Folliküler tiroid kanseri, diferansiye tiroid kanserleri içinde ikinci sıklıkta görülür. Damar yoluyla metastaz eğilimi vardır. Erken tanı ile sağkalım oranı yüksektir.
Folliküler tiroid kanseri risk faktörleri arasında iyot eksikliği, ileri yaş ve genetik yatkınlık bulunur. Tanı genellikle cerrahi sonrası konur.
Folliküler tiroid kanseri tedavisinde total tiroidektomi yapılır. Radyoaktif iyot ve TSH baskılama tedavisi nüks riskini azaltır.
Folliküler tiroid kanseri takibinde tiroglobulin düzeyi, ultrason ve hormon testleri düzenli yapılır. Erken tedaviyle prognoz iyidir.
Hastalık Adı | Folliküler Tiroid Kanseri |
Tanım | Tiroid bezindeki folliküler hücrelerden kaynaklanan, nadir fakat agresif seyir gösterebilen bir tiroid kanseri türüdür. |
Belirtiler | Boyunda ağrısız kitle veya şişlik, ses kısıklığı, yutma veya nefes almada zorluk (ileri vakalarda), boyun veya boğaz ağrısı. |
Nedenleri | Genetik faktörler, iyot eksikliği, radyasyona maruz kalma, ailesel tiroid kanseri öyküsü gibi faktörler hastalığın gelişiminde rol oynayabilir. |
Risk Faktörleri | İleri yaş, kadın cinsiyet, düşük iyot seviyeleri, radyasyona maruz kalma, ailede tiroid kanseri öyküsü. |
Teşhis Yöntemleri | Fizik muayene, tiroid ultrasonu, kan testleri (T3, T4, TSH), ince iğne aspirasyon biyopsisi (tanı için), radyoaktif iyot taraması, PET veya BT/MR görüntüleme. |
Tedavi Yöntemleri | Cerrahi (total veya subtotal tiroidektomi), radyoaktif iyot tedavisi (kanserin yayılmasını önlemek veya kalan hücreleri yok etmek için), hormon replasman tedavisi, nadiren radyoterapi veya kemoterapi. |
Takip ve İzlem | Tedavi sonrası düzenli olarak tiroglobulin ölçümleri, boyun ultrasonu ve gerektiğinde radyoaktif iyot taraması ile takip edilir. |
Komplikasyonlar | Kanserin boyun lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılması, nüks etme riski, ses kısıklığı (cerrahi sonrası), hipotiroidizm (tiroidektomi sonrası). |
Prognoz | Erken tanı ve tedavi ile prognoz genellikle iyidir; ancak geç tanı alan ve ileri evrelerde yakalanan hastalarda tedavi süreci daha karmaşık olabilir. |
Önleme Yöntemleri | Yeterli iyot alımı, radyasyondan kaçınma, ailesel tiroid kanseri öyküsü olanlar için düzenli kontrol ve taramalar. |

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ
Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji
Folliküler Tiroid Kanseri Nedir?
Foliküler tiroid kanseri tiroid bezinin foliküler hücrelerinden kaynaklanan ve diferansiye tiroid kanseri grubuna dahil olan bir hastalıktır. Tüm tiroid kanserlerinin %10-15’ini oluşturan bu kanser türü iyot eksikliği yaşanan bölgelerde daha sık görülür. Genellikle yavaş büyüyen tek bir tiroid nodülü şeklinde ortaya çıkar. Ancak diğer tiroid kanserlerine kıyasla damar invazyonu olasılığı daha yüksektir. Bu özellik kanserin vücudun uzak bölgelerine özellikle akciğerler ve kemiklere metastaz yapma riskini artırır. Lenf düğümlerine yayılma riski düşük olsa da uzak organlara metastaz olasılığı kan damarlarını istila etme eğilimi nedeniyle artış gösterir. Bu durum hastalığın ilerlemesi açısından önemlidir.
Folliküler Tiroid Kanserinin Nedenleri Nelerdir?
Folliküler tiroid kanseri (FTC) çeşitli genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkar. Genetik mutasyonlar bu kanser türünde önemli bir rol oynar. FTC vakalarının büyük bir kısmı RAS gen ailesindeki mutasyonlar veya PAX8-PPARγ gen füzyonu ile ilişkilidir. Bu mutasyonlar hücre büyümesini kontrol eden sinyal yollarının anormal şekilde aktifleşmesine neden olur ve tümör gelişimini hızlandırır.
Bunun yanı sıra PI3K/AKT sinyal yolunun aktivasyonu da FTC’nin oluşumunda kritik bir faktördür. PTEN tümör baskılayıcı geninin inaktivasyonu ve PIK3CA ile AKT1 genlerindeki mutasyonlar bu sürece katkıda bulunur. Çevresel etkenler de göz ardı edilemez; özellikle iyot eksikliği FTC için güçlü bir risk faktörü olarak öne çıkar. İyot yetersizliği olan bölgelerde guatr oluşumu daha yaygın görülür ve bu durum FTC gelişimine yol açabilir.
FTC’nin nedenleri arasında hormonal etkiler de yer alır. Tiroid uyarıcı hormonun (TSH) aşırı aktivasyonu tiroid hücrelerinin kontrolsüz büyümesine sebep olabilir. Ayrıca bazı mikroRNA’ların FTC vakalarında anormal derecede yüksek ekspresyon seviyeleri gösterdiği tespit edilmiştir. Bu mikroRNA’lar hücre büyümesini düzenleyen genleri etkileyerek kanserin ilerlemesine katkıda bulunur.
Diğer genetik faktörler de FTC’nin oluşumunda önemli rol oynar. Özellikle p53 gibi tümör baskılayıcı genlerdeki mutasyonlar ve c-myc ile c-fos gibi onkogenlerdeki değişiklikler kanserin agresifliğini ve metastaz potansiyelini artırır.
Folliküler Tiroid Kanseri Ne Kadar Yaygındır?
Folliküler tiroid kanseri (FTC) tüm tiroid kanseri vakalarının %10-15’ini oluşturan önemli bir tiroid kanseri türüdür. Prevalansı ise yaş cinsiyet ve coğrafi bölge gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir. FTC genellikle kadınlarda erkeklere kıyasla daha yaygın görülmektedir. Bu durum küresel istatistiklerde de gözlemlenmektedir. Kadınlarda erkeklerden yaklaşık üç kat daha fazla yaygınlık göstermektedir. Ayrıca FTC genellikle 45-65 yaş arasındaki bireylerde daha sık teşhis edilmektedir. Teşhis edilen en yaygın yaş ortalama 51 civarındadır. Kadınlarda özellikle 55-59 yaş grubunda en yüksek insidans gözlemlenmektedir. Erkeklerde ise bu yaş aralığı biraz daha farklılık göstermektedir.
FTC prevalansı farklı coğrafi bölgelerde de önemli farklılıklar göstermektedir. Özellikle iyot seviyesi yüksek bölgelerde daha fazla vaka bildirilirken iyot eksikliği olan bölgelerde vaka sayıları daha düşüktür.
- İnsidans oranları: 100.000 kişi başına yıllık 0,5 ila 2,5 vaka.
- Cinsiyet farklılıkları: Kadınlarda erkeklerden üç kat daha fazla yaygın.
- Yaş faktörü: En sık 45-65 yaş aralığında ve en yaygın teşhis yaşı 51.
- Coğrafi dağılım: Yüksek iyot seviyelerine sahip bölgelerde daha sık görülmektedir.
FTC insidansındaki bu artış gelişmiş tespit yöntemleri ve artan farkındalıkla ilişkilendirilmektedir. Obezite ve radyasyona maruz kalma gibi yaşam tarzı faktörleri de bu eğilimde rol oynamaktadır.
*Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.
Folliküler Tiroid Kanserinin Oluşum Süreci Nasıldır?
Foliküler tiroid kanserinin oluşum süreci genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimiyle meydana gelir. İlk olarak genetik mutasyonlar bu kanserin gelişiminde önemli bir rol oynar. FTC vakalarının büyük bir kısmında Ras onkogen ailesinde mutasyonlar görülür ve bu mutasyonlar hücre çoğalmasını hızlandırarak tümör oluşumuna katkı sağlar. Aynı zamanda PAX8-PPARγ füzyon proteini gibi kromozomal anormallikler de foliküler tiroid kanserinin büyümesini destekleyebilir.
Bunun yanı sıra çevresel faktörler de bu kanserin gelişimini etkiler. İyot eksikliği FTC’nin daha yaygın olduğu bölgelerde belirgin bir risk faktörüdür. İyot eksikliği foliküler hücre hiperplazisini teşvik ederek kanser gelişimini artırabilir. Ayrıca çocukluk döneminde radyasyona maruz kalmak bu kanserin oluşmasında önemli bir risk taşır. Bu durum tiroid hücrelerinde mutasyonları tetikleyebilir ve kanser gelişimine yol açabilir.
FTC’nin histolojik özellikleri de tümörün nasıl geliştiğini açıklar. Bu kanser foliküler epitel hücrelerinden kaynaklanır ve kapsüllenmiş yapısıyla tanınır. Vasküler invazyon veya kapsüler invazyon belirtileri tümörün malign olup olmadığını belirler.
Folliküler Tiroid Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Folliküler tiroid kanseri genellikle erken evrelerde belirgin semptomlar göstermediği için teşhis edilmesi zor olabilir. Hastalık ilerledikçe bazı semptomlar ortaya çıkmaya başlar. Bu semptomlar arasında en yaygın olanı boyunda hissedilebilen bir kitle veya nodüldür. Ayrıca tümör büyüdükçe hastalar ağrı hissetmeye başlayabilirler. Özellikle boyun çene veya kulakta ağrı yaygın bir belirtidir. Ses tellerine yakın olan tümörler ise ses kısıklığına yol açabilir.
Bu kanser türünde büyük tümörler yemek borusuna baskı yaparak yutma güçlüğüne neden olabilir. Aynı zamanda nefes borusuna baskı yapması halinde nefes darlığı da gözlemlenebilir. Bu belirtiler ilerledikçe daha ciddi hale gelebilir. Ayrıca kanserin lenf düğümlerine yayılması halinde lenf düğümlerinde şişlik de meydana gelebilir.
Bazı hastalarda kanser özellikle solunum yolu enfeksiyonu olmadan ortaya çıkan kalıcı bir öksürüğe yol açabilir. Eğer kanser metastaz yaparsa kanserin yayıldığı bölgelere bağlı olarak farklı belirtiler ortaya çıkabilir. Örneğin kemiklere metastaz yaptığında kemik ağrısı yaşanabilir.
Bu belirtiler her zaman kansere işaret etmeyebilir fakat sürekli ve alışılmadık semptomlar daha ileri tetkik ve araştırmayı gerektirebilir. Özellikle risk faktörlerine sahip olan bireyler dikkatli olmalıdır.
Folliküler Tiroid Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?
Foliküler tiroid kanseri (FTC) tanısı çeşitli yöntemlerin bir araya gelmesiyle konur. İlk olarak ince iğne aspirasyon (İİA) biyopsisi sıklıkla tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde kullanılır. Bununla birlikte FTC’de bu yöntem foliküler adenom ve karsinom arasında kesin ayrım yapmada yetersiz olabilir. Çünkü FTC’nin tanısında kapsüler veya vasküler invazyonun gösterilmesi gereklidir.
Kesin tanı ise genellikle cerrahi müdahale sonrası elde edilen doku örneklerinin histopatolojik incelemesi ile konur. Bu incelemede invazyon belirtilerinin saptanması önemlidir. Bu nedenle foliküler tiroid kanserinde tanı cerrahi rezeksiyon sonrasında yapılır.
Görüntüleme yöntemleri de tanı sürecinde önemli bir rol oynar. Özellikle ultrason tiroid nodülünün yapısını ve özelliklerini değerlendirmek için sıklıkla kullanılır. Radyoaktif iyot taramaları ise FTC hücrelerinin iyot tutma yeteneği sayesinde kanserin yayılımını tespit etmeye yardımcı olabilir.
Tanı sürecinde kullanılan yöntemler şunlardır:
- İnce İğne Aspirasyon (İİA) Biyopsisi: FTC tanısında kesin ayrım yapmada sınırlı olabilir.
- Cerrahi Rezeksiyon ve Histopatoloji: Kapsüler ve vasküler invazyonun saptanması ile tanı konur.
- Görüntüleme: Ultrason ve radyoaktif iyot taramaları yaygın olarak kullanılır.
- Radyoaktif İyot Alımı: FTC hücrelerinin iyot tutma yeteneği tanıda önemli rol oynar.
- Moleküler Testler: RAS gen mutasyonları gibi testler tanıyı destekleyebilir.
Bu yöntemler FTC’nin doğru teşhisini sağlamak için bir arada kullanılır.
Folliküler Tiroid Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?
Foliküler tiroid kanseri tedavisinde geleneksel yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda intervensiyonel radyoloji önemli bir seçenek sunar. Bu minimal invaziv teknikler özellikle ileri evredeki veya tekrarlayan vakalarda etkin şekilde uygulanır. Cerrahiye alternatif olarak kullanıldığında daha az yan etkiyle hedefli tedavi sağlama avantajı vardır. İlerlemiş vakalarda ya da radyoaktif iyoda dirençli hastalarda tedavi şansı artırılır.
Başlıca intervensiyonel radyoloji teknikleri şunlardır:
- Radyo Frekans Ablasyonu (RFA): Elektrik enerjisiyle ısı üretip kanser hücrelerini yok eder. Metastatik lezyonlarda yaygın olarak kullanılır.
- Kriyoablasyon: Kanserli dokuyu dondurarak yok eder ve termal hasarın minimumda tutulması gereken hastalar için uygundur.
- Etanol Ablasyonu (Perkütan Etanol Enjeksiyonu – PEI): Tümöre enjekte edilen alkolle kanser hücreleri öldürülür. Küçük nodüller veya lokal tekrarlamalar için uygulanır.
- Selektif Arteriyel Embolizasyon: Metastatik lezyonların kan akışını keserek büyümesini durdurmayı hedefler. Kemoterapi gibi diğer tedavilerle kombine edilebilir.
Bu yöntemler genellikle ameliyat edilemeyen hastalar veya cerrahiyi tolere edemeyenler için tercih edilir. Aynı zamanda bu teknikler kanserin vücutta yayılımını kontrol altında tutarak yaşam kalitesini yükseltir. Özellikle ameliyat riski yüksek olan hastalar için güvenli ve etkili tedavi seçenekleri sunar.
Folliküler Tiroid Kanserinin Risk Faktörleri Nelerdir?
Foliküler tiroid kanseri (FTK) için çeşitli risk faktörleri bulunur. Bu faktörler demografik biyolojik ve klinik özellikleri kapsar. İlk olarak yaş ve cinsiyet önemli rol oynar. FTK özellikle 45 yaş üstündeki yetişkinlerde daha yaygındır. Ayrıca 55 yaşın üzerindeki hastalar uzak metastaz ve ölüm riski açısından daha yüksek risk taşır. Erkekler kadınlara kıyasla daha olumsuz sonuçlar yaşama eğilimindedir.
Bunun yanında tümörün özellikleri de risk üzerinde etkilidir. Tümör boyutunun 4 cm’nin üzerinde olması daha yüksek invazivlik ve ekstratiroidal yayılım gibi durumlar nüks ve ölüm riskini artırır. Kan damarlarına yayılım gösteren tümörler de yüksek risk taşır.
- İleri yaş ve erkek cinsiyet daha kötü sonuçlarla ilişkilidir.
- 4 cm’den büyük tümörler daha yüksek risk oluşturur.
- Kan damarlarını istila eden tümörler daha tehlikelidir.
- Akciğerler ve kemiklere metastaz daha düşük sağkalım oranlarına yol açar.
Ayrıca düşük iyot alımı olan bölgelerde yaşayan bireylerde FTK gelişme riski daha yüksektir. Ancak aşırı iyot tüketimi ile foliküler tiroid kanseri arasında net bir ilişki kurulmamıştır. Genetik faktörler de önemli bir rol oynar. Cowden sendromu ve ailesel adenomatöz polipozis (FAP) gibi kalıtsal durumlar FTK riskini artırır. Son olarak çocukluk döneminde radyasyona maruz kalmak tiroid kanseri riskini önemli ölçüde yükseltir.
Folliküler Tiroid Kanseri Tedavisi Ne Zaman Yapılabilir?
Foliküler tiroid kanseri tedavisi ameliyatın mümkün olmadığı veya yüksek risk taşıdığı durumlarda girişimsel radyoloji teknikleri ile gerçekleştirilebilir. Özellikle ameliyat için uygun olmayan hastalarda girişimsel yöntemler önemli bir seçenek sunar. İleri yaş veya ciddi sağlık sorunları nedeniyle ameliyatın riskli olduğu hastalar bu tedaviye yönlendirilebilir. Ameliyat edilemeyen ya da ameliyatı reddeden hastalar için ablasyon teknikleri etkili bir alternatif olabilir.
Nüks eden tiroid kanseri vakalarında ise geleneksel cerrahi müdahaleler yapılamıyorsa girişimsel radyoloji teknikleri devreye girebilir. Bu yöntemler tümör boyutlarını küçültme ve bölgesel nükslerin kontrolü açısından fayda sağlayabilir. Radyofrekans ablasyon ve mikrodalga ablasyon gibi termal ablasyon teknikleri bu hastalarda etkili sonuçlar vermektedir.
Ayrıca lokalize küçük metastazlar durumunda girişimsel radyoloji tedavileri uygulanabilir. Özellikle kemik ve akciğer gibi bölgelerdeki küçük metastazların tedavisinde minimal invaziv teknikler ile metastatik lezyonlar kontrol altına alınabilir. Bu yöntemler sistemik tedaviye başvurmadan tümör yükünü azaltabilir.
Folliküler Tiroid Kanseri Tedavisi Ne Zaman Yapılamaz?
Folliküler tiroid kanseri tedavisinde radyofrekans ablasyonu (RFA) bazı durumlarda uygulanamaz. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bazı önemli faktörler vardır. Öncelikle kritik yapılara yakınlık RFA’nın uygulanmasını engelleyebilir. Tümör veya nodül hayati yapılarla yakınsa işlem risklidir. Ayrıca gebelik durumu da önemli bir kontrendikasyondur. RFA fetüse zarar verebilecek riskler taşıdığı için gebelerde tercih edilmez. Bunun yanı sıra büyük tümör boyutları da bu tedavi yönteminin uygulanabilirliğini etkiler. Büyük veya yaygın tümörler RFA’nın etkili olmadığı durumlar arasında yer alır. Ciddi komorbiditeleri olan hastalar da bu tedavi yönteminden yararlanamayabilir. Son olarak kistik nodüller RFA yerine alkol ablasyonu ile daha iyi tedavi edilir. Bu durumlar göz önünde bulundurulmalıdır.
Folliküler Tiroid Kanseri Tedavisi Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?
Folliküler tiroid kanseri tedavisi sonrası iyileşme süreci hastaların genel sağlığını korumak için dikkatli bir yönetim gerektirir. Bu süreç genellikle uygulanan tedavi yöntemine bağlıdır. Ayrıca iyileşmenin temel yönleri arasında aşağıdakiler bulunmaktadır:
- Ağrı Yönetimi ve İyileşme: Ablasyon sonrası hissedilen ağrı genellikle hafif düzeydedir. Hastalar çoğunlukla tedavi edilen bölgede lokalize rahatsızlık ve şişlik yaşayabilirler. İlk birkaç gün dinlenmek ve fiziksel aktiviteyi sınırlamak iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır. Ardından hastalar yavaş yavaş normal aktivitelerine dönebilirler.
- Komplikasyonların İzlenmesi: Postoperatif izleme komplikasyonların erken tespit edilmesi açısından kritik bir rol oynar. Enfeksiyon kanama ya da çevre dokulara verilen hasar gibi durumlar dikkatle izlenmelidir. Bu nedenle düzenli görüntüleme yöntemleri kullanarak tedavinin etkinliği değerlendirilmelidir.
- Tiroid Hormonu Replasmanı: Tedavi sonrasında hastaların tiroid bezinin fonksiyonel kapasitesine bağlı olarak izlenmeye devam edilmesi gerekebilir. Eğer bazı tiroid dokuları kalmışsa hastaların hormon replasmanına ihtiyacı olabilir. Ancak bazı hastalar cerrahi tedavi gerektiren durumlara kıyasla daha az hormon tedavisine ihtiyaç duyabilir.
- Radyoaktif İyot (RAI) Hususları: RAI tedavisi ablasyon sonrası kalan kanser hücrelerini hedef almak amacıyla uygulanabilir. Genellikle bu tedavi ablasyondan birkaç hafta veya ay sonra planlanmaktadır. Bu süreçte hastaların yan etkilerle başa çıkmaları için protokoller oluşturulmalıdır.
- Rehabilitasyon ve Uzun Dönemli İzleme: Rehabilitasyon stratejileri yara izinin yönetimi ve boyun hareketliliğinin artırılması amacıyla önem taşır. Fizik tedavi ve gerekirse konuşma terapisi iyileşme sürecinde kritik bir yer tutar. Uzun dönemli izleme düzenli muayeneler ve kan testleri ile tekrarlamaların kontrol edilmesine yardımcı olur.
Folliküler Tiroid Kanseri Nasıl Önlenir?
Foliküler tiroid kanserinin önlenmesi değiştirilebilir risk faktörlerini ele almak ve erken teşhis yöntemlerini geliştirmekle mümkündür. İlk olarak yüksek riskli bireylerin düzenli olarak taranması gerekmektedir. Aile öyküsü olanlar veya belirli genetik mutasyonları taşıyan bireyler için genetik tarama önem taşır. Bu durum kanserin erken teşhisini kolaylaştırır. Ayrıca iyot alımının dengelenmesi de kritik bir faktördür. Yeterli iyot alımı sağlandığında tiroid sağlığı korunmuş olur.
Diğer bir önemli husus radyasyona maruz kalmaktan kaçınmaktır. Çocukluk çağında radyasyon alımı tiroid kanseri riskini artırır. Böylece gereksiz tıbbi radyasyondan kaçınmak önemlidir. Ayrıca tiroid nodülleri olan bireylerin zamanında tıbbi değerlendirme alması gerekmektedir. Hızla büyüyen nodüllerin erken müdahale ile değerlendirilmesi kanserleşme riskini azaltır.
Nüks riskini yönetmek için kişiselleştirilmiş bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Özellikle büyük tümörlerde veya pozitif cerrahi sınırlar olduğunda izlem yapılmalıdır. Bununla birlikte sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri de önerilmektedir. Dengeli beslenme ve düzenli egzersiz genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratır.
Sıkça Sorulan Sorular
Folliküler tiroid kanseri nasıl teşhis edilir?
Folliküler tiroid kanseri (FTC), Amerika Birleşik Devletleri’nde tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %10-15’ini oluşturur. FTC’nin teşhisi genellikle fiziksel muayene, görüntüleme çalışmaları ve ince iğne aspirasyon (İİA) biyopsilerinin bir kombinasyonu ile yapılır. Ancak İİA sitolojisi çoğu zaman benign folliküler adenomlarla FTC’yi ayırt edemez. Kesin tanı, genellikle kapsül veya damar invazyonunun malignite göstergesi olup olmadığını değerlendirmek için tiroid nodülünün cerrahi olarak çıkarılmasını gerektirir. Ayrıca hastalığın yayılımını değerlendirmek ve metastazı tespit etmek için ultrason ve radyoaktif iyot taramaları gibi ek görüntüleme teknikleri kullanılabilir. Erken ve doğru teşhis, FTC’nin etkili yönetimi ve prognozunun iyileştirilmesi için hayati önemdedir.
Bu kanser türü diğer tiroid kanserlerinden nasıl farklıdır?
Folliküler tiroid kanseri (FTK), ABD’deki tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %10-15’ini oluşturur ve %70-80 oranında daha yaygın görülen papiller tiroid kanserinden farklıdır. Papiller tiroid kanseri genellikle boyundaki lenf düğümlerine yayılırken, FTK daha çok kan yoluyla uzak organlara, özellikle akciğerler ve kemiklere metastaz yapar. FTK’da genel 5 yıllık sağkalım oranı yaklaşık %91, 10 yıllık sağkalım oranı ise %85’tir. Bununla birlikte, evreye göre sağkalım oranları değişir: evre I ve II için %100, evre III için %71 ve evre IV için %50’dir. Anaplastik tiroid kanseri, nadir görülmesine (%2’den az) rağmen oldukça agresif olup çok daha düşük bir sağkalım oranına sahiptir. Medüller tiroid kanseri, tiroid kanserlerinin yaklaşık %2’sini oluşturur, ailesel olabilir ve diğer endokrin tümörlerle ilişkilidir. Genel olarak, tiroid kanseri ABD’deki tüm yeni kanser vakalarının %2,2’sini oluşturur ve 2024’te 44.020 yeni vaka ile 2.170 ölüm tahmin edilmektedir. Tiroid kanserlerinde 5 yıllık göreceli sağkalım oranı %98,4’tür, ancak bu oran kanser türüne ve evresine göre önemli ölçüde değişir.
Folliküler tiroid kanserinde tedavi seçenekleri nelerdir?
Folliküler tiroid kanseri, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %10-15’ini oluşturur ve tedavi seçenekleri arasında cerrahi, radyoaktif iyot tedavisi, tiroid hormonu tedavisi, harici ışın radyoterapisi ve hedefe yönelik tedaviler yer alır. Cerrahi tedavi genellikle lobektomi (bir lobun çıkarılması) veya total tiroidektomi (tiroid bezinin tamamen çıkarılması) şeklindedir; bu tercih tümörün boyutuna ve yayılımına göre belirlenir. Ameliyat sonrası kalan tiroid dokusunu veya kanser hücrelerini yok etmek için radyoaktif iyot tedavisi uygulanır, özellikle de kanserin yayıldığı durumlarda. Tiroid hormonu tedavisi, normal hormonları yerine koymak ve kanser büyümesini teşvik edebilecek TSH seviyelerini baskılamak amacıyla verilir. Harici ışın radyoterapisi, radyoaktif iyota yanıt vermeyen veya yayılım gösteren kanserlerde bir seçenek olabilir. Sorafenib ve lenvatinib gibi tirozin kinaz inhibitörlerini içeren hedefe yönelik tedaviler, diğer tedavilere yanıt vermeyen ileri vakalarda kullanılır. Lokalize folliküler tiroid kanseri için 5 yıllık sağkalım oranı %99,5, bölgesel yayılım için %98,3 ve uzak metastaz durumunda %63,2’dir.
Tedavi sonrası hastalığın tekrarlama riski nedir?
Folliküler tiroid kanseri (FTC) tedavisinden sonra nüks oranı ortalama %13,6’dır ve bu vakaların yaklaşık %64,8’inde uzak metastaz görülür. Nüks için ana risk faktörleri arasında 45 yaş üstü olmak, tümör boyutunun 4 cm’den büyük olması, damarsal invazyon, multifokal hastalık, pozitif cerrahi sınırlar, lenf nodu tutulumu ve tanı anında uzak metastaz varlığı bulunur. FTC, diğer tiroid kanserlerine kıyasla kan yoluyla uzak metastaz yapma eğilimi daha yüksektir. Nüks riskini yönetmek için düzenli takip ve kişiye özel tedavi stratejileri önemlidir.
Folliküler tiroid kanserinin erken teşhisi için hangi tarama yöntemleri önerilir?
Folliküler tiroid kanserinin (FTK) erken tespiti için önerilen tarama yöntemleri arasında fizik muayene sırasında boyun palpasyonu ve tiroid nodüllerini tespit etmek için yüksek çözünürlüklü ultrason görüntülemesi bulunur. Nodül tespiti durumunda, ince iğne aspirasyon biyopsisi (FNAB) uygulanarak sitolojik analiz için doku örnekleri alınır. Ancak FNAB ile FTK’yı iyi huylu folliküler adenomlardan ayırt etmek zordur çünkü hücresel görünümleri benzerdir. Tanısal doğruluğu artırmak için Galektin-3 ve HBME-1 gibi belirteçlerin immünohistokimyasal boyaması kullanılır; bu belirteçlerin varlığı malignite ile ilişkilidir. Ayrıca kanserle ilgili genetik mutasyonların ve DNA metilasyon profillerinin tespit edilmesini içeren ileri moleküler testler, ameliyat öncesi tanı doğruluğunu artırır. Görüntüleme ve histopatolojik verilerin yorumlanmasında yapay zeka teknikleri de kullanılmaya başlanarak erken teşhis ve tanı süreçlerinin daha da iyileştirilmesi hedeflenmektedir.

Interventional Radiology and Neuroradiology Speaclist Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez graduated from Cerrahpaşa Medical Faculty in 1997. He completed his specialization at Istanbul Education and Research Hospital. He received training in interventional radiology and oncology in London. He founded the interventional radiology department at Istanbul Çam and Sakura City Hospital and became a professor in 2020. He holds many international awards and certificates, has over 150 scientific publications, and has been cited more than 1500 times. He is currently working at Medicana Ataköy Hospital.
Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar