Anevrizmal kemik kistleri (ABC), iyi huylu olmalarına karşın bulundukları kemikte agresif davranabilen ve o bölgeyi genişletebilen lezyonlardır. Sakrum bölgesi ise gövdenin alt kısmında, omurganın leğen (pelvis) kemiklerine bağlandığı üçgen biçimli bir kemik yapısıdır. Bu bölgedeki bir anevrizmal kemik kisti hem ağrı hem de sinir sıkışması gibi çeşitli problemlere yol açabilir. Son yıllarda geliştirilen minimal invaziv uygulamalar, hastalara daha konforlu bir tedavi süreci sunmaktadır.


Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ
Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji
Sakral Anevrizmal Kemik Kisti (ABC) Nedir?
Anevrizmal kemik kisti, temelde kan dolu boşluklardan oluşan, içi sıvı ya da pıhtı içerebilen ve septa denen bölmelerle ayrılmış bir kemik lezyonudur. “Anevrizmal” kelimesi, bu kistlerin tıpkı bir baloncuğun şişmesi gibi genişleyebildiğini ve kemik yapısını zayıflatabildiğini ifade eder.
Sakrum Neden Önemlidir?
Sakrum, gövdenin bel bölgesinin hemen altında bulunan ve omurganın leğen kemiğine tutunduğu, ters üçgen şeklinde bir kemiktir. Bu kemik, vücut ağırlığını bacaklara aktarmada ve yürürken, otururken ya da ayakta dururken dengemizi korumada kritik rol oynar. Sakral sinir kökleri de bu bölgede yer alır, dolayısıyla buradaki herhangi bir lezyon, ağrı veya nörolojik semptomlarla kendini gösterebilir.
Sakral ABC Neden Daha Nadir Görülür?
Anevrizmal kemik kistleri tüm kemik tümörlerinin yalnızca yaklaşık %1’ini oluşturur. Sakral bölge, bu kistlerin görülmesi açısından daha da nadir bir alandır (< %4). Ancak görüldüğünde, tedavisi özel yaklaşım gerektirir çünkü sakrumun yapısı ve sinir bağlantıları oldukça karmaşıktır.
Gençlerde Daha Sık
ABC’ler genellikle çocukluk veya gençlik döneminde ortaya çıkar. Sakral ABC’lerde de bu yaş grubu ağırlıkta olsa da yetişkinlerde de görülebilir. Hafif bir kadın üstünlüğünden bahsedilmekle birlikte her iki cinsiyette de rastlanabilir.
Sakral ABC’lerin Belirtileri Nelerdir?
Sakral anevrizmal kemik kistinin belirtileri genellikle yavaş ve sinsi bir şekilde başlar. Hastalar başlangıçta hafif bir ağrı hissederken, zamanla bu ağrı yoğunlaşabilir. Belirtilerin şiddeti lezyonun büyüklüğüne, yerine ve sinir kökleriyle ilişkisine göre farklılık gösterebilir.
Bel ve Kalça Ağrısı
Sakral bölgedeki ağrı, uzun süre oturmada zorluk veya ayakta kalırken bele vurabilen ağrılar şeklinde hissedilebilir. Bu ağrı kimi zaman kalçaya, bazen de bacaklara yayılabilir.
Nörolojik Semptomlar
Kistin sinir köklerine baskı yapması durumunda bacaklarda uyuşma, karıncalanma veya güç kaybı ortaya çıkabilir. Sinir sıkışması belirtileri günlük yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürebilir.
Şişlik veya Kitle Hissi
Nadiren de olsa, kistin büyüyerek kemik sınırlarından dışarı çıkması hâlinde fizik muayenede bir şişlik veya kitle hissedilebilir. Bu durum özellikle sakrum çevresinde yumuşak dokuya doğru yayılmış kistlerde gözlemlenebilir.
Günlük Hayatta Sınırlanma
Hastalar, ağrı nedeniyle eğilme, oturma veya yürümek gibi günlük aktivitelerde güçlük yaşayabilir. Geceleri artan ağrı veya uyuşma, uyku düzeninin de bozulmasına neden olabilir.
Sakral ABC’ler Nasıl Teşhis Edilir?
Bir sakral ABC’den şüphelenildiğinde, tanının doğrulanması için birkaç aşamalı bir değerlendirme yapılır. Bu değerlendirmede temel olarak klinik muayene, görüntüleme yöntemleri ve biyopsi işlemi yer alır.
Klinik Muayene
Hastanın öyküsü ve ağrının tipi, başlangıcı ve şiddetinin nasıl geliştiği hakkında detaylı bilgiler toplanır. Nörolojik muayenede, refleksler, duyu, kas gücü ve yürüme paternleri değerlendirilir.
Radyolojik Görüntüleme
Röntgen (X-ray): İlk basamak olarak genelde basit bir röntgen istenir. Sakrumun karmaşık anatomisi nedeniyle bazen net bilgi vermeyebilir. Ancak “sabun köpüğü” veya “baloncuk” gibi tanımlanan oyuklu-yuvarlak görünüm dikkati çekebilir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kemik yapıyı daha detaylı görme olanağı sağlar. Kistin büyüklüğü, kemik bütünlüğü ve olası yumuşak doku uzantıları hakkında ayrıntılı bilgi verir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Yumuşak dokuları ve sinir köklerini detaylı değerlendirmede en hassas yöntemdir. ABC’lerde tipik olarak “sıvı-sıvı seviyeleri” görülebilir.
Kemik Sintigrafisi: Kemiğin metabolik aktivitesini gösterir. Her ne kadar spesifik olmasa da kistin ne kadar aktif olduğunu anlamak için kullanılabilir.
Biyopsi ve Histopatolojik İnceleme
Tanıyı kesinleştirmek amacıyla lezyondan örnek almak gerekir.
İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB): Kısa sürede yapılabilen, nispeten az invaziv bir yöntemdir; ancak elde edilen hücresel materyal bazı durumlarda tanı için yeterli olmaz.
Kalın İğne (Tru-Cut) Biyopsi: Daha geniş doku örneği almak için kullanılır. Histolojik yapıyı daha iyi inceleme olanağı sağlar.
Açık Biyopsi: Yeterli doku örneği elde edilemediğinde veya karmaşık olgularda başvurulan daha invaziv bir yöntemdir.
Biyopsi sonucu, mikroskop altında anevrizmal kemik kistine özgü “kan dolu boşluklar, septalar ve osteoklast benzeri dev hücreler” gibi yapıları ortaya koyar. Ayrıca son yıllarda belirlenmiş genetik değişiklikler (USP6 genindeki yeniden düzenlenme) de kistin tanısına yardımcı olmaktadır.
Geleneksel Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Sakral ABC tedavisinde, kistin büyüklüğü, konumu ve hastanın yaşadığı semptomlara göre farklı yöntemler kullanılabilir. Geleneksel yaklaşım daha çok cerrahi prosedürler ve girişimsel radyolojik uygulamalara odaklanır.
Cerrahi Küretaj (Kazıma)
Kistin içeriğinin cerrahi olarak temizlenmesini ifade eder. Küretaj sonrası kistin oluştuğu boşluk, kemik grefti veya benzeri materyallerle doldurulabilir. Sakrum çevresindeki önemli damarsal ve sinirsel yapılar nedeniyle işlem oldukça dikkat gerektirir. Ayrıca kanama riski ve nüks (tekrarlama) olasılığı bulunur.
Seçici Arteriyel Embolizasyon (SAE)
Kan damarlarını özel maddelerle tıkayarak kistin kanlanmasını azaltma esasına dayanır. Kist damarlarının beslenmesini kesmek, büyümeyi yavaşlatabilir veya durdurabilir. Tek başına uygulanabileceği gibi cerrahi öncesi kanamayı azaltmak için de kullanılabilir.
En Blok Rezeksiyon
Kistin bulunduğu kemik bölgesini “tek parça halinde” geniş cerrahi sınırla çıkarmayı amaçlar. Bu yöntem sakrumda zor ve büyük oranda fonksiyon kaybı riski barındırır. Bu nedenle sakrumda çok daha nadiren tercih edilir.
Perkütan Skleroterapi
Kistin içine sklerozan (yapıştırıcı, fibrotik reaksiyon oluşturan) madde enjekte edilerek kist boşluklarını kapatma yöntemidir. Birden fazla seans gerekebilir ve bazı riskler (çevre dokulara hasar vb.) barındırır.
Radyoterapi
Özellikle ameliyat olamayacak hastalarda veya diğer tedavilerin başarısız olduğu durumlarda düşünülebilir. Ancak radyasyonun uzun vadede çevre dokularda oluşturabileceği yan etkilere ve olası ikincil kanser riskine karşı dikkatli olunmalıdır.
Perkütan Sakroplasti Nedir?
Perkütan sakroplasti, tıpkı vertebroplasti veya kifoplasti gibi omurlara uygulanan çimento enjeksiyonu işlemine benzer, ancak bu kez “sacrum” bölgesine uygulanır. İşlemin temel amacı, sakrumdaki yapısal bozukluğu (kist, çatlak veya metastatik lezyon) stabilize etmek ve hastanın ağrısını hafifletmektir.
Nasıl Uygulanır?
İşlemde, floroskopi (canlı X-ışını görüntülemesi) veya tomografi rehberliğinde, özel iğnelerle sakrum içindeki lezyonun olduğu bölgeye ulaşılır. Ardından polimetilmetakrilat (PMMA) adlı kemik çimentosu enjekte edilir. Bu çimento, sıcaklaştığında sertleşen ve boşlukları dolduran macun kıvamında bir maddedir. Hava kabarcıkları söndürülen bir silikon kalıbın içine dökülen beton gibi düşünülebilir.
Amaç kist veya kırık boşluğunu doldurarak sakruma yeniden sağlam bir yapı kazandırmak ve sinir baskısını azaltmaktır.
Avantajları Nelerdir?
Minimally İnvaziv (Az Girişimsel): Büyük kesiler yoktur, genellikle lokal anestezi veya hafif sedasyon yeterli olabilir.
Hızlı İyileşme: Hastalar genellikle işlemin yapıldığı gün veya ertesi gün taburcu olabilirler.
Ağrı Kontrolü: Ağrıda hızlı bir düzelme sağlama potansiyeli yüksektir.
Perkütan Sakroplastinin Sakral ABC Tedavisindeki Rolü Nedir?
Sakral ABC’lerde perkütan sakroplasti, henüz en sık başvurulan standart tedavi yöntemlerinden biri olmasa da literatürde giderek artan sayıda olgu bildirimiyle kendine yer edinmektedir. Temel mantık, kist nedeniyle zayıflayan ve bazen çökme riskiyle karşı karşıya olan sakrumu, çimento enjeksiyonu ile güçlendirmektir.
Neden Kullanılabilir?
Sakral ABC’lerin oluşturduğu kemik defektinin stabil hale getirilmesiyle ağrı önemli oranda azalır. Ayrıca büyük cerrahiye gerek kalmaksızın hastanın günlük hayatına hızla dönebilmesi bir avantajdır.
Hangi Durumlarda Tercih Edilebilir?
- Kistin cerrahi olarak tamamen çıkarılmasının zor olduğu veya yüksek risk taşıdığı vakalarda,
- Hastanın genel durumunun majör cerrahiye elverişli olmadığı durumlarda,
- Ek tedavi (örneğin selektif embolizasyon sonrasında) tamamlayıcı bir uygulama olarak.
Uzun Dönem Etkinliği
Henüz büyük hasta serileriyle geniş çaplı çalışmalar sınırlı olsa da küçük ölçekli çalışmalarda sakroplastinin ağrı kontrolünde başarılı olduğu ve kistin tekrar büyümesini engelleyebildiği belirtilmektedir.
Perkütan Sakroplastinin Avantajları Nelerdir?
Sakral ABC gibi yerleşimi zor lezyonlarda perkütan sakroplasti, pek çok bakımdan avantaj sağlayabilir:
Minimal Cerrahi Girişim
Geleneksel ameliyat yöntemlerine kıyasla ciltte büyük kesiler açılmaz, dolayısıyla kan kaybı ve yara yeri problemleri daha az yaşanır. Özellikle yaşlı veya ek hastalıkları olan bireylerde bu durum büyük önem taşır.
Hızlı Ağrı Kontrolü
Kist veya kemik defektinin içine enjekte edilen çimento, sertleşerek kemiği destekler. Bu destek, hemen hemen aynı gün veya birkaç gün içinde ağrının önemli ölçüde azalmasını sağlar.
Kısa Hastanede Kalış Süresi
Geniş cerrahi prosedürlerin aksine, perkütan sakroplasti sonrasında hastalar çoğunlukla kısa süre içinde taburcu olabilir. Kimi zaman aynı gün içinde evlerine dönebilirler.
Günlük Yaşama Hızlı Dönüş
Cerrahi sonrası uzun iyileşme süreçleriyle kıyaslandığında, perkütan sakroplasti sonrası hastaların normal aktivitelere dönmesi daha hızlıdır. Bu da iş gücü kaybını azaltır ve hastanın sosyal yaşamını daha az kısıtlar.
Nörolojik Komplikasyon Riskini Azaltma Potansiyeli
Sakral ABC, sinir köklerine baskı yaparak bacaklarda uyuşma, karıncalanma veya ağrı oluşturabilir. Lezyon stabilize olduğunda, sinir basısı da hafifleyebilir.
İşlem Sırasında ve Sonrasında Hangi Riskler Bulunur?
Her tıbbi müdahalede olduğu gibi perkütan sakroplasti de bazı potansiyel riskler içerir. Bu riskler deneyimli ellerde azalsa da tamamen yok sayılması mümkün değildir.
Çimento Kaçağı (Ekstravazasyon)
Enjekte edilen çimento, kist ya da kemik içerisindeki çatlaklardan dışarı sızabilir. Bu kaçak çoğunlukla ciddi sorun yaratmaz; ancak sinir köklerinin bulunduğu kanala veya damar yapılarına doğru olursa sıkışma ve ağrıya neden olabilir.
Nörolojik Zarar
Çimento veya iğne yoluyla sinir köklerinin hasar görmesi nadir de olsa olasıdır. Bu durumda geçici veya kalıcı nörolojik semptomlar ortaya çıkabilir.
Enfeksiyon
Perkütan bir işlem olmasına karşın, iğne girişinden kaynaklanan enfeksiyon riski söz konusudur. İyi sterilizasyon ve gerekli koruyucu tedbirlerle bu risk oldukça düşüktür.
Kanama ve Hematom
Sakrum bölgesi damarsal ağdan zengin olabilir. İğne geçişi sırasında damarların zedelenmesi küçük kanamalar veya hematomlara yol açabilir. Koagülopati (kan pıhtılaşma bozukluğu) olan hastalarda bu risk daha yüksektir.
Komşu Kemiklerde Kırık Riski
Kemiğin içine enjeksiyonla sert bir madde konulduğunda, biyomekanik yük dağılımı değişebilir. Bu durum komşu bölgelerdeki kemik yapıya ek yük bindirebilir. Özellikle osteoporotik hastalarda uzun dönemde yeni kırık oluşma olasılığı çok düşük de olsa vardır.
Alerjik Reaksiyon
Polimetilmetakrilat (PMMA) çimentosuna veya ek malzemelere alerjisi olan hastalarda, enjeksiyon sırasında veya sonrasında reaksiyonlar gelişebilir. Önceden bilinen alerjiler mutlaka sorgulanmalıdır.
Perkütan Sakroplasti Sonrası İyileşme Süreci Nasıl İlerler?
Perkütan sakroplasti, hastalara hızlı bir rahatlama ve kısa sürede günlük yaşama dönüş imkânı sunar. İyileşme dönemi genellikle aşağıdaki aşamalardan geçer:
İlk Saatler
İşlemden sonra hasta gözlem altında tutulur. Ağrı kontrolü ve olası komplikasyonları değerlendirmek için yakından izlem yapılır. Hastalar çoğunlukla aynı gün veya ertesi sabah evlerine dönebilir.
Ağrıda Azalma
Çimentonun sertleşmesiyle birlikte sakrum daha stabil hâle gelir. Pek çok hasta, işlemden sonraki 24-48 saat içerisinde belirgin ağrı azalması hisseder. Bu sanki sallanan bir sandalyenin altına takoz konulduğunda sallantının durmasına benzetilebilir.
Fiziksel Aktiviteye Dönüş
Ağrı geriledikçe, hasta hafif egzersizlere veya günlük aktivitelere devam edebilir. Yürüme, hafif germe hareketleri ve ev içi aktiviteler genellikle kısıtlanmaz. Yine de bir süre ağır kaldırmaktan veya aşırı zorlayıcı sporlardan kaçınmak önerilir.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Kimi hastalarda, omurga ve bel çevresi kaslarının güçlendirilmesi için fizik tedavi önerilebilir. Bu ileride yeni sakatlıklar veya ağrı ataklarının önlenmesi açısından önemlidir.
Kontroller
Doktor, belirli aralıklarla takip görüntülemeleri yaparak çimentonun doğru konumda olup olmadığını ve kistin aktivitesini değerlendirir. Gerekirse destekleyici tedaviler (kalsiyum, D vitamini vb.) veya ek girişimler önerilebilir.
Uzun Vadeli İyilik Hâli
Perkütan sakroplasti sonrası, sakral kist kaynaklı ağrının tekrar etmesi oldukça düşük bir olasılıktır; ancak tam başarı oranları, kistin yapısı, büyüklüğü ve ek tedavilerin gerekli olup olmamasına göre değişir.
Gelecekte Sakral ABC Tedavisinde Bizleri Neler Bekliyor?
Tıp teknolojileri hızla gelişmektedir ve sakral anevrizmal kemik kistlerinin tedavisinde de yeni ufuklar açılmaktadır. Bu yenilikler, tedavi etkinliğini artırmaya ve yan etkileri en aza indirmeye yöneliktir:
Daha Gelişmiş Görüntüleme ve Navigasyon Sistemleri
Robotik destekli cerrahi ve üç boyutlu (3D) modelleme, işlem öncesinde sakrumdaki kistin konumunu çok daha net görme olanağı sunar. Böylece çimento enjeksiyonu en doğru noktalara yönlendirilerek başarı oranı yükseltilir ve sinir dokusuna zarar verme ihtimali azalır.
Yeni Nesil Kemik Çimentoları
Günümüzde kullanılan PMMA çimentosuna alternatif olarak; kalsiyum fosfat, magnezyum bazlı veya biyolojik olarak aktif kemik çimentoları üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Bu çimentolar, kemiğin doğal iyileşme sürecine uyumlu bir ortam sağlayabilir ve uzun dönemde kemik dokusu ile daha iyi bütünleşebilir.
Kombine Tedavi Yöntemleri
Perkütan sakroplasti, selektif arteriyel embolizasyon, hedefe yönelik radyoterapi ve hatta gen tedavisi gibi farklı yöntemlerin birlikte kullanılması, sakral ABC’lerin kontrolünü kolaylaştırabilir. Tedavi protokollerinde bireysel hastaya özel planlamalar öne çıkabilir.
Genetik ve Hücresel Araştırmalar
Anevrizmal kemik kistine özgü genetik değişikliklerin (örneğin USP6 genindeki düzenlemelerin) daha iyi anlaşılması, gelecekte bu kistleri doğrudan hedefleyen ilaç veya biyolojik tedavilerin geliştirilmesine kapı aralayabilir. Böylece kistin cerrahi müdahaleye gerek kalmadan gerilemesini sağlamak mümkün olabilir.
Daha Geniş Ölçekli Klinik Çalışmalar
Perkütan sakroplasti, sakral ABC tedavisi için henüz en yaygın standart uygulama değildir. Ancak bu alanda biriken veriler arttıkça, daha kapsamlı araştırmaların yapılması ve sakroplastinin etkinliğini kanıtlayan prospektif çalışmaların yayımlanması beklenmektedir.
SSS
Sakral ABC tedavisi sonrası araç kullanmak için ne kadar beklemek gerekir?
Genellikle işlemden sonraki ilk hafta boyunca dikkatli olmak önerilir. Ağrı kontrol altına alındığında ve doktor uygun gördüğünde araç kullanmaya başlanabilir.
Sakral ABC nedeniyle uygulanan perkütan sakroplasti sonrasında denize veya havuza girilebilir mi?
Küçük müdahale sonrasında yara yeri tamamen iyileştikten ve hekim onayı alındıktan sonra yüzmeye başlanabilir. Genelde bu süreç birkaç haftayı geçmez.
Düzenli egzersiz sakral kist oluşumunu tamamen engeller mi?
Egzersiz kemikleri ve kasları güçlendirebilir, ancak anevrizmal kemik kisti oluşumunu tamamen önlemekte tek başına yeterli olmaz.
Sakral ABC için beslenme düzeninde özellikle hangi vitaminler önerilir?
Kalsiyum ve D vitamini içeren gıdalar, genel kemik sağlığını destekler.
Sakral ABC tanısı almış bir kişi uzun uçak yolculuğu yapabilir mi?
Uzun süreli hareketsiz kalmak ağrıyı artırabilir, ancak tedbirli davranarak ve doktor önerilerini alarak seyahat mümkündür.
Perkütan sakroplasti sonrasında ağır kaldırmak ne kadar süre yasaklanmalıdır?
Hastalar genellikle ilk birkaç hafta boyunca ağır yük taşımaktan kaçınmalıdır. Bu süreç sakrumdaki iyileşmeyi korumak için önem taşır. Doktor kontrolleri sonrasında aşamalı olarak normal fiziksel aktivitelere dönülebilir.
Cerrahi dışı yöntemlerle sakral ABC tamamen yok olabilir mi?
Küçük ve belirli özellikteki kistler zamanla küçülebilir, ancak tamamen ortadan kaybolma durumu seyrek görülür.
Gebelik döneminde sakral ABC tespit edilirse tedavi yaklaşımı nasıl farklılaşır?
Gebelikte radyolojik görüntüleme ve girişim planlanırken bebeği korumak için özel önlemler alınır. Aciliyet derecesine göre tedavi ertelenebilir veya gebe için güvenli kabul edilen yöntemler tercih edilebilir. Detaylı değerlendirme, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarıyla iş birliği içinde gerçekleştirilir.
Sakral ABC tedavisi görmüş bir kişi hangi süre sonunda spora dönebilir?
Öncelikle düşük tempolu yürüyüş ve esneme egzersizleriyle başlanması önerilir. İyileşmenin hızına göre birkaç hafta ile birkaç ay arasında spora dönüş planlanabilir. Aşırı zorlayıcı aktivitelerden ise daha uzun süre uzak durmak gerekebilir.
Sakral ABC tedavisi gören bir kişinin ofis ortamında çalışması mümkün müdür?
Çalışma şekli ve pozisyon ağrıyı etkileyeceğinden, düzenli molalar ve uygun destekle çoğu kişi ofis işine devam edebilir.
Perkütan sakroplasti pahalı bir işlem midir?
Maliyet, kullanılan ekipman ve merkezin olanaklarına bağlı olarak değişebilir. Geleneksel büyük cerrahilere oranla kısa hastane kalış süresiyle maliyet avantajı sağlayabilir. Ancak her hasta için net rakamları işlem öncesinde klinikle görüşerek öğrenmek en doğrusudur.
Sakral ABC tedavisinde tam iyileşme şansı nedir?
Tedavi başarısı, kistin boyutu, yeri ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişir. Bazı hastalar tamamen ağrısız ve aktif bir yaşama dönerken, küçük bir grupta ek uygulamalar veya tekrar tedavi gerekebilir. Düzenli kontrol, olası nüksleri erken tespit etme açısından önemlidir.
Sakral ABC tanısı konduktan sonra psikolojik açıdan hastaları neler bekleyebilir?
Tanı anı birçok kişide endişe ve belirsizlik duygularına yol açabilir. Ağrı ve hareket kısıtlılığı günlük yaşamı etkilediğinde stres düzeyi artabilir. Tedavi sürecinde ağrının azalması ve hareket kabiliyetinin geri kazanılması, moral yükselten bir etkiye sahiptir. Psikolojik destek veya rehberlik almak, hastanın kaygılarını azaltıp sürece daha iyi uyum sağlamasını kolaylaştırabilir. Bu süreçte yakın çevrenin desteği de önemli bir motivasyon kaynağıdır.
Sakral ABC’yi tamamen önlemek mümkün müdür?
Bu tür kistler genellikle öngörülemeyen bir genetik veya yapısal eğilimle ilişkilendirildiğinden, kesin bir korunma yöntemi bulunmaz. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve kemik yoğunluğunu destekleyen yaşam tarzı faktörleri genel anlamda kemik sağlığına fayda sağlayabilir. Yine de herhangi bir sakral ABC oluşumunu kesin olarak engellemek zor olabilir. Erken tanı ve düzenli kontrol, lezyonun büyüme riskini azaltarak etkili müdahale şansını artırır. Bu nedenle bedeni dinleyerek ortaya çıkan alışılmadık ağrıları veya şikayetleri hekime bildirmek önemlidir.
Sakral ABC ağrısı stresle artar mı?
Stres, ağrı algısını yükseltebilir ve mevcut ağrının daha yoğun hissedilmesine neden olabilir.
Sakral bölgede oluşan kistin sinir hasarına yol açma ihtimali durumunda neler yapılır?
Sinir köklerine baskı şüphesi varsa hızlı bir nörolojik değerlendirme yapılır. Gerekirse manyetik rezonans gibi ileri görüntüleme yöntemleriyle detaylı inceleme sağlanır. Erken dönemde tanı koymak, kalıcı sinir hasarını engellemeye yardımcı olabilir. Basıyı azaltmak için cerrahi, perkütan sakroplasti veya ek tedavi yöntemleri devreye girer. Ayrıca rehabilitasyon süreci, sinir fonksiyonlarını korumak ve güçlendirmek için önemli bir aşamadır.
Perkütan sakroplasti sonrası oturma şekli ağrıyı etkiler mi?
Doğru oturma postürü, sakral bölgeye binen basıncı azaltarak ağrının şiddetini düşürebilir.
Perkütan sakroplasti sırasında hangi anestezi yöntemleri kullanılır?
İşlemin kapsamına ve hastanın durumuna göre lokal anestezi, sedasyon veya genel anestezi tercih edilebilir. Birçok hastada lokal anestezi ve hafif sedasyon yeterli rahatlamayı sağlayabilir. Bazı durumlarda, işlem süresi uzadığında veya hasta konforu için daha derin anesteziye ihtiyaç duyulabilir. Uygun anestezi tipi, anestezi uzmanının değerlendirmesiyle belirlenir. Bu seçim hem güvenlik hem de hasta konforu açısından önem taşır.
Sakral ABC tedavisi sonrası uzun vadede tekrar eden ağrıların önlenmesi için neler yapılabilir?
Öncelikle düzenli kontrol randevularına gitmek ve önerilen takip tetkiklerini yaptırmak olası nüksü erken yakalamayı kolaylaştırır. Fizyoterapi, bel ve sırt kaslarını güçlendirerek sakrum bölgesine binen yükü dengelemede yardımcı olur. Sağlıklı kiloda kalmak, kemiğe gereksiz basınç artışını engeller. Ayrıca sigara kullanmamak ve kalsiyum içeriği yüksek beslenme alışkanlıkları benimsemek, kemik kalitesini destekler. Gerekli durumlarda ağrı kesici veya destekleyici ilaçlar hekim gözetiminde kullanılmalıdır.
Kan sulandırıcı ilaç kullanan biri perkütan sakroplasti yaptırabilir mi?
Kanama riskine karşı ilaçların kullanımına ara verilmesi veya doz ayarı gerekebilir. Bu konu mutlaka uzman görüşü ile planlanmalıdır.

Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, 1997’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlığını İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Londra’da girişimsel radyoloji ve onkoloji alanında eğitim aldı. İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde girişimsel radyoloji bölümünü kurdu, 2020 yılında profesör oldu. Birçok uluslararası ödül ve sertifikaya sahip olup, 150’den fazla bilimsel yayını ve 1500’ün üzerinde atıfı bulunmaktadır. Şu an Medicana Ataköy Hastanesi’nde görev yapmaktadır.
Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar