Vertebra (omur) kırıkları, özellikle osteoporoz gibi kemik yoğunluğunu azaltan durumlarda, düşme veya günlük yaşamdaki hafif travmalarla bile oluşabilir. Bu tip kırıklara “omurga çökme kırıkları” (vertebral kompresyon kırıkları) adı verilir. İnsan vücudunu ayakta tutan ve iç organları koruyan omurganın sağlamlığı bozulduğunda hem hareket kısıtlılığı hem de ağrı ortaya çıkar. Kifoplasti ve vertebroplasti ise bu kırıkları tedavi etmek ve omurların bütünlüğünü yeniden sağlamak amacıyla uygulanan, günümüzde yaygın kullanıma sahip iki minimal invaziv yöntemdir.

Türkiye’nin Girişimsel Radyoloji ve Nöroradyoloji Doktoru

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ

Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji

Prof. Dr. Kılıçkesmez, Türk Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Türk Girişimsel Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Strok (inme) tedavisi sertifikasyonu ve Avrupa Girişimsel Radyoloji Boardu (EBIR) sahibidir. Akademik geçmişinde, 2008 yılında Siemens Radyoloji Birincilik Ödülü’nü kazanmıştır.
Özgeçmiş Ödüller Yorumlar

Kifoplasti ve Vertebroplasti Tam Olarak Nedir?

Vertebroplasti:

Vertebroplasti, kırılmış veya çökmüş omur gövdesine (tıpkı bir binada oluşan çatlakları kapatmaya benzer şekilde) özel bir kemik çimentosu (polimetilmetakrilat – PMMA) enjekte edilerek yapılan bir tedavi yöntemidir. Amaç omurdaki kırığı sabitlemek ve hastanın ağrısını hafifletmektir. Bu sayede omurga yapısı sağlamlaştırılır ve kırık bölgesinin daha fazla çökmesi önlenir.

Kifoplasti:

Kifoplasti, vertebroplastinin “bir adım ötesi” olarak tanımlanabilir. Kifoplasti sırasında omur içine önce özel bir balon yerleştirilir ve bu balon şişirilerek kırık veya çökmüş bölge bir miktar yüksekliğine kavuşturulmaya çalışılır. Ardından balon geri çekilir ve oluşan boşluk, yine kemik çimentosu ile doldurulur. Böylelikle hem omurun çökmesi engellenmiş olur hem de omurun özgün yüksekliği kısmen düzeltilerek kamburluk gibi postür bozukluklarını azaltma hedeflenir.

Her iki yöntemin de ortak amacı ağrıyı gidermek, omurgayı tekrar sağlam hale getirmek ve hastanın günlük hayata daha rahat katılmasını sağlamaktır. Bu açıdan, ikisini de “hızlı iyileşme sağlayan minimal invaziv omurga onarım teknikleri” olarak özetleyebiliriz.

Bu Yöntemler Hangi Durumlarda Tercih Edilir?

Osteoporoz Kaynaklı Kırıklar:

Osteoporoz, kemiklerin yoğunluğunun azalmasına ve gözenekli hale gelmesine neden olan bir hastalıktır. Özellikle ileri yaşla birlikte kemikler daha kırılgan hale gelir. Böylece küçük düşmelerde bile vertebral çökme kırıkları görülebilir. Kifoplasti ve vertebroplasti, osteoporoz nedeniyle ortaya çıkan ağrılı omurga kırıklarını hızlıca hafifletmek için sıkça tercih edilir.

Travmatik Omurga Kırıkları:

Yüksekten düşme, trafik kazası veya benzeri darbeler sonucu omurlarda çökme kırığı meydana gelebilir. Eğer omurga yapısında çok ileri derecede bir deformite ya da sinir dokusu basısı yoksa bu minimal invaziv yöntemler gündeme gelir.

Tümör Kaynaklı Kırıklar (Malignite veya Metastaz):

Bazı kanser türlerinde tümör omurgaya yayılır ve kemikleri zayıflatır. Bu durumda da ağrıyı kontrol altına almak ve omurgayı desteklemek için bu yöntemlerden yararlanılabilir.

Vertebral Hemanjiyom ve Kümmell Hastalığı (Vertebral Osteonekroz):

Bazı iyi huylu damar yumağı (hemanjiyom) durumlarında veya vertebranın beslenme bozukluğuna bağlı çökme geliştiğinde (Kümmell hastalığı), yine kifoplasti veya vertebroplasti seçenek olabilir.

Temel kriter, hastanın medikal tedavi (ağrı kesici, kas gevşetici, dinlenme, fizik tedavi, korse vb.) gibi konservatif yöntemlerle rahatlatılamayan, şiddetli omurga ağrısının olması ve kırığın stabilize edilmeye ihtiyacı bulunmasıdır.

Kifoplasti ve Vertebroplasti Arasındaki Farklar Neler?

Bu iki yöntemi bir binadaki çatlak ve kolon sorunlarını tamir etmeye benzetebiliriz.

Vertebroplasti, var olan çatlağın içini onarım malzemesiyle doldurarak binanın kolonlarını sağlamlaştırmaya benzer. Herhangi bir “yükseklik veya şekil düzeltmesi” hedeflenmez.

Kifoplasti ise çöküntüyü biraz düzeltmek, yüksekliği tekrar kazandırmak amacıyla önce balonla kolonun şeklini düzenleyip ardından bu boşluğu onarım malzemesiyle doldurmaya benzetilebilir. Böylece hem kolon (yani omur) desteklenir hem de çökmüş kısmın bir bölümü eski yüksekliğine kavuşabilir.

Kifoplasti genelde vertebra yüksekliğinin korunduğu ya da kısa süreli çökmelerin olduğu durumlarda daha fazla tercih edilir. Çünkü omur gövdesindeki çökmüş bölge, balon yardımıyla yeniden “kaldırılabilirse” hastanın omurga eğriliği (kifoz) bir miktar düzelir. Ancak bu yükseklik düzelmesi her zaman kalıcı veya belirgin olmayabilir. Bazı hastalarda zamanla yükseklik kazanımının bir bölümü kaybolabilir.

Vertebroplasti ise balon şişirme gibi ek bir adım içermez. Dolayısıyla uygulama süresi ve teknik aşamalar daha kısa olabilir. Ancak omurun dikey boyutunu düzeltmek gibi bir amacı yoktur; asıl hedef ağrıyı hafifletmek ve stabilizasyon sağlamaktır.

Hangi Hastaya Hangi Yöntem Daha Uygun?

Kırığın Süresi ve Derecesi:

  • Yeni oluşmuş kırıklarda (akut veya subakut), kemik hâlâ “müdahaleye daha duyarlı” olduğu için kifoplastiyle yüksekliği geri kazanmak mümkün olabilir.
  • Uzun süreli (kronik) kırıklarda, omur kemiği sertleşip konumunu sabitlemişse, balonla bile yüksekliği düzeltmek zorlaşır. Bu durumda vertebroplasti de etkili bir seçenek olabilir.

Kamburluk Şikâyeti (Kifoz):

  • Eğer kırık hastada belirgin bir kifoz artışına (öne eğik duruş, sırtta kamburluk) neden olduysa ve hasta bu durumdan ciddi anlamda şikâyetçiyse, kifoplasti önerilebilir. Çünkü bu yöntemle omurga eğriliği kısmen düzeltilebilir.

Kemik Durumu (Osteoporoz Seviyesi):

  • Ciddi osteoporoz varlığında, bazen balonun şişirilmesi sırasında omurda farklı kırıklar oluşabilir. Ancak deneyimli ellerde ve uygun hasta seçimiyle bu risk minimize edilebilir.

Genel Sağlık Durumu:

  • Hastanın genel anestezi alıp alamayacağı veya işlem sırasında ne kadar hareketsiz kalabileceği de önemlidir.
  • Her iki işlem de genellikle hafif sedasyon ve lokal anestezi altında yapılabilir. Ancak kişinin başka hastalıkları veya ileri yaş nedeniyle özel durumu varsa, planlama buna göre yapılır.

Hangi yöntemin daha uygun olduğuna uzman hekim, hastanın omurga kırığının özelliklerini ve kişinin genel sağlık durumunu değerlendirerek karar verir. Hasta için her iki yöntemin de avantaj ve dezavantajları aktarılarak ortak bir karar alınması idealdir.

Bu İşlemler Nasıl Uygulanır?

Vertebroplasti Süreci

Hazırlık ve Anestezi: Hastaya genellikle hafif sedasyon (damar yoluyla sakinleştirici ilaç) ve kırık bölgesine lokal anestezi uygulanır. İşlem sırasında hasta tam uyutulmaz, ama konforlu bir şekilde sırt üstü veya yüzüstü yatar.

İğne Yerleştirme: Kırığın olduğu omurga seviyesine, röntgen (floroskopi) rehberliğinde özel bir iğne ile ulaşılır. Bu iğne, bir binanın duvarındaki çatlağa doğrudan müdahale eden bir matkap ucu gibi düşünülebilir.

Çimento Enjeksiyonu: Polimetilmetakrilat (PMMA) adı verilen bir tür “kemik çimentosu,” diş macunu kıvamındayken iğne içinden omurun kırık bölgesine enjekte edilir. Bu malzeme kısa sürede sertleşerek omuru içeriden destekler.

Kısa İzlem ve Taburculuk: Enjeksiyon sonrası hasta bir süre gözlem altında tutulur, olumsuz bir durum yoksa çoğunlukla aynı gün taburcu edilebilir.

Kifoplasti Süreci

Hazırlık ve Anestezi: Vertebroplasti ile benzer şekilde hafif sedasyon ve lokal anestezi uygulanır. Hasta gene yüzüstü veya özel bir masa düzeninde pozisyon alır.

Balon Uygulaması: Omur içine yerleştirilen özel bir balon (balon trokar), röntgen rehberliğinde uygun seviyeye ilerletilir. Bu balon yavaşça şişirilerek omur gövdesinin çökme bölgesi düzeltmeye çalışılır.

Çimento Doldurma: Balon indirilip çıkarıldıktan sonra geride kalan boşluk, hazırlanan kemik çimentosu ile doldurulur. Amaç omuru yeniden yüksekliğine kavuşturmak ve o şekilde sabitlemek.

Kısa İzlem ve Taburculuk: İlgili kırığın sayısına göre işlem süresi uzayabilir, ancak çoğu zaman vertebroplasti gibi kifoplasti de aynı gün veya ertesi gün taburculuğa imkân tanır.

Bu iki işlem de çoğu zaman 1 saatten kısa sürebilir. Omurun sayısına, hastanın durumuna ve anestezi seçimine bağlı olarak bu süre değişkenlik gösterebilir.

Ağrı Giderme Konusunda Ne Kadar Etkilidir?

Hem kifoplasti hem de vertebroplasti, omurga çökme kırıklarına bağlı ağrıların giderilmesinde oldukça başarılı kabul edilir. Ağrı kesici etki çoğu zaman kısa sürede (birkaç saat veya gün içinde) gözlemlenir. Şöyle düşünebiliriz:

Vertebroplasti: Kırık bölgesi harçla doldurularak çatlamış kolonların sabitlendiği bir inşaat gibi sabitlenen kolonlar ağrı üreten mikro hareketleri engeller ve bu sayede ağrı hızla azalır.

Kifoplasti: Bu işlemde de aynı sabitleme yapılır, ancak öncesinde kolonun eğriliği biraz düzeltilmeye çalışılır. Böylece sırt ve bel bölgesinde oluşan omurga eğriliğine bağlı ağrılarda da iyileşme görülür.

Uzun vadede de ağrıyı azaltıcı etki devam eder. Ancak osteoporoz gibi ilerleyici bir hastalık varsa, başka omurların da kırılma riski vardır. Bu nedenle kemik güçlendirici ilaçlar, doğru beslenme, egzersiz ve düzenli doktor kontrolleri ile bütüncül bir yaklaşım her zaman önemlidir.

İyileşme Süreci Nasıl İlerler?

Hastaneden Çıkış ve İlk Günler:

  • Birçok hasta, işlem sonrası aynı gün içinde evine döner.
  • Ağrı genellikle işlem sonrası hızla azalır. İşlem bölgesinde hafif bir sızı veya batma hissi olabilir, ancak güçlü ağrı kesiciler gerektirecek boyutta olmayabilir.
  • İlk 24-48 saat içerisinde hastaların yatak istirahati önerilir, ancak tamamen hareketsiz kalmak da doğru değildir. Düzenli, hafif hareketler iyileşmeyi destekler.

İlk Hafta:

  • Hastalar genellikle yavaş yavaş günlük yaşamlarına dönebilirler.
  • Ağırlık taşıma ve eğilme gibi omurgayı zorlayacak hareketlerden kaçınmak yararlı olur.
  • Bazı hastalara, özellikle kifoplasti sonrası, hafif bir korse kullanmaları önerilebilir.

1 Ay Sonrası:

  • Eğer doktor uygun görürse, düşük tempolu yürüyüş veya hafif egzersizlere başlanabilir.
  • Fizyoterapi, kasları güçlendirmek ve ileride oluşabilecek kırıkları engellemek için faydalı olabilir.
  • Osteoporozu olan hastalarda ise ilaç tedavisi, kalsiyum ve D vitamini takviyeleri, ayrıca kemik yoğunluğunu koruyucu egzersizler önem taşır.

Uzun Dönem Kontroller:

  • Belirli aralıklarla çekilen kontrol röntgenleri veya MR gibi görüntülemelerle, çimento dolgusu yapılan omurun durumu ve genel omurga sağlığı izlenir.
  • Eğer hasta tekrar şiddetli sırt veya bel ağrısı hissederse, bunun yeni bir omur kırığı olup olmadığı araştırılmalıdır.

Komplikasyonlar ve Olası Yan Etkiler Nelerdir?

Her tıbbi işlem gibi kifoplasti ve vertebroplasti de bazı riskler taşır. Bu riskler, deneyimli bir ekip ve doğru hasta seçimiyle oldukça düşük seviyelere indirilebilir.

Çimento Kaçağı (Cement Leakage):

Kemik çimentosunun omur dışına sızması en sık tartışılan komplikasyondur. Ancak çoğu sızıntı, klinik sorun yaratmadan, omur çevresinde kalabilir. Nadiren sinir köküne, omurilik kanalı içine veya damarlara karışarak ağrı, sinir hasarı ya da emboli gibi durumlara yol açabilir.

Enfeksiyon:

Minimal invaziv bir işlem olmasına rağmen, her cerrahi girişimde olduğu gibi enfeksiyon riski sıfır değildir. Özellikle işlem sonrası kesi yerinde kızarıklık, akıntı, ateş gibi belirtiler oluşursa hemen müdahale gerekebilir.

Kanama veya Hematom:

Omurga bölgesi damar açısından zengin olabilir. Özellikle çok sayıda omurda işlem yapılırsa, iğne giriş yerlerinde küçük kanamalar veya hematom oluşabilir.

Sinir Yaralanmaları:

Floroskopi altında yapıldığı için risk minimaldir, ancak omurga çevresindeki sinirler yanlış iğne yönlendirmesi veya çimento sızıntısı nedeniyle zarar görebilir. Bu durum çoğunlukla tecrübeli ekiplerce yapılan işlemlerde çok seyrek görülür.

Komşu Omur Kırıkları:

Bazı araştırmalar, kifoplasti veya vertebroplasti uygulanan omurların sertleşmesinin, komşu üst veya alt omurlardaki kırık riskini artırabileceğini öne sürmüştür. Ancak bu konu tıbbi literatürde kesinlik kazanmamış olup, altta yatan osteoporozun kendisi de yeni kırıklara sebep olabilir.

Bu komplikasyonların görülme oranı düşük olsa da işlem öncesi hasta bilgilendirilmeli ve işlem sonrası olası belirtiler için dikkatli olunmalıdır.

Ne Gibi Avantajlar Sunarlar?

Hızlı Ağrı Kontrolü:

Bu yöntemlerin en büyük avantajı, omurga kaynaklı ağrıyı hızlı ve genellikle dramatik biçimde azaltmalarıdır. Hastalar genellikle kısa sürede ayağa kalkıp, günlük aktivitelerine dönebilirler.

Kısa Hastanede Kalış Süresi:

Büyük bir ameliyat gerektirmeden, çoğunlukla lokal anestezi ve sedasyonla yapılabilir. Bu sayede hastalar çoğu zaman aynı gün taburcu olabilir.

Omurga Stabilizasyonu:

Özellikle kemik yoğunluğu düşük hastalarda, kırık bölgesinin daha fazla çökmesini engeller. Bazı durumlarda kifoplastiyle omurun kısmen yüksekliği de geri kazanılır.

Yaşam Kalitesini Artırma:

Hastaların hareket kabiliyeti artar, ağrı nedeniyle bağımlı oldukları ilaçların dozu azalabilir. Bu da genel yaşam kalitesine olumlu yansır.

Farklı Hasta Gruplarına Uygunluk:

Osteoporozlu yaşlılar, tümör kaynaklı kırıkları olanlar, hatta bazı travmatik kırıklar için de seçenek oluştururlar. Ancak elbette her hasta ve her kırık aynı olmadığı için detaylı değerlendirme şarttır.

Bu İşlemleri Kimler Yapmalı ve Nerede Yapılmalı?

Kifoplasti ve vertebroplasti, omurga cerrahisi ve girişimsel radyoloji alanlarında özel eğitim almış uzmanlar tarafından uygulanır. İdeal olarak bu işlemler tam donanımlı hastanelerde veya özel merkezlerde yapılmalıdır. Çünkü floroskopi (canlı röntgen görüntüleme) gibi özel cihazların bulunması şarttır. Ayrıca anestezi ve acil müdahale olanaklarının mevcut olması, olası komplikasyonların hızla yönetilebilmesi için önemlidir.

İşlem Öncesi ve Sonrasında Nelere Dikkat Edilmeli?

İşlem Öncesi:

  • Kan sulandırıcı ilaçların kullanımı, diyabet, kalp hastalıkları gibi ek rahatsızlıklar hekime bildirilmelidir.
  • Gerekirse kan sulandırıcılar bir süre kesilebilir veya dozları ayarlanabilir.
  • İşlem öncesi aç kalma süresi, doktor veya anestezi uzmanı tarafından belirlenir.

İşlem Sonrası:

  • İlk birkaç gün ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılmalı, ancak tamamen hareketsiz de kalınmamalıdır.
  • Kilo kontrolü ve uygun beslenme, osteoporozun ilerlemesini engellemek açısından önemlidir.
  • Doktorun önerdiği egzersizler, fizik tedavi programları ve düzenli kontrol randevuları aksatılmamalıdır.

Kemik Sağlığına Özen:

  • Osteoporozun tedavisi veya önlenmesi için kalsiyum ve D vitamini başta olmak üzere doğru beslenme ve takviyeler esastır.
  • Güneş ışığından düzenli faydalanmak, kemiklerin D vitamini sentezine destek olur.
  • Sigara ve aşırı alkol tüketimi, kemik sağlığını olumsuz etkiler ve mutlaka kısıtlanmalıdır.

Uzun Vadede Omurgamı Nasıl Koruyabilirim?

İşlem sonrası omurgayı korumaya yönelik bazı önemli noktalar şunlardır:

Egzersiz ve Fizik Tedavi:

Hafif tempolu yürüyüşler, yüzme, pilates ya da yoga gibi düşük etkili egzersizler, sırt ve bel kaslarını güçlendirerek omurgayı destekler. Bu yeni kırıkların önlenmesinde etkilidir.

Dengeli Beslenme:

Bol sebze, meyve, protein kaynakları ve süt ürünleri tüketerek yeterli kalsiyum almak; ayrıca D vitamini seviyesini düzenli kontrol ettirmek, kemiğin bütünlüğü için gereklidir.

Duruş (Postür) Eğitimi:

Sürekli kambur durmak, omurgaya binen yükü artırır. Doğru oturma, ayakta durma ve eğilme alışkanlıkları geliştirmek, kamburluğun ilerlemesini önleyebilir.

Kilo Kontrolü:

Aşırı kilo, omurgaya binen yükü artırarak yeni kırık riskini yükseltir. Bu nedenle ideal kiloya yakın olmak omurga sağlığı açısından avantajlıdır.

Düzenli Doktor Kontrolleri:

Gerektiğinde kemik yoğunluğu ölçümü, röntgen veya MR çekimi gibi tetkiklerle omurga durumu yakından takip edilebilir. Yeni kırıklar erkenden tespit edilirse tedavisi de daha kolay olur.

Sıkça Sorulan Sorular

Genellikle işlem yaklaşık 30 dakika ile 1 saat arasında sürer. Lokal anestezi ve hafif sedasyon altında yapıldığı için hasta büyük bir ağrı veya rahatsızlık hissetmez. İşlem sırasında hafif bir basınç duyusu olabilir, ancak genellikle dayanılabilir seviyededir.

İlk ağrı rahatlaması çoğu hastada hemen hissedilir. Tam iyileşme ve eski aktivite düzeyine dönme süresi, kişinin genel sağlık durumuna ve kırığın ciddiyetine bağlı olarak değişir. Genelde 1-2 hafta içinde gündelik işlere büyük ölçüde dönülebilir.

Evet, eğer farklı bir omurda benzer bir kırık oluşursa ve bu da ağrıya yol açıyorsa, gerekli değerlendirmeler yapıldıktan sonra kifoplasti veya vertebroplasti o omur için de tekrar uygulanabilir.

Tüm omurga kırıkları için uygun olmayabilir. Omurilik kanalı basısı, ciddi sinir hasarı veya çok parçalı kırık gibi daha karmaşık durumlarda farklı cerrahi yöntemler gerekebilir. Uzman değerlendirmesi şarttır.

Genellikle evet. Ancak osteoporozu olan hastalar, kemik yoğunluğu koruyucu önlemleri ihmal etmemeli ve aşırı zorlayıcı faaliyetlerden kaçınmalıdır. Bilinçli bir yaşam tarzı benimsenirse, uzun yıllar boyunca rahat bir omurga yapısı korunabilir.