?

Beyin damar hastalıklarının belirtileri genellikle bireylerin günlük yaşamını önemli ölçüde etkiler. En yaygın belirtilerden biri ani güç kaybıdır; bu durum genellikle vücudun bir yarısında özellikle yüz, kol veya bacak bölgelerinde uyuşma ile birlikte görülür. Bu belirti yüz kaslarında sarkmaya veya bir kolun kaldırılmasında zorluk çekilmesine neden olabilir. İkinci olarak konuşma ve dil ile ilgili problemler sıkça karşılaşılan sorunlardır. Bireylerde ani konuşma bozukluğu veya dil anlama güçlüğü konuşmanın bozulması ve tutarlı cümleler kuramama gibi problemlere yol açar.

Görme ile ilgili sorunlar ise genellikle şunları içerir:

  • Ani görme kaybı
  • Çift görme

Bu belirtiler görme yollarını besleyen damarlarda meydana gelen problemlerden kaynaklanır. Ayrıca bireyler şiddetli baş ağrısı yaşayabilir. Bu baş ağrıları genellikle hayatın en kötüsü olarak tanımlanır ve bazen boyun sertliği mide bulantısı veya kusma ile birlikte gelir. Baş dönmesi ve denge kaybı da serebrovasküler hastalıkların sık görülen belirtilerindendir. Bu durum yürüme güçlüğüne veya koordinasyon kaybına yol açabilir. Nöbet geçirme riski özellikle beyin hasarının ciddi olduğu durumlarda artar.

Serebrovasküler hastalıklar felçlere nasıl yol açar?

Felçler serebrovasküler hastalıkların en ciddi sonuçlarından biridir. Bu durum beyin hücrelerine kan akışının kesintiye uğramasıyla karakterizedir. İki ana türü bulunur; iskemik ve hemorajik inme.

İskemik inme beyin damarlarının tıkanmasıyla ortaya çıkar. En yaygın nedenler şunlardır:

  • Ateroskleroz: Atardamarların iç yüzeyinde yağlı birikintiler oluşur. Bu birikintiler damarları daraltabilir veya koparak kan akışını engelleyen bir trombüs oluşturabilir.
  • Emboli: Kalp veya vücudun başka bir yerinde oluşan pıhtı beyne doğru hareket eder ve serebral arterde sıkışabilir.
  • Hemorajik inme ise beyin içindeki kan damarlarının yırtılması sonucu meydana gelir. Temel nedenler şunlardır:
  • Hipertansiyon: Yüksek tansiyon beyin damarlarını zayıflatarak yırtılmalarına yol açabilir.
  • Anevrizmalar ve Arteriovenöz Malformasyonlar: Damar duvarlarında oluşan yapısal zayıflıklar yırtılma ve kanamalara neden olabilir.

Her iki durumda da kesintiye uğrayan kan akışı beyin hücrelerinin ölümüne ve ciddi hasarlara yol açar. İskemik inme durumunda oksijen eksikliği nedeniyle metabolik bozukluklar ortaya çıkar. Hemorajik inmede ise kanama sonucu oluşan basınç beyin dokusuna zarar verir.

7/24 WhatsApp
İçin
Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Beyin Damar Hastalıkları risk faktörleri nelerdir?

    Beyin Damar Hastalıkları risk faktörleri çeşitli ve kompleks etmenleri kapsar. Yaş ilerledikçe serebrovasküler hastalıkların ortaya çıkma riski artar; özellikle 55 yaş üzerindeki bireyler daha yüksek risk altındadır. Erkekler genel olarak kadınlardan daha fazla etkilenir. Ancak bu fark yaşla birlikte azalmaktadır. Ayrıca genetik yatkınlık bu hastalıkların görülme olasılığını artırır. Özellikle ailede inme veya kardiyovasküler rahatsızlıklar geçmişi olanlar için risk daha yüksektir.

    Belirli etnik kökenler de daha yüksek risk altındadır; örneğin Afrikalı Amerikalılar ve Hispanikler genetik ve çevresel faktörlerin birleşimi nedeniyle Kafkasyalılara göre daha fazla etkilenebilirler. Risk faktörlerinin birçoğu kişisel yaşam tarzı seçimleriyle de ilgilidir ve bunlar aşağıdaki gibidir:

    • Hipertansiyon: Yüksek tansiyon damar hasarına yol açarak inme riskini artırır.
    • Diyabet: Kan şekerindeki yükseklik damar sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratır.
    • Sigara kullanımı: Nikotin ve diğer kimyasallar damar sertliğini tetikler.
    • Hiperlipidemi: Yüksek LDL ve düşük HDL seviyeleri damarlarda plak oluşumuna sebep olur.
    • Obezite: Özellikle abdominal bölgede yoğunlaşan fazla kilolar inme riskini artıran diğer faktörleri tetikler.
    • Hareketsiz yaşam tarzı: Fiziksel aktivite eksikliği kardiyovasküler sağlık sorunlarına zemin hazırlar.
    • Yüksek tuz doymuş yağlar ve trans yağlar içeren diyetler: Bu besin ögeleri damar sağlığını bozarak riski yükseltir.
    • Aşırı alkol tüketimi: Yüksek miktarda alkol alımı hipertansiyon ve kalp ritim bozukluklarına yol açabilir.

    Serebrovasküler hastalıklar nasıl tedavi edilir?

    Serebrovasküler hastalıkların tedavi yöntemleri oldukça çeşitlidir ve her bir yöntem özgül durumlara göre uygulanır. Akut iskemik inme durumlarında eğer büyük damarda pıhtı varsa ve hasta ilk 6 saatte hastaneye ulaşmışsa endovasküler trombektomi yöntemi tercih edilir. Bu prosedürde stent geri çekiciler veya aspirasyon kateterleri vasıtasıyla beyin atardamarlarındaki kan pıhtısı mekanik olarak çıkarılır. Uygulama zamanlaması tedavinin başarısında kritik bir role sahiptir. İntrakraniyal stentleme ise daralmış veya tıkanmış atardamarların açılması için kullanılır. Bu teknikle damarlar açık tutularak felç riski azaltılır.

    Beyin anevrizmalarının tedavisinde kullanılan endovasküler teknikler şunlardır:

    • Koilleme
    • Stent yardımlı tedaviler

    Her iki yöntem de anevrizmaları güvenli bir şekilde tedavi etmek için tasarlanmıştır. Koilleme anevrizmayı pıhtılaşmayı tetikleyecek şekilde doldurarak rüptür riskini minimize eder. Akım yönlendiriciler ise kan akışını anevrizmadan uzaklaştırarak iyileşmeyi teşvik eder.

    Embolizasyon prosedürü arteriovenöz malformasyonlar ve anevrizmalar için uygulanır. Bu yöntemde yapıştırıcılar veya koiller kullanılarak anormal damarlar bloke edilir. Böylece kanama riski önemli ölçüde azalır. İntra-arteriyel tromboliz ise özellikle inme tedavisinde etkilidir. Pıhtı çözücü ilaçlar kateter aracılığıyla doğrudan pıhtıya iletildiğinde genellikle mekanik trombektomi ile birlikte kullanılır. Balon anjiyoplasti yöntemi daralmış atardamarları genişletmek için kullanılır ve genellikle stent yerleştirilmesi takip eder. Bu sayede kan akışı geri kazanılır ve damarın işlevselliği artırılır.

    Serebrovasküler anevrizmanın belirtileri nelerdir?

    Beyin damar hastalıkları arasında özellikle anevrizma ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Rüptüre olmamış ve rüptüre olmuş anevrizma belirtileri farklılık gösterir. Rüptüre olmamış anevrizmalar genellikle asemptomatiktir ve sıklıkla başka sebeplerle yapılan görüntülemelerde tesadüfen keşfedilir. Ancak bazı durumlarda beyin dokusu veya sinirlere baskı yaparak belirtilere neden olabilir. Bu belirtiler şunlardır:

    • Lokalize baş ağrıları özellikle gözlerin üstünde ve arkasında yoğunlaşır.
    • Görme problemleri çift görme veya görme kaybı şeklinde kendini gösterebilir.
    • Yüzde uyuşma veya güç kaybı genellikle yüzün bir tarafında etkili olur.
    • Nöbetler anevrizmanın beyin dokusuna baskı yapması sonucu ortaya çıkabilir.

    Rüptüre olmuş anevrizma belirtileri ise daha şiddetli ve ani gelişir. Bu belirtiler içerir:

    • Ani ve şiddetli baş ağrısı genellikle kişinin hayatında yaşadığı en kötü baş ağrısı olarak tanımlanır.
    • Mide bulantısı ve kusma şiddetli baş ağrısına eşlik eder.
    • Boyun tutulması kanamanın meninkslere baskı yapması ile oluşur.
    • Işığa duyarlılık ve bilinç kaybı bazen kısa süreli bayılmalar şeklinde görülür.
    • Nöbetler rüptür sonrası gelişebilir.
    • Nörolojik eksiklikler felç veya konuşma güçlükleri gibi durumlar ortaya çıkabilir.

    Serebrovasküler hastalıkların uzun vadeli etkileri nelerdir?

    Serebrovasküler hastalıkların uzun vadeli etkileri çeşitlidir ve hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. İnme gibi ciddi olaylardan sonra bireyler genellikle çeşitli fiziksel ve bilişsel bozukluklar yaşarlar. Bu durum onların günlük yaşamlarını ve bağımsızlık duygularını ciddi şekilde sınırlayabilir.

    Fiziksel bozukluklar genellikle şunları içerir:

    • Hemiparezi gibi motor defisitler
    • Koordinasyon ve denge problemleri
    • Dizartri ve disfaji gibi konuşma ve yutma güçlükleri

    Bilişsel gerileme hastaların hafıza ve dikkat becerilerini etkileyebilir. Bu durum hafif bilişsel bozukluklardan vasküler demans gibi daha ciddi durumlara kadar ilerleyebilir. Bilişsel fonksiyonlardaki bu düşüş hasta ve bakım verenler için ek zorluklar oluşturur.

    Psikolojik etkiler de sıklıkla görülür. Depresyon ve anksiyete yaşanan travmanın yanı sıra fiziksel ve bilişsel kısıtlamalar nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu durumlar sosyal izolasyon ve yaşam kalitesinde genel bir düşüşe yol açabilir.

    Nörolojik sekeller tekrarlayan inme riskini artırabilir ve kronik ağrı sendromlarına neden olabilir. Bu kronik ağrılar genellikle merkezi sinir sistemindeki hasardan kaynaklanır.

    Kardiyovasküler komplikasyonlar inme geçiren bireylerde miyokard enfarktüsü ve kalp yetmezliği gibi ciddi durumların riskini artırabilir.

    Epigenetik ve bağışıklık sistemi değişiklikleri kalıcı iltihaplanmaya katkıda bulunabilir ve vasküler hasarın diğer organlara yayılmasına neden olabilir. Bu durum sistemik komplikasyon riskini artırarak tedavi ve iyileşme sürecini daha karmaşık hale getirir.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Beyin damar hastalıklarının en sık görülen nedenleri nelerdir?

    Beyin damar hastalıklarının başlıca nedenleri hipertansiyon, damar sertliği, diyabet, sigara kullanımı ve yüksek kolesteroldür. Bu faktörler damar duvarlarını zayıflatarak tıkanıklık veya kanamaya yol açabilir.

    Serebrovasküler hastalıklar inme ile nasıl ilişkilidir?

    Serebrovasküler hastalıklar, beyin damarlarındaki tıkanma veya kanama sonucu inmeye neden olur. İnme, ani gelişen felç, konuşma bozukluğu veya bilinç kaybı ile kendini gösterebilir.

    Beyin damar hastalıklarında genetik faktörlerin rolü var mıdır?

    Evet, ailede inme veya damar hastalığı öyküsü olan kişilerde risk artar. Genetik yatkınlık, diğer çevresel faktörlerle birleştiğinde beyin damar hastalıklarının gelişme olasılığını yükseltir.

    Beyin damar hastalıkları hangi erken belirtilerle anlaşılabilir?

    Ani baş dönmesi, tek taraflı güçsüzlük, konuşma bozukluğu, görme kaybı ve şiddetli baş ağrısı erken belirtilerdir. Bu bulgular görüldüğünde zaman kaybetmeden acil müdahale gerekir.

    Serebrovasküler hastalıklarda hipertansiyon neden kritik bir risk faktörüdür?

    Hipertansiyon damar duvarlarını zayıflatarak beyin kanaması ve tıkanıklık riskini artırır. Uzun süreli kontrolsüz yüksek tansiyon, inme vakalarının en önemli nedenlerinden biridir.

    Beyin damar hastalıklarında yaşam tarzı değişiklikleri nasıl koruma sağlar?

    Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, sigaradan uzak durma ve alkolü sınırlama damar sağlığını korur. Bu yaşam tarzı değişiklikleri beyin damar hastalıkları riskini belirgin şekilde azaltır.

    Serebrovasküler hastalıkların tedavisinde hangi ilaçlar kullanılır?

    Tedavide kan sulandırıcılar, pıhtı eritici ilaçlar, tansiyon ve kolesterol düzenleyiciler kullanılır. İlaç seçimi hastanın damar tıkanıklığı veya kanama durumuna göre belirlenir.

    Beyin damar hastalıklarında cerrahi tedavi hangi durumlarda uygulanır?

    Damar balonlaşması (anevrizma) veya ciddi tıkanıklık varsa cerrahi gerekebilir. Endovasküler girişimler veya açık cerrahi yöntemlerle kan akışı yeniden düzenlenir.

    Serebrovasküler hastalık sonrası rehabilitasyon süreci neden önemlidir?

    Rehabilitasyon, felçli bölgelerin yeniden işlev kazanmasına yardımcı olur. Fizik tedavi, konuşma terapisi ve psikolojik destek sürecin ayrılmaz parçalarıdır ve iyileşme şansını artırır.

    Beyin damar hastalıkları sonrası tekrar inme riski nasıl azaltılır?

    Düzenli ilaç kullanımı, tansiyon ve şeker kontrolü, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve düzenli doktor takibiyle ikinci inme riski belirgin şekilde düşürülebilir. Uzun vadeli takip hayati önem taşır.

    Call Now Button