Zehirli guatr hastalarında yasak yiyecekler, tiroid hormon dengesini olumsuz etkileyebilecek gıdalardır. Fazla iyot içeren veya guatrojen etkili besinler, tedavi sürecini zorlaştırabilir. Beslenme planı uzman kontrolünde olmalıdır.
Guatrojen içeren lahana, brokoli, karnabahar ve turp gibi sebzeler çiğ tüketildiğinde tiroid hormon sentezini olumsuz etkileyebilir. Bu besinler haşlanarak tüketildiğinde guatrojen etkisi azalır.
Aşırı iyot içeren deniz yosunu, midye ve istiridye gibi deniz ürünleri hipertiroidi tablosunu ağırlaştırabilir. Bu nedenle tüketimi sınırlandırılmalıdır. Dengeli beslenme önemlidir.
Kafeinli içecekler ve rafine şeker, metabolizma hızını etkileyerek çarpıntı ve sinirlilik gibi semptomları artırabilir. Daha dengeli bir beslenme için bu tür gıdalar azaltılmalıdır.
Karnabahar Gibi Sebzeler Toksik Guatr Hastalarını Nasıl Etkiler?
Karnabahar ve diğer turpgiller ailesine ait sebzeler içeriklerindeki glukozinolatlar nedeniyle zehirli guatr hastalarında tiroid fonksiyonlarını etkileyebilir. Bu sebzeler çiğ olarak tüketildiğinde bitki hücrelerinin hasar görmesiyle miyrozinaz enzimi aktive olur ve glukozinolatlar izotiyosiyanat tiyosiyanat gibi metabolitlere dönüşür. Bu metabolitlerden bazıları tiroid hormonlarının üretiminde kritik rol oynayan tiroid peroksidaz enzimini baskılayarak hormon sentezini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca tiyosiyanat gibi bileşikler iyot emilimini engelleyerek tiroid fonksiyonlarını daha da bozabilir.
Ancak bu etkiler sebzelerin tüketim miktarı sıklığı ve hazırlama yöntemiyle doğrudan ilişkilidir. Karnabahar gibi sebzelerin haşlanarak veya pişirilerek tüketilmesi glukozinolat seviyelerinin önemli ölçüde azalmasını sağlar. Pişirme sırasında bu bileşiklerin bir kısmı suya geçtiği için tiroid üzerindeki etkileri hafifletilir. Bu nedenle karnabahar ve benzeri sebzelerin pişirilerek ve ölçülü tüketilmesi genellikle tiroid fonksiyonlarına ciddi zarar vermez.
Epidemiyolojik araştırmalar krosifer sebzelerin tüketimi ile tiroid hastalıkları arasında belirgin bir bağlantı olmadığını hatta bu sebzelerin kanser gibi bazı riskleri azaltabileceğini göstermektedir. Ancak mevcut tiroid rahatsızlığı olan bireylerde (örneğin zehirli guatr) çiğ sebzelerin aşırı tüketimi risk oluşturabilir.
Zehirli guatr hastalarının tiroid sağlığını koruyabilmesi için beslenme alışkanlıklarının bireysel iyot durumları ve genel sağlık koşulları göz önüne alınarak düzenlenmesi gerekir.
Soya Ürünleri Toksik Guatr Diyetinde Neden Sınırlandırılmalıdır?
Zehirli guatr hastalığında tiroit bezinin aşırı çalışması nedeniyle vücudun hormonal dengesi hassas bir hale gelir. Bu durumda tüketilen gıdaların tiroit fonksiyonları üzerindeki etkileri dikkatle değerlendirilmelidir. Soya ürünlerinde bulunan izoflavonlar (genistein ve daidzein) tiroit hormonlarının üretiminde kilit rol oynayan tiroit peroksidaz (TPO) enzimini inhibe edebilir. Bu inhibisyon tiroit hormonlarının (T3 ve T4) sentezini bozarak hastalığın seyrini kötüleştirebilir. Özellikle iyot eksikliği olan bireylerde bu durum daha belirgin hale gelir ve guatr riskini artırabilir.
Soya ürünlerinin guatrojenik özellikleri de dikkat çekicidir. Guatrojenler tiroit fonksiyonlarını baskılayarak tiroit bezinin genişlemesine neden olabilir. Ayrıca soya ürünleri tiroit hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçların özellikle levotiroksinin bağırsaklardan emilimini olumsuz etkileyebilir. Bu durum tedavi başarısını düşürerek ilaç dozlarının yeniden düzenlenmesini gerektirebilir.
Araştırmalar yüksek dozda soya izoflavonlarının tiroit uyarıcı hormon (TSH) seviyelerini artırabileceğini göstermektedir. Artan TSH seviyesi tiroit fonksiyonlarının azalmasına işaret ederken bazı durumlarda T3 seviyelerinde de artış görülebilir. Bu değişimler zehirli guatr semptomlarını kötüleştirebilir.
Bu nedenlerle zehirli guatr hastalarının soya tüketiminde ölçülü davranmaları önemlidir. Günlük 25 gram soya proteini genelde güvenli kabul edilse de izoflavon alımının 100 mg’ı aşmaması önerilir.
Toksik Guatr Hastalarının Kaçınması Gereken Belirli İçecekler Var mı?
Zehirli guatr (hipertiroidizm) hastalarının içecek seçimlerinde de dikkatli olmaları önemlidir. Kafeinli içecekler bu hastalık grubundaki bireylerde çarpıntı, anksiyete ve uykusuzluk gibi belirtileri kötüleştirebilir. Kahve, çay, enerji içecekleri ve bazı gazlı içecekler kafein içerir; bu nedenle bu tür içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalı veya tamamen bırakılmalıdır. Kafein merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkiler gösterdiği için mevcut semptomların şiddetlenmesine neden olabilir.
Alkollü içecekler ise tiroid fonksiyonları üzerinde karmaşık bir etkiye sahiptir. Alkol tiroid hormonlarının metabolizmasını olumsuz etkileyebilir ve hipertiroidizm belirtilerini artırabilir. Ayrıca kullanılan tiroid ilaçlarının etkinliğini azaltarak tedavi sürecini zorlaştırabilir. Bu nedenle toksik guatr hastalarının alkol tüketimini minimum seviyede tutması hatta tamamen bırakması önerilir.
Şekerli içecekler de dikkat edilmesi gereken bir başka gruptur. Bu içecekler doğrudan tiroid hormon üretimini etkilemese de kilo kontrolünü zorlaştırabilir ve metabolik sorunlara yol açabilir. Özellikle hipertiroidizm hastalarında sıkça görülen iştah artışı şekerli içeceklerin aşırı tüketimiyle birleşerek istenmeyen kilo alımına veya dalgalanmalara neden olabilir.
Kafeinsiz ve şekersiz bitkisel çaylar güvenli bir alternatif olarak değerlendirilebilir. Örneğin papatya ve nane çayları genel olarak güvenli kabul edilirken melisa çayı gibi bazı bitkisel çaylar hipertiroidizm semptomlarını hafifletici etkilere sahip olabilir. Ancak bitkisel çayların kullanımında bile bir sağlık uzmanına danışılması gerekir.
Toksik Guatr Hastaları İçin Hangi Besinler Faydalıdır?
Zehirli guatr hastalarının doğru beslenme alışkanlıkları geliştirmesi tedavi sürecini desteklemede önemli bir adımdır. Bu süreçte bazı besinler tiroid sağlığını koruyarak ve hipertiroidi belirtilerini hafifleterek olumlu katkı sağlayabilir.
Selenyum tiroid hormonlarının etkinleşmesini sağlayan enzimlerin düzgün çalışması için gereklidir. Aynı zamanda güçlü bir antioksidan olan selenyum tiroid bezinde iltihaplanmayı azaltabilir. Brezilya cevizi ton balığı ve yumurta gibi besinler selenyum açısından zengindir. Çinko da tiroid hormonlarının metabolizması ve tiroid uyarıcı hormonların üretimi için kritik öneme sahiptir. Kabak çekirdeği kırmızı et ve deniz ürünleri gibi çinko kaynakları diyete dahil edilerek normal tiroid fonksiyonlarının desteklenmesine yardımcı olabilir.
Oksidatif stres zehirli guatr gibi durumlarda önemli bir sorundur. C ve E vitaminleri gibi antioksidanlar serbest radikallerin etkisini azaltarak tiroid hücrelerini korur. Narenciye yeşil yapraklı sebzeler ve badem gibi besinlerin tüketimi önerilir. Omega-3 yağ asitleri de iltihaplanmayı azaltıcı etkileri sayesinde faydalıdır. Somon ceviz ve keten tohumu gibi besinler bu açıdan değerlidir.
Demir tiroid hormonlarının üretimi için gerekli bir mineraldir ancak alımı mutlaka tıbbi gözetim altında yapılmalıdır. Öte yandan iyot dikkatle kontrol edilmelidir; fazla alımı hipertiroidiyi kötüleştirebilir. Bu nedenle iyot alımı konusunda bir sağlık uzmanına danışılması önemlidir.
Toksik Guatr Hastaları Dengeli Bir Diyeti Nasıl Planlayabilir?
Zehirli guatr (toksik guatr) hastalarının beslenme düzeni hastalığın semptomlarını kontrol altına almak ve genel sağlık durumunu desteklemek için titizlikle planlanmalıdır. Bu süreçte aşırı iyot alımından kaçınmak ilk adımdır. İyotlu tuz, deniz yosunu ve bazı deniz ürünleri gibi yüksek iyot içeren gıdalar, hipertiroidizmi kötüleştirebileceği için sınırlanmalıdır. Ayrıca brokoli, karnabahar gibi turpgiller ailesine ait sebzeler guatrojen içermeleri nedeniyle dikkatli tüketilmelidir; bu sebzelerin pişirilerek ve ölçülü şekilde tüketilmesi önerilir.
Soya ürünleri tiroid hormonlarının üretimi ve emilimini bozabileceğinden soyanın tüketimi kısıtlanmalıdır. Hipertiroidizm kemik yoğunluğunun azalmasına yol açabileceği için kalsiyum ve D vitamini açısından zengin gıdalar önemlidir. Süt ürünleri yapraklı yeşil sebzeler ve D vitamini takviyeli besinler kemik sağlığını korumada faydalıdır.
Tiroid sağlığına katkı sağlayan selenyum içeren gıdalar beslenme planında yer almalıdır. Brezilya cevizi mantar ve ay çekirdeği gibi besinler selenyum açısından zengindir. Aynı şekilde kafein ve alkol tüketiminin azaltılması veya tamamen bırakılması önerilir çünkü bu maddeler hipertiroidi belirtilerini şiddetlendirebilir.
Dengeli bir diyet oluşturmak için meyve, sebze, tam tahıllar ve yağsız proteinler gibi temel besin gruplarına yer verilmelidir.

Girişimsel Radyoloji ve Nöroradyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, 1997 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlık eğitimini İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Londra’da girişimsel radyoloji ve onkoloji alanında eğitim aldı. İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde girişimsel radyoloji bölümünü kurdu ve 2020 yılında profesör oldu. Çok sayıda uluslararası ödül ve sertifikaya sahip olan Kılıçkesmez’in 150’den fazla bilimsel yayını bulunmakta ve 1500’den fazla atıf almıştır. Halen Medicana Ataköy Hastanesi’nde görev yapmaktadır.

Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar