PTH (parathormon), paratiroid bezleri tarafından salgılanan ve kalsiyum-fosfor dengesini düzenleyen, kemik, böbrek ve bağırsakta etkili olan kritik bir endokrin hormondur.

PTH düzeyi, serum kalsiyumunun düşmesine yanıt olarak artar; kemiklerden kalsiyum salınımını, böbreklerde geri emilimini ve bağırsaklarda aktif D-vitamin aracılı absorpsiyonu teşvik eder.

Parathormon dengesizliği; primer hiperparatiroidizmde aşırı PTH, hipokalsemi ve böbrek taşlarına neden olabilir; hipoparatiroidizmde ise düşük PTH ile kas spazmları ve nörolojik semptomlar ortaya çıkar.

Hormon dengesinin düzenlenmesi, kalsiyum-fosfor metabolizmasını dengeleyerek kemik sağlığı ve nöromüsküler fonksiyonların korunmasını sağlar; tanı ve tedavi önemlidir.

Hormon AdıParathormon (PTH)
TanımParatiroid bezlerinden salgılanan ve vücuttaki kalsiyum, fosfor ve D vitamini dengesi üzerinde önemli rol oynayan bir hormondur.
GörevleriKanda kalsiyum seviyesini artırır; kemiklerden kalsiyum salınımını uyarır, böbreklerde kalsiyum geri emilimini artırır, D vitamini aktivasyonunu destekler.
Normal Değer AralığıLaboratuvara göre değişiklik gösterebilir ancak genellikle 10-65 pg/mL olarak kabul edilir.
Yüksek PTH NedenleriPrimer hiperparatiroidizm (paratiroid bezinde tümör veya büyüme), D vitamini eksikliği, kronik böbrek yetmezliği, ikincil hiperparatiroidizm.
Düşük PTH NedenleriHipoparatiroidizm (paratiroid bezinin az çalışması), kan kalsiyum seviyesinin aşırı yüksek olması, cerrahi ile paratiroid bezlerinin alınması.
Yüksek PTH BelirtileriKemiklerde zayıflık, kırık riskinde artış, böbrek taşı, yorgunluk, kas zayıflığı, eklem ve kemik ağrıları.
Düşük PTH BelirtileriKas krampları, karıncalanma veya uyuşma (özellikle ellerde, ayaklarda ve yüzde), kas spazmları, nöbetler, kuru cilt.
Teşhis YöntemleriKan testi ile PTH, kalsiyum, fosfor ve D vitamini seviyelerinin ölçülmesi; PTH yüksekliğinde böbrek fonksiyon testleri ve tiroid ultrasonu.
Tedavi YöntemleriYüksek PTH: Cerrahi (paratiroidektomi), ilaç tedavisi (kalsimimetikler, D vitamini); Düşük PTH: Kalsiyum ve D vitamini takviyesi, gerektiğinde sentetik PTH tedavisi.

Paratiroid adenomları RF ve Mikrodalga ablasyon ya da embolizasyon ile tedavi edilebilirler.

KomplikasyonlarUzun süreli PTH yüksekliği kemik erimesi (osteoporoz), böbrek taşı, kardiyovasküler hastalık riskinde artışa neden olabilir.
Takip ve İzlemPTH, kalsiyum ve D vitamini düzeylerinin düzenli aralıklarla ölçülmesi; böbrek ve kemik sağlığının izlenmesi.
İlişkili HastalıklarHiperparatiroidizm, hipoparatiroidizm, osteoporoz, kronik böbrek hastalığı, vitamin D eksikliği.
Türkiye’nin Girişimsel Radyoloji ve Nöroradyoloji Doktoru

Prof. Dr. Özgür KILIÇKESMEZ

Girişimsel Radyoloji / Girişimsel Nöroradyoloji

Prof. Dr. Kılıçkesmez, Türk Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Türk Girişimsel Radyoloji Yeterlilik Belgesi, Strok (inme) tedavisi sertifikasyonu ve Avrupa Girişimsel Radyoloji Boardu (EBIR) sahibidir. Akademik geçmişinde, 2008 yılında Siemens Radyoloji Birincilik Ödülü’nü kazanmıştır.
Özgeçmiş Ödüller Yorumlar

PTH (Parathormon) Nedir?

Paratiroid hormonu (PTH) vücuttaki kalsiyum ve fosfat dengesinin sağlanmasında kilit bir hormondur. Paratiroid bezleri tarafından salgılanan bu hormon kalsiyum seviyelerini artırmak için kemiklerden kalsiyum salınımını teşvik eder. Ayrıca böbreklerde kalsiyumun geri emilimini destekler ve D vitaminini aktive ederek bağırsaklardan kalsiyum emilimini artırır. Bununla birlikte fosfat dengesini korumak için böbreklerde fosfatın geri emilimini azaltır ve atılımını artırır. Tüm bu süreçler vücudun sağlıklı kemik yapısını koruması ve kas fonksiyonlarını sürdürebilmesi için hayati önem taşır. PTH’nin dengesizliği ciddi metabolik sorunlara ve kemik sağlığını tehdit eden durumlara yol açabilir bu nedenle hormonun düzenli çalışması önemlidir.

Parathormon Görevleri Nelerdir?

  • Kemiklerden kalsiyum salınımını artırır: Düşük kalsiyum düzeyine karşılık, kemik yıkımını teşvik ederek kana kalsiyum geçişini sağlar.
  • Böbreklerden kalsiyumun geri emilimini sağlar: İdrarla kalsiyum atılımını azaltarak kandaki düzeyin korunmasına yardımcı olur.
  • Fosfor atılımını artırır: Fazla fosforun idrarla atılmasını sağlar, böylece kalsiyum-fosfor dengesi korunur.
  • D vitamini aktivasyonunu uyarır: Böbreklerde D vitamininin aktif forma dönüşmesini sağlayarak, bağırsaklardan kalsiyum emilimini artırır.
  • Kandaki kalsiyum düzeyini dengede tutar: Kas, sinir ve kalp fonksiyonlarının sağlıklı şekilde sürmesi için hayati rol oynar.

PTH Seviyesindeki Yüksekliğin Nedenleri Nelerdir?

Paratiroid hormonu (PTH) seviyelerinin yükselmesi genellikle farklı sağlık sorunlarına işaret eder ve üç ana kategoriye ayrılır: primer sekonder ve tersiyer hiperparatiroidizm.

Primer hiperparatiroidizm paratiroid bezlerinden birinin veya birden fazlasının aşırı çalışması sonucunda meydana gelir. Bu durumda en sık karşılaşılan neden paratiroid bezinde iyi huylu bir tümör olan adenomdur. Bunun yanı sıra paratiroid bezlerinin büyümesi (hiperplazi) veya daha nadir olarak paratiroid kanseri de primer hiperparatiroidizme yol açabilir.

Sekonder hiperparatiroidizm düşük kalsiyum ya da D vitamini seviyelerine vücudun verdiği telafi edici bir yanıt olarak ortaya çıkar. Kronik böbrek hastalığı bu duruma yol açan en yaygın faktörlerden biridir. Böbrekler D vitaminini aktif formuna dönüştüremediği ve kalsiyum dengesini sağlayamadığı için PTH üretimi artar. Ayrıca D vitamini eksikliği ya da kalsiyum emilimini azaltan gastrointestinal hastalıklar da bu durumu tetikleyebilir.

Tersiyer hiperparatiroidizm uzun süreli sekonder hiperparatiroidizmin bir sonucu olarak gelişir. Bu durumda paratiroid bezleri başlangıçtaki neden ortadan kalksa bile aşırı PTH üretmeye devam eder.

Yüksek PTH seviyelerinin diğer nedenleri arasında bazı ilaçlar ve nadir durumlarda makro-PTH varlığı bulunur. Özellikle lityum ve tiyazid diüretikleri kalsiyum dengesini etkileyerek PTH düzeylerini yükseltebilir.

Parathormon Yüksekliği ve Düşüklüğü Tehlikeli Mi?

Parathormon (PTH) düzeyindeki hem yükselme hem de düşüklük, vücut kalsiyum-fosfor dengesini bozarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yüksek PTH kemik erimesi, böbrek taşı ve kalp ritim bozukluklarına; düşük PTH ise kas krampları, nöbetler ve kalp kası sorunlarına neden olabilir. Her iki durumda da altta yatan sebep belirlenmeli, endokrinoloji uzmanı tarafından izlenmeli ve tedavi planlanmalıdır.

PTH Seviyesindeki Yükseklik Ne Kadar Yaygındır?

Yüksek paratiroid hormonu (PTH) seviyelerinin yaygınlığı genellikle primer hiperparatiroidizm (PHPT) ile ilişkilendirilir ve yaş cinsiyet ırk gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. PHPT yüksek PTH’nin en yaygın sebebidir ve özellikle yaşlı bireylerde daha sık görülür. Bu durum özellikle 50 yaşından sonra belirgin bir artış gösterir. Kadınlar özellikle menopoz sonrası kadınlar erkeklere kıyasla daha yüksek PTH seviyelerine sahip olma eğilimindedirler.

  • 50 yaş ve üstü bireylerde PTH yüksekliği daha yaygındır.
  • Menopoz sonrası kadınlar erkeklere göre 2 ila 3 kat daha fazla risk taşırlar.
  • 60 yaş üstü kadınlarda PTH yüksekliği %2’ye kadar çıkabilir.

Irksal farklılıklar da PTH yüksekliği açısından önemlidir. Araştırmalara göre özellikle Afrikalı-Amerikalı kadınlar arasında daha yüksek PTH seviyeleri görülmektedir. 70-79 yaş grubundaki Afrikalı-Amerikalı kadınlar diğer ırksal gruplara göre daha yüksek PHPT oranlarına sahiptirler.

  • Afrikalı-Amerikalı kadınlar Beyaz Asyalı ve Hispanik kadınlardan daha yüksek risk altındadır.

Ek olarak sosyoekonomik durum ve eğitim seviyeleri de PTH yüksekliği ile ilişkilidir. Daha düşük eğitim seviyesine sahip olanlar daha düşük sosyoekonomik statüye sahip bireyler ve evli olmayan kişilerde PTH yüksekliği olasılığı daha fazladır.

Sekonder hiperparatiroidizm de yüksek PTH’nin bir diğer nedenidir ve genellikle kronik böbrek hastalığı ile ilişkilidir. Bu durum özellikle yaşlılar ve böbrek rahatsızlığı olan bireylerde daha sık görülür.

7/24 WhatsApp
İçin
Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *Tedavi fiyatları ve süreci hakkında en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    PTH Üretim Süreci Nasıldır?

    Paratiroid hormonu (PTH) üretimi paratiroid bezlerinde gerçekleşen karmaşık bir biyosentetik süreçle kontrol edilir. İlk aşamada preproPTH adı verilen 115 amino asitlik bir öncü molekül üretilir. Bu molekül paratiroid baş hücrelerinin ribozomlarında sentezlenir. PreproPTH’nin N-terminalinde bulunan sinyal dizisi molekülün endoplazmik retikuluma yönlendirilmesini sağlar.

    Endoplazmik retikuluma girdikten sonra sinyal dizisi çıkarılarak preproPTH 90 amino asitlik proPTH’ye dönüşür. Ardından proPTH Golgi aygıtına taşınır. Golgi aygıtında proPTH daha ileri işlemden geçirilerek olgun PTH’ye dönüştürülür. Bu süreçte N-terminalinden ek bir dizi çıkarılır ve PTH 84 amino asitlik olgun formuna ulaşır. Olgun PTH daha sonra salgı veziküllerine paketlenerek paratiroid bezlerinde depolanır.

    PTH’nin salgılanması ise kalsiyum algılayan reseptör (CaSR) aracılığıyla düzenlenir. CaSR paratiroid hücrelerinin yüzeyinde yer alır ve serum kalsiyum seviyelerine duyarlıdır. Düşük kalsiyum seviyelerinde CaSR aktivitesi azalır ve bu PTH’nin kan dolaşımına salınmasına neden olur. Yüksek kalsiyum seviyeleri ise PTH salgılanmasını baskılar.

    Ek olarak D vitamini ve fosfat seviyeleri de PTH üretimini etkileyebilir:

    • 1,25-dihidroksivitamin D PTH geni transkripsiyonunu baskılar.
    • Fosfat seviyelerindeki artış PTH sentezini uyarabilir.

    PTH Yüksekliğinin Belirtileri Nelerdir?

    Yüksek paratiroid hormonu (PTH) seviyeleri vücuttaki kalsiyum ve fosfat dengesini olumsuz etkileyerek çeşitli semptomlara yol açar. Bu semptomlar zamanla ilerleyebilir ve bazen başka sağlık sorunlarıyla karıştırılabilir. Ancak doğru teşhis için belirtilere dikkat etmek önemlidir.

    İskelet sistemi üzerinde yüksek PTH kemiklerin zayıflamasına ve kırılgan hale gelmesine neden olur. Bu durum osteoporoz ve artmış kırık riski gibi sorunlarla kendini gösterebilir. Ayrıca osteitis fibrosa cystica adı verilen nadir bir kemik hastalığı da gelişebilir.

    Böbrekler üzerinde ise böbrek taşları ve kalsiyum birikmesi riski artar. Kandaki aşırı kalsiyum böbreklerde idrar yoluyla daha fazla kalsiyum atılmasına neden olur.

    Sindirim sistemi etkileri arasında mide bulantısı kabızlık ve karın ağrısı yaygın şikayetlerdir. Bu semptomlar düz kasların kalsiyum dengesizliği nedeniyle etkilenmesi sonucu ortaya çıkar.

    Zihinsel ve bilişsel sorunlar da yüksek PTH ile ilişkilendirilebilir. Depresyon anksiyete ve hafıza problemleri bu belirtiler arasındadır. Şiddetli vakalarda bilinç bulanıklığı görülebilir.

    Ayrıca kas güçsüzlüğü ve eklem ağrısı gibi semptomlar günlük yaşamı zorlaştırabilir. Kalsiyum metabolizmasındaki bozukluklar kas fonksiyonlarını doğrudan etkiler.

    Son olarak kardiyovasküler sistemde yüksek PTH hipertansiyon ve kalp hastalıkları riskini artırabilir. Bu durum uzun vadede damar kalsifikasyonuna yol açabilir.

    PTH Yüksekliği Nasıl Teşhis Edilir?

    Yüksek paratiroid hormonu (PTH) seviyelerinin teşhisi öncelikle altta yatan nedenlerin doğru bir şekilde değerlendirilmesine dayanır. Bu süreçte hastanın kalsiyum fosfat ve D vitamini seviyeleri gibi kan parametreleri dikkate alınır. Genellikle primer ve sekonder hiperparatiroidizm ayrımı yapılmaya çalışılır. Primer hiperparatiroidizm hiperkalsemi ile karakterize edilir ve çoğunlukla paratiroid adenomlarına bağlıdır.

    Sekonder hiperparatiroidizm ise genellikle kronik böbrek hastalığı veya D vitamini eksikliği gibi durumlardan kaynaklanır. Bu durumda kalsiyum seviyeleri düşük veya normal olabilirken PTH seviyeleri yüksektir. Tanısal süreçte serum kalsiyum düzeylerinin albümin düzeyine göre ayarlanması önemlidir. Aynı zamanda böbrek fonksiyonlarının da değerlendirilmesi gerekir çünkü kronik böbrek hastalığı sıklıkla sekonder hiperparatiroidizm ile ilişkilendirilir.

    Teşhiste kullanılan laboratuvar testleri şunları içerir:

    • Serum kalsiyum ve fosfat ölçümleri
    • D vitamini ve kreatinin seviyeleri
    • Böbrek fonksiyon testleri

    Görüntüleme yöntemleri özellikle paratiroid adenomlarını saptamak amacıyla kullanılır. Sestamibi taraması veya ultrason gibi yöntemler bu süreçte önemli rol oynar. Ayrıca tersiyer hiperparatiroidizm riski olan hastalarda PTH yüksekliğinin kalıcı olup olmadığını değerlendirmek için daha kapsamlı testler yapılabilir.

    Kemik yoğunluğu ölçümleri (DXA) ise uzun süreli PTH yüksekliği durumunda kemik sağlığını izlemek için kullanılabilir. Bu testler osteoporoz gibi kemik komplikasyonlarının tespitine yardımcı olur.

    Detaylı bilgi ve randevu almak için Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez'e hemen ulaş!

    PTH Yüksekliği Nasıl Tedavi Edilir?

    Hiperparatiroidizm tedavisinde özellikle cerrahi müdahalenin riskli olduğu veya hastanın cerrahiye uygun olmadığı durumlarda girişimsel radyoloji önemli bir rol oynar. Bu minimal invaziv teknikler yüksek paratiroid hormonu (PTH) seviyelerini kontrol altına almak için kullanılır ve hastaya cerrahiye alternatif çözümler sunar. Tedavi seçenekleri aşırı çalışan paratiroid bezlerinin yok edilmesine odaklanır.

    • Radyo Frekans Ablasyon (RFA): Bu yöntemle radyo frekans dalgaları kullanılarak anormal paratiroid dokusu ısı ile yok edilir. Hem birincil hem de ikincil hiperparatiroidizm vakalarında etkili olduğu kanıtlanmıştır. Özellikle genel anesteziye uygun olmayan hastalar için güvenli bir seçenek sunar.
    • Mikrodalga Ablasyon (MWA): Mikrodalga ablasyonu aşırı aktif paratiroid bezlerini yok etmek için ısı kullanır. Bu teknik cerrahiye uygun olmayan hastalarda güvenli bir çözüm sunarak PTH seviyelerini başarılı bir şekilde düşürür.
    • Paratiroid embolizasyonu: Paratiroid dokusu ablasyon ya da cerrahi olarak ulaşılamayacak bir lokalizasyonda ise tümörün beslenmesi  anjiyo yöntemi ile durdurulup, klinik stabilleştirilebilinir.
    • Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason (HIFU): HIFU invaziv olmayan bir yöntemdir ve odaklanmış ultrason dalgaları ile paratiroid dokusunu termal olarak yok eder. Bu yöntem özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılır ve PTH seviyelerini etkili bir şekilde azaltır.

    Bu girişimsel yöntemler özellikle tekrarlayan hiperparatiroidizm vakalarında ve çoklu hastalığı olan bireylerde ameliyat yerine güçlü alternatifler sunar. Erken dönemde alınan sonuçlar bu tedavilerin hem güvenli hem de etkili olduğunu göstermektedir.

    PTH Düzeyindeki Anormalliklerin Risk Faktörleri Nelerdir?

    Yüksek paratiroid hormonu (PTH) seviyeleri birçok risk faktöründen etkilenebilir ve farklı durumlarda ortaya çıkabilir. Bu faktörler hem metabolik bozukluklarla hem de çevresel etkenlerle ilişkilidir.

    D vitamini eksikliği PTH seviyelerini artıran önemli bir faktördür. D vitamini yetersizliği bağırsaklardan kalsiyum emilimini azaltarak paratiroid bezlerini daha fazla hormon üretmeye zorlar. Ayrıca kronik böbrek hastalığı olan bireylerde de yüksek PTH seviyeleri sıkça görülür. Böbreklerin D vitamini aktif hale getirme işlevi bozulduğunda kalsiyum seviyeleri düşer ve PTH üretimi artar.

    Primer hiperparatiroidizm ise paratiroid bezlerindeki anormallikler nedeniyle ortaya çıkar. Adenomlar hiperplazi veya kanser gibi durumlar bezlerde hormon üretimini kontrolsüz hale getirebilir. Aynı zamanda lityum tedavisi gören kişilerde de yüksek PTH seviyeleri görülebilir. Bu ilacın paratiroid bezlerindeki kalsiyum algılayıcılarına etki ettiği düşünülmektedir.

    Yaşlı yetişkinlerde özellikle menopoz sonrası kadınlarda kalsiyum metabolizmasındaki değişiklikler yüksek PTH seviyelerine yol açabilir. Ayrıca obezite ve metabolik sendrom gibi durumlar da hormon seviyelerinin artmasına neden olabilir. Diyet ve yaşam tarzı faktörleri de önemli rol oynar. Düşük kalsiyum alımı ve yüksek fosfor tüketimi PTH artışına katkıda bulunabilir. Son olarak hipertansiyon ve kardiyovasküler risk PTH seviyeleriyle ilişkilendirilen diğer faktörler arasında yer alır.

    PTH Düzeyindeki Yüksekliğin Tedavisi Ne Zaman Yapılabilir?

    Paratiroid hormonu (PTH) yüksekliğinin tedavisi özellikle cerrahi müdahalenin mümkün olmadığı ya da başarısız olduğu durumlarda gündeme gelir. Hiperparatiroidizm vakalarında girişimsel radyoloji teknikleri minimal invaziv bir yaklaşım sunar ve bu yöntemler genellikle cerrahiye uygun olmayan hastalar için önemli bir tedavi alternatifi sağlar. Yüksek PTH seviyelerine sıklıkla paratiroid adenomları hiperplazi ya da kronik böbrek hastalığına bağlı sekonder hiperparatiroidizm neden olur.

    Bu tür durumlarda kullanılan bazı yaygın girişimsel radyoloji teknikleri şunlardır:

    • Perkütan Ablasyon: Bu yöntem ultrason rehberliğinde gerçekleştirilir ve radyofrekans ablasyonu (RFA) mikrodalga ablasyonu ve lazer termal ablasyon gibi teknikleri içerir. Özellikle ameliyat için uygun olmayan hastalarda kullanılır ve paratiroid bezlerinin fonksiyonunu baskılamada etkilidir.
    • Perkütan Etanol Enjeksiyonu (PEI): Küçük ve iyi huylu görünen adenomların tedavisinde uygulanır. Ameliyatın riskli olduğu hastalarda etanol ablasyonu ile paratiroid dokusunun yok edilmesi amaçlanır.
    • Selektif Venöz Örnekleme (SVS): Şüpheli bölgedeki paratiroid dokusunun doğru lokalizasyonu için kullanılan bu invaziv teknik PTH seviyelerini doğrudan ölçmeyi sağlar. Özellikle tekrarlayan hiperparatiroidizm vakalarında tercih edilir.
    • Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason (HIFU): İnvaziv olmayan bu yöntem ultrason enerjisi kullanarak paratiroid dokusunu hedefler ve özellikle sekonder hiperparatiroidizmin yönetiminde etkilidir.

    PTH Tedavisi Ne Zaman Yapılamaz?

    Paratiroid hormonu (PTH) yüksekliği tedavisinde kullanılan girişimsel radyoloji prosedürleri bazı durumlarda uygulanamaz. Bu tedavi yöntemlerinin uygulanamamasına yol açan belli başlı faktörler hastanın genel durumu ve prosedürün gerekliliklerine bağlıdır.

    Pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar bu tedavi yöntemleri için uygun değildir. Özellikle koagülopati trombositopeni veya antikoagülan tedavi altında olan bireylerde kanama riski artar. Bu hastalar için girişimsel işlemler kontrendike olabilir çünkü güvenli bir şekilde uygulanmaları mümkün olmayabilir.

    Şiddetli kronik böbrek hastalığı olan bireylerde de bu tedavi yöntemleri tercih edilmez. Böbrek yetmezliği kalsiyum seviyelerinin düzgün bir şekilde kontrol edilememesi nedeniyle komplikasyon riskini artırır. Ayrıca son dönem böbrek hastalığı yaşayan hastalarda bu tür işlemler ek sorunlar doğurabilir.

    • Pıhtılaşma bozuklukları: Kanama riski yüksek olan hastalarda bu prosedür uygulanmaz.
    • Şiddetli kronik böbrek hastalığı: İleri böbrek yetmezliği olan hastalar ablasyon için uygun değildir.
    • Enfeksiyon: Aktif enfeksiyonları olan hastalar tedavi edilmez çünkü enfeksiyon yayılabilir.
    • Karaciğer veya sistemik hastalık: Ciddi karaciğer yetmezliği olan bireyler tedavi için uygun değildir.
    • Tümör tutulumu: Malign paratiroid adenomlu hastalar daha yüksek risk altındadır.
    • Yanıt vermeyen paratiroid hiperplazisi: Hiperplastik bezleri etkili bir şekilde hedeflemek zor olabilir.

    PTH Tedavisi Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?

    Yüksek paratiroid hormonu (PTH) tedavisi sonrası iyileşme süreci hastaların hızlı bir şekilde normal yaşantılarına dönmesini sağlar. Genellikle hastalar işlem sonrası minimal rahatsızlık hisseder ve bu durum çoğunlukla basit ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir. Ayrıca hastaların çoğu aynı gün veya 24 saat içinde taburcu olma imkanı bulur. Erken mobilizasyon teşvik edilmektedir. Bu aşamada hayati belirtilerin ve serum kalsiyum seviyelerinin izlenmesi büyük önem taşır.

    İyileşme sürecinde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır:

    • Serum kalsiyum ve PTH seviyelerinin düzenli takibi yapılmalıdır.
    • Hipokalsemi riski nedeniyle kalsiyum takviyesi gerekebilir.
    • İlk günlerde kalsiyum seviyelerinde dalgalanmalar gözlemlenebilir.

    Uzun dönemli iyileşme sürecinde hastaların durumları yakından izlenir. Ablasyonun etkinliğini değerlendirmek amacıyla periyodik izlem yapılmalıdır. Hastalar için tekrarlayan ablasyon prosedürleri gerekebilir. Ancak komplikasyon riski açık cerrahiye göre daha düşüktür. Yine de hematom veya enfeksiyon gibi durumlar nadir de olsa ortaya çıkabilir. Son olarak hipoparatiroidizm riski de göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavi sonrası hastaların genel sağlık durumları sürekli izlenmeli ve gereken önlemler alınmalıdır.

    PTH Düzeyindeki Sorunlar Nasıl Önlenir?

    PTH düzeyindeki sorunların önlenmesi birkaç önemli stratejiye dayanır. Öncelikle D vitamini seviyelerinin optimal düzeyde tutulması gerekir. D vitamini eksikliği sekonder hiperparatiroidizmin başlıca nedenidir. Yeterli D vitamini alımı sağlandığında PTH seviyeleri düşebilir. Ayrıca kalsiyum dengesi de büyük bir önem taşır. Normal kalsiyum seviyelerinin korunması PTH salgılanmasını kontrol altına alabilir. D vitamini eksikliği veya kalsiyum malabsorpsiyonu riski taşıyan kişiler için kalsiyum takviyesi faydalı olabilir.

    Fosfat seviyelerinin kontrolü de dikkate alınmalıdır. Özellikle kronik böbrek hastalığı olan bireylerde serum fosfat düzeylerinin izlenmesi gerekir. Fosfat retansiyonu PTH salınımını artırabilen bir etkendir. Ayrıca magnezyum seviyeleri de önemli bir faktördür. Düşük magnezyum seviyeleri PTH düzenlemesini olumsuz etkileyebilir. Yeterli magnezyum alımının sağlanması hem PTH seviyelerini hem de kemik sağlığını iyileştirebilir.

    Son olarak yaşam tarzı değişiklikleri de önemlidir. Düzenli fiziksel aktivite yapmak sağlıklı bir vücut ağırlığını korumak ve sigaradan uzak durmak PTH seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olabilir. Bu değişiklikler yüksek PTH ile ilişkili metabolik sorunların önlenmesi açısından etkili sonuçlar doğurabilir.

    Sıkça Sorulan Sorular

    PTH (Parathormon) Nedir? Parathormon Yüksekliği Ve Düşüklüğü OzgurKilickesmez

    Parathormon yüksek çıkarsa ne olur?

    Yüksek paratiroid hormonu (PTH) seviyeleri hiperparatiroidizm olarak bilinen bir durumu oluşturuyor. Bu durumda kemiklerden kalsiyum salınımı artıyor bağırsaklardan kalsiyum emilimi yükseliyor ve böbreklerden kalsiyum atılımı azalıyor. Sonuç olarak kandaki kalsiyum seviyeleri yükseliyor ki bu da çeşitli belirtilerle kendini gösteriyor: yorgunluk, kas zayıflığı, bulantı, kusma, kabızlık, artan susuzluk, sık idrara çıkma, depresyon ve zihinsel karışıklık gibi. Uzun süreli yüksek kalsiyum, böbrek taşları, osteoporoz ve kalp sorunları gibi daha ciddi sorunlara yol açabilir.

    Parathormon testi neden yapılır?

    Paratiroid hormonu (PTH) testi paratiroid bezinin işlevini değerlendirmek ve kalsiyum metabolizmasını etkileyen durumları teşhis etmek için yapılır. Bu test anormal kalsiyum seviyelerinin nedenlerini belirlemeye yardımcı olur; Örneğin hiperparatiroidizm veya hipoparatiroidizm gibi durumların yanı sıra kronik böbrek hastalığı ve osteoporoz gibi ilgili bozuklukları da değerlendirmeye alır. Ayrıca bu hastalıkların tedavi süreçlerinin etkinliğini izlemek için de kullanılır.

    Parathormon eksikliği neye sebep olur?

    Paratiroid hormon (PTH) eksikliği hipoparatiroidizm olarak bilinen duruma yol açar ve bu da kanda kalsiyum seviyesinin düşmesine (hipokalsemi) ve fosfat seviyesinin artmasına (hiperfosfatemik) sebep olur. Bu durum kas kramplarına, istemsiz kasılmalara (tetani), nöbetlere ve kalp ritmi bozukluklarına yol açabilir. Uzun vadede hipokalsemi, katarakt, diş problemleri ve beynin kalsifiye olması gibi sorunlara yol açarak nörolojik sıkıntılara neden olabilir. Ayrıca cilt kuruluğu, kırılgan tırnaklar ve saç dökülmesi de görülebilir. Uzun süreli etkileri arasında böbrek fonksiyon bozukluğu böbrek taşları ve kemik mineral yoğunluğunda azalma sayılabilir.

    Parathormon yüksekliği kanser mi?

    Yüksek paratiroid hormonu (PTH) seviyeleri genellikle primer hiperparatiroidizmle ilişkilendirilir ve çoğunlukla iyi huylu paratiroid adenomları nedeniyle ortaya çıkar. Ancak nadir durumlarda yüksek PTH seviyeleri paratiroid kanserini de gösterebilir; bu da paratiroid bezlerinin kötü huylu bir hastalığıdır. Bu durum aşırı PTH üretimine yol açarak hiperkalsemiye neden olur. Paratiroid kanseri son derece nadir olup primer hiperparatiroidizm vakalarının %1’inden daha azını oluşturur. Bu yüzden yüksek PTH seviyesi hiperparatiroidizmin bir belirtisi olsa da genellikle kanserin belirtisi değildir.

    Parathormon yüksekliği nasıl düşürülür?

    Yüksek paratiroid hormonu seviyeleri aşırı aktif paratiroid bezlerinin cerrahi olarak çıkarılmasıyla düşürülebilir. Bu işlem birincil hiperparatiroidizm için en etkili tedavi yöntemidir. İkincil hiperparatiroidizmde ise yüksek hormon seviyelerinin sebebi olan durumu düzeltmek önemlidir; bu genellikle D vitamini eksikliği veya kronik böbrek hastalığı olabilir. Bu durumda D vitamini takviyesi fosfat bağlayıcı ilaçlar veya PTH salgısını azaltan cinakalcet gibi ilaçlar kullanılabilir. Düzenli takip ve kişiye özel tedavi planları da başarılı bir yönetim için oldukça önemli.

    Parathormon kaç olursa ameliyat gerekir?

    Ameliyat birincil hiperparatiroidizmde yüksek paratiroid hormonu seviyeleriyle ilişkili olarak böbrek taşı, osteoporoz ya da sinir-kas problemleri gibi belirtiler ortaya çıktığında önerilir. Eğer belirtiler yoksa serum kalsiyumu normalin 1 mg/dL üzerinde ise, kemik yoğunluğu T-skoru -2.5’in altındaysa, kreatinin temizliği 60 mL/dakika’nın altında ise veya hasta 50 yaşından küçükse cerrahi müdahale düşünülür. İkincil hiperparatiroidizmde ise, paratiroid hormonu seviyeleri 800 ng/L’nin üzerinde ve tıbbi tedaviye yanıt vermiyorsa ya da renal osteodistrofi ya da kalsifilaksi durumlarında ameliyat yapılması gerektiği belirtiliyor.

    D vitamini eksikliği parathormonu yükseltir mi?

    Evet D vitamini eksikliği paratiroid hormon (PTH) seviyelerini yükseltiyor. D vitamini seviyeleri yeterli olmadığında bağırsaklarda kalsiyum emilimi azalıyor ve bu da kandaki kalsiyum seviyesinin düşmesine yol açıyor. Bunun üzerine paratiroid bezler daha fazla PTH salgılayarak kalsiyum dengesini korumaya çalışıyor; bu duruma sekonder hiperparatiroidizm deniyor. PTH’deki bu artış kemiklerden kalsiyum salınımını artırarak kan kalsiyum seviyesini yükseltmeyi amaçlıyor. Yani D vitamini seviyelerini yeterli tutmak PTH’yi düzenlemek ve kemik sağlığını korumak için oldukça önemli.

    Parathormon yüksekliği belirtileri nelerdir?

    Yüksek paratiroid hormonu (PTH) seviyeleri hiperparatiroidizme yol açabilir ve bu durum bazı belirtiler gösterir. Bu belirtiler arasında kemiklerde ağrı veya hassasiyet, depresyon, unutkanlık, yorgunluk, böbrek taşları, sık idrara çıkma, bulantı ve iştah kaybı yer alır. Ayrıca kas zayıflığı, kabızlık, karın ağrısı ve konsantrasyon güçlüğü gibi durumlar da görülebilir. Bu belirtiler aşırı PTH’nin kalsiyum metabolizması üzerindeki etkileri sonucu ortaya çıkar ve bu da hiperkalsemi gibi sorunlara neden olur.

    Paratiroid hormonu neden yüksek çıkar?

    Yüksek paratiroid hormonu (PTH) seviyeleri genellikle paratiroid bezlerinden birinin ya da birkaçının aşırı çalışmasından kaynaklanır. Bu durum çoğunlukla iyi huylu bir tümör veya bezin büyümesi nedeniyle ortaya çıkar ve aşırı PTH üretimine yol açar. İkincil hiperparatiroidizm kronik böbrek hastalığı ya da D vitamini eksikliği gibi durumlarda düşük kalsiyum seviyeleri nedeniyle oluşur; bu da paratiroid bezlerinin kalsiyum dengesini sağlamak için PTH salgısını artırmasına sebep olur. Tersine üçüncül hiperparatiroidizm uzun süreli ikincil hiperparatiroidizmin paratiroid bezlerini bağımsız bir şekilde aşırı aktif hale getirmesiyle ortaya çıkar ve bu bezler ilk neden düzeltildikten sonra bile yüksek PTH üretmeye devam eder.

    PTH seviyeleri vücutta hangi fonksiyonları düzenler?

    Parathormon (PTH), vücuttaki kalsiyum ve fosfat dengesini düzenler. Kemiklerde rezorpsiyonu artırarak kalsiyum seviyelerini yükseltir, böbreklerde kalsiyum geri emilimini destekler ve D vitaminini aktive ederek bağırsaktan kalsiyum emilimini artırır. Ayrıca böbreklerde fosfat geri emilimini azaltarak fosfat atılımını artırır.

    Parathormon yüksekliği hangi hastalıkların belirtisidir?

    Yüksek parathormon (PTH) seviyeleri öncelikle primer, sekonder ve tersiyer olmak üzere üç şekilde görülen hiperparatiroidizm ile ilişkilidir. Primer hiperparatiroidizm genellikle iyi huylu bir adenom nedeniyle oluşur, hiperkalsemiye yol açar ve kadınlarda (%1.18) erkeklere (%0.48) göre daha sık görülür (%0.84 genel prevalans). Sekonder hiperparatiroidizm, D vitamini eksikliği veya kronik böbrek hastalığı (KBH) gibi durumlarla ilişkilidir; azalmış kalsitriol sentezi ve hiperfosfatemi nedeniyle aşırı PTH üretimi gözlenir. Tersiyer hiperparatiroidizm ise uzun süreli sekonder hiperparatiroidizm sonrası paratiroid bezlerinin bağımsız hale gelmesiyle, genellikle uzun süreli KBH hastalarında görülür. Yüksek PTH seviyeleri ayrıca kardiyovasküler mortalite artışıyla ilişkilidir; Örneğin en yüksek PTH çeyreğindeki hastalar, en düşük çeyrektekilerle karşılaştırıldığında kardiyovasküler ölüm riskinde 2.47 kat artış göstermiştir. Bu nedenle yüksek PTH seviyelerinin izlenmesi ve yönetimi, osteoporoz, böbrek taşı ve kardiyovasküler olaylar gibi komplikasyonları önlemek açısından kritik öneme sahiptir.

    Parathormon düşüklüğü kalsiyum dengesini nasıl etkiler?

    Düşük PTH seviyeleri (hipoparatiroidizm), kalsiyum dengesini bozarak böbreklerde kalsiyum geri emilimini azaltır ve kemiklerden kalsiyum salınımını düşürür, bu da hipokalsemiye neden olur. Hipoparatiroidizm vakalarının %75’i boyun cerrahisi sonrası gelişir ve bu durumun yaygınlığı 100.000’de 24’tür. Hastaların çoğu normal kalsiyum seviyelerini korumak ve kas krampları ile karıncalanma gibi semptomları önlemek için günlük kalsiyum ve aktif D vitamini takviyesine ihtiyaç duyar. Buna rağmen, hastaların %23’e kadarı düşük yaşam kalitesi bildirmektedir. Serum kalsiyum ve fosfat seviyelerinin düzenli takibi kritik önemdedir; kalsiyum seviyelerinin referans aralığının alt kısmında veya biraz altında tutulması, ektopik kalsifikasyon gibi komplikasyonları önlemek için gereklidir. Ayrıca hipoparatiroidizm böbreklerden fosfat atılımını azalttığı için hiperfosfatemiye yol açabilir ve bu durum kalsiyum dengesini daha da zorlaştırır.

    Yüksek veya düşük PTH seviyeleri nasıl tedavi edilir?

    Yüksek PTH seviyeleri (hiperparatiroidizm), genellikle aşırı aktif paratiroid bezinin cerrahi olarak çıkarılmasıyla tedavi edilir ve çoğu vakada bu yöntem kesin çözüm sağlar. Cerrahiye uygun olmayan hastalarda, kalsiyum seviyelerini kontrol etmek için bifosfonatlar ve kalsimimetikler gibi ilaçlar reçete edilebilir. Düşük PTH seviyeleri (hipoparatiroidizm) ise genellikle kan kalsiyum seviyelerini normal tutmak için oral kalsiyum ve aktif D vitamini takviyeleriyle tedavi edilir. Standart tedavilerin yetersiz olduğu durumlarda, parathormon replasman tedavisi de düşünülebilir. Her iki durumda da düzenli takip ve kişiye özel tedavi planı uygulanması önemlidir.

    PTH seviyelerinin düzenlenmesi için hangi testler yapılır?

    PTH (Parathormon) seviyelerini düzenlemek için çeşitli testler yapılır: Kan Testleri, kalsiyum, PTH, fosfor, kreatinin ve D vitamini seviyelerini ölçerek paratiroid fonksiyonlarını ve kalsiyum dengesini değerlendirir. İdrar Testleri, 24 saatlik idrar toplama yöntemiyle kalsiyum ve kreatinin atılımını analiz ederek anormal kalsiyum seviyelerinin nedenini belirler. Kemik Yoğunluğu Taramaları, Dual-enerji X-ray absorbsiyometrisi (DEXA) ile kemik mineral yoğunluğunu ölçerek, PTH seviyelerindeki düzensizliklerin yol açabileceği osteoporozu tespit eder. Görüntüleme Testleri, ultrason, BT, MR veya sestamibi taramaları kullanarak ameliyat öncesi aşırı aktif veya büyümüş paratiroid bezlerini lokalize eder. Bu testler, hiperparatiroidizm gibi durumların teşhisinde ve tedavisinde yol göstericidir.

    Call Now Button