Serebrovasküler hastalık, beyin damarlarında tıkanma veya kanama sonucu ortaya çıkan beynin oksijenlenme bozuklukları ile karakterize bir durumdur. Bu hastalık, akut inme ve geçici iskemik atak gibi klinik tablolar doğurur.
İskemik olgularda trombosit agregasyonu ve pıhtı oluşumu beyin perfüzyonunu bozar; hemorajik vakalarda ise damar bütünlüğünün bozulması beyin dokusunda kanamaya yol açar. Her iki durumda da hızlı müdahale hayati önem taşır.
Tedavi yaklaşımları; trombolitik ajanlar, cerrahi ve girişimsel yöntemlerle birlikte medikal stabilizasyonu içerir. Erken tanı sonrası hastaya özel stratejiler planlanarak nörolojik fonksiyon korunur.
Serebrovasküler hastalıklarda rehabilitasyon, yaşam tarzı düzenlemeleri ve risk faktörlerinin kontrolü, nüks ve mortalite riskini azaltmada kritik rol oynar.

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ
Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji
Serebrovasküler Hastalık Nedir?
Serebrovasküler hastalık beyin dokusuna yeterli kan akışının sağlanamaması sonucu oluşan çeşitli sağlık sorunlarını kapsar. Bu hastalık beyne oksijen ve besin taşıyan damarların tıkanması veya kanaması sonucu gelişir. Geçmişte sadece “inme” olarak bilinen bu durum yıllar süren tıbbi araştırmalarla daha ayrıntılı şekilde ele alınmış ve çeşitli alt türlere ayrılmıştır. Rönesans’tan itibaren yapılan anatomi çalışmaları bu hastalığın altında yatan sebepleri ve etkilerini daha iyi anlamamıza katkı sağlamıştır. 19. yüzyıl tıp ilerlemeleriyle birlikte serebrovasküler olayların patofizyolojisi daha net biçimde tanımlanmış ve günümüzün modern tıbbi yaklaşımları geliştirilmiştir. Risk faktörlerini azaltmak bu hastalıkların önlenmesinde ve erken teşhisinde önem taşır.
Serebrovasküler Hastalığın Nedenleri Nelerdir?
Serebrovasküler hastalıklar beynin kan damarlarında meydana gelen çeşitli bozukluklarla ilişkilidir. Bu hastalıkların birçok nedeni bulunur ve genellikle damar tıkanıklığı kanama gibi sorunlarla karakterizedir. Serebrovasküler hastalık riskini artıran başlıca nedenler damarların yapısını bozarak veya kan akışını engelleyerek beyin hasarına yol açar.
Başlıca nedenler:
- Ateroskleroz
- Hipertansiyon
- Emboli
- Anevrizma
- Arteriyovenöz Malformasyonlar (AVM’ler)
- CADASIL (kalıtsal arter hastalığı)
- Arter Diseksiyonları
- İnflamatuvar Durumlar
- Koagülopatiler
- Yaşam Tarzı Faktörleri
Serebrovasküler hastalıkların nedenleri arasında en yaygın olan ateroskleroz yüksek tansiyon ve emboli doğrudan kan damarlarının işlevini bozarak beyinde hasara yol açar. Ayrıca kalıtsal hastalıklar veya arteriyovenöz malformasyonlar gibi durumlar genetik faktörlerle ilişkili olup bireylerin doğuştan risk altında olmasına neden olabilir. Sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının benimsenmesi ve düzenli sağlık kontrolleri risk faktörlerinin etkisini azaltmak için önemlidir.
Serebrovasküler Hastalık Ne Kadar Yaygındır?
Serebrovasküler hastalıklar dünya genelinde yüksek morbidite ve mortalite oranlarıyla sağlık üzerinde önemli bir yük oluşturur. Her yıl milyonlarca yeni felç vakası görülür ve bu vakaların sayısı yıllar geçtikçe artmaktadır. Felç sonrası yaşamına devam eden milyonlarca insanın yanı sıra bu hastalıklardan ölümler de dünya çapında ciddi seviyelerdedir. Özellikle yaşlı nüfus artışı ve yaşam tarzındaki olumsuz değişiklikler serebrovasküler hastalıkların görülme sıklığını daha da artırmaktadır:
- Dünya genelinde felç sonrası yaşayan kişi sayısı 101 milyonun üzerinde
- Yıllık olarak 12,2 milyon yeni felç vakası görülmekte
- Felçle yaşayan kişilerin %56’sı kadın %44’ü erkek
- Yeni felç vakalarının %53’ü kadınlarda %47’si erkeklerde
- Tüm felç vakalarının %87’si iskemik kalanlar kanamalı felçler
- 2020 yılında intrakraniyal kanama nedeniyle 3,3 milyon ölüm
- 2020 yılında subaraknoid kanama nedeniyle 0,4 milyon ölüm
Amerika Birleşik Devletleri’nde felç kardiyovasküler hastalık kaynaklı ölümler arasında önemli bir yer tutar. 2022 yılında felç nedeniyle ölüm oranı 100.000 kişide 39,5 olarak kaydedilmiş ve her 40 saniyede bir kişinin felç geçirdiği belirlenmiştir. Aynı şekilde Avustralya’da 2018 yılında cerebrovasküler hastalıklardan kaynaklı ölümler tüm ölümlerin %6,29’unu oluşturarak ülke genelinde üçüncü en sık ölüm nedeni olmuştur. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde serebrovasküler hastalıklara bağlı insidans artışı hastalık yükünün eşitsiz dağıldığını ve bu ülkelerde hedeflenmiş müdahalelere daha fazla ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymaktadır.
Serebrovasküler Hastalığın Oluşum Süreci Nasıldır?
Serebrovasküler hastalıkların oluşum süreci beyin damarlarının çeşitli nedenlerle zarar görmesi sonucu gelişen karmaşık bir patofizyolojik olaylar zincirini içerir. Beyin damar hastalıklarına yol açan başlıca faktörler arasında ateroskleroz hipertansiyon emboli oluşumu küçük damar hastalığı iltihabi süreçler ve genetik etkenler bulunur.
- Ateroskleroz: Damar çeperinde lipid ve iltihap hücrelerinin birikmesi
- Hipertansiyon: Kan basıncının yükselmesi sonucu damar yapısında değişiklikler
- Emboli: Vücudun farklı bölgelerinden kopan pıhtıların beyin damarlarını tıkaması
- Küçük damar hastalığı: Beyindeki ince damarların zayıflaması ve tıkanması
- İltihap: Bağışıklık hücrelerinin aktifleşmesi sonucu damar yapısının zarar görmesi
- Genetik faktörler: Damar yapısını etkileyen genetik mutasyonlar
Bu faktörlerin her biri beyin kan akışında düzensizliklere yol açarak iskemik veya hemorajik inmeleri tetikleyebilir. Özellikle hipertansiyon ateroskleroz ve emboli gibi durumlar damarların kan taşıma kapasitesini düşürerek beyin dokusuna yeterli oksijen ve besin maddesi ulaşmasını engeller. Bu durum beyin hücrelerinin ölmesine ve sinirsel işlevlerde geri dönüşü olmayan kayıplara yol açabilir. Aynı zamanda genetik faktörler ve iltihap süreçleri de bireylerin bu hastalıklara yatkınlığını artırabilir.
Serebrovasküler Hastalık Belirtileri Nelerdir?
Serebrovasküler hastalık beyne giden kan akışında kesintiye neden olarak çeşitli nörolojik belirtiler oluşturabilir. Bu belirtiler hastalığın türüne ve beyindeki etkilediği alana göre farklılık gösterir:
- Hemipleji
- Hemiparezi
- Yüzde düşüklük
- Ataksi
- Uyuşukluk
- Parestezi
- Afazi
- Dizartri
- Hemianopsi
- Diplopi
- Geçici görme kaybı
- Kafa karışıklığı
- Hafıza kaybı
- İdari fonksiyon bozukluğu
- Ani ve şiddetli baş ağrısı
- Vertigo
- Denge kaybı
- Bayılma
- Koma
- Klonik nöbetler
- Absans nöbetler
- İnkontinans
- Kalp atışında veya kan basıncında dalgalanmalar
Bu belirtiler serebrovasküler hastalıkların ciddiyetini gösterir ve herhangi birinin ani başlangıcı acil müdahale gerektirir. Beyin hasarını önlemek için hızlı tıbbi destek almak yaşamsal önemdedir.
Serebrovasküler Hastalık Nasıl Teşhis Edilir?
Serebrovasküler hastalıkların teşhisi erken müdahale için hayati öneme sahiptir. Bu süreçte detaylı bir klinik değerlendirme ileri görüntüleme teknikleri ve çeşitli laboratuvar testleri kullanılır. Doğru bir tanı koymak için her aşama dikkatle değerlendirilir:
- Tıbbi Geçmiş geçmişteki hastalıklar
- Nörolojik Muayene bilişsel işlevler
- BT Taraması hemorajik inme tanısı
- MRI detaylı beyin görüntüleme
- MRA damar anormallikleri
- Karotid Ultrason aterosklerotik plaklar
- Beyin Anjiyografisi damarların ayrıntılı görüntüsü
- Kan Testleri pıhtılaşma glukoz seviyesi
- Kalp Değerlendirmesi EKG ve ekokardiyografi
Tanı sürecinde kullanılan bu tekniklerin her biri hastalığın kesin teşhisi ve tedavi planının belirlenmesine katkı sağlar. Özellikle ileri görüntüleme yöntemleri beyin dokusundaki hasarın boyutunu ve karakterini belirlemeye yardımcı olur.
Serebrovasküler Hastalık Nasıl Tedavi Edilir?
Beyin damar hastalıklarının tedavisi çeşitli endovasküler ve cerrahi yöntemler aracılığıyla yapılmaktadır. Bu tedavi seçenekleri damar tıkanıklıkları anevrizmalar ve arter-venöz malformasyonlar gibi durumları ele almaktadır. Geleneksel cerrahilere göre daha az invaziv olan bu yöntemler iyileşme süresini kısaltmakta ve hastaların yaşam kalitesini artırmaktadır.
Başlıca tedavi yöntemleri:
- İntrakranial anevrizmalar için: Endovasküler koiling
- Arteriovenöz malformasyonlar için: Endovasküler embolizasyon
- Akut iskemik inme için: Mekanik trombektomi
- Karotid arter darlığı için: Karotid arter stentleme
- İntrakranial aterosklerotik hastalık için: Anjiyoplasti ve stentleme
- Dural arteriovenöz fistüller için: Endovasküler embolizasyon
- Travmatik damar yaralanmaları için: Stent yerleştirme ve embolizasyon
Endovasküler işlemler minimal invaziv yöntemler sunduğu için beyin damar hastalıklarının tedavisinde öncelikli tercihler arasındadır. Tedavi edilecek hastalığın türü ve derecesine göre çeşitli cihazlar ve embolik ajanlar kullanılmaktadır. Yüksek risk taşıyan durumlar için en uygun tedavi seçeneğinin belirlenmesi hasta sağlığı açısından kritik önem taşımaktadır.
Serebrovasküler Hastalığın Komplikasyonları Nelerdir?
Serebrovasküler hastalığın komplikasyonları beyne giden kan akışında oluşan aksaklıkların çeşitli beyin fonksiyonlarını olumsuz etkilemesiyle ortaya çıkmaktadır. Bu komplikasyonlar yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürmekte ve hastaların günlük yaşamlarını sürdürmelerini zorlaştırmaktadır.
Başlıca komplikasyonlar:
- Felç
- Geçici iskemik atak (TIA)
- Hafıza kaybı
- Denge ve koordinasyon sorunları
- Konuşma güçlüğü
- Yutma problemleri
- Kısmi veya tam felç (paralizi)
- Görme bozuklukları
- Yorgunluk ve enerji düşüklüğü
- Depresyon ve anksiyete
- İdrar veya dışkı tutamama
Bunların yanı sıra serebrovasküler hastalık geçirmiş kişilerde zihinsel işlevlerde yavaşlama mantıksal düşünmede zorlanma ve duygu durum değişiklikleri de sıkça görülmektedir. Bu tür komplikasyonlar sosyal ilişkilerde sorunlara ve kişinin bağımsız yaşam yeteneğinde azalmaya neden olur. Örneğin ağır vakalarda bireyin bakıma ihtiyaç duyması gerekebilir.
Serebrovasküler hastalığın komplikasyonlarının şiddeti hastalığın türü ve beyin üzerinde etkilediği alanlara göre değişiklik gösterir. Bazı hastalarda komplikasyonlar zamanla gerileyebilirken bazıları kalıcı hale gelmektedir. Bu nedenle komplikasyonların yönetimi için erken teşhis ve düzenli tıbbi kontrol büyük önem taşır.
Serebrovasküler Hastalık Tedavisi Ne Zaman Yapılabilir?
Serebrovasküler hastalık tedavisi hastalığın türüne şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir. Beyne kan akışını etkileyen bu hastalıkların tedavisinde zamanında ve uygun müdahale yapılması oldukça önemlidir. İnme anevrizma ve damar malformasyonları gibi durumlarda cerrahi ya da minimal invaziv yöntemler kullanılarak hastaların yaşam kalitesi artırılabilir. Belirli serebrovasküler hastalıklar için tercih edilen tedavi yöntemleri şunlardır:
- Akut iskemik inme: Mekanik trombektomi
- İntrakranial anevrizmalar: Endovasküler koiling
- İntrakranial aterosklerotik hastalık (ICAD): Anjiyoplasti ve stentleme
- Beyin arteriovenöz malformasyonları (AVM): Endovasküler embolizasyon
- Karotid arter stenozu: Karotid arter stentleme (CAS)
- Dural arteriovenöz fistüller (dAVF): Endovasküler embolizasyon
- İntrakranial venöz sinüs darlığı: Venöz sinüs stentleme
- Tümör embolizasyonu: Öncelikli embolizasyon
Bu tedavi seçenekleri hastanın özel gereksinimlerine ve hastalığın özelliklerine göre kişiselleştirilir. Örneğin akut iskemik inme durumunda mekanik trombektomi yalnızca semptomların başlangıcından kısa süre sonra uygulandığında etkili olur. Bazı vakalarda özel görüntüleme yöntemleri ile belirlenen hastalar için bu süre 24 saate kadar uzatılabilir. Anevrizma tedavisinde ise anevrizmanın yeri büyüklüğü ve hastanın yaş gibi özellikleri dikkate alınarak endovasküler koiling tercih edilebilir. Damar malformasyonlarında kanama riski yüksek olan AVM’ler veya dAVF’ler için embolizasyon uygulanır. Karotid arter stenozu bulunan ve cerrahi risk taşıyan hastalar için ise stentleme önemli bir alternatif tedavi olarak öne çıkar.
Serebrovasküler Hastalık Tedavisi Ne Zaman Yapılamaz?
Serebrovasküler hastalıkların tedavisinde kullanılan girişimsel yöntemler belirli koşullar altında uygulanamaz. Endovasküler koiling karotid endarterektomi ve tromboliz gibi yöntemler bazı hastalarda yüksek risk taşıyabilir ve bu nedenle dikkatlice değerlendirilmelidir.
Endovasküler Koiling: İntrakraniyal anevrizmalarda pıhtılaşma oluşturarak patlamayı önlemeyi hedefleyen endovasküler koiling bazı anevrizma ve hasta özellikleri nedeniyle kontrendikedir.
- Geniş boyunlu anevrizmalar
- Büyük lüminal çap
- Kontrol altına alınmamış hipertansiyon
- Koagülopati
- Erişimi zor anatomik yapılar
Karotid Endarterektomi (CEA): Karotid arterdeki aterosklerotik plakları temizleyerek inme riskini azaltmayı amaçlayan cerrahi müdahale belirli durumlarda uygulanmamalıdır.
- Tam karotid oklüzyon
- Önceki tam hemisferik inme ve ciddi nörolojik defisit
- 80 yaş ve üzeri şiddetli kalp yetmezliği veya yakın zamanda miyokard infarktüsü
- Yüksek servikal ya da intratorasik lezyonlar
- Geçmiş boyun cerrahisi veya radyoterapi öyküsü
Tromboliz: Akut iskemik inmede kan pıhtılarını eritmek için kullanılan trombolitik tedavi belirli kanama eğilimleri ve hastalık öyküleri nedeniyle bazı hastalara uygulanamaz.
- Aktif iç kanama veya hemorajik inme öyküsü
- Son 14 gün içinde büyük cerrahi ya da önemli travma
- Platelet sayısı <100.000/µL veya INR >1.7
- Kontrolsüz hipertansiyon
- İnme başlangıcında nöbet kan glukozu <50 mg/dL veya >400 mg/dL
- Yakın zamanda gastrointestinal veya idrar yolu kanaması
Serebrovasküler Hastalık İyileşme Süreci Nasıldır?
Postoperatif iyileşme süreci serebrovasküler hastalıkların tedavi sonrasında hastaların sağlık durumunu iyileştirme ve komplikasyon risklerini azaltma hedefini taşır. Bu süreç hastaların bilişsel işlevlerinin izlenmesi nörolojik sonuçlarının değerlendirilmesi ve olası komplikasyonlara karşı önlem alınmasıyla yönetilir. Özellikle kanamayan intrakranial anevrizma tedavisi sonrasında yaşlı hastaların bilişsel işlevlerindeki değişim önemli bir endişe kaynağıdır:
- Postoperatif bilişsel disfonksiyon (POCD)
- Bilişsel işlev değerlendirmesi için MMSE ve FAB testleri
- Nörolojik komplikasyon riskleri
- Cerebral hiperperfüzyon sendromu (CHS)
- Ameliyat içi serebrovasküler otoregülasyonun takibi
- Perioperatif inme riski
Tedavi sürecinde bilişsel işlev kayıplarının geri kazanılması zaman alabilir ve özellikle yaşlı hastalarda tam olarak sağlanamayabilir. Serebrovasküler otoregülasyonun ameliyat sırasında izlenmesi cerrahi sonrası komplikasyon riskini azaltmak adına önem taşır. Ayrıca perioperatif inme riskinin azaltılması için erken tanı ve müdahale hayati bir rol oynamaktadır.
Serebrovasküler Hastalık Nasıl Önlenir?
Serebrovasküler hastalıkların önlenmesi özellikle inme riskini azaltmak için belirli stratejilerin uygulanmasıyla mümkündür. Bu hastalıkların ortaya çıkmasında etkili olan risk faktörlerinin yönetimi ve sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri bu sürecin temelini oluşturur.
- Hipertansiyon kontrolü kan basıncının düzenli izlenmesi ve yönetilmesi ile sağlanır.
- Kolesterol düzeylerinin kontrolü ateroskleroz riskini düşürmeye yardımcı olur.
- Antitrombotik tedavi atriyal fibrilasyon gibi durumlarda embolik inme riskini azaltmada etkilidir.
- Sağlıklı beslenme Akdeniz diyeti gibi meyve sebze ve tam tahıllar ağırlıklı beslenme düzenini içerir.
- Düzenli egzersiz haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta aerobik aktivite yapılmasını içerir.
- Sigara bırakma inme riskini azaltmak için kritik bir adımdır.
- Diyabet kontrolü kan şekeri seviyelerinin düzenli olarak takip edilmesini gerektirir.
- Obezite yönetimi sağlıklı kilo hedefleri ile diyet ve egzersiz planlarını içerir.
- Uyku düzeni kardiyovasküler sağlığı olumlu yönde etkiler.
- Gece yapay ışığa maruz kalmanın sınırlandırılması biyolojik ritimlerin korunmasını sağlar.
Serebrovasküler hastalıkların önlenmesinde yeni tedavi yaklaşımları da umut vericidir. Özellikle uzaktan iskemik koşullama (RIC) gibi yöntemler tekrarlayan inme riskini azaltma amacı taşır. Ayrıca düşük doz rivaroksaban ve aspirin kombinasyonu gibi yeni farmakolojik seçenekler de incelenmektedir. Bu stratejilerin düzenli tıbbi değerlendirmelerle kişiye özel olarak uygulanması serebrovasküler hastalıkların insidansında belirgin bir azalma sağlayabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Serebrovasküler hastalıklar hangi belirtilerle ortaya çıkar?
Serebrovasküler hastalıkların belirtileri arasında vücudun bir tarafında ani uyuşma veya güçsüzlük, konuşma veya anlama zorluğu, ani görme kaybı veya bulanıklığı, denge veya koordinasyon kaybı, şiddetli baş ağrısı bulunur. Amerika Birleşik Devletleri’nde, 2020 yılında yaklaşık 160.264 kişi felç nedeniyle hayatını kaybetmiştir ve felç, ülkede beşinci en sık ölüm sebebidir. Dünya genelinde her yıl 12,2 milyon yeni felç vakası görülmekte ve 25 yaş üstü her dört kişiden biri hayatında en az bir kez felç geçirmektedir. Felç belirtilerini tanımak için F.A.S.T. kuralı önemlidir: Yüzde düşüklük (Face), kolda güçsüzlük (Arm), konuşma bozukluğu (Speech), ve acil yardım çağırma zamanı (Time). Erken tıbbi müdahale, sonuçları önemli ölçüde iyileştirir ve uzun vadeli sakatlık riskini azaltır.
Beyin damar hastalıklarının tanısı nasıl konulur?
Serebrovasküler hastalıklar, klinik değerlendirmeler ve görüntüleme tekniklerinin kombinasyonu ile teşhis edilir. Bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları, kanamalar, tümörler ve diğer yapısal anormallikleri tespit etmek için sıklıkla ilk kullanılan görüntüleme yöntemidir. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG), beyin dokusunun detaylı görüntülerini sağlar ve özellikle iskemik inme ve damar malformasyonlarının tespitinde kullanılır. Dijital substraksiyon anjiyografi (DSA), kan damarlarını görüntülemek ve anevrizma veya arteriovenöz malformasyon gibi durumları tespit etmek için altın standart olarak kabul edilir. Doppler ultrason gibi ek yöntemler, ana arterlerdeki kan akışını değerlendirirken, perfüzyon görüntüleme ve difüzyon tensor görüntüleme (DTI) gibi ileri teknikler ise doku canlılığı ve beyaz madde bütünlüğü hakkında bilgi sunar. Birden fazla görüntüleme yönteminin kombinasyonu, serebrovasküler hastalıkların daha kapsamlı değerlendirilmesini sağlayarak vasküler ve metabolik değişiklikler, doku hasarı ve işlevsel bozuklukların tespitini mümkün kılar. Erken ve doğru teşhis, etkili tedavi yönetimi ve hasta sonuçlarının iyileştirilmesi için kritik öneme sahiptir.
Serebrovasküler hastalıkların önlenmesinde beslenmenin rolü nedir?
Sağlıklı bir diyet, inme gibi serebrovasküler hastalıkların önlenmesinde önemli bir rol oynar. Akdeniz diyeti gibi meyve, sebze, tam tahıllar, baklagiller, kuruyemişler ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağları içeren beslenme alışkanlıklarının, inme riskini önemli ölçüde azalttığı kanıtlanmıştır. Örneğin PREDIMED çalışması, kuruyemiş takviyeli Akdeniz diyetini uygulayan bireylerin inme insidansını beş yıl içinde %47 oranında azalttığını göstermiştir. Buna karşılık, kırmızı ve işlenmiş etlerin yüksek tüketimi, artan inme riskiyle ilişkilendirilmiştir. Bir derleme çalışmasında, işlenmiş et içeren diyetlerin inme riskini %17 artırdığı bildirilmiştir. Ayrıca tam tahıllar, kuruyemişler, tohumlar ve meyvelerin düşük tüketimi, önemli sayıda kardiyovasküler ölüme katkıda bulunmaktadır. WHO Avrupa Bölgesi’nde, düşük tam tahıl tüketimi yaklaşık 429.000 ölüme, düşük kuruyemiş ve tohum tüketimi ise 341.000 ölüme neden olmuştur. Bu nedenle bitki bazlı gıdaların ve sağlıklı yağların tüketimini artırmak, kırmızı ve işlenmiş et tüketimini azaltmak, serebrovasküler hastalık riskini önemli ölçüde azaltabilir.
Felç riski taşıyan hastalar için hangi tedavi yöntemleri uygulanır?
İnme riskini azaltmak için hastalara, yüksek tansiyonu kontrol altına almak için antihipertansif ilaçlar, kolesterol seviyelerini düşürmek için statinler ve kan pıhtılarını önlemek için antiplatelet veya antikoagülan tedaviler uygulanır. Sağlıklı bir diyet benimsemek, düzenli fiziksel aktivite yapmak, sigarayı bırakmak ve alkol tüketimini sınırlamak gibi yaşam tarzı değişiklikleri de önemlidir. Atriyal fibrilasyonu olan bireylerde inme riskini azaltmak için antikoagülan tedavi önerilir. Bazı durumlarda, önemli arter tıkanıklıklarını gidermek için karotis endarterektomi veya anjiyoplasti gibi cerrahi müdahaleler gerekebilir. Diyabet ve yüksek kolesterol gibi durumların düzenli izlenmesi ve yönetimi, kapsamlı bir inme önleme stratejisinin temel bileşenleridir.
Serebrovasküler hastalıkların uzun vadeli etkileri nelerdir?
Serebrovasküler hastalıklar, felç gibi durumlar, uzun vadede fiziksel engellilik, bilişsel bozukluklar ve artan ölüm oranlarıyla sonuçlanabilir. 2021 yılında felç kaynaklı ölümler dünya çapında 7 milyonun üzerine çıkarak 1990’dan bu yana %44 artış göstermiş ve felç, dünya genelinde üçüncü en yaygın ölüm nedeni olmuştur. ABD’de her yıl yaklaşık 795.000 yeni veya tekrarlayan felç vakası görülmekte ve bu durumun doğrudan tıbbi maliyetleri 17,9 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır. 5.123 hastanın incelendiği bir çalışmada, hastaların %14’ü taburcu edildikten sonraki altı ay içinde, %52,6’sı ise beş yıl içinde hayatını kaybetmiştir. Ayrıca uzun vadeli hava kirliliğine maruz kalmanın serebrovasküler hastalık riskini artırdığı tespit edilmiştir.

Girişimsel Radyoloji ve Nöroradyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, 1997 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlık eğitimini İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Londra’da girişimsel radyoloji ve onkoloji alanında eğitim aldı. İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde girişimsel radyoloji bölümünü kurdu ve 2020 yılında profesör oldu. Çok sayıda uluslararası ödül ve sertifikaya sahip olan Kılıçkesmez’in 150’den fazla bilimsel yayını bulunmakta ve 1500’den fazla atıf almıştır. Halen Medicana Ataköy Hastanesi’nde görev yapmaktadır.

Vaka Örnekleri
Bel fıtığı disk içi radyofrekans tedavisi sonucu
Fıtık Tedavisi
Boyun Fıtığı Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Anjiyografi
Fıtık Tedavisi
Basedow-Graves hastalığı ameliyatsız tedavi sonucu
Tiroid Hastalıkları
TAKE işlemi ile yok edilen karaciğer tümörü
Kanser Tedavisi
Ameliyatsız Paratiroid Adenomu Tedavisi Sonucu
Paratiroid Adenomu
Sol akciğer komşuğuna gizlenmiş paratiroid adenomu
Paratiroid Adenomu
Bağırsak dalak anevrizması embolizasyonu
Embolizasyon
Dev dalak damar anevrizması kaplı stent ile tedavisi
Stent
Böbrek damarı anevrizmasının akım yönlendirici stent ile tedavisi
Stent
Dev Karaciğer Hemanjiom Mikrodalga Ablasyon
Ablasyon
Santral ven oklüzyonu: Balon tedavisi
Vakalar
Y stent eşlikli kapalı anevrizma tedavisi
Vakalar