Ablasyon, anormal doku veya tümörün cerrahi olmadan enerji temelli yöntemlerle (radyofrekans, mikrodalga, kriyo) kontrollü olarak yok edilmesidir. Görüntüleme rehberliğiyle hedeflenen alanda koagülatif nekroz oluşturularak sağlıklı dokular maksimum düzeyde korunur.
Ablasyon uygulama teknikleri, ultrason, BT ya da MRG eşliğinde probun lezyon merkezine yerleştirilmesini ve protokole uygun enerji döngülerinin yürütülmesini içerir. İşlem lokal veya genel anestezi altında, steril koşullarda güvenle yapılır.
Ablasyon endikasyonları, cerrahiye uygun olmayan ya da cerrahi riskli olgular, sınırlı sayı ve boyutta primer veya metastatik tümörler, semptomatik benign lezyonlar ve köprü tedavi gereksinimlerini kapsar. Multidisipliner değerlendirme esastır.
Ablasyon sonrası takip, ağrı ve enfeksiyon açısından klinik izlemle birlikte ilk aylar içinde MR/BT kontrolünü içerir. Kalan canlı doku saptanırsa tamamlayıcı seans planlanabilir. Nüks ve yan etki yönetimi standart protokollerle yürütülür.

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ
Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji
Ablasyon Nedir?
Ablasyon terapisi vücutta anormal veya hastalıklı dokuların yok edilmesi amacıyla uygulanan minimal invaziv bir tedavi yöntemidir. Bu terapi hastanın durumuna ve tedavi gereksinimlerine göre farklı tekniklerle gerçekleştirilir. Radyofrekans, Mikrodalga ve kriyoablasyon gibi enerji kaynakları kullanılarak dokular hedeflenir; böylece istenmeyen hücreler kontrollü bir şekilde yok edilir.
Ablasyon Nasıl Çalışır?
Ablasyon çeşitli anormal dokuları hedefleyerek onları yok etmek için kullanılan bir dizi minimal invaziv teknikten oluşur. Her bir yöntem kendine özgü enerji türlerini kullanarak dokularda termal mekanik veya elektriksel hasar yaratır ve hücre ölümüne yol açar. Bu tekniklerin etki mekanizmaları ve uygulama alanları farklılık gösterir. Ablasyonun kullanıldığı başlıca yöntemler şunlardır:
- Radyofrekans Ablasyon RFA: Elektrik akımıyla ısı üretir
- Mikrodalga Ablasyon MWA: Elektromanyetik dalgalarla su moleküllerini ısıtır
- Lazer Ablasyon: Yoğun ışık enerjisiyle hedef dokuya hasar verir
- Kryoablasyon: Soğuk etkisiyle hücre içinde buz kristalleri oluşturur
- İrreversible Elektroporasyon IRE: Elektrik darbeleriyle hücre zarında kalıcı delikler açar
- Pulsed Radyofrekans Ablasyonu PRF: Ağrı sinyali iletimini modüle eder yüksek ısı üretmez
Ablasyon teknikleri tedavi edilecek dokunun özelliklerine ya da tümörün boyutuna ve çevresel yapılarla olan ilişkisine göre seçilir. Örneğin radyofrekans ablasyonu küçük doku alanlarında tercih edilirken mikrodalga ablasyonu daha geniş bölgelere etki eder ve daha büyük tümörlerde uygulanabilir. Kryoablasyon soğuk hasarına duyarlı tümörlerin tedavisinde etkilidir ve hassas bölgelerde kullanımı yaygındır. İrreversible elektroporasyon termal etki olmaksızın hücresel bütünlüğü bozarak avantaj sağlar. Puls radyofrekans ablasyonu ise özellikle ağrı yönetiminde kullanılmaktadır. Bu tekniklerin her biri belirli hastalıklarda ve dokularda optimum sonuçları sağlamak amacıyla özenle seçilir ve uygulanır.
Ablasyon Ne Zaman Kullanılır?
Ablasyon tıbbi tedavilerde çeşitli anormal dokuları yok etmek amacıyla kullanılan minimal invaziv bir yöntemdir ve birçok farklı branşta uygulanır. İlaç tedavisi ya da cerrahi yöntemlerin yetersiz veya uygun olmadığı durumlarda devreye giren ablasyon enerjiyi hedef dokulara yönlendirerek tedavi sağlar. Ablasyonun başlıca kullanım alanları şu şekildedir:
- Onkoloji
- Hepatoselüler karsinom
- Böbrek hücreli karsinom
- Akciğer tümörleri
- Karaciğer metastazları
- Karaciğer hemanjiomları
- Kemik metastazları
- Benign tiroid nodülleri
- Varisli damarlar
- Gastroenteroloji
- Barrett özofagusu
- Pulmonoloji
- Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)
- Kardiyoloji
- Atriyal fibrilasyon
- Atrioventriküler nod reentrant taşikardi
- Wolff-Parkinson-White sendromu
- Ventriküler taşikardi
Ablasyon tedavisi her hastanın durumuna göre farklı enerji kaynakları kullanılarak uygulanır. Kardiyoloji alanında kateter ablasyonu kalpteki hatalı elektrik yollarını devre dışı bırakarak ritim bozukluklarını düzeltir. Onkoloji alanında radyo frekansı ya da ultrason dalgaları ile kanserli hücreler hedeflenerek yok edilir. Pulmonolojide ise bronşoskopik yöntemler yardımıyla akciğer dokusunun belirli bölgelerine ablasyon uygulanır ve solunum fonksiyonları iyileştirilir. Bu prosedür minimal invaziv yapısıyla iyileşme sürecini hızlandırırken ağrıyı ve komplikasyon riskini de en aza indirir.
Ablasyon Kimler İçin Uygun Değildir?
Ablasyon tedavisi belirli tıbbi durumlara sahip olan hastalar için uygun değildir. Tedavi uygulanmadan önce hastanın genel sağlık durumu tedavinin yapılacağı bölge ve kullanılan ablasyon yöntemi dikkatlice değerlendirilmelidir. Bazı durumlarda ablasyonun uygulanması komplikasyon riskini artırabileceği için uygun bulunmaz.
Ablasyon tedavisi için genel kontrendike durumlar:
- Aktif sistemik enfeksiyon
- Kontrolsüz kanama bozuklukları
- Kalpte pıhtı varlığı
- Şiddetli pulmoner hipertansiyon
- Kardiyak ablasyon için özel kontrendikasyonlar:
- Sol atriyumda trombus
- Şiddetli sol ventrikül disfonksiyonu
- Son dönemde geçirilen kalp krizi
- Endometrial ablasyon için özel kontrendikasyonlar:
- Hamilelik
- Gelecekte hamile kalma isteği
- Bilinen veya şüpheli endometrial kanser
- Mikrodalga ablasyonu için özel kontrendikasyonlar:
- Hayati yapılara yakın tümörler
- Büyük tümör boyutu
- Ek olarak dikkate alınması gereken durumlar:
- Şiddetli komorbid hastalıklar (örneğin kontrolsüz diyabet KOAH)
- Belirli pozisyonlarda uzun süre kalamama veya hareket zorluğu
Ablasyon tedavisinin planlanmasında tüm kontrendikasyonlar değerlendirilerek risk ve yarar dengesi gözetilmelidir. Özellikle ileri yaştaki ya da birden fazla kronik rahatsızlığı bulunan hastalarda işlem öncesi detaylı inceleme yapılması önemlidir.
Ablasyon Nasıl Uygulanır?
Ablasyon tedavisi minimal invaziv yöntemler kullanarak anormal dokuları hedef alan bir uygulamadır. Genellikle yüksek frekanslı akım mikrodalga kriyojenik soğutma ultrason veya kimyasal maddeler gibi farklı tekniklerle uygulanır. Hangi ablasyon tekniğinin seçileceği tedavi edilecek dokunun türü konumu ve hastanın sağlık durumu gibi çeşitli faktörlere göre belirlenir. Her bir ablasyon türü belirli avantaj ve kullanım alanlarına sahiptir.
Radyo Frekans Ablasyon
- Hedef dokuya ince bir iğne ile radyo frekansı verilerek yüksek ısı sağlanır.
- Kullanım alanları: Karaciğer kalp ritim bozuklukları kemik lezyonları
Mikrodalga Ablasyonu
- Mikrodalga anteni ile elektromanyetik dalgalar gönderilerek termal koagülasyon yapılır.
- Kullanım alanları: Karaciğer akciğer böbrek tümörleri
Kryoablasyon
- Dokuya aşırı soğuk uygulanarak hücrelerin parçalanması sağlanır.
- Kullanım alanları: Prostat böbrek meme tümörleri
İrreversible Elektroporasyon (IRE)
- Elektrik darbeleri ile hücre zarlarında kalıcı delikler açılır.
- Kullanım alanları: Hayati organlara yakın tümörler
- Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason (HIFU)
- Dıştan verilen ultrason dalgalarıyla dokuya odaklanıp yüksek ısı oluşturulur.
- Kullanım alanları: Rahim fibroidleri prostat kanseri kemik metastazları
Lazer Ablasyonu
- Yoğun ışık enerjisi ile dokuya müdahale edilerek koagülasyon yapılır.
- Kullanım alanları: Deri lezyonları beyin tümörleri göz hastalıkları
Kimyasal Ablasyon
- Dokuya enjekte edilen kimyasal maddelerle hücre ölümü sağlanır.
- Kullanım alanları: Karaciğer tümörleri tiroid nodülleri
Ablasyon işlemlerinde görüntüleme rehberliği büyük önem taşır. Ultrason BT veya MRG gibi yöntemler ablasyonun doğruluğunu sağlamak için kullanılır. Ayrıca hastanın durumuna göre lokal veya genel anestezi uygulanabilir. İşlem sonrası dönemde ise hastalar komplikasyonlar açısından izlenir; kanama enfeksiyon veya komşu doku hasarlarına dikkat edilir.
Ablasyon’un Yan Etkileri Nelerdir?
Ablasyon tedavisi kardiyak aritmiler gibi durumların tedavisinde etkili bir yöntem olsa da bazı yan etkilere ve komplikasyonlara neden olabilir. Özellikle kateter ablasyonu sırasında karşılaşılabilecek bu durumlar işlemin doğasına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. En yaygın komplikasyonlar arasında kanama damar hasarı ve kalp ritmi bozuklukları yer alırken daha nadir görülen etkiler de vardır. İşte ablasyon tedavisinin potansiyel yan etkileri:
- Kanama veya enfeksiyon riski
Ablasyon tedavisinin yan etkileri genellikle nadirdir ve çoğu durumda geçici niteliktedir. Ancak bu riskler göz önünde bulundurulmalı hastaların tedavi süreci boyunca tıbbi ekipleriyle düzenli iletişimde olmaları önerilir.
Ablasyon’a Nasıl Hazırlanılır?
Ablasyon tedavisine hazırlık hastanın güvenliğini sağlamak ve işlemin başarısını artırmak amacıyla düzenli bir süreci kapsar. Hazırlık süreci yapılacak ablasyon türüne göre değişiklik gösterir ve multidisipliner bir yaklaşımla yönetilir. Uygulama öncesinde hastanın genel sağlık durumu detaylı bir şekilde incelenir ilaç kullanımı düzenlenir ve hastaya işlem öncesi gerekli bilgilendirmeler yapılır.
Öncelikle hasta değerlendirilir gerekli testler uygulanır ve risk faktörleri göz önünde bulundurularak kişiselleştirilmiş bir hazırlık planı oluşturulur.
İlaç yönetimi aşamasında hastanın mevcut tedavisi yeniden düzenlenir. Özellikle antikoagülan veya antiaritmik ilaçlar işlem sırasında oluşabilecek kanama veya komplikasyon risklerini azaltmak amacıyla durdurulabilir.
İşlem öncesi açlık ve sıvı alımıyla ilgili talimatlara uyulması önemlidir. Hastanın belirli bir süre aç kalması ve işlemden önce yeterli hidrasyon sağlaması gerekebilir.
Anestezi değerlendirmesi için hasta bir anestezi uzmanı tarafından muayene edilerek işlemde uygulanacak anestezi yöntemine karar verilir. Hastanın geçmişte geçirdiği anestezi deneyimleri ve alerjik reaksiyonları göz önünde bulundurularak gerekli önlemler alınır.
Bilgilendirilmiş onam sürecinde hasta ablasyonun riskleri faydaları ve alternatif tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirilir ve işlem öncesi onam alınır. Ayrıca hijyen ve kişisel eşyalarla ilgili talimatlar da hasta ile paylaşılır.
Ablasyon hazırlık sürecine tam uyum sağlanması işlemin başarı oranını artırır ve komplikasyon risklerini en aza indirir. Hastanın tüm talimatlara özen göstermesi sorularını işlem öncesinde doktoruna iletmesi ve kendisine verilen önerilere uyması tedavinin verimliliği açısından büyük önem taşır.
Ablasyon Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?
Ablasyon sonrası bakım tedavinin etkili sonuçlanması ve komplikasyon riskinin azalması için kritik bir rol oynar. Her ablasyon türü kendine has bakım gereksinimleri içerse de temel ilkeler iyileşme sürecinin sağlıklı ilerlemesi için benzerdir. İşlem sonrası bakım ilk gözlemden düzenli kontroller ve yaşam tarzı değişikliklerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.
- İlk Gözlem ve Takip
- Aktivite Kısıtlamaları
- Ağır kaldırmaktan kaçınma
- Yorucu aktivitelerden uzak durma
- Bölgenin su ile temasından kaçınma
- Bölgeyi ovuşturmaktan kaçınma
- Enfeksiyon Belirtilerinin İzlenmesi
- Kızarıklık
- Şişlik
- Sıcaklık artışı
- Akıntı oluşumu
- İlaç Kullanımı
- Antikoagülanlar
- Anti-aritmik ilaçlar
- Fiziksel Aktivite ve Yaşam Tarzı Düzenlemeleri
- Hafif fiziksel aktivitelere aşamalı geçiş
- Dengeli diyet uygulamaları
- Yeterli su tüketimi
- Planlı Kontroller ve Tanı Testleri
Ablasyon sonrası hastaların yaşam tarzlarında yapacakları düzenlemeler tedavi başarısını ve kalp sağlığını uzun vadede olumlu yönde etkileyebilir. Stres yönetimi sigara ve alkolden uzak durmak sağlıklı beslenme gibi alışkanlıklar kalp sağlığını destekler ve iyileşme sürecine katkıda bulunur. Hastaların belirtilen tüm takip randevularına katılmaları olası komplikasyonların erken teşhis edilmesi açısından önemlidir.
Ablasyon’a Karşı Direnç Nasıl Gelişir?
Ablasyon tedavisi kanserli dokuların ortadan kaldırılmasını hedeflese de bazı tümörler bu tedaviye karşı direnç geliştirebilir. Direnç mekanizmaları ablasyonun etkinliğini azaltarak tümörlerin yeniden oluşmasına neden olabilir.
Bu mekanizmalar şunlardır:
- Yetersiz ablasyon ve tümör tekrarı
- Anjiyogenezin aktifleşmesi
- Kanser kök hücrelerinin direnç göstermesi
- Ateş şoku proteinlerinin (HSP) üretilmesi
- Survivin protein seviyesinin artışı
- DNA onarım yeteneklerinin gelişmesi
- Tümör mikroçevresinin destekleyici rolü
Ablasyon sonrasında tümör çevresinde oluşan hipoksi kanserin büyümesini tetikleyen yeni damar oluşumlarına yol açabilir. Özellikle anjiyogenez sayesinde hayatta kalan hücrelere besin ve oksijen sağlanması tümörün yeniden gelişmesini kolaylaştırır. Buna ek olarak kanser kök hücreleri kendilerini uyku durumuna alarak tedaviden kaçabilir ve yeniden çoğalabilirler. Ayrıca ablasyonun neden olduğu hücresel strese yanıt olarak üretilen ateş şoku proteinleri hücrelerin hayatta kalma şansını artırır. Bu proteinlerin yanı sıra survivin gibi apoptozu önleyen proteinlerin yüksek ifadesi ablasyonun etkinliğini azaltarak hücreleri ölümden korur.
Direnç geliştiren tümörlerin ablasyon sonrası tekrarlamasını önlemek için mikroçevresel faktörlerin etkisini incelemek ve direnç mekanizmalarını hedef alan yeni tedavi stratejileri geliştirmek önemlidir.
Ablasyon Yorumları
Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez'in yorumları için Google Maps ya da Doktortakvimi'ne göz atabilirsiniz.
Ablasyon Fiyatları Ne Kadar ?
Güncel Ablasyon fiyatları hakkında detaylı bilgi almak için doktorunuzla iletişime geçmeniz gerekmektedir.
Ablasyon Yapan Doktorlar & Hastaneler
Ablasyon Türkiye'de girişimsel radyoloji doktorları tarafından uygun alt yapıya sahip özel hastanelerde ve devlet hastanelerinde yapılmaktadır.

Girişimsel Radyoloji ve Nöroradyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, 1997 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlık eğitimini İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Londra’da girişimsel radyoloji ve onkoloji alanında eğitim aldı. İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde girişimsel radyoloji bölümünü kurdu ve 2020 yılında profesör oldu. Çok sayıda uluslararası ödül ve sertifikaya sahip olan Kılıçkesmez’in 150’den fazla bilimsel yayını bulunmakta ve 1500’den fazla atıf almıştır. Halen Medicana Ataköy Hastanesi’nde görev yapmaktadır.

Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar