Şah damar tıkanıklığı, karotis arterde aterosklerotik plak veya trombüs sonucu luminal daralma ve serebral hipoperfüzyonla seyreden bir vasküler hastalıktır. İnme ve TİA riski taşır; erken tanı kritiktir.
Şah damar tıkanıklığı tanısal yaklaşımı, karotis doppler ultrason, BT/MR anjiyografi ve klinik nörolojik değerlendirmeyi içerir. Stenoz derecesi ve plak özellikleri tedavi planını belirler; risk sınıflaması yapılır.
Şah damar tıkanıklığı tedavi seçenekleri, medikal antitrombotik tedavi, risk faktörü kontrolü, endarterektomi veya stentlemenin endikasyonlarına göre planlanır. Multidisipliner karar süreci önerilir.
Şah damar tıkanıklığı izlem ve önleme, lipid ve kan basıncı kontrolü, sigarayı bırakma, diyabet yönetimi ve egzersizi kapsar. Uyarı semptomlarında acil başvuru hayati önemdedir; düzenli görüntüleme ile progresyon izlenir.
Hastalığın Adı | Şah Damarı Tıkanıklığı (Karotis Arter Hastalığı) |
Etkilenen Bölgeler | Boyundaki karotis arterler |
Nedenler | Ateroskleroz (damar sertliği), yüksek kolesterol, hipertansiyon, sigara kullanımı, diyabet, ileri yaş, genetik yatkınlık |
Belirtiler | Genellikle belirti vermez; ileri vakalarda geçici iskemik atak (TIA) belirtileri: ani görme kaybı, vücut bir tarafında güçsüzlük, konuşma zorluğu, baş dönmesi |
Teşhis Yöntemleri | Karotis ultrasonu, manyetik rezonans anjiyografi (MRA), bilgisayarlı tomografi anjiyografi (CTA), karotis anjiyografi |
Tedavi Seçenekleri | Yaşam tarzı değişiklikleri (diyet, egzersiz), kan sulandırıcı ilaçlar, statinler, karotis endarterektomi (cerrahi), karotis stentleme (CAS) |
Komplikasyonlar | İnme (felç), geçici iskemik atak (TIA), kalp krizi, ölüm |
Korunma Yolları | Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sigarayı bırakma, kan basıncı ve kolesterol seviyelerinin kontrol altında tutulması, diyabetin yönetimi |
Epidemiyoloji | Genellikle 60 yaş üstü bireylerde daha yaygındır, erkeklerde daha sık görülür, kardiyovasküler hastalık riski yüksek bireylerde yaygındır |

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ
Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji
Şah Damarı Tıkanıklığı Nedir?
Şah damarı tıkanıklığı, beyne giden ana atardamarlardan biri olan karotis arterin daralması veya tamamen tıkanması durumudur. Bu durum, beyne giden kan akışını azaltarak inme riskini artırır. Genellikle ateroskleroz (damar sertliği) kaynaklıdır. Belirtiler ortaya çıkmadan sessiz ilerleyebilir veya baş dönmesi, geçici görme kaybı, konuşma bozukluğu gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Tanı, doppler ultrasonografi veya anjiyografi ile konur; tedavi cerrahi, stentleme veya ilaç tedavisi şeklinde olabilir.
Şah Damarı Tıkanıklığı Belirtileri
Şah damarı tıkanıklığı, erken evrelerde genellikle sessiz ilerler. Daralma ciddi bir seviyeye ulaştığında ise belirtiler acil müdahale gerektirecek kadar şiddetlenebilir. Bu belirtiler, genellikle geçici iskemik atak olarak bilinen durumla başlar. İlgili atardamarın tıkanıklığı sonucu, beyne kan akışı azalır ve belirgin semptomlar ortaya çıkar. Bu semptomlar, genellikle birkaç dakika sürebilir ve daha sonra kendiliğinden geçebilir.
- Ani görme kaybı veya görmede zorluk
- Yüz, kol veya bacakta güç kaybı; bazen karıncalanma veya uyuşma hissi eşlik eder
- Yürüme güçlüğü, denge ve koordinasyon bozukluğu
- Aniden ortaya çıkan baş dönmesi ve bilinç bulanıklığı
- Konuşmada zorluk çekme ve anlama güçlüğü
- Şiddetli baş ağrısı, hafıza problemleri, yutkunma zorluğu
Bu semptomlar inme belirtileriyle benzerlik gösterir ancak geçici iskemik atakta, belirtiler geçicidir. Bu durum, ileride daha ciddi komplikasyonlara yol açabileceğinden, şüpheli semptomlar fark edildiğinde acil tıbbi yardım almak büyük önem taşır. Şah damarı tıkanıklığının belirtileri, tehlike sinyalleri olarak kabul edilmelidir.
Şah Damarı Tıkanıklığı Risk Faktörleri
Şah damarı tıkanıklığının gelişiminde birçok etken rol oynar. İleri yaş, arterlerde doğal olarak oluşabilecek değişimlere işaret eder. Sigara ise damar sağlığı üzerinde zararlı etkiler yaratır. Hipertansiyon, damar duvarlarının sertleşmesine ve daralmasına neden olur. Ayrıca, yüksek kan lipit ve kolesterol seviyeleri ateroskleroz riskini artırır.
- İleri yaş
- Sigara kullanımı
- Hipertansiyon
- Kan lipit ve kolesterol düzeylerinde yükseklik
- Şeker hastalığı
- Aşırı kilolu olmak
- Sedanter yaşam tarzı
- Ailede ateroskleroz, koroner arter hastalığı veya karotis arter hastalığı öyküsü
Erkekler 75 yaş altında, kadınlara göre daha yüksek risk altındadır. Ancak 75 yaş üstü kadınlar, erkeklerden daha fazla risk taşır. Koroner arter hastalığı olan bireylerde şah damarı hastalığının ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir.
Şah Damarı Tıkanıklığına Neden Olan Faktörler
Şah damarı tıkanıklığı, koroner arterlerdeki gibi ateroskleroz sonucu gelişir. Şah damarının iç yüzeyindeki sağlıklı, esnek ve pürüzsüz yapının bozulmasıyla başlar. Bu bozulma, damar duvarlarında tehlikeli birikimlere yol açar. Özellikle aşağıdaki faktörler, bu birikimi tetikler:
- Yüksek kolesterol düzeyleri
- Obezite
- Sigara kullanımı
Bu etmenler, damar duvarında kolesterol atıkları, yağlı maddeler ve kireç kalıntıları gibi zararlı maddelerin toplanmasına neden olur. Zamanla bu toplanan maddeler, aterosklerotik plak oluşumuna ve ardından damarın daralmasına veya tıkanmasına sebep olur.
Damarın daralması, beyne giden kan akışını azaltır. Eğer bu azalma kritik düzeylere ulaşırsa, beyin fonksiyonları zarar görür ve ciddi sağlık sorunları meydana gelebilir. Özellikle inme riski bu durumda önemli ölçüde artar.
Şah Damarı Tıkanıklığının Teşhisi
Karotis arter tıkanıklığı, uygun tanı yöntemleriyle tespit edilir. İlk olarak, hekimler hastanın tıbbi geçmişi ve semptomlarını değerlendirir. Ardından, özellikle Doppler ultrasonografi kullanılarak daralmış damarlar detaylı bir şekilde incelenir. Bu yöntem, kan akışındaki anormallikleri görsel ve işitsel olarak saptamada etkilidir.
Renkli Doppler ultrason ise kan akış hızı ve yönü hakkında daha ayrıntılı bilgi sunar. Gelişmiş vakalar içinse, bilgisayarlı tomografi anjiyografi (BT-anjiyo) veya manyetik rezonans anjiyografi (MR-anjiyo) tercih edilir. Bu teknikler, daralmış damarların iç yapısını üç boyutlu olarak göstererek daha kesin sonuçlar sağlar.
- Sigara kullanımı derhal sonlandırılmalıdır.
- Yüksek tansiyon ve diyabet sürekli olarak kontrol altında tutulmalıdır.
- Dengeli ve sağlıklı bir diyet programı uygulanmalıdır.
- Fazla kilolarından kurtulmak için çalışılmalıdır.
- Haftalık egzersiz rutinleri oluşturulmalıdır.
- Alkol tüketimi minimuma indirilmelidir.
- Düzenli sağlık kontrolleri yapılarak doktor tavsiyeleri titizlikle takip edilmelidir.
Bu adımlar, hastalığın ilerlemesini önlemek ve olası komplikasyonlardan korunmak için kritik öneme sahiptir.
MR Anjiyografi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
MR Anjiyografi, manyetik rezonans teknolojisini kullanarak damarların ve kan akışının detaylı görüntülerini elde eder. Bu yöntem, özellikle damar yollarının açıklığını ve sağlık durumunu değerlendirmede tercih edilir.
Manyetik alan ve radyo dalgaları aracılığıyla vücudun görüntülenmesi esnasında herhangi bir radyasyon kullanılmaz. Bu özellik, MR Anjiyografisini özellikle güvenli kılar. Hastalar için rahat bir deneyim sunan bu tetkik, koroner arter hastalıkları başta olmak üzere birçok damar probleminin teşhisinde etkin bir yöntemdir.
Çekim sürecinde, hastalar MR cihazının özel tasarlanmış masasına yatırılarak tünelli alana alınır. Bu süreçte, hasta genellikle 15 ile 20 dakika arasında çeşitli pozisyonlarda kalır. Çekim sırasında hasta hareket etmemelidir çünkü bu durum görüntü kalitesini doğrudan etkileyebilir.
İlaç kullanımına gelince, bazı durumlarda daha net görüntüler için gadolinyum bazlı kontrast maddeler verilebilir. Bu madde, damar yapılarını çevre dokulardan ayırmak için kullanılır ve damarların daha belirgin görünmesini sağlar.
Çekim öncesi hazırlık genellikle minimaldir ancak bazı önemli noktalar vardır:
- Metal objelerin çıkarılması: Güçlü manyetik alanlar nedeniyle vücuttaki her türlü metal eşya çıkarılmalıdır.
- Alerjik reaksiyonlar: Kontrast maddeye karşı olası alerjiler önceden belirtilmelidir.
- Yiyecek ve içecek tüketimi: Karın bölgesinden çekim yapılacaksa, hastanın aç olması gerekebilir.
MR Anjiyografisi son derece düşük risk içeren ve konforlu bir görüntüleme metodudur. Maliyeti, klasik anjiyografi yöntemlerine göre daha uygun olabilir. Ayrıca, bu işlem sırasında kateter kullanılmadığı için, kateterle ilişkili risklerden de kaçınılmış olur. Hastalar çekim sonrası hemen normal yaşantılarına dönebilirler. Bu yöntem, kardiyoloji alanında giderek daha fazla tercih edilen modern bir görüntüleme tekniğidir.
Şah Damarı Tıkanıklığı İçin Stent Uygulaması Detayları
Şah damarı tıkanıklığının giderilmesi için uygulanan stentleme prosedürü, beyne kan akışını normale döndürmek amacıyla gerçekleştirilir. Hasta, işlem sırasında uyanık kalırken, sakinleştirici ilaçlar verilerek rahat bir durumda tutulur. İşlem, kasık damarından girilerek başlar ve özel olarak tasarlanmış ince bir kateter vasıtasıyla ilerletilir.
- İşlem başlangıcında, kateterin doğru konumlandırılması için kılavuz tel kullanılır.
- Telin yardımıyla tıkanıklığın olduğu bölgeye ulaşılır.
- Daha sonra anjiyoplasti işlemi için balon kateter damara yerleştirilir.
- Balon, daralmış bölgeyi genişletmek amacıyla şişirilip indirilir.
- Son aşama olarak, darlık tekrarlamasını önlemek üzere stent yerleştirilir.
Bu adımlar, damarın yeniden açılmasını ve kan akışının düzelmesini sağlamak için titizlikle uygulanır. İşlem sonrası hasta genellikle kısa bir süre dinlenir ve takip edilen gece hastanede kalır. Ertesi gün, komplikasyon olmadığı taktirde taburcu edilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Şah damar tıkanıklığı ölüme sebep olur mu?
Şah damar tıkanıklığı beyne kan akışını engelleyebilir. Bu durum beynin belli bölgelerinin oksijensiz kalmasına neden olur. Oksijensiz kalan beyin dokusu zarar görebilir. Bu zarar kalıcı felçlere yol açabilir. Ayrıca şah damarındaki pıhtıların kopması sonucu beyne giden kan damarlarını tıkaması ani ölümlere sebep olabilir. Dolayısıyla şah damar tıkanıklığı ciddi sonuçlar doğurabilir ve ölümcül olabilir.
Şah damarı tıkanıklığı boyun ağrısı yapar mı?
Hayır şah damarı tıkanıklığı boyun ağrısı yapmaz. Şah damarı tıkanıklığı beyne giden kan akışının engellenmesi durumudur ve bu durum çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Bunlar genellikle tıkanıklık olan tarafın karşı vücut yarımında uyuşukluk ve kuvvet kaybıdır.

Interventional Radiology and Neuroradiology Speaclist Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez graduated from Cerrahpaşa Medical Faculty in 1997. He completed his specialization at Istanbul Education and Research Hospital. He received training in interventional radiology and oncology in London. He founded the interventional radiology department at Istanbul Çam and Sakura City Hospital and became a professor in 2020. He holds many international awards and certificates, has over 150 scientific publications, and has been cited more than 1500 times. He is currently working at Medicana Ataköy Hospital.
Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar